Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İstifa eden memur dava açıp ikramiyesini alıyor

Yanıt
Old 28-06-2011, 17:44   #61
Av. Tuğba K.

 
Varsayılan

Açmış olduğum davada Anayasa Mahkemesi bu konuda karar verinceye kadar bekletme kararı verilmiş durumda. Umarım Sn. Kırmızı'nın dediği gibi davamız red ile sonuçlanmaz.

İyi Çalışmalar Dilerim..
Old 29-06-2011, 12:25   #62
Av.Gülayşe

 
Varsayılan

Merhabalar, Anayasa Mahkemesi,12.05.2011 tarihinde, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14.maddesiyle, 8.6.1949 günlü, 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin "Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4'üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ..." bölümünün Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi.
Söz konusu karar henüz Resmi gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmedi, ancak kararın yayınlanmasından sonra yapılacak yeni bir düzenleme ile emekli ikramiyesi alamayanlar bu ikramiyeleri almaya hak kazanacaktır.
Mahkemeler ise bu iptal kararı doğrultusunda dava açanlar lehine karar vermelidir.İyi Çalışmalar.
Old 15-07-2011, 11:04   #63
limonkabuğu

 
Varsayılan

Anayasa Mahkemesinin 2005/40 E., 2009/17 K. sayılı ve 05/06/2009 T.li iptal kararına aykırı olarak 16.06.2010 T.li ve 5997 Sayılı bazı kanunlarda ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 14. maddesi ile 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 89. maddesinin birinci fıkrası ile yeni bir düzenleme yapılmıştı. İşte Anayasa Mahkemesi iptal kararına aykırı olarak yapılan bu yeni düzenleme 12.05.2011 tarihinde Anayasa Mahkemesince iptal edilmiştir. Karar metnini aşağıda sunuyorum. İdari davada bu hususa ilişkin açtığımız davamız devam ediyor, Anayasa Mahkemesinin karar metnini bir üst yazı ile mahkemeye sunmanın faydalı olacağı kanaatindeyim.


ANAYASA MAHKEMESİ KARARI



Esas Sayısı : 2010/81

Karar Sayısı : 2011/78

Karar Günü : 12.5.2011

R.G. Tarih-Sayı : 09.07.2011-27989


İPTAL DAVASINI AÇAN: Anamuhalefet Partisi (Cumhuriyet Halk Partisi) adına Grup Başkanvekilleri M. Akif HAMZAÇEBİ ve Muharrem İNCE (Esas Sayısı: 2010/81)


İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara 14. İdare Mahkemesi (Esas Sayısı: 2010/98)


DAVA ve İTİRAZIN KONUSU: 16.6.2010 günlü, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesiyle, 8.6.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve…” bölümünün, Anayasa’nın 2., 10., 138. ve 153. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.


I- İPTAL DAVASI İLE İTİRAZ BAŞVURUSUNUN GEREKÇELERİ


A- İptal davası dilekçesinin gerekçe bölümü şöyledir:




“II. GEREKÇE


16.06.2010 Tarihli ve 5997 Sayılı Kanunun 14 üncü Maddesi ile Değiştirilen 5434 Sayılı Kanunun 89 uncu Maddesinin Birinci Fıkrasının İkinci Tümcesinde Yer Alan “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve …” Sözcüklerinin Anayasaya Aykırılığı


5434 sayılı T. C. Emekli Sandığı Kanunun 89 uncu maddesinin 5997 sayılı Yasayla değişik birinci fıkrasının birinci tümcesinde, “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak” verileceği belirtilmiştir.


Fıkranın ikinci tümcesinde ise “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi” ödenir denilmiştir.


