Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Teminat senedi sorunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-12-2013, 15:26   #1
Av.MehmetTürkarslan

 
Varsayılan Teminat senedi sorunu

Değerli meslektaşlarım iyi günler. Bir süredir üzerinde çalıştığım ancak tatminkar cevap bulamadığım bir konuda görüşlerinizi merak ediyorum. Şimdiden görüşünü esirgemeyen tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Olay şu şekilde : Müvekkil , şehiriçi taşımacılık yapan bir otobüsü hattı ile beraber karşı taraftan satın alıyor ancak satım sözleşmesi sözlü ve satış HARİCEN yapılıyor. Karşı tarafın devri yapmak için süre istemesi üzerine müvekkile 200.000,00 TL. bedelli bir senet veriyor. Senet üzerinde , arkasında teminat olduğuna dair bir ifade yok. Karşı taraf devre yanaşmayınca ve aldığı parayı da iade etmeyince müvekkil bir başka meslektaş vasıtası ile ihtar gönderiyor.Ancak meslektaş ihtarnamede aynen "teminat alınan 200.000 TL. lik teminat senedinin icrai işlemlerine başlanacağı..." şeklinde beyanda bulunuyor.Senedin icraya konulmasının akabinde karşı taraf senedin teminat senedi olduğu bahsiyle şikayette bulunuyor ve takip (kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takip) hakim kararı ile geçici olarak teminatsız durduruluyor. Acaba bu senet teminat senedi olarak kabul edilir mi? Salt ihtarnamede yer alan bir ifade ile takip iptal edilir mi?
saygılarımla.
Old 01-12-2013, 18:45   #2
olgu

 
Varsayılan

senet üzerinde teminat senedi olduğuna ilişkin bir ibare yok veya taraflarca imzalanan sözleşmede senedin teminat senedi olduğuna dair bir atıf yoksa teminat senedi olduğu ispat etmeniz mümkün olmayacağından takibin iptali sözkonusu olmaz.
icra mahkemesi sadece şekli inceleme yapacağı için karşı taraf muvaffakat verse bile tanık dinlemez.
Old 01-12-2013, 22:14   #3
Av.MehmetTürkarslan

 
Varsayılan

Üstad mesajınız için teşekkür ederim. Anlattığım olayda ben senet alacaklısı vekiliyim dolayısıyla amacım senedin teminat senedi olmadığına hakimi ikna etmek. Ama daha önce ihtarname gönderen meslektaşın yarattığı algıyı nasıl bertaraf ederim işin içinden çıkamadım. Hakim duruşmada başka aynı bedelli senet olup olmadığını soracak muhtemelen. Acaba sadece şekli incelemede kalır mı yoksa o ihtarnameyi mi baz alır bilemedim.
Old 01-12-2013, 22:25   #4
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.MehmetTürkarslan
Değerli meslektaşlarım iyi günler. Bir süredir üzerinde çalıştığım ancak tatminkar cevap bulamadığım bir konuda görüşlerinizi merak ediyorum. Şimdiden görüşünü esirgemeyen tüm meslektaşlarıma teşekkür ederim.
Olay şu şekilde : Müvekkil , şehiriçi taşımacılık yapan bir otobüsü hattı ile beraber karşı taraftan satın alıyor ancak satım sözleşmesi sözlü ve satış HARİCEN yapılıyor. Karşı tarafın devri yapmak için süre istemesi üzerine müvekkile 200.000,00 TL. bedelli bir senet veriyor. Senet üzerinde , arkasında teminat olduğuna dair bir ifade yok. Karşı taraf devre yanaşmayınca ve aldığı parayı da iade etmeyince müvekkil bir başka meslektaş vasıtası ile ihtar gönderiyor.Ancak meslektaş ihtarnamede aynen "teminat alınan 200.000 TL. lik teminat senedinin icrai işlemlerine başlanacağı..." şeklinde beyanda bulunuyor.Senedin icraya konulmasının akabinde karşı taraf senedin teminat senedi olduğu bahsiyle şikayette bulunuyor ve takip (kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takip) hakim kararı ile geçici olarak teminatsız durduruluyor. Acaba bu senet teminat senedi olarak kabul edilir mi? Salt ihtarnamede yer alan bir ifade ile takip iptal edilir mi?
saygılarımla.

Yargıtay, kambiyo senedi üzerinde yazan teminat ibaresini bile tek başına yeterli saymıyor ve neyin teminatı olduğu açıkça belli olmadıkça senedin, teminat senedi olarak değerlendirilemeyeceğini kabul ediyor. (*)

Bu itibarla ihtarnamede teminat senedinden bahsedilmiş ise de senedin tüm detayları verilmediği gibi, senedin neyin teminatı olduğu da belirtilmediğinden teminat senedi olarak nitelendirilemez düşüncesindeyim.


