Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Şikayet dilekçesinin 6100 Sayılı H.M.K.nın 119. maddesinde yazılı şartları taşıması aranmaz.

Yanıt
Old 25-01-2016, 17:50   #1
av.blntdstc

 
Önemli Şikayet dilekçesinin 6100 Sayılı H.M.K.nın 119. maddesinde yazılı şartları taşıması aranmaz.

İmzaya ve borca itiraz teknik anlamda dava olmadığından şikayet dilekçesinin 6100 Sayılı HMK' nın 119. maddesindeki şekil şartlarına uyması aranmaz. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik anlamına gelecektir ki bu tutum hukuk kurallarının gayesi ile bağdaşmaz. Şöyle ki:

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
ESAS NO. 2013/12-2195
KARAR NO. 2015/1141
KARAR TARİHİ. 1.4.2015

>İCRA MAHKEMELERİNDE UYGULANACAK YARGILAMA USULÜ---İMZAYA VE BORCA İTİRAZ DAVASI---AŞIRI ŞEKİLCİLİK

2004/m.169/a,170

6100/m.119


ÖZET : DAVA; imzaya ve borca itiraz istemine ilişkindir. Şikayetçi tarafça icra mahkemesine yapılan başvuru, İ.İ.K.nın 169/a ve 170. maddelerine dayalı borca ve imzaya itiraz istemine dair olup, bu başvurunun H.M.K.anlamında bir dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir ve bu sebeple de H.M.K.nın davaya dair kuralları somut olayda mutlak anlamda uygulanamaz ve şikayet dilekçesinin 6100 Sayılı H.M.K.nın 119. maddesinde yazılı şartları taşıması aranmaz.

İcra mahkemelerinin yargılama usulleri İ.İ.K.da düzenlenmiştir buna göre, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ve uygun düştüğü ölçüde H.M.K.nın hükümleri uygulanır.

Borçlunun imzaya itiraz dilekçesinde alacaklı asilin adresinin gösterilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olur. Kaldı ki tensip zaptının tebliğiyle alacaklı banka vekilinin de davaya karşı beyanlarını bildirdiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, 6100 Sayılı H.M.K.nun 119/b maddesi gereğince verilen kesin süreye rağmen taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

DAVA : Taraflar arasındaki "imzaya ve borca itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 14.2.2013 gün ve 2012/1024 E. 2013/62 K. sayılı kararın incelenmesi davacı asil tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2.5.2013 gün ve 2013/7553 E. 2013/16824 K. sayılı ilamı ile:

(... Alacaklı Finansbank A Ş vekili tarafından 2 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra Mahkemesine başvurarak, dayanak bonolardaki imzaya ve borca itirazlarını bildirdiği, anlaşılmıştır.

İcra mahkemesine yapılan başvuru, İ.İ.K. nun 169/a ve 170. maddelerine dayalı borca ve imzaya itiraz olup, Anılan başvuru ise Medeni Usul Hukuku anlamında dava olmadığından H.M.K.nun davaya dair kuralları mutlak anlamda uygulanmaz. Bu itibarla karşı tarafın yanlış gösterilmesi veya hiç bildirilmemiş olmasının sonuca etkisi yoktur, icra mahkemesi, şikayetle ilgili kişileri icra dosyasına göre saptama ve onları duruşmaya çağırıp görüşlerini alma ve varsa delillerini incelemekle yükümlüdür.

Borçlunun imzaya itiraz dilekçesinde alacaklı asilin adresinin gösterilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olur. Kaldı ki tensip zaptının tebliğiyle alacaklı banka vekilinin de davaya karşı beyanlarını bildirdiği anlaşılmaktadır.

O halde mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, 6100 Sayılı H.M.K.nun 119/b maddesi gereğince verilen kesin süreye rağmen taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

H.G.K.nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; imzaya ve borca itiraz istemine ilişkindir.

Davacı-borçlu asil. davalı-alacaklı tarafından aleyhine başlatılan icra takibine konu bonolar üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, kendisinin takip alacaklısı davalıya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, takip konusu bonolar altındaki imzaların kendisinden sadır olmadığının tespitiyle takibin iptalini, haksız takip sebebiyle davalı-alacaklının %20 inkar tazminatını ödemesini talep ve dava etmiştir.

