Boşanma-Kesinleşme-Feragat

Sayın meslektaşlarım kolay gelsin.
Aile mahkemesinde davalı olduğumuz boşanma tazminat ve nafaka talepli davada mahkeme aleyhimize 10.000 maddi tazminat ve 250 tl tedbir nafakasının devamına karar verdi. Henüz gerekçeli karar yazılmadı. Bu aşamada biz karşı tarafla anlaştık. 10.000 maddi tazminat+Nafakaya karşılık 4.000 TL toplu ödeme+yargılama gideri vek. ücreti.
Nafakanın ileride bidaha davacı tarafından hiçbir şekilde talep edilmemesini nasıl sağlayacacğım?

1. Nafaka konusunda davacı taraf mahkemeye feragat dilekçesi verse mahkeme ek karar ile nafaka alacağı olmadığı yönünde bir karar verir mi?
2. Ya da ileride müvekkilin nafaka talebi ile karşılaşmasının önüne geçilebilecek bir yol var mı? (Doğmamış haktan feragat mümkün mü?)

Teşekkürler.

Alıntı: Yazan cmuk Sayın meslektaşlarım kolay gelsin. Aile mahkemesinde davalı olduğumuz boşanma tazminat ve nafaka talepli davada mahkeme aleyhimize 10.000 maddi tazminat ve 250 tl tedbir nafakasının devamına karar verdi. Henüz gerekçeli karar yazılmadı. Bu aşamada biz karşı tarafla anlaştık. 10.000 maddi tazminat+Nafakaya karşılık 4.000 TL toplu ödeme+yargılama gideri vek. ücreti. Nafakanın ileride bidaha davacı tarafından hiçbir şekilde talep edilmemesini nasıl sağlayacacğım? Nafaka konusunda davacı taraf mahkemeye feragat dilekçesi verse mahkeme ek karar ile nafaka alacağı olmadığı yönünde bir karar verir mi? Ya da ileride müvekkilin nafaka talebi ile karşılaşmasının önüne geçilebilecek bir yol var mı? (Doğmamış haktan feragat mümkün mü?) Teşekkürler.

Anladığım kadarıyla nafaka, kadın için verilmiş. Çünkü sadece "tedbir nafakasından" söz ediyorsunuz. Çocuk olsaydı "iştirak nafakasından" söz edecektiniz. Eğer doğru anlamışsam, "yoksulluk nafakasından" feragat edilebilir.

Evet Sayın Ergin çocuk yok. Nafakaya kadın için hükmedildi. O zaman bu durumda ek karar olmasa bile alacaklı vekilinin beyanı ile nafakadan feragat edilebilir. Bu şekilde ileride bir daha başka bir vekille yada kendisi asil olarak talep etme imkanı kalmayacak mı?

Alıntı: Yazan cmuk Evet Sayın Ergin çocuk yok. Nafakaya kadın için hükmedildi. O zaman bu durumda ek karar olmasa bile alacaklı vekilinin beyanı ile nafakadan feragat edilebilir. Bu şekilde ileride bir daha başka bir vekille yada kendisi asil olarak talep etme imkanı kalmayacak mı?

Mahkeme "ek karar" veremez, dosyadan elini çekmiştir. Alacaklı vekilinin vekaletnamesinde yetki varsa, vereceği ibraname geçerli olacaktır. Daha sonra başka bir vekilin ya da asilin talep etmesi mümkün değildir. Aksi takdirde, avukatların vermiş olduğu bütün ibranameler için de aynı şeyi söylemek mümkün olur.

Ya da ileride müvekkilin nafaka talebi ile karşılaşmasının önüne geçilebilecek bir yol var mı? (Doğmamış haktan feragat mümkün mü?)

Maalesef mümkün değil.

"Davacı tedbir nafakaları talebinden de feragat etmiş ise de 22.10.2009 tarihli dilekçesiyle tekrar tedbir nafakası isteğinde bulunmuştur. Tedbir nafakasından feragat yapıldığı tarihe kadar etkili olup daha sonra yeniden istenmesi mümkündür. Bu nedenle, davacı lehine hükmedilen tedbir nafakasının talep tarihi olan 22.10.2009 gününden başlatılması gerekirken; dava tarihinden başlatılması da isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir."

Alıntı: Yazan durgunlu Ya da ileride müvekkilin nafaka talebi ile karşılaşmasının önüne geçilebilecek bir yol var mı? (Doğmamış haktan feragat mümkün mü?) Maalesef mümkün değil. "Davacı tedbir nafakaları talebinden de feragat etmiş ise de 22.10.2009 tarihli dilekçesiyle tekrar tedbir nafakası isteğinde bulunmuştur. Tedbir nafakasından feragat yapıldığı tarihe kadar etkili olup daha sonra yeniden istenmesi mümkündür. Bu nedenle, davacı lehine hükmedilen tedbir nafakasının talep tarihi olan 22.10.2009 gününden başlatılması gerekirken; dava tarihinden başlatılması da isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir."

