Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

6098 Sayılı Borçlar Yasasına Göre İcra Dosyasına Kefil Alabilmek İçin Kefil Olan kişinin eşinin muvafakatı gerekir mi ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 25-07-2012, 18:04   #31
tiryakim

 
Varsayılan

bu yasa metninde düzeltme yapılacakmış...
Old 29-07-2012, 15:27   #32
cagrik

 
Varsayılan

uygulamada çok zorluklar çıkabilme ihtimali olan bir düzenleme olmuş.
Old 26-08-2012, 12:49   #33
gülten

 
Varsayılan

Bu yeni düzenleme uygulamada bazı sakıncaları da beraberinde getirmiştir. Benim bir dosyamda borçlunun dedesi kısmi ödeme yapmak üzere Mersin' den Bursa'ya gelecek.Kalan kısım için kendisini kefil almak istesemde eşinin gelememesi sebebiyle kefil olarak alamayacağım.Bu durumda nasıl bir yol izlemek gerekecektir?İcra Müdürlüğü huzurunda mı muvafakat gerekir yoksa hazırlanmış bir muvafakati icra müdürlüğüne sunmak geçerli olacak mıdır?
Old 10-09-2012, 13:17   #34
Adalet Bakanı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan De jure
6098 sayılı Borçlar Kanununda bilhassa kefillik hususunda bazı çekinceler var elbette ki.Meslektaşımız TİRYAKİM in açmış olduğu bu bölüme yeni bir düzenleme sunacağım.Değerli görüş ve düşüncelerinizi bekliyorum.TBK md 201 BORCA KATILMA; özellikle icra dairelerinde yasal unsurları taşımak koşuluyla alacaklı-katılan ile adi yazılı bir sözleşme ile borca müteselsilen katılabilir.Eşin rızasına gerek kalmakzısın işlem yapılabilir mi?


Alıntı:
Yazan Godfather
hangi icra memuru haciz esnasında kefil aldığı bir borçluya el yazısı ile kefaletini yazdırır ki? burada BK hükümlerinin uygulanmasının mümkünü yoktur. ancak İİK 38. md. göre "icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir." eski uygulamanın aynen devamı gerekir kanaatindeyim.

Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir. (TBK 581) Bu tanımdan hareketle icra dairelerinde verilen kefaletlerin hukuki niteliğinin Borçlar Kanunda tanımlanan kefalet sözleşmesinden başka, kendine özgü, bir işlem olarak tanımlamak kanımca mümkün değildir.

Bu açıklama ışığında;

İİK'nın 38'inci maddesi gereğince "... icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir."

TBK'nın 583'üncü maddesinin 1. fıkrası " Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır." hükmünü içermektedir.


İcra ve İflas Kanunun anılan maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletlerin müteselsil kefil hükmünde olduğu düzenlenmiş olduğundan, kefil olanın, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, ( İİK gereğince zorunlu olarak müteselsil kefildir) bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi zorunludur.

Dolayısıyla icra dairesindeki kefaletler için de BK hükümlerinin uygulanması zorunludur.

Burada özel kanunun- genel kanun çatışması akla gelebilir.

Aynı anda aynı olayı düzenleyen biri genel diğeri özel iki ayrı kanun yürürlükte bulunduğu takdirde ise, eğer önceki kanun genel yeni kanun özel ise, bu takdirde olaya özel olan yeni kanun hükümleri uygulanmalıdır. Şayet, önceki kanun özel yeni kanun genel ise bu durumda da kanun koyucunun genel yasayı çıkarırken hangi amacı taşıdığına bakmak gerekir. Yasa koyucu önceki tarihli özel kanunla düzenlenen hususlarda yeni bir bakış açısıyla sonraki tarihli genel kanunla bir değişiklik öngördüğü takdirde olaya sonraki tarihli genel kanunun uygulanması gerekir Zevkliler, 1986: 72-73)

Kefalet sözleşmesi ile ilgili hükümler kanaatimce yeni bir bakış açısıyla düzenlenmiştir. Ancak, bu durumun özel-genel kanun çelişmesi olarak kabulü de mümkün değildir. Zira, İcra ve İflas Kanununda icra kefaletinin şekli ile ilgili olarak herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. uygulamada ve yargıtay içtihatlarında şekil hususunda Borçlar Kanunun hükümlerinin tatbik edilmesi yönünde genel bir kabul bulunmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.2010 tarih 2010/12-22 Esas, 2010/60 Karar sayılı kararında şekil hususu ile ilgili olarak şu açıklamalara yer verilmiştir:

"....
İcra kefaletinin şekli hakkında ise, İcra ve İflas Kanunu'nda özel bir hüküm bulunmadığından kefalete ilişkin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 483 ve takip eden maddeleri hükümlerinin gözetilmesi gerekir. Bu hükümlere göre de kefaletin yazılı şekilde olması ve kefalet taahhüdünün altında kefilin imzasının bulunması yeterlidir.