(*)

Alıntı:
YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2004/21684

K. 2004/26551

T. 23.12.2004

• KAMBİYO SENEDİ ( Salt Teminattır İbaresi Kambiyo Senedini Teminat Senedine Dönüştüremeyeceği )

• ÇEK ÜZERİNDEKİ TEMİNATTIR İBARESİ ( Salt Bu İbare Kambiyo Senedini Teminat Senedine Dönüştüremeyeceği )

• TEMİNAT SENEDİNDE KOŞUL ( Neyin Teminatı Olduğu Ayrıca Açıklanması Gereği - Sadece Çek Üzerindeki Teminattır İbaresinin Çeki Teminat Çeki Haline Getiremeyeceği )

2004/m.68


ÖZET : Salt "Teminattır" ibaresi, kambiyo senedini teminat senedine dönüştürmez.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Takip dayanağı çekte "teminattır" ibaresi mevcut ise de bunun neyin teminatı olduğu ayrıca açıklanmadığı, sadece çek üzerindeki ibarenin çeki teminat çeki haline getiremeyeceğine göre ve çek altındaki imzada inkar edilmeyip borcun bulunmadığı İİK'nın 68. maddesinde belirtilen bir belge ile de ispat edilemediği nazara alınarak itirazın reddi yerine yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nın 366. ve MK. 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 23.12.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-12-2013, 02:11   #5
hayali

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu İCRA VE İFLAS KANUNU.
Madde 72



Esas No : 2007/13-277
Karar No: 2007/273
Karar Tarihi: 16.05.2007





Taraflar arasındaki menfi tespit, senet iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Keşan 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 28.10.2005 gün ve 2004/412 E. 2005/345 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine,
Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 10.7.2006 gün ve 2006/8941 E. 11359 K. sayılı ilamı ile,
(....Davacı, dava dışı Hüseyin Ü...''dan haricen satın aldığı araç karşılığı, adına kayıtlı olan araç ile 8.500.000.000 TL para verdiğini, kendisinin Hüseyin''e verdiği aracın davalıya haricen satıldığını, devir için kendisine başvuran davalıya teminat olarak 11.000.000.000 TL. lik senet verdiğini, ancak kendisine satılan aracın savcılıkça elinden alındığını, davalıda olan aracının kendisine iade edildiğini buna rağmen davalıdaki teminat senedinin verilmediğini ileri sürerek, senedin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, aracı dava dışı Hüseyin Ü...''dan satın aldığını, devir için gittiğinde aracın üstünde rehin olduğunu gördüğünü, kayıt maliki olan davalının borcu ödeyip rehni kaldıracağını taahhüt edip teminat olarak 11.000.000.000 TL. lik senedi verdiğini, bilahare davacının kendi aracının elinden alındığını bildirerek kayıt maliki olması nedeniyle satın aldığı aracı elinden aldığını, bu nedenle teminat olarak verilen senedin geçerli olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının senedi davalıya rızası ile verdiğine dayanılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş, karar Dairemizin 11.4.2006 gün 390/5371 sayılı kararı ile onanmış, davacı bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacı ile dava dışı Hüseyin Ü... arasında geçersiz araç satış sozleşmesinin yapıldığı ve davacı tarafından satın alınan aracın bedeli olarak dava dışı Hüseyin Ü...''a verilen aracın da haricen davalıya satıldığı, arac uzerinde rehin olması nedeniyle başvurulan kayıt maliki davacının rehni kaldırıp borcu odeyeceğine ve devri yapacağına ilişkin teminat olarak dava konusu senedı verdiği, davacıya satılan aracın elinden çıkması üzerine da(vacının haricen davalıya satılan aracı geri aldığı tüm dosya içeriği ve tarafların kabulleri ile sabittir.
Davacı ile dava dışı şahıs ve bu şahıs ile davalı arasındaki araç satışları haricen yapıldığı için gerek harici araç satım sözleşmeleri ve gerekse buna dayalı ceza ve teminat niteliğindeki belgeler hukuki sonuç doğurmaz. Geçersiz sözleşmelerde herkes akitinden verdiğini geri isteyebilir.
Davalı davacıdan geçersiz sözleşmeye dayanarak aracın kendisine devrini ve devir için verilen teminat senedinin tahsilini isteyemez. Bu durumda davacı tarafından verilen teminat senedinin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken, mahkemece geçersiz sözleşmelere geçerlilik kazandıracak şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki daha önce yapılan temyiz incelemesinde bu hususun zuhulen gözden kaçırılmış olduğu anlaşıldığından davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemiz onama ilamının kaldırılarak mahkeme kararının az yukarıda açıklandığı şekilde bozulmasına karar verilmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Davacı vekili
Hukuk Genel Kurulu Kararı
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu''nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 16.05.2007 gününde oybirliği ile karar ve