Forum sorusuna göre karar verilmiş.

Alıntı: Bu aşamada biz karşı tarafla anlaştık. 10.000 maddi tazminat+Nafakaya karşılık 4.000 TL toplu ödeme+yargılama gideri vek. ücreti.

Paralar da ödenecek.

"Mahkeme tarafından hükmolunan maddi tazminat miktarı olan 10.000, işlemiş ve işleyecek tedbir nafakası ve mahkeme gideri ile vekalet ücreti olarak 4.000 TL'yi tahsil ettim. İleride yoksulluk nafakası davası açmayacağımı beyan ve taahhüt ediyorum"şeklindeki bir ibraname sizce geçerli midir?

NAFAKADAN FERAGAT

YARGITAY 2. HUKUK DAIRESI
E: 2008/13579 K: 2009/16394 T: 01.10.2009
AILE HUKUKU • BOŞANMADA KUSUR • DAVA AÇMA IMKANI • MADDI ve MANEVI TAZMINAT • NAFAKADAN FERAGAT • TEDBIR NAFAKASI
(4721 SK m. 4, 166, 166/2, 174/1, 174/2; 818 SK m. 42, 44)

Kadın dava dilekçesindeki “nafaka istemiyorum” beyanı yoksulluk nafakası yönünden feragat olup eşlerin yasal yükümlülükleri evlilik süresince devam edeceğinden tedbir nafakasına hükmedilmelidir.

Bu kararı bulabilirseniz belki içerisinde aradığınızı bulabilirsiniz ben araştırdım ama bulamadım

Kolay gelsin

İlamı kadın icraya koysun daha sonra icra takinden doğmuş ve doğacak alacaklarını kapsayacak şekilde feragat etsin. veya aranızda yapacağınız sözleşme ile ilamda yazılı doğmuş alacaklarını miktar yazarak tahsil ettiğini doğacak alacaklarında da feragat ettiğini beyan etsin. Mahkeme ek karar vermez davadan el çekmiştir.

İştirak ve tedbir nafakalarından feragat, geleceğe etkili sonuç doğurmaz. Yani feragat edilen tarihten önceki tahakkuk etmiş nafakalar, feragat ile birlikte sonlanır. Ancak gelecekte istenmesini önlemenin yolu yoktur. Yoksulluk nafakası için ise feragat mümkündür.

Bizim anlaştığımız konu zaten yoksulluk nafakası o nedenle cevaplara göre verilecek ibraname gelecek yıllardaki talepleri de içerirrcek. Dolayısıyla sorun da çıkmayacak diye anlıyorum.

Yaptığım araştırmalar sonucunda yoksulluk nafakasından ibraname ile feragat edilmesi durumunda doğmamış alacaktan feragat edilemeyeceği için ileride karşı tarafın nafaka talebinde bulunabileceği konusunda bir çok yargıtay kararına rastladım. Feragat talepli temyizin de dosyanın yargıtaydan uzun sürede dönecek olması nedeniyle işimize yaramayacağını gördüm.
Bu nedenle en mantıklı çözüm tarafımızca açılacak nafakanın kaldırılması davasının karşı tarafça kabul edilmesi ve nafakanın kökten kaldırılmasına karar verilmesi gibi görünüyor.
Teşekkürler.

Alıntı: Yazan cmuk Yaptığım araştırmalar sonucunda yoksulluk nafakasından ibraname ile feragat edilmesi durumunda doğmamış alacaktan feragat edilemeyeceği için ileride karşı tarafın nafaka talebinde bulunabileceği konusunda bir çok yargıtay kararına rastladım. Feragat talepli temyizin de dosyanın yargıtaydan uzun sürede dönecek olması nedeniyle işimize yaramayacağını gördüm. Bu nedenle en mantıklı çözüm tarafımızca açılacak nafakanın kaldırılması davasının karşı tarafça kabul edilmesi ve nafakanın kökten kaldırılmasına karar verilmesi gibi görünüyor. Teşekkürler.

O Yargıtay kararlarından örnek aktarabilir misiniz?

Kararları buraya ekleyemiyorum ancak numaralarını verebilirim, Sayın Ergin,
Yargıtay 2. HD. 24.02.2003 2003/1076 E, 2003/2320 K,
Yargıtay 12. HD. 11.11.2008 2008/16792 E, 2008/19785 K,

tarihli ve sayılı kararlar.