Diğer taraftan, icra kefiline karşı, ilam niteliğindeki icra kefaletine dayanılarak ayrı bir ilamlı icra takibi yapılabileceği gibi; bu takibin, icra kefiline karşı icra kefaletinin verildiği asıl takip dosyası üzerinden yürütülmesi de mümkündür. ..."

Dolayısıyla yeni Borçlar Kanunu ile birlikte kefalet sözleşmesi ile ilgili yeni bir takım şartlar getirildiğinden icra dairelerindeki kefaletler bakımından da yeni Borçlar Kanunun hükümleri uygulanırken bu yeni şartların da uygulanması gerekmektedir.

Bu açıklamalar ışığında, icra dairelerindeki kefaletler için "Eşin rıza"sının aranması gerektiğini söyleyebiliriz.
Old 22-03-2013, 15:15   #35
AV.MELTEM2435

 
Varsayılan

Soruya yanıt vermekte geç kalmış olabilirim lakin hızlıca yanıt vereyim, gerekiyor, Haciz anında yahut icra müdürlüğü'nde alınacaksa her ikisinde de eş rızası şart. ancak,
limited şirket ortak müdürü, a.ş. müdür ve y.k üyeleri, ticari sicile kayıtlı işletmenin sahibi işletmesi adına kefil oluyorsa eş rızası aranmaz.
Old 26-04-2013, 09:10   #36
zuziao

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım. İyi çaışmalar.
Borçluya yapılan takip kesinleşmiş ve evine hacze gelinmiş. Borçlunun eşi icra dosyasına icra kefili olarak alınmıştır.
Borç miktarı ayrıca ve açıkça belirtilmemekle beraber "borcun tamamına kefil oluyorum" ibaresi tutanakta yazılıdır. Bu husus kefaletin geçersizliğini doğurur mu ?
İkinci ve asıl sorum ise şu: Asıl borçlu koca haciz esnasında; haciz mahallinde bulunuyor; eşi hanımefendi haciz baskısıyla icra kefili oluyor. Asıl borçlu koca tutanağı imzalamaktan imtina ediyor. Ancak eşi tutanğa imza atıyor. Borçlu (kocanın)muvafakati olmadığı için eşinin kefaleti geçerli olur mu ?
Yine kendi el yazısıyla yazmış olduğu hiçbir kefalet beyanı vs. yoktur. Zaten kadın; ilkokul terk, doğru düzgün okuması ve yazması da yok.
Bu maddelere dayanarak şikayet etmeyi düşünüyorum.
İyi çalışmalar. Saygılarımla.
Old 26-04-2013, 21:38   #37
AV.MELTEM2435

 
Varsayılan

merhaba sayın meslektaşım,

bu konu maalesef bence biraz sıkıntılı.

Kanımca borca t ferileri ile birlikte icra kefili olmayı kabul ediyorum ibaresi doğru zira ayrıntılı hesap taahhütte aranır.

Benim sıkıntı yaşamakta olduğum durum, eşinin borcu için kefalette eş muvafakati aranıp aranamayacağı. ben gerek olmadığını zira kanunun eş rızası aranması kanun amacına aykırı olduğu ve alacaklıyı zorda bırakma olacağı kanaatindeyim,
Şikayet konusunu kendi yazısı ile muvafakati yoktur borçlar kanunu el yazısı ile kefil olduğunu müteselsil olduğunu tarihi ve azami miktarı yazmasını arıyor.
Bu sebeple şikayet edin , şikayeti hasımsız yapın reddolursa v.ü ödemeyin,
saygılar
Old 08-07-2013, 13:33   #38
Av.İlker DOLGUN

 
Varsayılan

Haciz esnasında lehine işleyecek sürelerden feragat ederek ödeme taahhüdünde bulunan borçluya karşı taahhüdün ihlali sebebiyle açılan davada "nüfus kaydının incelenmesinde sanığın evli olduğunun anlaşıldığı ve tutanakta yazılı kefalete eşinin onayının alınmadığı" gerekçesiyle beraat kararı verildi.

