Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İhtarnameye cevap vermemek

Yanıt
Old 30-04-2012, 14:21   #1
vla

 
Varsayılan İhtarnameye cevap vermemek

Sayın Meslektaşlar,

İhtarnameye cevap vermemenin ihtarnamede yazılı hususların reddi anlamına geleceğine dair bir Yargıtay kararı var mıdır?

İhtarnameye cevap vermemenin hak kaybına neden olabilme gibi bir istisnası var mıdır?

Şimdiden teşekkür ederim.
Old 30-04-2012, 14:47   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Meslektaşlar,

İhtarnameye cevap vermemenin ihtarnamede yazılı hususların reddi anlamına geleceğine dair bir Yargıtay kararı var mıdır?

İhtarnameye cevap vermemenin hak kaybına neden olabilme gibi bir istisnası var mıdır?

Şimdiden teşekkür ederim.
Sayın vla;

Hukukta susma "ikrar" anlamına gelmediği için ihtarnamenin yanıtlanmaması da bu ana kural gereği yazılı hususların kabulü anlamına gelmeyecektir.

Bu konuya ilişkin Yargıtay kararı var mıdır bilemiyorum ancak aramanıza da gerek olmadığı kanaatindeyim.

Saygılarımla..
Old 30-04-2012, 14:57   #3
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Selamlar,

İhtar, yasal olarak zorunlu hallerde karşı tarafa ulaştırılması şart olan , alacak iddialarında karşı tarafı temerrüte düşüren ve faiz başlangıcını belirleyen hukuki işlemdir. Susma, kabul anlamına gelmeyeceğinden ihtara yanıt vermemenin iddianın esasını kabul anlamına gelmeyeceği de açıktır.
Old 30-04-2012, 20:31   #4
AV.HARUN UYANIKOĞLU

 
Varsayılan

Merhaba;
İhtarnameye cevap vermememin ikrar anlamına geldiği bir yargıtay kararı biliyorum
Old 30-04-2012, 20:38   #5
AV.HARUN UYANIKOĞLU

 
Varsayılan

.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 1994/10753
K. 1995/8228
T. 11.10.1995
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, davalının kredi sözleşmesinin kefili olduğunu, borç ödenmediğinden hesabın kat' edilerek takip yapıldığını, takibe itiraz edildiğini iddia ederek, itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında; kefaletten vazgeçtiğini bankaya bildirdiğini, benkaya kredi borcu bulunmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının kefaletten vazgeçtiğini davacı bankaya bildirdiği, bankanın ihtarnameden sonra kullandırdığı kredi nedeniyle davalının bu borçtan sorumlu tutulamayacağı kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Banka vekilince temyiz edilmiştir
Davacı banka tarafından kredi sözleşmesi kefili davalı hakkında yapılan icra takibine karşı davalı tarafından yapılan itirazın iptali için açılan bu davada, davalı-borçlu şirketten kefaletini geri çektiğini ve bu durumu noter kanalı ile davacı bankaya bildirdiğini savunmuş olmasına karşın, davacı, sözkonusu ihtarnamenin tebliğ edilmediğini, tebligat yapıldığı belirtilen evrak memuru Ayşe ... isminde bir kimsenin hiç bir zaman bankada çalışmadığını ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, öncelikle sözkonusu ihtarnamenin tebligat edildiği belirtilen evrak memuru Ayşe ...'in davacının elemanı olup olmadığı araştırılarak, ihtarnamenin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği saptanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.10.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-04-2012, 20:41   #6
AV.HARUN UYANIKOĞLU

 
Varsayılan

Yüksek Dairece;Bankanın kefillikten vazgeçme ihtarnamesine cevap vermemesi vazgeçmeyi kabul anlamına geleceği kabul ediliyor
Old 01-05-2012, 10:00   #7
yılmazkan

 
Varsayılan

Yukarıda değerli üstadlarımın dediği gibi susma hukukta red anlamına gelir diye biliyorum. Nitekim HMK 128'de davaya süresinde cevap vermemeye iddiaların tümünün reddedildiği sonucu bağlanmıştır. Ancak karşılaştığım bir hizmet tespiti davasında(kendi dosyam değildir), davadan önce çekilen ihtarnameye itiraz edilmediği için belirtilen hususların kabul edildiği yönünde bilirkişi raporu verilmiş, mahkemece de bu rapora itibar edilmişti. Buna gerekçe olarak ihtarnamede 'verilen süre içerisinde yanıt verilmezse iddiaları kabul etmiş sayılacaksınız' ibaresinin olması ve karşı tarafın da bu süre içerisinde cevap vermemiş olmasıdır. Bu ibareye kabul anlamına gelecek kadar ağır sonuç bağlamak hukuka ve ispat kurallarına açıkça aykırıdır bence.
Old 01-05-2012, 10:18   #8
Admin

 
Varsayılan

Ben de cevap veren meslektaşlarımızın çoğunluğuna katılıyorum: Bir ihtara cevap vermemek kabul anlamına gelemez, red/inkar anlamında algılanmalıdır.