Alıntı: Yazan cmuk Kararları buraya ekleyemiyorum ancak numaralarını verebilirim, Sayın Ergin, Yargıtay 2. HD. 24.02.2003 2003/1076 E, 2003/2320 K, Yargıtay 12. HD. 11.11.2008 2008/16792 E, 2008/19785 K, tarihli ve sayılı kararlar.

Buyrun 12 HD'nin kararını siz yorumlayın.

Alıntı: T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2008/16792 K. 2008/19785 T. 11.11.2008 • NAFAKA ALACAKLISI ( Feragat Ettiği Döneme İlişkin Nafakayı Tekrar İsteyemez İse de Feragat Dönemi Dışında Kalan Nafakayı İsteyebileceği ) • FERAGAT ( Nafaka Alacaklısı Feragat Ettiği Döneme İlişkin Nafakayı Tekrar İsteyemez İse de Feragat Dönemi Dışında Kalan Nafakayı İsteyebileceği ) 2004/m.33 ÖZET : Nafaka alacaklısı feragat ettiği döneme ilişkin nafakayı tekrar isteyemez ise de; feragat dönemi dışında kalan nafakayı isteyebilir. DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti İçinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu isle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 7.8.2002 tarih 2002/294 E, 2002/547 K. sayılı tedbir nafakası kararına dayalı olarak borçlu hakkında, birikmiş nafakanın tahsilini teminen Antalya 4. icra Müdürlüğünün 2007/12914 E. sayılı dosyası İle ilamlı takip yapılmaktadır. Borçlu aynı ilama ilişkin olarak 4.9.2002 tarihinde Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2002/3564 E. sayılı dosyası ile de ilamlı takip yapıldığını, bu dosyaya ödemelerde bulunulduğunu, alacaklının 20.12.2002 tarihli dilekçesi ile takdir olunan nafakalan almaktan feragat etliğini bu nedenle Antalya icra Dairesinde yeniden takip yapılamayacağının, borcu kalmadığını, kaldı ki Antalya 1. Aile Mahkemesinin 2007/937 E. sayılı dosyası ile aralarında görüşülmekte olan boşanma davası da olduğunu belirterek icranın geri bırakılmasını istemektedir. Antalya 4. icra Müdürlüğünün 2007/12914 E. sayılı dosyası incelendiğinde, alacaklının aynı ilama dayanarak, önceki Balıkesir 3. İcra Müdürlüğünün 2002/3564 sayılı takipteki kısmen ödenen ve feragat edilen dönemi de kapsar şekilde talepte bulunduğu görülmektedir. 2002/3564 Sayılı ilk takipteki feragatin, işbu takibin açıldığı 4.9.2002 tarihine kadar birikmiş nafaka ile, feragatin yapıldığı tarih olan 20.12.2002 tarihine kadar islemiş olan nafakayı kapsayacağı izahtan varestedir. Antalya 1. Aile Mahkemesinin 2007/937 Sayılı boşanma davası sırasında verilen 1.2.2008 tarihli duruşma zaptı ve ara karar içeriğinden, 2002/294 E. 2002/547 K. sayılı dayanak tedbir nafakası ilamının halen geçerliliğini koruduğu da anlaşılmaktadır. Bu itibarla, alacaklı feragat ettiği döneme ilişkin nafakayı tekraren ikinci takipte isteyemez ise de, feragat dönemi dışında kalan birikmiş tedbir nafakasını istemesinde usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. İcra mahkemesince, borçlunun borcu, bulunmadığı ve sair şikayet nedenlerinin yöntemince değerlendirilerek İİK'nun 33. maddesi hükmü de nazara alınmak suretiyle incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin iptaline dair hüküm tesisi isabetsizdir. ( HGK 2000/12-1092 E, 2000/1136 K 20.9.2000-12 HD. 16.01.2004 tarih 2003/23047 E. 2004/349 K ) Kabul şekline göre de, ilamlı takipte, şikayeti kabul edilen lehine inkar tazminatı verileceğine dair yasal düzenleme bulunmadığından, alacaklının inkar tazminatı ile sorumlu tutulması da doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK. 'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 11.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Alıntı: Yazan cmuk Kararları buraya ekleyemiyorum ancak numaralarını verebilirim, Sayın Ergin, Yargıtay 2. HD. 24.02.2003 2003/1076 E, 2003/2320 K, Yargıtay 12. HD. 11.11.2008 2008/16792 E, 2008/19785 K, tarihli ve sayılı kararlar.

Buyrun 2 HD'nin kararı da aşağıda...Alaka kurabiliyorsanız kurun. Neye üzülüyorum biliyor musunuz? Bilmediğiniz bir konuyu soruyorsunuz, ayrıntılı izah ediyoruz. Ama öyle bir cevap yazıp, Yargıtay kararlarından bahsederek; insanı emin olduğu konuda da tereddüte düşürüyorsunuz. İşi gücü bıraktık, sizin numaralarını verdiğiniz kararları aradık.

