Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bir Yargıtay Kararı arıyorum

Yanıt
Old 28-02-2007, 17:43   #1
Ersin KUŞ

 
Varsayılan Bir Yargıtay Kararı arıyorum

Yargıtay 1.Hukuk Dairesi 27.06.2002 tarih,7218 E-8018 K sayılı müdahalenin men'i davasında hakkın kötüye kullanılmasıyla ilgili kararı arıyorum.Yardımınız için şimdiden teşekkürler....
Old 01-03-2007, 10:16   #2
av.sıla

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi

E:2002/7218
K:2002/8018
T:27.06.
2002



Dayac
ı tarafından, davalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davasının yaPılan yargılamasında, mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyiZi üzerine dösya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar
Dava, çaplı yere el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Dosyaya getirtilen kayıtlardan tarafların çekişmeli taşınmazda iştirak halinde malik oldukları anlaşılmaktadır.
İştirakçilerin aralarında el atmanın önlenilmesine ilişkin davada, Medeni Kanunun paylı mülkiyete yönelik hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur.
Bilindiği üzere paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki el atmanın önlenilmesini her zaman is-tiyebilir Hatta iştirak halinde mülkiyette dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine el atmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullanıldığı bir kısım yer varsa açacağı el atmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu el atmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyuun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Öte yandan, yurdumuzda sosyal, ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşın akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere MK.'nun 706, BK.'nun 213, TK.'nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "akte vefa" kuralının yanında MK.'nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
O halde, paydaşlar arasındaki el atmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, MK.'nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
Somut olaya gelince, mahkemece yukarıda değinilen anlamda bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, açıklanan ilkeleri kapsar biçimde gerekli araştırmanın yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.6.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


(Kaynak: Y
ıl: Ay: Sayfa


Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yargıtay Kararı Arıyorum Gamze Dülger Meslektaşların Soruları 3 17-03-2010 09:09
Bir yargıtay kararı arıyorum dilekgulsen Meslektaşların Soruları 2 20-02-2007 14:06
Bir Yargıtay Kararı arıyorum Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 6 07-02-2007 13:39
Bir Yargıtay Kararı arıyorum Ersin KUŞ Meslektaşların Soruları 3 09-12-2006 16:33
Bir Yargıtay Kararı arıyorum... nephilis Meslektaşların Soruları 2 08-09-2006 21:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04182601 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.