T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi İCRA VE İFLAS KANUNU.
Madde 169



Esas No : 1998/2346
Karar No: 1998/3140
Karar Tarihi: 16.03.1998





DAVA : Yukariba tarih ve numarası yazılı merci kararının muddeti içinde temyizen tetkiki Alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu isle ilgili dosya mahallinden daireye 23.2.1998 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : 1- Borçlulardan Petti Gıda San. ve Tic.A.Ş. adına gönderilen 163 örnek ödeme emrinin tebliğ edilemediği görülmektedir. Takibe itiraz hakkı ödeme emrinin tebliği ile başlayacağından henuz itiraz hakkı oluşmayan adı geçen borçlunun başvurusunun bu gerekçe ile reddi gerekirken itirazın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi yasaya uygun bulunmamaktadır.

2- Borçlulardan Pınar Konservecilik A.Ş.nin itirazına gelince, takip dayanağı senedin on yuzunde "Bedeli teminat ahzolunmuştur" ibaresi tek başına senedin teminat için verildiğini ve kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe konulamayacağını gostermez. Ayrıca senedin hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğu hususunun bir başka deyişle karşılıklı edimleri içeren bir sozlesmenin teminatı için verildigi konusunun yazılı belge ile kanıtlanması gereklidir. Mevcudiyeti cekisme konusu yapılmayan 23.6.1997 tarihlı "Borcu Kabul ve Taksitlendirme Protokolu" baslıklı belgenin incelenmesinde senetlerin mevcut bir borç için verildiği yazılı olup, teminat olduğu hususunda takibi engelleyici nitelikte bir ibare yoktur. Senetlerin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla düzenlendiği görülmektedir. Bu durumda adı geçen borçlu itirazının asıl alacak yonünden reddi gerekirken kabulü isabetsizdir.

Ancak, 23.6.1997 tarihli protokolde sadece belirlenen borcun üstlenildigi tesbit edilmekle gecikme zammı ve buna isabet eden KDV.nin alacaklı tarafından talep edilmesi mümkun bulunmamakla beraber, borclu ıtirazında yıllık %64 oranında faiz istenebileceğini beyan ve kabul etmiş olduğundan, bu orana isabet eden miktarın saptanarak fazlasının iptaline karar verilmesi gerekirken tamamının iptali de yasaya uygun bulunmamıştır.

SONUÇ : . Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, borçlulardan Petti Gıda San. ve Tic.A.Ş. yönünden yukarıda 1 nolu bendde yazılı nedenlerle, diğer borçlu Pınar Konservecilik A.Ş. yönünden ise 2 nolu bendde yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.3.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 02-12-2013, 02:20   #6
hayali

 
Varsayılan

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2012/12-768, Karar: 2013/312 İçtihat
Üyemizin Özeti
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu 24.3.2008 tarihli bononun, alacaklı bankayla düzenlenen kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinden bahisle takibin iptali istenilmektedir.

Bonoda, teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi; taraflar arasında düzenlenen 24.3.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinde de dayanak senedin teminat olarak verildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Ayrıca alacaklının cevap dilekçesindeki açıklamaları da takip konusu senedin teminat amaçlı alındığını göstermemektedir.
Dar yetkili icra mahkemeleri şeklî incelemeyle karar verir, kredi sözleşmesindeki maddeleri yorumlayamaz ve gerçek borç miktarıyla takibe konulan miktarın üzerinde durarak araştırma yapamaz.

Anılan sebeplerle dayanak senedin teminat senedi olduğuna yönelik itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
(Karar Tarihi : 06.03.2013)
"Taraflar arasındaki "şikayet" isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 4.İcra Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 10.3.2010 gün ve 2009/4252 E.-2010/309 K. sayılı kararın incelenmesinin davalı (alacaklı) vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 14.2.2011 gün ve 2010/20209 E.-2011/591 K. sayılı ilamı ile;

(... Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu senedin alacaklı bankayla düzenlenen kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinden bahisle takibin iptali istenilmektedir.

Takip dayanağı 24.3.2008 tarihli ve 150.000 YTL tutarlı bonoda, bononun teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi taraflar arasında düzenlenen 24.3.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinde de dayanak senedin teminat olarak verildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Alacaklı vekilinin 08.03.2010 tarihli cevap layihasındaki açıklamaları da takip konusu senedin teminat amaçlı alındığını göstermediğinden, mahkemece, dayanak senedin teminat senedi olduğuna yönelik itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.

