Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bankanın çek hamilin zararından sorumlu olabilmesi ?

Yanıt
Old 27-02-2017, 10:47   #1
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan Bankanın çek hamilin zararından sorumlu olabilmesi ?

Geçen gün bir haber okudum: Bankaların karşılık çek yaprağı sorumluluk bedeli yanında keşideci hakkında gerekli araştırmayı yapmaması halinde hamilin zararından da sorumlu olacağı yönnde yargıtay kararı olduğu yazıyordu. Araştırma neticesinde bir kaç karara ulaştım. Aşağıda görüşlerimi, ilgili haberi ve yargıtay kararlarını paylaşacağım.

Öncelikle bu konuda elimde bir dava ve müvekkillerden gelen bir talep olmadığını belirtmek isterim. Yine bu konudan müzdarip bir çok vatandaşın ve müvekkillerimin de olduğu da bir gerçek...



A) GÖRÜŞLERİM:


1- Kararların tamamında; "Bankalar çek karnesi verirken kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli dikkat ve özeni göstermelidir. Sadece ibraz edilen bir kısım belgelerle yetinmeyip, hesap açtırmak isteyen kişiyi işyeri seviyesinde soruşturmak ve benzeri incelemeleri yapmak suretiyle hesap açmak ve buna göre çek karnesi vermek durumundadır." diyerek bankanın gerekli araştırmayı yapmak zorunluluğunda olduğu ve aksi halde sorumlu tutulacağı yazıyor.

2- Kararlarda; banka gibi hamilin de gerekli araştırmayı yapması gerektiği belirtilerek çek bedelinin yarısından bankanın diğer yarısından ise hamilin sorumlu olduğu belirtilmiş.

3- Kararlara göre birkaç emsal olay var; Birinde keşideciler karşılıksız çek ve hırsızlıktan ceza almış, Diğerinde keşideciler tarafından bankaya adres olarak gösterilen yer boş. Bir diğerinde de sahte kimlikle çek koçanı verilmiş.

4-Haber içeriğinde; "holding avukatı A. Ulvi Çağıran, bankanın 'Çek Talep Formu'nda müşterinin sicilini sorgulayan bölümlerin boş bırakıldığını fark etti." yazıyor.





B) SORULAR:

Kararlara konu olaylar bana biraz spesifik geldi; karşılıksız çek ve hırsızlıktan ceza almaları, adres olarak gösterilen yerin boş olması ve sahte kimlikle çek koçanı verilmesi. Açıkcası bu durumlar kafamı karıştırdı ve her olaya uygulanabilir mi bilemiyorum.

Ancak karara konu haberde meslektaşımızın belirttiği husus da ilgi çekici; bankanın 'Çek Talep Formu'nda müşterinin sicilini sorgulayan bölümlerin boş bırakması. Sadece buna dayanarak davanın kabulüne ve bankanın sorumlun tutulmasına karar verilebilir mi?
Şahsi kanaatim; sorumlu tutulması gerekiği yönünde. Zira banka da basiretli bir tacir gibi hareket etmeli ve güven kuruluşu olduğundan gerekli araştırmayı yapmalı.

Açıkçası sizlerin bu konudaki görüşlerini merak etmekteyim. Özellikle de; bankanın 'Çek Talep Formu'nda müşterinin sicilini sorgulayan bölümlerin boş bırakması yada eksik araştırma yapması veyahut gold çek, platinium çek vb uygulamalarla aşırı güven vermesi gibi durumlarda sorumluluğu olabilir mi?



C- KARARA KONU HABER:

Yargıtay, 10 yıldır süren 'karşılıksız çek' davasında emsal niteliği taşıyacak bir karara imza attı.

Mahkeme, karşılıksız çek veren şirketi değil, şirkete gerekli özeni göstermeden çek karnesi veren bankayı suçlu buldu. Bankayı mağdurun uğradığı zararın yarısını ödemeye mahkum etti. İlk niteliği taşıyan kararı değerlendiren avukat Ulvi Çağıran, "Bu karar, karşılıksız çek mağdurlarının zararını bankadan tahsil etmesinin yolunu açtı. Bankalar artık çek karnesi verirken müşterisinin güvenilirliği konusunda daha dikkatli olmak zorunda" dedi.

