Yaşamak Değil ,Bizi Bu Telaş Öldürecek..

-----------------------------------------------------------------------------
Ne dersiniz?Haklı mı?
-----------------------------------------------------------------------------



SARI LİRA GİBİ ÖMRÜMÜZ

Yaşamak değil bizi bu telaş öldürecek,
Bırakın Paris'te ılık rüzgarlarla
Taratmayı saçlarımızı,
Sevgilimizle doyasıya sohbet bile edemedik biz,
Gözümüz saatte söyleştik hep,
Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişilecek bir yerler vardı,
Aranacak adamlar, yapılacak işler,
Bir sonraki günün telaşı,
Bir öncekinin terine bulaştı,
Başkalarının hayatı bizimkini aştı,
Kör karanlıkta çalar saat sesi,
Kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu,
Veya yavuklu öpücüğü ile uyanma düşlerini,
Hababam erteledik,
20 li yaşlardan 30 lara kurduk saatin alarmını.
30 lardan 40 lara, sonra 50 lere
Öyle yanlış kurgulanmış ki hayat,
Kuşlukta uyuma imkanı sunduğunda size,
Artık uyku girmez oluyor gözlerinize,
Doyasıya söyleşmek, telaşsız sevişmek
İmkanına kavuştuğunuzda,
Söyleşecek sevişecek kimse kalmıyor yanınızda
Özenle yarına sakladığınız
Bir sarı lira gibi ömrünüz,
Vakti gelip te sandıktan çıkarttığınızda,
Birde bakıyorsunuz ki
Tedavülden kalkmış, , , ,

Erel BLEDA
----------------------------------------------------------------------------------

Haklısınız sayın hykayar,
çalınmış zamanları yaşıyoruz.. ve üstelik bu zamanları kendimizden çalıyoruz.. Ve ilginçtir ki kendimizden çaldığımız bu zamanları niye çaldığımızı bile bilmeden hırsızlığımıza mazeretler uyduruyoruz........ Mağdur da biziz, hırsız da..
Ama bir süre sonra hakim olma hakkımızı kullanıp, çalınan zamanların hesabını sormak istediğimizde kendimizden, bir eski şarkının nağmelerini, titrek ve yaşlı bir sesle mırıldanmaya mahkum oluyoruz.. "........... Lakin, vakit geçmiş olacak "
"Gönül hicran şarabından , yudum yudum içmiş olacak... " ))

Vaktin geç olduğunu gören gözleri çok erken farketmemiz dileğiyle.....

Şiir etkileyici, dünden örnek alarak, bugümüzü unutmadan ve yarınımıza emin adımlarla yaşamalı hayatı,

Evet bence de gerçekten çok güzel bir şiir!

Hele kışın şu iyice kısalmış günlerinde vakit hiç yetmiyor. Hayatı neye göre yaşıyor vakti neyimize güvenerek böyle harcıyoruz daha doğrusu kendimize doğru dürüst zaman ayırmadan niye ziyan ediyoruz anlamak güç gerçekten.

Alıntı: Yazan Av.Habibe Yılmaz Kayar ----------------------------------------------------------------------------- Ne dersiniz?Haklı mı? ----------------------------------------------------------------------------- SARI LİRA GİBİ ÖMRÜMÜZ Yaşamak değil bizi bu telaş öldürecek, Bırakın Paris'te ılık rüzgarlarla Taratmayı saçlarımızı, Sevgilimizle doyasıya sohbet bile edemedik biz, Gözümüz saatte söyleştik hep, Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık. Hep yetişilecek bir yerler vardı, Aranacak adamlar, yapılacak işler, Bir sonraki günün telaşı, Bir öncekinin terine bulaştı, Başkalarının hayatı bizimkini aştı, Kör karanlıkta çalar saat sesi, Kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu, Veya yavuklu öpücüğü ile uyanma düşlerini, Hababam erteledik, 20 li yaşlardan 30 lara kurduk saatin alarmını. 30 lardan 40 lara, sonra 50 lere Öyle yanlış kurgulanmış ki hayat, Kuşlukta uyuma imkanı sunduğunda size, Artık uyku girmez oluyor gözlerinize, Doyasıya söyleşmek, telaşsız sevişmek İmkanına kavuştuğunuzda, Söyleşecek sevişecek kimse kalmıyor yanınızda Özenle yarına sakladığınız Bir sarı lira gibi ömrünüz, Vakti gelip te sandıktan çıkarttığınızda, Birde bakıyorsunuz ki Tedavülden kalkmış, , , , Erel BLEDA ----------------------------------------------------------------------------------

Bence haklı değil, yalnızca "yorgunluğun" şiiri bu...

Telaşsızca söyleşebilmek için, -korkarım- telaşla geçirmek gerekiyor ömrü. Söyleşmek vakti , tam da tedavülden kalkmanın vakti, akçe geçerli iken söyleşmeye vakit yok, eylemek gerekiyor, bizarur.

Belki de ömrün telaşla geçip gideceğini kabul ettiğimiz, kabullenebildiğimiz gün, boşa "yitip" gitmiş bir ömre sahip olmamayı başaracağımız gün olacak, yersiz hüzünlere, gereksiz yorgunluk hislerine kapılmayacağız, telaşsızca ve dolu dolu söyleşeceğiz işte tam da o vakit, yani şairin tanımıyla; tedavülden kalktığımızda, yine tedavülden kalkan dostlarımızla...

Saygılarımla...

Alıntı: Bence haklı değil, yalnızca "yorgunluğun" şiiri bu... Telaşsızca söyleşebilmek için, -korkarım- telaşla geçirmek gerekiyor ömrü. Söyleşmek vakti , tam da tedavülden kalkmanın vakti, akçe geçerli iken söyleşmeye vakit yok, eylemek gerekiyor, bizarur.

Bakış nasıl ?
İstisnai, karşıt, özgün ve derin. İlla böyle olacak.
Sanatçılar böyle bakmaya mecbur mu ya?

Bir gün gelecek,
Hepsi olacak...
Sohbet de edeceğiz, kavga da
Bizarur!
Çünkü ya cennet ya da cehennem,
Ya orada ya şurada...

"Bizarur" ne demek?

bi olumsuzluk eki
zarur- Zaruriyet

Bizarur- zaruriyet olmaksızın..

Kaynak: Okyanus Ansiklopedisi