Kefalette eş rızasıyla ilgili getirilen bu madde ile alakalı olarak yeni bir düzenleme yapılacağı yönünde haberler vardı, herhangi bir değişiklik yapıldı mı?
Old 06-09-2013, 17:50   #39
Matrix

 
Varsayılan Son durum?

Eşin, icra ödeme taahhüdü için muvafakati alınmaması ile ilgili olarak verilmiş son karar örneği olan meslektaşım var mı?Kararı yayınlayabilir mi?
Old 07-09-2013, 12:33   #40
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Matrix
Eşin, icra ödeme taahhüdü için muvafakati alınmaması ile ilgili olarak verilmiş son karar örneği olan meslektaşım var mı?Kararı yayınlayabilir mi?

Böyle bir karar mı var ?
Old 07-09-2013, 17:04   #41
Matrix

 
Varsayılan

İcra kefaletinde eşin rızası ile ilgili olarak Yargıtay kararı olanlar paylaşabilirler mi?
Old 24-10-2013, 13:37   #42
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
... TBK m.603 kambiyo senetlerine uygulanamaz...

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 27.06.2013 tarih, Esas: 2013/10055, Karar: 2013/24337: "...Bu açıklamalar doğrultusunda Türk Ticaret Kanununda özel hükümler olması sebebiyle kambiyo senetlerinde BK. nun 584. ve 603. maddeleri uygulanamaz..."

Kararın tamamı için:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15022

Aynı yönde:
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=15023
Old 27-11-2013, 20:14   #43
twilightxxx

 
Varsayılan

http://www.haber3.com/esinin-imzasi-...28558h.htm#%21
sitesinde yayımlanan haber:

Konya'da 24 yaşındaki Ö.G. aldığı mallar karşılığı kestiği 15 bin liralık çeki ödeyemeyince icralık oldu. Mal sahipleri avukatlar aracılığıyla 25 Aralık 2012 tarihinde Ö.G.'nin birlikte çalıştığı babası İ.G.'nin sahibi olduğu etli ekmek salonuna haciz gönderdi. Salonda bulunan masa ve sandalyeler haciz edilirken araya giren İ.G., oğlunun 15 bin liralık borcunu kendisinin ödeyeceğini belirterek avukatlarla sözleşme yaptı ve icra kefili oldu. Böylece icra işlemini durdurdu. Ancak 15 bin liralık borcun günü geldiğinde ödeyemeyen baba İ.G. icralık duruma düştü. Alacaklılar avukatları aracılığıyla İ.G.'nin 2 kamyonetini haciz ederek yediemin otoparkına çektirdi.

EŞİNİN İMZASI OLMAYINCA KURTULDU

Hacizi kaldırabilmek için hukuki yollara başvuran İ.G. avukata müracaat etti. Avukat tarafından dosyada yapılan inceleme sonrası icra kefilliği için hazırlanan haciz tutanağında İ.G.'nin eşi F.G.'nin rızasını gösteren imzasının olmadığı görüldü. Bunun üzerine İ.G. avukatı aracılığıyla 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 'Türk Borçlar Kanununun 584'üncü maddesi uyarınca eşinin kefalet sözleşmesinde rızasının bulunmadığından dolayı kefaletin geçersiz olduğu ve buna dayanarak yapılan icra takibi ve haciz işlemlerinin hukuken yok hükmünde olduğundan iptal edilmesi için Konya İcra Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı.

Görülen duruşma sonrası mahkeme heyeti icra kefili olan İ.G.'nin evli olmasına rağmen eşinin yazılı rızası alınmadığı gerekçesiyle icra takibinin iptal edilmesine karar verdi. Alacaklılar tarafından yapılan itiraz sonrası davayı gören Yargıtay 12'nci Hukuk Dairesi de geçen eylül ayında yerel mahkemenin aldığı kararı onadı.