ÇEK KARŞILIKSIZ ÇIKTI

Davaya konu olay şöyle gelişti. İzmir'de deri sektöründe faaliyet gösteren Sepiciler Holding, 2005 yılında İstanbul'da deri işleri yapan bir şirketten 1 milyon TL'lik bir sipariş aldı. Siparişi yapan şirketin parayı çekle ödeyeceğini belirtmesi üzerine holding yetkilileri, şirkete çek karnesini veren bankayı arayarak şirketle ilgili bilgi talebinde bulundu. Bankanın Merter şubesinden, "Biz çek verirken gerekli araştırmaları yaptık, sağlam kişiler" şeklindeki beyan üzerine holding, şirkete yaklaşık 300 bin TL'lik ürün gönderdi. Şirket bu paranın yarısını öderken, diğer yarısı için ise çek verdi. Ancak çek karşılıksız çıktı.

ŞİRKET SAHİPLERİ SABIKALI ÇIKTI

Yapılan araştırmada satış yaptıkları şirketin banka hesabında para olmadığı, hatta şirket ofisi olarak gösterilen yerin tahliye edildiğini öğrenen holding yetkilileri, şirket sahipleri M.Ç. ve M.Y. hakkında suç duyurusunda bulundu. Soruşturmada, M.Ç. ve M.Y.'nin daha önce 'karşılıksız çek', 'hırsızlık' ve 'sahtecilik' suçlarından sabıkalı olduğu ortaya çıktı.

BANKAYA DAVA AÇTI

Bunun üzerine şirketle ilgili bankadan bilgi talep eden holding avukatı A. Ulvi Çağıran, bankanın 'Çek Talep Formu'nda müşterinin sicilini sorgulayan bölümlerin boş bırakıldığını fark etti. Avukat Çağıran, bu belgeler ışığında bankanın söz konusu şirkete çek karnesi verirken gerekli özeni göstermediği ve bunun yanı sıra şirketin 'güvenilir' olduğu imajını oluşturarak Sepiciler Holdingi zarara uğrattığı gerekçesiyle banka aleyhinde İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde dava açtı. Davada holdingin uğradığı zararın yarısının bankadan tahsil edilmesi talep edildi.

ZARARIN YARISINI BANKA ÖDEYECEK

Yaklaşık 10 yıl süren dava sonucunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, emsal niteliği taşıyan bir karar verdi. Yargıtay kararında, davacı holdingin uğradığı zararda özensiz çek karnesi veren bankanın yarı yarıya sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle holdingin tahsil edemediği paranın yarısı olan 69 bin TL'nin davalı bankadan faiziyle birlikte tahsiline hükmetti.

BANKALAR ÇEK VERİRKEN BİN KERE DÜŞÜNECEK

Dava sonucunun karşılıksız çek davalarında bir ilk olduğunu belirten avukat Ulvi Çağıran, "Bankaların, 3167 sayılı Çek Yasası'nın 2. Maddesi gereğince, bankanın herhangi bir gerçek ve tüzel kişiye çek karnesi verirken gerekli özeni göstermesi gerekiyor. Bu davada bankanın özen yükümlülüğünü açıkça ihlal ettiğini ortaya koyduk. Banka, müşterimiz olsun da nasıl olursa olsun mantığı ile hareket etmiş. Yargıtay da, 10 yıl süren davada haklılığımızı tescil etti. Emsal niteliğindeki bu karar, karşılıksız çek mağdurlarının zararının bankalardan tahsil edilmesinin yolunu açtı. Bankalar artık çek karnesi verirken müşterisinin güvenilirliği konusunda daha dikkatli olmak zorunda." dedi.