Diğer taraftan, kabule göre de; İİK'nun 168/5. maddesine göre borca itiraz dilekçesinin ödeme emri tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde mahkemeye verilmesi gerekmektedir. Somut olayda, örnek 10 ödeme emri borçlulardan A____ B____'a 8.12.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, itiraz ise 16.12.2009 tarihinde yapılmıştır. Bu itiraz, yukarıda açıklanan madde hükmüne göre yasal süresinde değildir. Borçlu tarafından itiraz dilekçesinde anılan tebligatın usulsüzlüğü yönünde bir beyanda da bulunulmadığına göre mahkemece adı geçen bu borçlu yönünden istemin süre aşımı sebebiyle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi de doğru değildir...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HGK'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:

KARAR : İstem, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu senedin alacaklı bankayla düzenlenen kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinden bahisle takibin iptaline ilişkindir.

Şikayetçi borçlular vekili, davalı alacaklı tarafından müvekkilleri aleyhine İstanbul 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/713 Esas sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, takibin dayanağı senedin takip alacaklısı tarafa teminat olarak verildiğini, müvekkillerinin takip dayanağı senede istinaden hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkilinin aldığı kredinin teminatı olarak takip dayanağı senedi verdiğini, müvekkilinin bankaya olan borcunun takip miktarının çok altında olduğunu, davalı Bankanın müvekkiline verdiği kredinin bir kısmının ödenmemesinden doğan kredi sözleşmesini işleme koymak yerine teminat senedini işleme koyup kambiyo hukukunun kolaylıklarından yararlanma yoluna gittiğini, takip konusu senedin kambiyo vasfı bulunmadığını belirterek, İstanbul 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/713 E. sayılı dosyasından yapılmış takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı alacaklı vekili, N____ Bilişim Teknolojileri A____ B____ tarafından keşide edilen, N____ B____ ve H____ G____ tarafından da "Aval veren" sıfatıyla imza edilen 19.11.2008 vadeli 150.000 TL.lik bononun vadesinde ödenmediğini, takip konusu senet metninde, senedin "teminat senedi" olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığını, bir an için senet metninde böyle bir ibarenin yazılı olduğu düşünülse dahi, Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre bononun teminat olarak düzenlenmesi onun bono vasfını ve takip biçimini etkilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, takibe dayanak yapılan bononun teminat amaçlı verildiği, TTK 688. maddede bildirilen kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi unsurunu taşımadığı, alacaklı bankanın alacaklı olduğu miktarın yargılamayı gerektirdiği gerekçeleriyle davanın kabulüne dair verilen karar; Özel Daire'ce, yukarıda başlık bölümünde aynen alınan gerekçelerle bozulmuş; mahkemece, ilk gerekçeler genişletilmek suretiyle davacılar N____ B____ ve H____ G____ yönünden önceki kararda direnilmiş, A____ B____ yönünden ise bozma ilamına uyularak şikayetin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.

Direnme kararını davalı vekili temyize getirmektedir.

Açıklanan maddi olgu, iddia ve savunmayla bozma ve direnme kararlarının kapsamları itibariyle HGK önüne gelen uyuşmazlık; borçlular tarafından alacaklı bankaya 24.3.2008 tanzim tarihli bononun 24.3.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği; burada varılacak sonuca göre bahsi geçen bonoya dayanılarak alacaklı tarafından borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapılıp yapılamayacağı noktalarında toplanmaktadır.

Takipte dayanılan 24.3.2008 tarihli ve 150.000 YTL tutarlı bonoda, bononun teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi taraflar arasında düzenlenen 24.3.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinde de dayanak senedin teminat olarak verildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır.

Ayrıca icra mahkemesi dar yetkili mahkemedir. Senedin teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin açıkça yazılması gerekir. İcra mahkemesi bu konuda sözleşmedeki maddelerin yorumlanması, gerçek borç miktarıyla takibe konulan miktarın üzerinde durarak araştırma yapamaz. İcra mahkemeleri şekli incelemeyle karar verir.

Bu durumda mahkemece, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçelerle şikayetin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve maddi olguya dair açıklamalar ve aynı hususlara işaret eden Özel Daire kararı dikkate alınmadan, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın açıklanan sebeplerle bozulması gerekmiştir.

Bu itibarla, aynı yöne işaret eden ve HGK'nca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, yanılgılı gerekçeyle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın bozulması gerekir.