Söz konusu ikinci tümcenin, 2829 sayılı Yasanın 12 nci maddesinin birinci tümcesinde yer alan, “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılanlara ve …” sözcüklerinin Anayasa Mahkemesi tarafından (05.02.2009 günlü, E.2005/40, K.2009/17 sayılı kararla) iptal edilmesi üzerine getirildiği ifade edilmektedir. Anayasa Mahkemesinin kararı 05.06.2010 günlü Resmi Gazetede yayımlanmış ve 1 yıl sonra yürürlüğe girmesi kararlaştırılmıştır. Kural, 19.06.2010 günlü Resmi Gazetede yayımlanmış, boşluk doğmaması için de 5997 sayılı Yasanın 19 uncu maddesiyle 01.06.2010 günüde yürürlüğe girmesi kabul edilmiştir.


5434 sayılı Yasanın 89 uncu maddesinin değişik birinci fıkrasının ikinci tümcesi, 2829 sayılı Yasanın 12 nci maddesinin birinci tümcesinde yer alan ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılanlara ve …” sözcüklerinin yer aldığı kuralla, aşağıdaki karşılaştırmalı tabloda görüldüğü gibi aynı niteliktedir.


Mülga 2829 sayılı Yasa’nın Anayasa Mahkemesince iptal edilen “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve …” ibaresini de içeren 12 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir.”


5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin, 5997 sayılı Yasayla değiştirilen birinci fıkrasının ikinci tümcesi şöyledir: “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir.”


İki tümce arasındaki farklılıklar, yer aldıkları yasaların tanımlanmasından kaynaklanmaktadır.


a) İptal edilen düzenleme, 2829 sayılı Yasada yer almakta iken bu kez 5434 sayılı Yasaya yerleştirilmiştir. Bu nedenle de iptal edilen düzenleme “son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılanlar” şeklinde tanımlama yaparken, 5434 sayılı Yasada yer alan yeni düzenleme doğal olarak, “son defa bu kanun” şeklinde tanımlama yapmıştır.


b) Yeni düzenlemede 5434 sayılı Yasayla birlikte, yine doğal olarak, 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışanlar sözcükleri kullanılmıştır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, bu Yasaya gönderme gerekli hale gelmiştir ve 5510 sayılı Yasanın 5434 sayılı Yasaya ilişkin geçiş hükümlerini içeren geçici 4 üncü maddesine gönderme yapılmıştır. Geçici 4 üncü madde hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılanlar ile 5434 sayılı hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde iken emekliye ayrılanlar aynı statüdedir.


Bu teknik farklar dışında, her iki kuralın da anlam ve kapsamı aynıdır. 2829 sayılı Yasa’nın 12 nci maddesinin birinci fıkrasına göre emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılma ve kendilerine 2829 sayılı Yasa’nın 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanma koşullarını taşımak gerekmektedir. Bu koşulları taşıyanlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden 5434 sayılı Yasa hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenecektir. Bu koşullarla birlikte 5434 sayılı Yasa’nın 89 uncu maddesinin birinci fıkrasındaki “...her tam fiili hizmet yılı için, ... hesaplanacak tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir” hükmü gereğince emekli ikramiyesi alabilmek için, T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerde en az bir yıl çalışmış olmak da gerekmektedir.


5997 sayılı Yasayla değiştirilen yeni kuralda da aynı şekilde son defa 5434 sayılı Yasa veya 5510 sayılı Yasanın geçici 4 üncü maddesine tabi görevlerden emekliye ayrılma söz konusudur.


2829 sayılı Yasa’nın 8 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacaktır.


Sonuç olarak yeni düzenlemede de, bir yıldan fazla 5434 sayılı Yasa kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Yasa’nın 8 inci maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlara, son defa 5434 sayılı Yasaya veya 5510 sayılı Yasanın geçici 4 üncü maddesine tabi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu taşımadıklarından Emekli Sandığına tabi olarak yaptıkları çalışma süreleri için emekli ikramiyesi yine ödenmeyecektir.


Anayasanın 2 nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.


Anayasanın 10 uncu maddesindeki “kanun önünde eşitlik ilkesi” hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır.