D- KARARLAR

1-
T.C.
Yargıtay
11. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/1105
Karar No:2015/7922
K. Tarihi:

MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2014
NUMARASI : 2014/1271-2014/229

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 15/10/2014 tarih ve 2014/1271-2014/229 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, dava dışı Y. Deri ve Deri Mamülleri San. Tic. Ltd. Şti. ve bu şirketin ortaklarının deri işiyle uğraştıklarını beyanla müvekkilleri şirketten küçük miktarlı peşin alımlar yaptıklarını, bu şekilde güven tesis eden kişilerin önemli bir sipariş aldıklarını belirterek ve karşılığını davalı bankadan aldıkları çeklerle ödemek üzere 1.000.000 TL'lik sipariş verdiklerini, yüksek miktarlı talep karşısında basiretli bir şekilde hareket etmek isteyen müvekkillerinin şirketi bankaya sorduklarında ciddi araştırmalar yaptıktan sonra çek karnesi verdiklerini, şirket yetkilisinin sağlam bir kişi olduğunun ve şimdiye kadar hiçbir çeklerinin dönmediğinin beyan edildiğini, müvekkillerinin adı geçenleri alış veriş yaptıkları üçüncü kişiler nezdinde de araştırdıktan sonra 1.000.000 TL'lik alış veriş yapmalarının mümkün olmadığını beyan ederek 300.000 TL tutarında deri ve deri mamülleri verdiklerini, ancak aldıkları çekler karşılıksız çıktığı gibi Y. Deri ve Deri Mamülleri San. Tic. Ltd. Şti.'nin paravan bir şirket ve yetkilisi M. Y.'ın ise sicilli bir dolandırıcı olduğunun anlaşıldığını, adı geçenin karşılıksız çekleri nedeniyle M. Bankasına bildirim yapılmış olduğunu ve çek karnesi iade etmemekten kesinleşmiş mahkumiyetinin de bulunduğunu, icra takibinde şirkete tebligat yapmanın mümkün olmadığını, davalının düşük limitli kredi kartı bile verilmeyecek şahıslara sağlam müşteridir diyerek özen yükümünü ihlal ettiğini ileri sürerek, uğramış oldukları zarar için şimdilik 50.000 TL'nin olay tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, talebini 69.829 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacıların zararlarını bankadan talep edebilmek için öncelikle çekte imzası bulunanlar yönünden tüm hukuki yolların tüketilmesi gerektiğini, bankanın çek verirken basiret ve ihtimamı gösterdiğini, ayrıca müşterinin Mustafa Yıldız değil şirket olduğunu, müvekkili bankanın, şirket ortaklarından birinin çek karnesi iade etmemekten sabıkası bulunduğunu tespit etmesinin de mümkün olmadığını, davacı tacirlerin basiretli davranmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketlerin deri ticareti ile uğraştığı, dava dışı Y.Deri ve Deri Mamulleri San ve Tic Şti.'nin kendisinden deri mamulü almak için başvurması üzerine meblağın da yüksek olduğu göz önüne alınarak kendince istihbarat incelemesi yaptığı ve özellikle K. A.Ş ile yaptığı görüşmelerde dava dışı firmanın güvenilir bir firma olduğunun kendisine telkin edilmesi üzerine ve kendi inisiyatifi ile dava dışı firma ile ticari ilişkiye girdiği ve 139.658,15 TL'lik mal sattığı, oysa dava dışı firmanın kendisinden 1.000.000,00 TL'lik sipariş ve mal istediği, ancak davacının yaptığı istihbaratı da değerlendirerek bu talebin bir kısmını karşıladığı, davacının kendi edindiği izlenim sonucunda basiretli bir tacir gibi hareket ederek dava dışı firmaya mal verdiği, ancak kendisine çek ile ödeme yapıldığı, çek bedelinin karşılıksız çıktığı, davalı finans kurumunun ise dava dışı firmaya çek karnesi verirken gerekli araştırmaları yaptığı ancak dava dışı şirketin temsilcisinin karşılıksız çek hırsızlık ve sahtecilikten sabıkasının bulunduğunu tespit ederek çek karnesinin verilmesini buna göre değerlendirmediği, davacının küçük işlemlerden büyük işlemlere kaymakta olan dava dışı şirketin kapasite artışını doğru incelemediği, bu durumda davalı banka ile davacının yarı oranında kusurlu oldukları, gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının tahsil edemediği 139.658,15 TL çek bedelinin yarısı olan 69.829,00 TL'nin 14/03/2006 tarihinden ıslah tarihi olan 06/04/2009 tarihine kadar yasal faizi, bu tarihten itibaren ise avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, verilen kararda 69.829,00 TL'nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine şeklinde hüküm kurulmuş olup, davanın S.. A.. ve S. K. Deri San.ve Tic.A.Ş. adına açılmış olmasına rağmen karar başlığında sadece bir davacının gösterilmesi doğru değil ise de, bu eksikliğin mahalinde talep halinde düzeltilmesinin her zaman mümkün olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.585,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
www.hukukmedeniyeti.org