Sn. AV.HARUN UYANIKOĞLU'nun eklediği kararın (hatta belki dosyanın) tamamını okumak gerekebilir diye düşünüyorum, zira eklenen metinde ben ihtara cevap vermemenin kabul anlamına geleceğine ilişkin bir durum tesbiti göremedim. Benim o metinden anladığım, kefilin ihtarı bankaya tebliğ edilmiş ise, tebliğ ile beraber müteakip borçlar için kefalet taahhüdü sona ereceğinden, kefilin bu tarihten sonra alınacak borçlardan sorumlu olmayacağıdır ki, bu tesbitin bizim tartıştığımız olayla bir bağlantısı yok gibi gözüküyor.
Old 02-05-2012, 22:55   #9
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın Admin,

Aslında kefilin ihtarından sonra müteakip borçlardan kefalet mesuliyeti ortadan kalkmamaktadır. Zira, kefil tek taraflı beyanıyla akdi yükümlülüklerini bertaraf edemez. Kararda bankanın "iyi niyetli" olmadığı çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır. Ne var ki Yargıtay bu kararından dönmüş olup sonraki tarihli (özellikle HGK ) kararlarında tersini açıkça ortaya koymaktadır.

Kaldı ki sizin de belirttiğiniz gibi bu varılan hüküm istisnai ve olaya özgün bir değerlendirme olup, Sayın üyenin bahsettiği gibi susmanın ikrar anlamına geldiğine dair karardan bu konuda bir genelleme olduğu ileri sürülemez. Örneğin, Borçlu olduğuna dair ihtara cevap vermeyen bir kişiye karşı açılan davada ispat yükü yine davacıda olup, cevap vermeyen davalının ispat yükü bulunmamaktadır.
Old 03-05-2012, 07:50   #10
AV.HARUN UYANIKOĞLU

 
Varsayılan

Merhabalar;
Susma ikrar anlamına gelmez.Ben de aksini iddia etmiyorum.Yanlış anlaşılmış ise beyanımı düzeltiyorum.

Yargıtay'ın bu kurala getirdiği istisnalara dikkat çekmek istedim.

Sayın Admin;
Benim bir davamda bu durumla karşılaştım.Mahkeme bankanın iyiniyetli olmadığı kanaatiyle Yargıtay 19 HD kararını gerekçe göstererek davamızı reddetti.Yani bir davaya özgü değildir.Bir çok davada uygulanmıştır.

Sayın Akpunar ;Bahsettiğiniz HGK kararını yayınlamanız mümkünmüdür? ya da mail atarsanız çok sevinirim

Bankaların Genel Kredi Sözleşmelerindeki hükümler; Yargıtay tarafından objektif iyiniyet kuralına aykırı kabul edilmiyor.Ancak ; İhtarnameye cevap vermeyen banka kötüniyetli kabul ediliyor.İhtara cevap vermemek talebi reddetmek anlamına gelir.Bunun istisnası da olmamalıdır.
YArgıtayın bu görüşünü hukuki bulmuyorum.Saygılarımla;
Old 12-04-2014, 13:11   #11
Av.Hükümdar H.

 
Varsayılan

Bahsi geçen HGK kararı ekteki karar ise şayet, ihtarnameye cevap vermemenin veya sessiz kalmanın kefaletten vazgeçmenin banka tarafından kabulü anlamına geleceği hususu kabul edilmiştir.

Kanaatim; Evet sükut ikrardan gelmez ancak bir durum karşısında kesinlikle sükut etmemesi gereken bir özel hal varsa (somut olaya göre değerlendirilmeli) ve buna rağmen sükut edildiyse, bunu artık kabul yönündeki zımni irade olarak kabulü gerekir diye düşünüyorum.