KARAR : Davalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 Sayılı Kanunun 30. maddesiyle 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa eklenen " Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 Sayılı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istenmesi halinde temyiz peşin harcının iadesine, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 366/III. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Uyuşmazlık takip konusu bononun taraflar arasında varlığı çekişmesiz olan kredi sözleşmesinin teminatı olup olmadığı noktasındadır. Her ne kadar Yüksek Özel Dairenin bozma kararında belirtildiği üzere bononun üzerinde kredi sözleşmesinin teminatı olduğu hususunda bir ibare olmadığı gibi bononun kredi sözleşmesinin teminatı olduğuna dair ayrı bir sözleşme mevcut değil ise de; dosya içerisinde bulunan takip talepnamesinden (takip talepnamesinde BSMV istenmesi sebebiyle ve bu verginin de ancak banka ve sigorta muameleleri sebebiyle tahakkuk edecek olması sebebiyle) bononun kredi ilişkisi sebebiyle verildiği anlaşılmakta olduğu gibi, cevap dilekçesi ve temyiz dilekçesindeki davalı-alacaklı taraf beyanlarından da bononun kredi ilişkisi sebebiyle verildiğinin kabul edildiği görülmektedir. Yüksek Özel Daire'nin 4.7.2006 T, 11905/14673 E-K sayılı ilamında da "Her ne kadar sözleşmede takip konusu bonoya atıf yok ise de, bononun taraflar arasındaki sözleşme gereğince verildiğini beyan eden alacaklı vekilinin kabul beyanıyla senedin sözleşme gereğince verildiği sabit olduğuna göre TTK 688/2. maddesinde öngörülen kayıtsız şartsız bedel ödeme vaadi taşımadığından alacağın tahsili yargılamayı gerektirir, İİK'nun 170/a maddesi uyarınca takibin iptali gerekir" denilmiş olup, eldeki uyuşmazlığa emsal teşkil etmektedir. Ayrıca kredi sözleşmesinde de bono verildiği düzenlenmiştir. Üzerinde durulması gereken bir diğer husus bononun hesabın kat tarihinden önce kredi sözleşmesinin teminatı olarak mı, yoksa hesabın kat'ından sonra kredi borcuna mahsuben mi verildiği hususudur. Bononun tanzim tarihi ve ihtarname tarihine göre bononun kat ihtarından önce düzenlendiği anlaşıldığından bononun hesabın kat'ından önce teminat olarak verildiğinin kabulü gerekir. Bu sebeplerle bononun kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe konu edilemeyeceği ve yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluk kararına karşıyız."



T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu


Esas No : 2010/19-67
Karar No: 2010/99
Karar Tarihi: 24.02.2010

KIYMETLİ EVRAK
BONO
TEMİNAT SENEDİ KAYDI
GEÇERLİLİK KOŞULU

Özet
Neyin teminatı olduğu belirtilmeksizin soyut bir şekilde senedin teminat senedi olduğunu gösteren kayıt, senedin müteferrik vasfını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle kambiyo senedi niteliği devam eden senede karşı yazılı delil ileri sürülmelidir.

Taraflar arasındaki "Menfi Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 9. Ticaret mahkemesi''nce davanın "kabulüne" dair verilen
gün ve 2006/673-2007/375 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi''nin
gün ve 2007/9954- 2008/3402 sayılı ilamı ile;
(..Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ticari ilişkiden doğan borcun teminatını teşkil etmek üzere bir adet bono verdiğini, bononun üzerinde teminat kaydı bulunduğunu, teminat senedinin şirket tarafından ortağı N.''ye ciro edilerek bu davalı tarafından takibe konu yapıldığını, müvekkilinin ticari ilişkiden dolayı borcu bulunmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, kambiyo senedi vasfında bir senede karşı ileri sürülen iddianın senetle ispat edilmesi gerektiğini, vade tarihi ve senet hamilinin açık olduğu iddiasının dinlenemeyeceğini, senet hamilinin kötü- niyetli olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu bonoda "teminat senedidir" ibaresi bulunduğu, teminat senedinin duzenlendiği tarihte kural olarak bedelsiz olduğu, lehtarın ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmesi halinde alacağını ispat etmesi gerektiği, davalının alacakla ilgili savunması bulunmadığı, lehtarın ortağı olduğu davalı şirketin iyiniyetli hamil kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davacının davalılara borclu olmadığının tespitine, alacağın %40''ı tazminatın davalı sirketten alınarak, davacıya odenmesıne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edil{miştir.
Dava konusu senette teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden senedin mücerretlik vasfını ortadan kaldırmaz. Kambiyo senedi geçerli olup, senede karlı iddiaların HUMK''un 290. maddesi uyarınca yazılı delille ispatı gerekir.
Mahkemece davacıdan bu yönde delilleri sorulup toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu''nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu''nun 14.03.2001 gün ve 2001/12-233 E., 2001/257 K. 2006.06.2001 gün ve 2001/12-496 E. 2001/534 K. sayılı kararında da aynı hususların benimsenmiş olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu''nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Dairenin bozma kararında açıklanan nedenlerden dolayı HUMK''un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 24.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
araç satışının kamu düzenine ait düzenlemeye aykırı yapılması nedeniyle ilk H.G.K.kararı doğrultusunda yargıla olabileceği kanısındayım.Son HGK kararı doğrultusunda onlarca daire kararı var ki,tüm bu kararlar çerçevesinde ele alınmasında yarar var.Sadece teminat beyanını bertaraf ile bir aşamayı geçebilseniz de yargıtay sürecinde ilk HGK kararı çerçevesinde yargılamaya dönülmesi ihtimalinin yüksek olduğunu sanıyorum.Kolay gelsin
Old 02-12-2013, 10:29   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Türkarslan,
Alıntı:
Yazan Av.MehmetTürkarslan
... Karşı tarafın devri yapmak için süre istemesi üzerine müvekkile 200.000,00 TL. bedelli bir senet veriyor... müvekkil bir başka meslektaş vasıtası ile ihtar gönderiyor. Ancak meslektaş ihtarnamede aynen "teminat alınan 200.000 TL. lik teminat senedinin icrai işlemlerine başlanacağı..." şeklinde beyanda bulunuyor... bu senet teminat senedi olarak kabul edilir mi? Salt ihtarnamede yer alan bir ifade ile takip iptal edilir mi?...

