küçük bir öykü

Savaşın en kanlı günlerinden biriydi. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir saniye bile siperden çıkaramayacağı yoğun bir ateş altındaydılar.

Asker teğmenine koştu hemen:

“Komutanım, bir koşu arkadaşımı alıp geleyim mi? “

“Delirdin mi?" der gibi baktı teğmen...”Gitmeğe değmez oğlum, arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile.
Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın! “

Ama asker o kadar ısrar etti ki, teğmen izin vermek zorunda kaldı.

“Peki, dene bakalım!”

Asker yoğun ateş altında fırladı siperden ve mucize eseri, arkadaşının yanına kadar gitti, yaralı arkadaşını sırtlandığı gibi taşıdı.

Birlikte siperin içine yuvarlandılar Teğmen koşup yaralıya bir göz attı ve nefes nefese bir kenara yıkılmış askere döndü:

“Sana hayatını tehlikeye atmaya değmez, dememiş miydim! Bu zaten ölmüş...”

“Değdi komutanım, değdi! “ dedi asker.

“Nasıl değdi, arkadaşın zaten ölmüş, görmüyor musun?”

“Gene de değdi komutanım, çünkü yanına vardığımda henüz
yaşıyordu...Ve onun son sözlerini duymak, dünyalara bedeldi benim için...”

Ve, hıçkırarak, arkadaşının son sözlerini tekrarladı:

"Geleceğini biliyordum"

harika ve çok duygusal....

çok teşekkürler merhaba..

harika etkileyici bir öykü...dostluk gibisi yok

DOSTLUKLAR EMEK İSTER..********** Ekonomik kaygılar ve sosyal kargaşalarımızın
arasında..,böylesine CAN ..verecek kadar değerli özgün ve de<... -HAS-...>sevgileri olması harkulade birşey..
sn; -merhaba-.. ,böylesine candan ve can verilecek kadar asil dostlar ve dostluklar
acaba mitolojilerde mi kaldı..
METROPOL kent yaşamı,ruhumuzdan birşeyleri kopara kopara çekip almakta,ve biz buna müdeahale bile edemeden, günler şimşek hızıyle geçip gidiyor takvim yapraklarında..
-senden daha çok kazanmalıyım..
-senden daha iyi mevkiide olmalıyım..
-senden daha mutlu olmalıyım..
gibi egolar ilşe iç içe yaşamaya başladık..
Dilerim vardır bu kriterlerde dostluklar..
ama ben dostluklarda bu içtenliğin kurulabilmesi ve de korunabilmesi için,
EMEK gerektiğini düşünüyorum..
yazınız için çok teşekkürler..
Nilgün Çakıcı-Bursa

- BİR SEVGİ YAZISI-
Hazır konu dostluklardan açılmışken,bir makaleden aklımda kalanları yazacağım.
**************************************************
**************************************************
Ülkelerden birinde çok güzel,uzun,bukle bukle sarı saçları olan GÜZEL bir kız yaşarmış.
bir de onu çok mu çok seven genç bir delikanlı..onun tek serveti de babadan kalma CEP SAATİymiş.
Birgün kız sabah yataktan alel acele ve telaşla uyanmış..ve tanışma yıldönümleri olduğunu hatırlamış.
Bir kuaföre giderek saçlarını kısacık kestirerek satmış,parası ile de sevdiği adamın cep saatine ALTIN BİR KORDON almış.
Delikanlı da bir antikacıya giderek saatini satmış ve sevdiği kızın bukle ,bukle sarı saçlarına,ALTIN TOKA ..almış..
Akşam olup da ,buluşacakları saatler yaklaştıkça ikisi de verecekleri hediyenin sevdiği insanı ne kadar sevindireceğinin verdiği heyecan ve mutlulukla sabırsızlanmış..
Kapı çalınınca,kız heyecanla kapıyı açmış..,delikanlı kızı görünce sendelemiş ve ilk sözü
-saçlarına ne yaptın? olmuş..
Sana zincir aldım.!.hadi uzat bana saatini de takayım zinciri...
delikanlı sevdiği kıza sımsıkı sarılarak;
-ben de sana saç tokası almıştım..
ama olsun,.boşver bunları..ÖNEMLİ OLAN -SEVGİMİZDİR-demiş..
böylesine temiz ve de -has- sevgiler dilerim hepimize..
nilgün çakıcı
************************************************

İşte bence bu olay insanalrın birbirine sevgi gösterileri olarak ilede hedıyel ralınıp verılmelidir dayatmasının bir eseridir. Zaten o yüzden değilmidir onca sözde özel gün ( 14 Şubat - Anneler günü vss..) Bence bunlar kapitalizmin birer oyunu. yukarıdaki hikayede bu çirkin oyuna yazılmış duygusal sömürülerle dolu bir yalandır. Gerçek olan sevdiğinin yanında olmaktır. Ona hediye almak değil..

Şayet güzellik senin içinde yoksa-nereye gidersen git-ve her nerede ararsan ara-onu bulamazsın..
Çünkü özünde olması hgerekir..
GÜZELLİKLER 'LE KALIN...
Nilgün çakıcı-bursa