Yaşamın Sponsoru !

Yasami sponse edenin sevgi ve ask oldugu gorusune tek basina ben de katilamiyorum. Tipki yasam sponsorunun tek basina huzur ve mutluluk oldugu gorusune de katilamadigim gibi. Zira bu 2 gorus birbirine taban tabana zit. sevgiyi bir kenarda bekletecek olursak askin oldugu yerde mutluluktan evet ama asla huzurdan bahsetme olanagi yok. ask ki bir delilik halidir ve ben delinin huzurlu olanina rastlamis degilim.
ama bzailari icin daima, bazilari icinse zaman zaman yasamin merkezi haline gelebiliyor, bu tum insanlik icin gecerli. ve ask in oldugu yerde coskulu bir yasam surecinin yasandigi da gercek, demek ki zaman zaman sebep (sponsor) bu olabiliyor.. Huzur da yine coklukla pesinden kostugumuz bir durum." huzurlu olabilmek adina arayis" bu anlamiyla bakildiginda bir baska sponsor.
bu 2 ornegin de disina cikarak baska baska kisiler icin baska baska sponsorlar da bulmak mumkun..
1-para
2-kariyer
3-saglik
4-eglence
5-futbol(erkekler icin)
6-alisveris (hic itiraz etmeyin-hepimiz icin
7-vs. vs. sonsuz uzerin n


sayisiz insan tabiati icin sayisiz ornekler vermek mumkun.

"olmazsa olmaz " addedilen..

Ben en eski tezimi yineliyorum. Bizi yasamaya iten, nefes almak icin bunca mucadele verdirten yasadigimiz sureci anlamlandirma kaygisini yasatan tek sey; bir gun "ölecegimiz" gercegidir.

Son nefesimizi bir gun verecegimizi bilmiyor olsaydik, boyle bir son olmasaydi; yasam tartisilir ya da anlamlandirilmaya calisilir olmaktan, kiymeti bilinir ve uzerinde durulur bir kavram olmaktan da uzak olacakti.

diger tezlerimin hepsini rafa kaldiriyorum
irvin yalom a katiliyorum. (kitabini buldugumda daha guclu kanitlar ortaya koyabilirim inancindayim.)

(ps.habibe hn. hangi kitabiydi hatirliyor musunuz?)

Sn.Sehper,

Ölüm ve insanın daha anlamlı yaşamak için verdiği kişisel mücadeleler üzerine olan kitap sanırım galiba "Annem ve Hayatın Anlamı"olmalı..

Sevgiler

Neredeyse dört yıl geçmiş aradan. Konu tesadüfen gözüme ilişti. Bu forumu ve yazdıklarımı 3. bir kişi imiş gibi okudum, ilginçti

Bu aralıkta sponsoru tespit edebilen oldu mu? Yahut içtihat birliğine varıldı mı?

Saygılarımla..

Oksijendir

Bilgelik

Alıntı: Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL Neredeyse dört yıl geçmiş aradan. Konu tesadüfen gözüme ilişti. Bu forumu ve yazdıklarımı 3. bir kişi imiş gibi okudum, ilginçti Bu aralıkta sponsoru tespit edebilen oldu mu? Yahut içtihat birliğine varıldı mı?

Neredeyse sekiz yıl geçmiş aradan. Konu tesadüfen gözüme ilişti. Bu forumu ve yazdıklarımı 3. bir kişi imiş gibi okudum, ilginçti

Bu aralıkta sponsoru tespit edebilen oldu mu? Yahut içtihat birliğine varıldı mı?

"Sponsor" sözcüğünün, "destekleyici", "sürmesini sağlayıcı" anlamına geldiğini dikkate aldığımda, "yaşamın sponsoru"nun iki şey olabileceğini düşünüyorum:

1- Ölüm bilinci (Öleceğini bilmek-ölümün bilinmezliği-yarattığı korku)
2- Cinsellik (hormonlar)

İlkinden daha önce sözedilmiş:

Alıntı: Yazan Av.Şehper Ferda DEMİREL Iddiali olacak ama dusundum tasindim karar verdim Yasamin tek bir gercek sponsoru vardir: O da "OLUM" dur. Daha dogru ifade etmek gerekirse "olum korkusudur". Tum etkinlik cabalarimiz, tum yarina kalma istegimiz, tum cabamiz bundan. Bir psikoloji kitabinda okudugum ama yazarini animsamadigim bir cumleyi animsadim simdi. Diyordu ki yazari; bizi gercek anlamda yasama baglayan olum fikridir. Olum fikri ya da ondan korkmak kotu gibi gorunse de ayni gucle bizi yasama bagladigindan olumden korkmak olmasa da olum fikrini hep zihnimizde tutmak zararli degil aksine yararlidir. Sayin Admin, Bu fikri begendiniz mi? Sevgilerimle Av.Sehper

Benzer düşünceler bir şiirde de dile getirilmiş:

Alıntı: saatlerce susabilirim ya da sabaha dek konuşabilirim hep aynı şey söylenir aslında “yaşamak istiyorum” tek gerçek kavga yaşamla ölüm arasında 25.07.2000

Ölüm bilincinin insanı yaşama bağladığı, yaşamını sürdürme savaşının temel nedeni olduğunu düşünüyorum.
Bu konuda binlerce tabutu dolduracak söz söylenebilirse/yazılabilirse de, ölümden konuşmak insanları huzursuz ettiğinden susuyorum/yazmıyorum.