2829 sayılı Yasa’da benimsenen sistemle, farklı sosyal güvenlik kuruluşlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emekli olanlara yaşlılık aylığı bağlandığı halde, itiraz konusu ibareyle son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayırım yapılarak Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmayanlara, 5434 sayılı Yasaya ve 5510 sayılı Yasanın geçici 4 üncü maddesine tabi çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesini öngören kuralın, daha önce iptal edilen kuralda olduğu gibi, Anayasanın 10 uncu maddesindeki eşitlik ilkesine ve adil sonuçlar doğurmadığından 2 nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine aykırılığı devam etmektedir.


Ancak, Anayasanın 153 üncü maddesinin son fıkrasında, Anayasa Mahkemesi kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları ile yönetim makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlayacağı öngörülmüştür. Bu kural gereğince, yasama organı yapacağı düzenlemelerle daha önce aynı konuda verilen Anayasa Mahkemesi kararlarını gözönünde bulundurmak, bu kararları etkisiz kılacak biçimde yasa çıkarmamak, Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen kuralları tekrar yasalaştırmamak yükümlülüğündedir. Başta yasama organı olmak üzere yargı ve yürütme, kararların yalnız sonuçları ile değil, bir bütünlük içinde gerekçeleri ile de bağlıdır. Gerekçeleriyle birlikte kararlar, yasama işlemlerini değerlendirme ölçütlerini içerirler ve yasama etkinliklerini yönlendirme işlevi de görürler. Bu nedenle, yasama organı düzenlemelerde bulunurken, iptal edilen yasaya ilişkin kararların sonuçları ile birlikte gerekçelerini de gözönünde bulundurmak zorundadır. İptal edilen yasalarla, sözcükleri ayrı da olsa aynı doğrultu, içerik ya da nitelikte yeni yasa çıkarılması, Anayasanın 153 üncü maddesine aykırılık oluşturur.


Hukuk devletinde, yasama organını da kapsayacak biçimde devletin bütün organları üzerinde hukukun ve Anayasanın mutlak egemenliği vardır. Yasakoyucu her zaman hukukun ve Anayasanın üstün kuralları ile bağlıdır. Anayasal denetimde bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir. Bu nedenle de Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ilkesine yer verilmiştir. Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilen kuralın yeniden yasalaştırılmasına Anayasanın 153 üncü maddesinin son fıkrasındaki bağlayıcılık ilkesi engeldir. Yasama organının iptal edilen kuralın aynını veya benzerini yasalaştırması durumunda Anayasa Mahkemesi kararlarının etkinliği ortadan kaldırılarak yasaların yargısal denetimi anlamını yitirir.


Bir yasa kuralının, Anayasanın 153 üncü maddesine aykırılığından söz edilebilmesi için, iptal edilen önceki kural ile “aynı” ya da “benzer nitelikte” olması gerekir. Bunların saptanabilmesi ise öncelikle, aralarında “özdeşlik”, başka bir deyişle, amaç, anlam ve kapsam yönlerinden “benzerlik” olup olmadığının incelenmesine bağlıdır.


Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ve Anayasanın üstünlüğü ilkesi karşısında, iptal edilen bir kurala yeni bir yasa ile geçerlilik sağlanamaz. Anayasa Mahkemesi’nin önceki kararının etkisini ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenleme olduğu duraksamaya yer vermeyecek kadar açık olan dava konusu sözcükler, Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen daha önceki kuralla aynı içerikte olduğundan Anayasanın 153 üncü maddesine aykırıdır.


Açıklanan nedenlerle, 16.06.2010 tarihli ve 5997 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile değiştirilen 5434 Sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve …” sözcükleri Anayasanın 153 üncü maddesine aykırı olup, iptali gerekmektedir.


III. SONUÇ VE İSTEM


Yukarıda açıklanan gerekçelerle, 16.06.2010 tarihli ve 5997 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile değiştirilen 5434 Sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinde yer alan “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve …” sözcükleri Anayasanın 153 üncü maddesine aykırı olduğundan iptaline karar verilmesine ilişkin istemimizi saygı ile arz ederiz.”