Davalı-alacaklı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, dava dilekçesinde davalı asilin açık adresinin bildirilmediği, H.M.K.nın 119/1-b maddesine göre davacıyla davalının adreslerinin davanın görülebilmesi koşulu olduğu, davalı asilin adresinin bildirilmesi için, davacıya bir haftalık kesin sürenin verildiği ancak süresinden sonra davacı tarafça adresin mahkemeye bildirildiğinden bahisle davanın H.M.K.119/son maddesi gereğince açılmamış sayılmasına dair verilen karar, davacının temyizi üzerine, Özel Dairece yukarda açıklanan sebeplerle bozulmuştur.

Mahkemece, H.M.K.nın 119. maddesinin emredici nitelikte olup içtihatlarla veya yargı kararlarıyla esnetilmesinin olanaksız olduğu, güncellenmiş adresi belirleme ödevinin dava açan kimseye ait bulunduğu, yargıcın yanlar yerine geçerek adres belirlemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.

Direnme kararı, davacı asil tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay H.G.K. önüne gelen uyuşmazlık: davacının talebinin niteliğinin belirlenmesiyle varılacak sonuca göre H.M.K.nın 119. maddesi uygulamasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bir dava dilekçesinde nelerin yer alacağı 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (H.M.K.'nun 119. maddesinde gösterilmiştir. Buna göre dava dilekçesinde şu hususlar bulunur.

1-) Görevli ve yetkili mahkemenin adı

2-) Davacıyla davalının adı, soyadı ve adresleri

3-) Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası

4-) Varsa tarafla kanuni temsilcileri ve davacı vekilinin ad ve soyadlarıyla adresleri

5-) Davanın konusu ve malvarlığı haklarına dair davalarda, dava konusunun değeri

6-) Davacının iddiasının dayanağı olan Dütün vakıaların açık özetleri

7-) iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği

8- Dayanılan hukuki sebepler.

9-) Açık bir şekilde talep sonucu

10) Davacının, varsa kanuni temsilci yahut vekilinin imzası

11) Davacıyla davalının adı, soyadı ve adresleri

H.M.K.nın 119/1/b maddesine göre, dava dilekçesine tarafların ad ve soyadlarıyla adreslerinin yazılması gerekir. Dava dilekçesinde davalının adı, soyadı veya adresi yazılmamışsa, hakim davacıya bu eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir: eksiklik bu süre içinde tamamlanmazsa, dava açılmamış sayılır Buradaki adres, dava sırasında kendisine yapılacak olan tebligat adresidir. Bu adres, ev adresi, işyeri adresi veya başka bir adres de olabilir. Davalının adresi bilinmiyor ise, davacı, dava dilekçesine davalının adresini yazamaz. Bu halde, dava dilekçesi davalıya ilanen tebligat yoluyla tebliğ edilir.

İcra mahkemelerinde H.M.K.nın uygulanması konusuna gelince, icra mahkemesi 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 4. maddesinde düzenlenmiş olan ve münhasıran icra ve iflas işleri için kurulmuş bulunan özel bir yargı organıdır, icra mahkemelerinin yargılama usulleri İ.İ.K.da düzenlenmiştir buna göre, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ve uygun düştüğü ölçüde H.M.K.nın hükümleri uygulanır. H.M.K.nın çatısını "dava" yargılaması oluşturur, icra mahkemelerinde ise ağırlıkla borçlu, alacaklı ve üçüncü kişilerin, belli bir takip dosyasıyla sınırlı olarak, icra hukuku kurallarının yanlış uygulandığı iddiaları "şikayet" yoluyla incelenir. İcra mahkemesinde "dava" yoluyla inceleme 2004 Sayılı İcra ve iflas Kanunu'nun 68. 68a, 97-99, 228. maddelerinde sayılan birkaç özel durumla sınırlı olup "şikayet" yolunun "dava" olarak nitelendirilmesine olanak bulunmamaktadır.