2- T.C.
Yargıtay
11. Hukuk Dairesi

Esas No:2015/14187
Karar No:2016/3710
K. Tarihi:

MAHKEMESİ : ........ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2014
NUMARASI : 2012/227-2014/1184

Taraflar arasında görülen davada ........ Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25/12/2014 tarih ve 2012/227-2014/1184 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:


Davacı vekili, davalı banka tarafından dava dışı ......'ye çek defteri verildiğini, ciro silsilesi ile müvekkiline intikal eden çekin dava dışı bankaya ibraz edildiğini, banka tarafından "İş bu çekin sahte kimlik bilgileri ile şahıslar tarafından açılan hesap üzerine keşide edilmiş olması nedeni ile işlem yapılmamıştır." denilerek el konulduğunu, müvekkiline de aslı gibidir kaşesi bulunan çek fotokopisinin verildiğini, davalı bankanın üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirmeyerek müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 12.600 TL'nin 05/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek reskont avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsilini talep etmiştir.


Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.


Mahkemece, çek karnesi sahibinin sosyo ekonomik durum araştırması yapılırken gerekli basiret ve itinanın gösterilmediği, davacının çek bedeli kadar zararının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 12.600 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı banka vekili temyiz etmiştir.


Dava, çek hamili tarafından dava dışı keşideciye çek karnesi veren bankanın gerekli dikkat ve özeni göstermemesi sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.


Bankalar çek karnesi verirken kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli dikkat ve özeni göstermelidir. Sadece ibraz edilen bir kısım belgelerle yetinmeyip, hesap açtırmak isteyen kişiyi işyeri seviyesinde soruşturmak ve benzeri incelemeleri yapmak suretiyle hesap açmak ve buna göre çek karnesi vermek durumundadır. Bununla birlikte, davacı da ticari ilişkiye girdiği kişi ya da kişileri seçmekte özenli davranmalıdır.



Ayrıca, işbu davanın açılabilmesi için keşideci ve cirantalara müracaat edilmesi ve yasal yolların tüketilmesi gerekir. Bir başka deyişle davacının dava konusu çekten dolayı zararının gerçekleşmesi gereklidir.


Bu itibarla, mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde öncelikle davacının zararının oluşup oluşmadığı hususu araştırılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün temyiz eden davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davalı banka yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.

ÇERKEZKÖY

2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2012/227 Esas

KARAR NO : 2014/1184

DAVA : Alacak

DAVA TARİHİ : 20/04/2012

KARAR TARİHİ : 25/12/2014

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 12/01/2015

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka tarafından keşideci A. adına çek defteri düzenleyerek çek koçanları verildiğini, çek keşidecisi davalı banka tarafından verilen çek koçanlarının B 4531429 çek nolu çeki 05/09/2008 keşide tarihli olarak 12.600,00TL bedelle hamiline kesildiğini, çek keşidecisi tarafından çek keşide edilerek cirolar silsilesiyle müvekkiline intikal ettiğini, müvekkilinin bankaya çeki sorduğunda çekin doğruluğunu teyit ettiğini, çekin keşide günü olan ödeme gününde Türkiye Halk Bankası Dalaman Şubesine ibraz edildiğinde çekin ödenmediği gibi çek aslına da el konulduğunu, çek aslı çekin arkasına " İş bu çekin sahte kimlik bilgileri ile şahıslar tarafından açılıp hesap üzerine keşide edilmiş olması nedeni ile işlem yapılmamıştır." denilerek el konulduğunu, müvekkiline de üzerinde aslı gibidir kaşesi vurulmuş ve banka tarafından imzalanmış çek fotokopisinin verildiğini, yapılan işlemlerden dolayı müvekkilinin mağdur olduğunu, davalı bankanın üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğini, davalı bankanın hayali bir kişi adına çek keşide defteri vermiş olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 12.600,00TL'nin 05/09/2008 tarihinden itibaren işleyecek reskont avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil bankanın dava dışı üçüncü kişi A. 'ın talebi doğrultusunda çek hesabı açtığını, çek hesabı açılmadan önce, Çerkezköy 2. Noterliği 29/11/2006 tarih ve 12715 yevmiye nolu imza beyannamesi, ikametgah il muhaberi, nüfus cüzdanı, vergi levhası, Çerkezköy Ticaret Sicil Memurlğundan verilen Ticaret Sicil Tasdiknamesi, e-vergi levhası ve 11/12/2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi incelendiğini, sosyo ekonomik durum araştırması yapıldığını beyan ederek, gerekli özeni gösteren , yasa ve genelgelere uygun olarak düzenlenen belgelere dayanarak çek hesabı açan ve çek karnesi veren müvekkil banka aleyhine açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava ile ilgili olarak davaya konu çek ve çek hesabına ilişkin belgeler, Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/1970 sayılı soruşturma dosyası ve diğer deliller celp ve ibraz edilmiştir.