B- İtiraz başvurusu kararının gerekçe bölümü şöyledir:


“Dava dosyasının incelenmesinden; 5434 sayılı Kanun’a tâbi hizmetleri bulunmakta iken 14/11/2000 tarihinde görevine son verilen, SSK’ya tâbi olarak görev yaptıktan sonra 2829 sayılı Kanun’un 8’inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden 01/06/2008 tarihinden itibaren SSK’ca yaşlılık aylığı bağlanan davacı tarafından, 5434 sayılı Kanun kapsamında Emekli Sandığı’na tâbi olarak geçen hizmet sürelerine tekabül eden emekli ikramiyesinin ödenmesi talebiyle idareye yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.


24/05/1983 gün ve 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tâbi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un 12’nci maddesinin birinci fıkrasında “Son defa T.C. Emekli Sandığına tâbi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T. C. Emekli Sandığına tâbi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir” hükmü bulunmakta iken, anılan hükmün “Son defa T.C. Emekli Sandığına tâbi görevlerden emekliye ayrılan ve ...” şeklindeki ibaresi, 05/06/2009 gün ve 27249 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 05/02/2009 gün ve E:2005/40, K:2009/17 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal hükmünün kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra (05/06/2010 tarihinde) yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.


Anayasa Mahkemesi’nin bahsi geçen iptal kararının gerekçesinde;


“2829 sayılı Yasa’nın 12. maddesinin birinci fıkrasına göre emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, son defa T.C. Emekli Sandığına tâbi görevlerden emekliye ayrılma ve kendilerine 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanma koşullarını taşımak gerekmektedir. Bu koşulları taşıyanlara, T.C. Emekli
Şandığına tâbi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden 5434 sayılı Yasa hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenecektir. Bu koşullarla birlikte 5434 sayılı Yasa’nın 89. maddesinin birinci fıkrasındaki
‘...her tam fiili hizmet yılı için, ... hesaplanacak tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.’ hükmü gereğince emekli ikramiyesi alabilmek için, T.C. Emekli Sandığına tâbi görevlerde en az bir yıl çalışmış olmak da gerekmektedir.


2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesinin birinci fıkrasına göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması hâlinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tâbi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacaktır.


1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin dördüncü fıkrasında ‘T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tâbi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık veya malûllük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenir.’ hükmüne yer verilmiştir.


Yukarıdaki düzenlemelere göre, farklı sosyal güvenlik kurumlarındaki hizmet, sürelerinin birleştirilmesiyle 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi gereğince son yedi yıllık hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olması nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumunca aylık bağlanması hâlinde, aynı veya farklı kamu kuruluşlarında, gerek Emekli Sandığına, gerekse Sosyal Sigortalar Kurumuna tâbi olarak geçmiş olsun, anılan kamu kuruluşlarında geçen toplam hizmet süreleri üzerinden son kamu kuruluşu işveren tarafından ilgiliye kıdem tazminatı ödendiği; son yedi yıllık hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan Emekli
Sandığınca aylık bağlanması hâlinde ise son defa Emekli Sandığına tâbi bir görevden emekliye ayrılmayan ilgiliye, emekli ikramiyesi ödenmediği, yalnızca kamuda işçi olarak geçen süreye karşılık kıdem tazminatı ödendiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, bir yıldan fazla 5434 sayılı Yasa kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlara da, son defa Emekli Sandığına tâbi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu taşımadıklarından Emekli Sandığına tâbi olarak yaptıkları çalışma süreleri
için emekli ikramiyesi ödenmemektedir.


Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.


Anayasa’nın 10. maddesindeki ‘kanun önünde eşitlik ilkesi’ hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle,
aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır. 2829 sayılı Yasa’da benimsenen sistemle, farklı sosyal güvenlik kuruluşlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emekli olanlara yaşlılık aylığı bağlandığı hâlde, itiraz konusu ibareyle son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayırım yapılarak Emekli Sandığına tâbi görevlerden emekliye ayrılmayanlara, 5434 sayılı Yasaya tâbi çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesi, Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, adil sonuçlar doğurmadığından 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle itiraz konusu ibare Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.”


ifadelerine yer verilmiştir.