EMSAL KARAR

İ.G.'nin avukatı Emrah Uluca, Yargıtay tarafından da onanan kararın Türkiye'de emsal teşkil edecek bir karar olduğunu söyledi. Uluca, "Bu emsal kararla, 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren özellikle konut kredisi, araç kredisi, icra kefilliği gibi kefalet sözleşmelerine imza atıp da eşlerinin rızasını gösterir imzası bulunmayan vatandaşlarımız Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili maddesine dayanarak İcra Hukuk Mahkemesi'ne şikayet davası açarak haklarında başlatılan icra takibini iptal ettirebilirler" dedi.

MKY(İA/SS)

DHA


Kaynak : http://www.haber3.com/esinin-imzasi-...#ixzz2ls47REjn
Old 07-01-2014, 13:26   #44
huysuz

 
Mutlu

T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2013/14327
K. 2013/12865
T. 23.9.2013

• İCRA KEFALETİ ( 6098 S.K. Kefalete İlişkin Hükümlerin İcra Kefaletlerinde de Uygulanması Gerektiği - İcra Kefili Şikayetçinin Kefalet İşleminin ve Buna Bağlı İcra Emrinin İptali Talebinin 6098 S.K.'daki Düzenlemeler Çerçevesinde Değerlendirileceği )
• İCRA KEFALETİNİN GEÇERLİ OLMADIĞI İDDİASI ( 6098 S.K. Kefalete İlişkin Hükümlerin İcra Kefaletlerinde Uygulanacağı - Kefalete İlişkin Hususu İçeren Haciz Zabtının İcra Müdürünün El Yazısı İle Düzenlendiği ve Yasanın Aradığı Koşullara Uygun Olmadığı )
• KEFALET İŞLEMİNİN VE İCRA EMRİNİN İPTALİ TALEBİ ( 6098 S.K. Kefalete İlişkin Hükümlerin İcra Kefaletlerinde de Uygulanması Gerektiği -Kefalete İlişkin Hususu İçeren Haciz Zabtının İcra Müdürünün El Yazısı İle Düzenlendiği ve Yasanın Aradığı Koşullara Uygun Olmadığı/Eksik İnceleme Yapıldığı )
2004/m.38
6098/m.583
ÖZET: Şikayetçi icra kefili İcra Mahkemesine başvurusunda; haciz sırasında yapılan icra kefaleti işleminin; kendi el yazısı ile kefil olunan miktarın ve tarihinin yazılı olmaması, eşin rızasının alınmaması nedenleriyle geçerli olmadığını, kefalet işleminin ve buna bağlı olarak düzenlenen icra emrinin iptalini talep etmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'ndaki kefalete ilişkin hükümlerin icra kefaletlerinde de uygulanması gerekmektedir. Borçlu şirket hakkındaki takip kesinleştikten sonra haciz sırasında, üçüncü kişinin ''dosya borcu olan 93.454,71 TL'ye icra kefili olduğu'' hususunu içeren haciz zabtı İcra Müdürünün el yazısı ile düzenlenmiş olup, Yasa'nın aradığı koşullara uygun değildir. 6098 Sayılı Kanun'daki düzenlemeler çerçevesinde şikayetin değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Şikayetçi icra kefili İcra Mahkemesine başvurusunda; 18.03.2013 tarihli haciz sırasında yapılan icra kefaleti işleminin; kendi el yazısı ile kefil olunan miktarın ve tarihinin yazılı olmaması, eşin rızasının alınmaması nedenleriyle geçerli olmadığını, kefalat işleminin ve buna bağlı olarak düzenlenen icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, icra kefaletinin İİK'nun 38. maddesinde düzenlendiği, Borçlar Kanunu'nun 581 ve devamı maddelerinde düzenlenen kefaletsözleşmesi şekil şartlarının burda uygulanmayacağı ve icra kefaletinde eşin rızasının aranmayacağı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İİK'nun 38. maddesinde, icra dairesindeki kefaletlerin ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olduğu belirtilmiş, kefaletin şekli hakkında ise, özel bir düzenleme getirilmemiştir. Bu nedenle genel yasa olan ve 27836 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'ndaki kefalete ilişkin, 581 ve takip eden madde hükümlerinin icra kefaletlerinde de uygulanması gerekmektedir.
Anılan Yasa'nın kefalet aktinin şekil şartlarını düzenleyen 583. maddesinde; Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğunu, yine 584. maddesinde; eşlerden birinin diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının mecburi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda, borçlu şirket hakkındaki takip kesinleştikten sonra 18.03.2013 tarihli haciz sırasında, üçüncü kişi E.Y'nin ''dosya borcu olan 93.454,71 TL'ye icra kefili olduğu'' hususunu içeren haciz zabtı İcra Müdürünün el yazısı ile düzenlenmiş olup, Yasa'nın aradığı koşullara uygun değildir.
Bu durumda Mahkemece, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde şikayetin değerlendirilerek sonuçlandırılması gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. ( HMK m.297/ç ) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

ilgili 2013 tarihli bir kararı bilgilerinize sunarım.
Old 13-11-2015, 09:56   #45
SEDAT BAYSAL