Tüm dosya kapsamına göre; davalı banka tarafından keşideci A. adına çek defteri düzenlenerek çek koçanları verildiği, çek keşidecisinin davalı banka tarafından verilen çek koçanlarından B 4531429 çek nolu çeki 05/09/2008 keşide tarihli olarak 12.600,00TL bedelle hamiline kestiği, çek keşidecisi tarafından çek keşide edilerek cirolar silsilesiyle davacıya intikal ettiği,davacının bankaya çeki sorduğunda çekin doğruluğunun teyit edildiği, davacı tarafından çekin keşide günü olan ödeme gününde Türkiye Halk Bankası Dalaman Şubesine ibraz edildiğinde çekin sahte kimlikli şahıslar tarafından açılan hesap üzerine keşide edilmiş olduğu gerekçesi ile bu durum çek arkasına yazılarak çek bedelinin ödenmediği, banka tarafından çek aslına el konulduğu, davalı bankanın dava dışı üçüncü kişi A.ın talebi doğrultusunda çek hesabı açarken Çerkezköy 2. Noterliği 29/11/2006 tarih ve 12715 yevmiye nolu imza beyannamesi, ikametgah il muhaberi, nüfus cüzdanı, vergi levhası, Çerkezköy Ticaret Sicil Memurlğundan verilen Ticaret Sicil Tasdiknamesi, e-vergi levhası ve 11/12/2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin de dikkate alınarak çek hesabının incelendiği anlaşılmıştır.

Bankalar birer itibar ve itimat müesseseleri olup, tacir olmaları nedeniyle TTK.nun 20/f-2 hükmü icabı olarak her zaman basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olmalarının yanısıra çek hesabı açarken, çek karnesi verirken ve bu kanunla kendilerine verilen görev ve mükellefiyetleri yerine getirirken bu işlemlerin gerektirdiği basiret ve itinayı göstermeye mecburdurlar.

Somut olayda her zaman basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davalı bankanın her en kadar çek karnesi verilirken bir kısım belgeleri celp etmiş olsa da hesap sahibinin sosyo ekonomik durum araştırması yapılırken gerekli basiret ve itinayı göstermediği, böylece davacının çek bedeli kadar zararının oluştuğu anlaşılmış davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Ayrıntısı ve gerekçesi açıklandığı üzere;

1-Davanın KABULÜ ile 12.600,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

2- Alınması gereken 861,00TL karar ilam harcının davalıdan alınarak hazine yararına tahsiline,

3-Davacı tarafından yapılan posta ve tebligat masrafından oluşan 60,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

4-Davacı duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettiğinden 1.512,00.TL nıspi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/12/2014
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Çekte son hamilin bankanın ödemesi gereken yasal tutardan feragati AV. ARZU KIRAN Meslektaşların Soruları 11 30-01-2012 18:47
Çekte Bankanın Sorumlu Olduğu Tutar TABUOSMAN Meslektaşların Soruları 3 27-02-2009 15:48
Çekte Bankanın Sorumlu Olduğu Tutar Av.Selim HARTAVİ Meslektaşların Soruları 3 05-09-2007 11:02
bankanın sorumlu olduğu miktar Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 10 30-03-2007 14:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03783488 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.