İhtarnamede başka şeyler de yazılıdır, diye tahmin ediyorum?

Burada Sayın Dikici'nin belirttiği:
Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
...senedin neyin teminatı olduğu da belirtilmediğinden...
hususu önemlidir. Gönderilen ihtarnamede buna ilişkin bir açıklama yer almakta ise (taraflar arasındaki ilişki açıklanarak teminat ikrarı yapılmışsa) İİK m.170a uyarınca takip iptal edilir. Yani vekaletnamesi olan avukatın, ihtarnamedeki ikrarı müvekkilinizi bağlayıcıdır...
Old 02-12-2013, 12:05   #8
Avrasya

 
Varsayılan

Teminat senedi deyince neden bedelsiz bir evrakmış gibi anlıyoruz anlamıyorum. Eğer ihtarnamede ve karşı tarafın itiraz metninde ''bu teminat senedinin otobüs ve hattının devir bedeli için ödenen 200.000 TL'' den bahsedilmişse bence artık bu teminat senedinin takibinde problem yoktur. Ancak aynı ihtarnamede sözleşmenin fesh edildiğinin, otobüs ve hattı iadeye hazır olunduğunun da bildirilmesi gerekirdi diye düşünüyorum.
Old 02-12-2013, 12:16   #9
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avrasya
Teminat senedi deyince neden bedelsiz bir evrakmış gibi anlıyoruz anlamıyorum...

Kimler?

Alıntı:
...Eğer ihtarnamede ve karşı tarafın itiraz metninde ''bu teminat senedinin otobüs ve hattının devir bedeli için ödenen 200.000 TL'' den bahsedilmişse bence artık bu teminat senedinin takibinde problem yoktur...

Teminat senedi için kambiyo takibi yapmışsanız problem vardır. Sebebi de:
TTK m.776/1-b ; 780/1-b ; İİK m.170a'dır...
Old 02-12-2013, 12:32   #10
Avrasya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Kimler?



Teminat senedi için kambiyo takibi yapmışsanız problem vardır. Sebebi de:
TTK m.776/1-b ; 780/1-b ; İİK m.170a'dır...


Haklısınız, o kısmı atladım üstad. Ama söylediğim şartlar gerçekleşmişse en azından sonrasında açılacak ilamsız takip veyahut davaya zemin hazırlanmış olur.
Old 02-12-2013, 21:48   #11
Av.MehmetTürkarslan

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım yorumlarınız için teşekkür ederim. İhtarnamede senedin alınma nedeni açıkça belirtilmiş (araç ve hat satışına ilişkin olduğuna dair) ancak senetle ilgili detaylı açıklama yapılmamış (şu tarihli şu vadeli vs. gibi) bu nedenle hakimin duruşmada başka bir senet olup olmadığına dair soru yönelteceğini tahmin ediyorum.
Old 15-07-2017, 13:12   #12
sokratik

 
Varsayılan

Merhaba.
Müvekkil teminat senedi olarak bir kişiye 50.000 ve 70.000 TL'lik iki adet bono vermiştir. Senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin bir sözleşme de taraflar arasında imzalanmıştır.

Karşı taraf senet üzerinde teminattır ibaresinin olduğu yerleri keserek senetleri takibe koymuştur. Sözleşme uyarınca senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin itiraz yapacağız. Ancak sözleşmede senetlerin vade/düzenleme tarihi yahut miktarı yazmamaktadır. İtirazımızın kabul edilip edilmeme ihtimali nedir?