Alıntı: T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2003/1076 K. 2003/2320 T. 24.2.2003 • FERAGAT ( Hakkın Doğumundan Önce Mümkün Olmadığı - Tazminat ve Nafaka ) • BOŞANMA ( Tazminat ve Nafaka Talebinden Feragat - Doğmamış Bir Haktan Mümkün Olmadığı ) • YOKSULLUK NAFAKASI ( Hakkın Doğumundan Önce Feragatın Mümkün Olmadığı ) • TAZMİNAT ( Hakkın Doğumundan Önce Feragatın Mümkün Olmadığı ) 4721/m.166, 174, 175, 184 1086/m.91, 237 ÖZET : Henüz doğmamış bir haktan feragat mümkün değildir. DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR : Davacının boşanma davası sırasında tazminat ve nafaka talebinden feragat ettiğine dair imzalı bir beyanı mevcut değildir. Boşanma kararı geçimsizlik nedenine dayalı olarak verilmiş olup, hüküm fıkrasında da nafaka ve tazminat yönlerinden bir ifadeye yer verilmediğinden temyize konu dava yönünden kesin hükümden de söz edilemez. Kaldı ki bir hakkın doğumundan önce feragat mümkün değildir. Davanın esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 24.02.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın Ergin 4 nolu mesajınızda alacaklı vekilinin vereceği ibranamenin geçerli olacağını söylemişsiniz. Bizim amacımız toplu ödeme yaparak ilerde doğmamış nafakaların alacaklı tarafından talebinin önüne geçmek. Benim anladığım kadarıyla kararlar feragat edilen kısım için ibranamenin geçerli olduğunu, ancak ilerde doğacak alacaklardan feragatin mümkün olmadığını bu nafakaların doğduktan sonra her zaman talep edilebileceğini belirtiyor. Bu nedenle 11 nolu mesajımdaki nafakanın kaldırılması davasını benimsediğimi söyledim. Burada nasıl bir yanlışlık var halen çözemedim. Kaldı ki; konuyu zaten bilmediğim için cevap arıyorum. Yargıtay kararlarında da '' Kaldı ki bir hakkın doğumundan önce feragat mümkün değildir. '' ve ''Bu itibarla, alacaklı feragat ettiği döneme ilişkin nafakayı tekraren ikinci takipte isteyemez ise de, feragat dönemi dışında kalan birikmiş tedbir nafakasını istemesinde usul ve yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır.'' kısımları soru ile alakalıdır. diye düşünüyorum.

Matbu bir sözleşme yazılıp coğaltılsa ve her ay için imza alınsa ?

Konu eski ancak, hala ilgilenen arkadaşlara uyguladığım bir yöntemi önermek istedim:

Karşılaştığım olayda kesinleşmiş hükme göre kadın kendisi ve çocukları için toplam 2.000.-TL yoksulluk ve iştirak nafakası alıyordu. Ayrıldığı eşi ile geldiler, 50.000.-TL toplu para karşılığında nafaka ödenmemesi konusunda anlaşmışlar.

Ben sadece bu konuyu kapsayan bir anlaşma protokolü yaparak aynı anlaşmalı boşanma davası gibi yeni bir dava açtım. Protokolde ve dava dilekçesinde "nafakadan feragat" gibi bir ifade kullanmadım. Doğmuş ve doğacak nafaka alacakları karşılığında 50.000.-TL ödenmesi koşuluyla nafakanın kaldırılması konusunda anlaşıldığını ve bu konuda yeni bir hüküm verilmesini talep ettim. Hakim tarafları hazır etmem koşuluyla bir hafta sonrasına gün verdi.Duruşmada taraflara protokoldeki hususları onaylattı, kadına parayı alıp almadığını sordu,kadın parayı aldığını söyledi, biz de bankadan yaptığımız ödeme dekontunu ibraz ettik, talebimiz gibi karar vererek nafaka hükmünü kaldırdı.

Doğmuş ve doğacak nafakalar karşılığında bir bedel alındığında bence artık maddi hukuk anlamında bir feragatten söz etmek mümkün değildir.Bu irat şeklindeki bir ödeme yükümlülüğünün, tarafların uzlaşarak peşin bir ödemeyle ortadan kaldırılmasıdır.

Artık yolları ayrılan tarafların da yıllarca sürecek bir alacaklı-borçlu olma durumundan, zoraki bir hukuki ilişkiden kurtularak böyle bir seçeneği tercih etme hakları vardır.