İkincisine gelirsek:
Hormonlardan oluşan futbol takımı, her yıl şampiyon olamasa da hep kümede kalmayı, dolayısıyla ilk nedenle bağlantılı bir biçimde yaşamın sürdürülmesini amaçlar. Cinselliğin amacı, çoğalmak, bir anlamda ölmemektir. Bu açıdan insanların diğer memelilerden bir farkının bulunmadığnı D.Morris "Çıplak Maymun"da çok güzel açıklamış. Cinsellik içeren diğer tüm kavramlar (sevgi, aşk, romantizm vb.), beynimizin uydurmalarıdır. Bu konuda da binlerce yatağı doldurulacak söz söylenebilir/yazılabilir.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ sevgi, aşk, romantizm beynimizin uydurmalarıdır.

Ne mutlu ki kalbimiz bu uydurmalara inanmaktadır.

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Ne mutlu ki kalbimiz bu uydurmalara inanmaktadır.

Uyduran ve (kendisinin ya da başka beyinlerin) uydurduğuna inanan beynimizdir. Kalp sadece kanı pompalar. Aşkın simgesinin kalp değil, cinsel organlar olması gerekirken, RTÜK kaygısıyla aslında rengi ve biçimi kalbe benzemeyen bir simge uydurulmuş.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Kalp sadece kanı pompalar.

Ama sevgiliyi gördüğünde daha hızlı pompalar. Sevgiliyi görmediğinde de kendini bıçaklar.

Beyin kalp atışlarına karışmaz.

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Ama sevgiliyi gördüğünde daha hızlı pompalar. Sevgiliyi görmediğinde de kendini bıçaklar. Beyin kalp atışlarına karışmaz.

Kalbe hızlı atmasını, bedene (belki birazdan gerekeceği için ) daha fazla kan pompalamasını söyleyen de beyin. Herşeyi beyin yapıyor, yaptırıyor; kalp ve cinsel organlar masum.

Hem, çarpıntı ya da taşikardiyi nasıl yorumlayacağınızı belirleyen de beyin. Salt gerçek, özellikle kadınlar üzerinde yeterince etki yapmazdı.

Yanıt ölüm olsa idi, hiçkimse çalışmaz, bulduğunu yer, işi gücü gezmek yeni yerler görmek, yan gelip yatmak olurdu. Yaşamın sürmesinde insanoğlunun katkısı hiçe sayılamayacağı için yaşıyor ve çalışıyoruz.

Sevginin ve aşkın sembolü içinse cinsel organlar gerçekten çok kötü bir fikir. Sponsorumuz yalnızca hormonlar olsa ve bu hormonlara bağlı olarak yaşamın sürmesini düşündüğümüzde ise, görüşler, konuşmalar, hayata bakış anlamını yitirir, doğurganlığa yönelirdik. Geniş kalçalar, ya da kadının süt verme oranı, kaç çocuğu olduğu vs. Ya da erkeğin performansına göre ayarlardık kalp atışımızı.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Kalbe hızlı atmasını, bedene (belki birazdan gerekeceği için ) daha fazla kan pompalamasını söyleyen de beyin. Herşeyi beyin yapıyor, yaptırıyor; kalp ve cinsel organlar masum. Hem, çarpıntı ya da taşikardiyi nasıl yorumlayacağınızı belirleyen de beyin. Salt gerçek, özellikle kadınlar üzerinde yeterince etki yapmazdı.

Beyin , bedenin gereksinimine göre sinyal gönderir ve çalışır. Tek suçlu değildir. Durup dururken gecenin bir yarısı, cinsel organlara emir göndererek sokağa çıkartan, bulduğu ilk kadına aynı hormonların etkisi ile aşık olan da cinsel organlar değildir.

Yanıt:Yaşamın sponsoru gereksinimlerdir, bir diğer şekilde anlatacak olursam, yaşamın kendisidir.

Demli bir çay içerken olabilir, ya da bir kitap okurken, fotoğraf çekerken, müzik dinlerken... Tüm bunları yaparken başka bir yerde değilse kafam, işte o an ne yapıyorsam, sponsorumdur benim.