Değerli cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Old 05-11-2018, 10:12   #13
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

Esas Numarası: 2017/1140

Karar Numarası: 2018/563

Karar Tarihi: 28.03.2018

BONOYA DAYALI OLARAK YAPILAN İCRA TAKİBİNDE TAKİP DAYANAĞININ TEMİNAT SENEDİ OLMASI NEDENİYLE TAKİBİN İPTALİ İSTEMİ – Takip Dayanağı Bononun Arka Yüzünde “Teminat Senedidir” İbaresi Bulunduğu – Bonoda Teminat Kaydı Varsa Da Neyin Teminatı Olduğu Belirtilmediğinden Bu İbare Bononun Mücerretlik Vasfını Ortadan Kaldırmayacağı Bononun Teminat Amaçlı Verildiğinin Kabul Edilebilmesi İçin, Neyin Teminatı Olarak Verildiğinin ya Bononun Önündeki veya Arkasındaki Yazılar veya Ayrı Bir Belge (İİK’nun 169/A Maddesinde Öngörülen) İle Teminat Senedi Olduğunun Kanıtlanması Gerektiği

BELİRLİLİK İLKESİ - Bononun Senet Metninde “Bono” veya “Emre Yazılı Senet” Kelimesi ve Senet Türkçe’den Başka Bir Dille Yazılmışsa, O Dilde Bono veya Emre Yazılı Senet Karşılığı Olarak Kullanılan Kelime, Kayıtsız ve Şartsız Belirli Bir Bedeli Ödemek Vaadi, Vade, Ödeme Yeri, Kime veya Kimin Emrine Ödenecek İse Onun Adı, Düzenlenme Tarihi ve Yeri İle Düzenleyenin İmzası Bulunmalıdır - Belirlilik (Muayyenlik) Kambiyo Senetlerinin Temel Unsurlarından Biridir - Tedavül Kabiliyeti de Dikkate Alındığında, Bononun Bütün Unsurlarının Açık, Net, Yoruma Elverişli Olmayacak Biçimde Belirgin Olması Gerekir - Poliçe ve Bono Keşidesi Şart Kabul Etmeyen Bir İşlemdir - Zorunlu Unsurları Taşımayan Senet Bono Niteliğinde Değildir - Avizo, Bedel, Faiz, Protestodan Muafiyet ve Yetki Şartı Gibi Kayıtların Konulması Kabul Edilmekte İse De, İlletten Mücerretlik veya Muayyenlik Vasfını Ortadan Kaldıran Kayıtların Bono Üzerine Konması, Onun Kambiyo Senedi Vasfını Ortadan Kaldırır

Özeti: Takipte dayanılan bononun arka yüzünde “teminat senedidir” ibaresi bulunmaktadır. Bonoda teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu ibare bononun mücerretlik vasfını ortadan kaldırmaz. Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir.

Taraflar arasındaki “borca itiraz” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara Batı İcra (Hukuk) Mahkemesince itirazın kabulü ile takibin iptaline dair verilen 25.02.2014 gün ve 2013/873 E., 2014/159 K. sayılı kararın temyizen incelenmesinin alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 08.05.2014 gün ve 2014/11364 E., 2014/13598 K. sayılı kararı ile,

(…Borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapılmış olup, borçlu süresi içinde icra mahkemesine başvurarak, takip dayanağı senedin teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Takip dayanağı bonoda “teminattır” ibaresinin bulunması, Dairemizin yerleşik içtihatları doğrultusunda neyin teminatı olduğu açıklanmadığı sürece, başlı başına senedin teminat senedi niteliğinde olduğunun kabulünü gerektirmez.

Somut olayda borçlu, senedin teminat olarak verildiğine ve borca itirazlarına ilişkin İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen ve takip hukuku açısından geçerli, yazılı bir belge de sunamadığı gibi dosyaya sunduğu araç satışına ilişkin belgeler de alacaklı tarafından kabul edilmediğine göre mahkemece istemin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir…)

gerekçesiyle ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Talep borca itiraza ilişkindir.

Borçlu takibe konu senedin teminat senedi olduğunu ve buna ilişkin şerhin senedin arkasında mevcut olduğunu, alacaklı ile aralarında 04.08.2013 tarihinde traktör alımı ile ilgili sözlü bir anlaşma yapıldığını, traktör bedeli olan 13.500,00 TL’nin 20.10.2013 tarihinde ödenmesi, ...'in de bu tarihe kadar traktörün trafikle ilgili resmî işlemlerini tamamlayıp satışa hazır hâle getirmesi hususunda anlaşarak aralarında bir teminat senedi düzenlediklerini, traktörü devir almak için notere gittiklerinde trafikten men edilmiş olduğunun anlaşılması üzerine satışın yapılamadığını, mülkiyetinin hâlen ...'e ait olduğunu, devrini alamadığı bir araç için ödeme yapmasının mümkün olmadığını ve borcunun bulunmadığını, ...’le traktör alımı dışında başka bir ticari ilişkinin de mevcut olmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Alacaklı vekili takip dayanağı bononun arka yüzünde sadece “teminat senedidir” ibaresinin bulunmasının onun kambiyo senedi vasfını etkilemeyeceğini, Yargıtay içtihatlarına göre de bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için ya senet üzerinde neden teminat verildiği ya da ayrı bir belge ile söz konusu senedin teminat senedi olduğunun belirlenmesinin gerektiğini, takibe konu senedin teminat senedi olmayıp, alacaklı müvekkilin davacıya elden verdiği para borcunun karşılığı olarak düzenlendiğini, 19.09.2013 tarihli vekâletnamenin traktörü dilediği bedel ve şartlarda satması hususunda dava dışı İhsan Yılmaz’a verilmiş vekâletname olduğunu, vekâletnamede senetten bahsedilmediği gibi vekâletnamede davacının da taraf olmadığını savunarak şikâyetin reddi ile takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini istemiştir.