 
Varsayılan

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Özlem İnciroğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi icra kefili, icra mahkemesine başvurusunda; 07/09/2012 tarihli haciz işlemi sırasında yapılan icra kefalet işleminin kefalette eş rızasının alınmadığı gerekçesi ile geçersiz olduğunu ileri sürerek kefaletin iptaline karar verilmesi isteğinde bulunmuş, mahkemece, yapılan yargılama sonunda, kefillikten önce yada sonra evli eşin rızası alınmadığından B.K 584. maddede sayılan şekil şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davacının kefilliğinin geçersizliğine (iptaline) karar verilmiştir.
İİK.’nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabi olup; icra kefaletinin geçersizliği nedeniyle iptali istemi yargılamayı gerektirdiğinden, genel mahkemede ileri sürülebilecek bir husus olup, şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurularak iptali talep edilemez.
Ancak, İİK.'nun 38. maddesi uyarınca ilam hükmünde olan icra kefalet işleminin, ilamlı icra takibine konu edilebilmesi, bir diğer ifade ile icra kefiline icra emri tebliğ edilebilmesi için icra kefaletinin yasada öngörülen şekil şartlarına uygun olarak yapılmış olması gerekir.
Bu durumda, şikayetçi, icra kefilliğinin iptali hususun incelenmesinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği ve dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği açıktır.
Öte yandan, kefalet tarihinde evli olduğu anlaşılan şikayetçinin eşinin kefilliğe ilişkin rızasının bulunmadığı görülmekte olup; bu haliyle, kefalet tutanağının, kefaletin şeklini düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 583. ve 584. maddelerinde belirtilen şartlarda düzenlenmediği anlaşılmaktadır. Esasen bu husus, mahkemenin de kabulündedir.
Hal böyle olunca, mahkemece, yalnız icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 05-04-2017, 10:43   #46
TarhanBicen

 
Varsayılan

Öncelikle, iyi çalışmalar dilerim.

Bilindiği üzere emsal kararlarda da atıf yapıldığı üzere "İcra Dairesindeki Kefaletlerin İlamların İcrası Hakkındaki Hükümlere Tabi Olduğu - İcra Kefaletinin Geçersizliği Nedeniyle İptali İstemi Yargılamayı Gerektirdiğinden Genel Mahkemede İleri Sürülebileceği, İcra mahkemelerine başvurularda Sadece icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği" malumdur.

Buna göre kefaletin geçersizliği istemli davamız, asıl borçlu ve alacaklı ilişkisi sebebiyle mi belirlenecektir. Örneğin asıl borçlu tüketici ise Tüketici mahkemeleri, kiracı ise Sulh Hukuk mahkemeleri mi yoksa Asliye Hukuk mahkemeleri mi görevlidir?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
6098 sayılı Borçlar Kanunu Madde 100 ile ilgili yefe Meslektaşların Soruları 7 26-06-2012 16:28
Haciz Sırasında Borçlunun Eşinin Kefil Alınması Hk. erergin Meslektaşların Soruları 3 06-08-2009 13:09
haciz sırasında kefil olan 3. kişinin muhafazaya muvafakati AvTürk Meslektaşların Soruları 8 19-03-2009 18:05
Kefil Hakkında Ihtiyati Haciz Kararı Alabilmek Için Protesto Tebliğ Şerhine Gerek Var Şimal Yıldızı Meslektaşların Soruları 4 12-09-2008 21:21
Finansal Bir Kuruluşa Kefil Olmaktan Kaynaklanan Faiz Tutarını Kefil Ödemek Zorundamı YAŞAR PÜLLÜ Hukuk Soruları Arşivi 3 02-03-2002 00:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07093310 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.