İcra Mahkemesi'nde uygulanacak yargılama usulüne dair hükümler, İ.İ.K.nın 16,17 ve 18. maddelerinde düzenlenmiştir. İ.İ.K.nın 18. maddesi hükmüne göre, "icra mahkemesine arzedilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde basit yargılama usulü uygulanır. Şu kadar ki, talep ve cevaplar dilekçeyle olabileceği gibi icra mahkemesine ifade zaptettirmek suretiyle de olur.

Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder: duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir.

Duruşma yapılmayan işlerde icra mahkemesi, işin kendisine geldiği tarihten itibaren en geç on gün içinde kararını verir. Duruşmalar, ancak zorunluluk halinde ve otuz günü geçmemek üzere ertelenebilir".

Anılan maddeyle yargılamada "basit yargılama usulü'nün uygulanacağını belirtilmiş, ayrıca talep ve cevapların şekliyle duruşmaya dair hükümler sevkedilmiştir. Buna göre, İ.İ.K.daki düzenlemenin özel niteliği gereğince şikayet yoluna başvurmada dava dilekçesiyle ilgili H.M.K.hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

Ancak bu düzenlemenin yanı sıra, aksine düzenlemeler de mevcuttur. Nitekim kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takipte ödeme emrine yönelik şikayetin dilekçeyle ve icra dairesine yönelik olarak yapılması gereklidir. Bu cümleden hareketle, borçlunun icra mahkemesine başvurusu İ.İ.K.nın 16. maddesi kapsamında şikayet olup, H.M.K.anlamında dava niteliğini taşımaz. Şikayette yargılama usulü İ.İ.K.nın 18. maddesindeki hükümlere tabidir.

Şikayetçi tarafça icra mahkemesine yapılan başvuru, İ.İ.K.nın 169/a ve 170. maddelerine dayalı borca ve imzaya itiraz istemine dair olup, yukarıdaki açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde, bu başvurunun H.M.K.anlamında bir dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir ve bu sebeple de H.M.K.nın davaya dair kuralları somut olayda mutlak anlamda uygulanamaz ve şikayet dilekçesinin 6100 Sayılı H.M.K.nın 119. maddesinde yazılı şartları taşıması aranmaz.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, H.G.K.nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu sebeple direnme kararı bozulmalıdır.


SONUÇ : Davacı asilin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcın yatırana iadesine, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 28-01-2016, 12:24   #2
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Bu kararı iki yönden eleştiriyorum:

İlki, usul hukuku yargılamanın bir şekle tabi olduğunu belirtir. Kanunkoyucu bunun için HMK'yı düzenlemiştir.

Bir usul kuralı yasaya girmişse, bunun yerine göre aşırı olduğunu ileri sürmek, Yargıtay kararı ile mümkün olmasa gerek...

Yasa maddesini ben de eletiriyorum bana göre de bazı noktalarda aşırı şekil istiyor. Ancak yürürlüğe girmiş bir kere...

İkincisi ise şudur; bu konuda şekle bağımlı olsaydık. Yani gerçekten şekli kurallar egemen olsaydı, mesleğin kıymeti artardı...

Bu karara tek cümle ile alay geçseydim, şunu derdim: Sanki bahse konu kurala diğer davalarda uygulanıyor...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İİK 44 ve İİK 337/a Maddesinde Ticareti Terk Edenleri Şikayet ederken Uygulanacak Usul ve Yöntem Nedir ? tiryakim Meslektaşların Soruları 12 05-11-2012 18:57
Mülga 765 sayılı kanunun 209/1. maddesinde tanımlanan suça ilişkin zamanaşımı süresi nedir strider Meslektaşların Soruları 1 09-10-2012 09:03
İİK 44 ve İİK 337/a Maddesinde Ticareti Terk Edenleri şikayet Ederken Asgari Ücret Limiti Uygulanır mı ? tiryakim Meslektaşların Soruları 0 08-08-2012 12:20
6100 sayılı HMK'nın 127'nci maddesinde göre cevap süresinin uzatılması talebinin reddi halinde yeni uygulamaya göre dilekçe sunulması Avukat-35 Meslektaşların Soruları 1 12-01-2012 12:44
Aile içi şiddetin takibi için şikayet aranmaz Av.Sever Köz Hukuk Haberleri 2 31-03-2008 12:19


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04932094 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.