Yerel Mahkemece takip konusu senedin arkasında "teminat senedidir" ibaresi yazılı olup takip konusu senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermediği, alacağın varlığının kanıtlanmasının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle şikâyetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiştir.

Alacaklı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.

Mahkemece 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 776/b maddesinde açıkça senedin "Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini..." içermesi gerektiğinin belirtilmiş olması karşısında, "teminat senedidir" ifadesi taşıyan bir senedin kayıtsız ve şartsız olduğu söylenemeyeceği, alacağın varlığı ancak yargılama sonucu ortaya çıkacağından, kaldı ki teminat senedi olmayan bir senedin arkasına "teminat senedidir" ibaresinin yazılmış ve alacaklının da bu yazıyı görerek senedi kabul etmiş olması hâlinde bu senedin teminat senedi olmadığı ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme kararını alacaklı vekili temyize getirmiştir.

Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; senette bulunan ‘Teminat Senedidir’ kaydının “neyin teminatı olduğu konusunda bir açıklık bulunmaması durumunda” senedin mücerretlik (soyutluk) niteliğini ortadan kaldırıp kaldırmayacağı, burada varılacak sonuca göre kambiyo senedinin geçerli olup olmayacağı, ayrıca bu kambiyo senedine karşı ileri sürülen bu tür bir iddianın ne şekilde ispat edilmesi gerektiği noktalarında toplanmaktadır.

Öncelikle takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olup olmadığı üzerinde durulmalıdır.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776 ncı maddesine göre bononun senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesi ve senet Türkçe’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelime, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadi, vade, ödeme yeri, kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adı, düzenlenme tarihi ve yeri ile düzenleyenin imzası bulunmalıdır.

Bu çerçevede belirlilik (muayyenlik) kambiyo senetlerinin temel unsurlarından biridir. Tedavül kabiliyeti de dikkate alındığında, bononun bütün unsurlarının açık, net, yoruma elverişli olmayacak biçimde belirgin olması gerekir. Öztan'ın da ifade ettiği gibi poliçe ve bono keşidesi "şart kabul etmeyen" bir işlemdir (Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2. b., Ankara 1997, s.451). Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun 777 nci maddesi zorunlu unsurları taşımayan senedin bono niteliğinde olmadığını belirttikten sonra vade, keşide ve ödeme yeri konusunda da yedek hukuk kuralı getirerek oluşabilecek boşlukları doldurmuş ve belirlilik ilkesini bu şekilde desteklemiştir. Avizo, bedel, faiz, protestodan muafiyet ve yetki şartı gibi kayıtların konulması kabul edilmekte ise de, illetten mücerretlik veya muayyenlik vasfını ortadan kaldıran kayıtların bono üzerine konması, onun kambiyo senedi vasfını ortadan kaldırır.

Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Takipte dayanılan 20.10.2013 vade tarihli ve 13.500,00 TL tutarlı bononun arka yüzünde “teminat senedidir” ibaresi bulunmaktadır.

Bonoda teminat kaydı varsa da neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu ibare bononun mücerretlik vasfını ortadan kaldırmaz.

Bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge (İİK’nun 169/a maddesinde öngörülen) ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir.

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2001 gün ve 2001/12-233 E., 2001/257 K.; 20.06.2001 gün ve 2001/12-496 E., 2001/534 K.; 24.02.2010 gün ve 2010/19-67 E., 2010/99 K. sayılı kararlarında da aynı hususlar benimsenmiştir.

Hâl böyle olunca yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken yanılgılı gerekçe ile önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.03.2018 gününde oy birliği ile karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
teminat senedi Nick Fallin Meslektaşların Soruları 1 19-01-2012 15:05
teminat senedi,senette teminat ibarasinin yazılı olmaması av.aybeg Meslektaşların Soruları 7 24-02-2009 21:57


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07169700 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.