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2002/19-866

K. 2002/845

T. 23.10.2002

• KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Banka Kredi Sözleşmesinde Kefaletten Kurtulma Hakkından Peşinen Feragat Eden Kefilin Sözleşme Devam Ederken Kefaletten Feragat Edip Edemeyeceği - Bankanın İhtarnameye Cevap Vermemesinin İyiniyet Kurallarıyla Uyuşmaması )

• KREDİ SÖZLEŞMESİNDE KEFİLİN KEFALETTEN KURTULMA HAKLARINDAN PEŞİN FERAGATI ( Sözleşme Devam Ederken Kefaletten Feragate İlişkin İhtarnameye Bankaca Cevap Verilmemesi ve Kredi Kullandırmaya Devam Edilmesinin İyiniyetle Çelişmesi )

• MÜTESELSİL KEFALET ( Kredi Sözleşmesinde - Kefilin Kefaletten Kurtulma Hakkından Önceden Feragat Etmesi - Kefaletten Feragate İlişkin İhtarnameye Bankaca Cevap Verilmemesi ve Kredi Kullandırmaya Devam Edilmesinin İyiniyet Kurallarıyla Çelişmesi )

• İYİNİYET KURALLARINA MUHALEFET ( Genel Kredi Sözleşmesinde Müteselsil Kefilin Kefaletten Kurtulma Hakkından Peşinen Feragatının Geçerli Olması - Sözleşme Devam Ederken Kefaletten Feragate İlişkin İhtarnameye Bankaca Cevap Verilmemesinin İyiniyet Kurallarıyla Çelişmesi )

• BANKA KREDİ SÖZLEŞMESİNDE KEFİLİN KEFALETTEN KURTULMA HAKKINDAN PEŞİNEN FERAGAT ETMESI ( Geçerliliği - Sözleşme Devam Ederken Kefilin Kefaletten Feragat Edip Edemeyeceği - Bankaca Kefaletten Feragat İhtarına Cevap Verilmemesi ve Yeni Kredi Kullandırılması )

818/m.493,494

4721/m.2

ÖZET : Kefil, kredi sözleşmesi kurulurken, anılan hükümlerle kendisine kefaletten kurtulma olanağını veren haklarından peşinen feragat edebilir; böyle bir feragat hukuken geçerlidir. Yine, eğer kredi sözleşmesi süresiz olarak düzenlenmiş ve borçlu ile banka arasında cari hesap şeklinde yürüyen bir borç ilişkisi varsa, kredi borcunun herhangi bir tarihte sıfırlanmış olması, tek başına, kredi sözleşmesini sona erdiren bir neden olarak kabul edilemeyeceği için, bu tarihten sonra yeni bir kredi kullandırılması yeni bir borç ilişkisi olarak kabul edilemez. Yeni bir borç ilişkisi kurulmuş olmayacağı için de, kefilin başlangıçtaki feragati, bu yeni kredi açısından da geçerliliğini korur. Eş söyleyişle, kefilin sorumluluğu, yeni kredi açısından da devam eder. Nihayet, kefil, geçerli bir kefalet sözleşmesinin kurulmasından sonra, tek taraflı olarak kefaletini geri alamaz. Kefaletten vazgeçme beyanında bulunulduğu tarihte, cari hesap ilişkisinde borç bakiyesinin sıfır olması dahi, bu sonuca etkili değildir. Ancak, somut olayda, kredi borçlusunun ödeme gücüne olan güven duygusunu kaybeden davalı kefilin, davacı bankaya 19.06.1992 günlü ihtarnameyi göndererek, o tarih itibariyle mevcut borç bakiyesinin kendisine bildirilmesini istediği, ayrıca, tebliğ tarihinden sonra borçluya kullandırılacak kredilerden dolayı sorumluluk kabul etmeyeceğini bildirdiği; davacı bankanın, bu ihtarnamedeki, kefaletten vazgeçmeye ilişkin söz konusu irade beyanına yönelik herhangi bir cevap vermediği, borç bakiyesini de bildirmediği; böylece, davalı kefilde, ihtarnamesi sayesinde kendisinin kefaletten kurtulduğu yolunda haklı bir kanaat oluşmasına neden olduğu; buna rağmen, borçluya daha sonra yeni bir kredi kullandırdığı; borçluya açıklanan şekilde yeni bir kredi kullandırmasının iyiniyet kurallarıyla bağdaşmadığından, itirazin iptali davasinin reddine karar verilmesi gerekir.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
davaya cevap dilekçesi, cevaba cevap dilekçesi,bilirkişi raporuna karşı beyanlar konusunda süre av.sgenc Meslektaşların Soruları 12 08-10-2011 20:50
İhtarnameye Cevap Stenka Razin Meslektaşların Soruları 6 09-09-2011 17:07
6- Davaya Cevap halit pamuk Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu 2 18-11-2009 08:22
Karşı Yana Belge Örneği Vermemek- Disiplin Suçu Av.Ömer KAVİLİ Hukuk Sohbetleri 0 31-10-2005 00:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05300689 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.