Bu gerekçeye göre; farklı sosyal güvenlik kuruluşlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emekli olanlara yaşlılık aylığı bağlandığı hâlde, son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayırım yapılarak Emekli Sandığına tâbi görevlerden emekliye ayrılmayanlara, 5434 sayılı Yasa’ya tâbi çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesi, Anayasa’nın 10’uncu maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, adil sonuçlar doğurmadığından 2’nci maddesindeki hukuk devleti ilkesine de aykırıdır.


2829 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinin ilgili ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesi nedeniyle doğan hukukî boşluğun doldurulması amacıyla çıkarılan ve 01/06/2010 tarihinden itibaren yürürlüğe konulan 5997 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesi ile 5434 sayılı Kanun’un 89’uncu maddesinin birinci fıkrası değiştirilerek “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tâbi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tâbi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz” hükmü getirilmiştir.


Görüldüğü üzere; 2829 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinin ilgili ibaresinin iptali nedeniyle 5434 sayılı Kanun’un 89’uncu maddesinin birinci fıkrasında yapılan yeni düzenlemede de, birleştirilen hizmet sürelerinden Emekli Sandığı’na tâbi hizmet süreleri için emekli ikramiyesinin ödenebilmesi için “son defa 5434 sayılı Kanun veya (5434 sayılı Kanun’a ilişkin geçiş hükümlerini içeren) 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılma” koşulu aranmıştır.


Dolayısıyla; eşitlik ve hukuk devleti ilkelerini zedelediği için Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilen 2829 sayılı Kanun’un 12’nci maddesi ile 5434 sayılı Kanun’un 89’uncu maddesinin birinci fıkrasında yapılan yeni düzenlemenin doğurduğu hukukî sonuçlar aynıdır.


Bu durum; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının gerekçesinde belirtilen eşitlik ve hukuk devleti ilkeleri açısından Anayasa’ya aykırılığı devam ettirdiği gibi, iptal hükmünün hukuksal sonuçlarını ortadan kaldıran yeni bir yasal düzenleme yapılmasının, aynı zamanda Anayasa’nın 138’inci maddesinin son fıkrasında yer verilen “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” hükmüne de aykırı düşmektedir.


Bu durumda; (19/06/2010 gün ve 27616 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5997 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesi ile değişik) 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun hâlen yürürlükte bulunan 89’uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinin “... Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ...” şeklindeki ibaresinin, Anayasa’nın 2’nci maddesinde düzenlenen hukuk devleti ilkesi ile 10’uncu maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine ve 138’inci maddesinin son fıkrası hükmüne aykırı olduğu kanaatine varıldığından, anılan Kanun hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerekmiştir.


Açıklanan nedenlerle; Anayasa’nın 152’nci maddesi uyarınca bakılmakta olan davada uygulanacak olan (19/06/2010 gün ve 27616 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 5997 sayılı Kanun’un 14’üncü maddesi ile değişik) 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun hâlen yürürlükte bulunan 89’uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci tümcesinin “... Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve ...” şeklindeki ibaresinin Anayasa’nın 2, 10 ve 138’inci maddelerine aykırı olduğu kanaatiyle, anılan ibarenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına, Anayasa Mahkemesi’nin konu hakkında vereceği karara kadar davanın geri bırakılmasına, beş ay içinde bir karar verilmezse davanın yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırılmasına, kararın birer örneğinin taraflara tebliğine, işbu kararla birlikte dava dosyası ve içeriği evrakın çıkarılacak birer onaylı örneğinin Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine, 21/09/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”


II- YASA METİNLERİ


A- Dava ve İtiraz Konusu Yasa Kuralı


16.6.2010 günlü, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesiyle değiştirilen, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun iptali istenilen bölümü içeren 89. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:


“Madde 89 – (Değişik: 21.4.2005 – 5335/3 md.) (Değişik birinci fıkra: 16.6.2010–5997/14 md.) Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.”



B- Dayanılan Anayasa Kuralları


Dava dilekçesinde Anayasa’nın 153. maddesine, başvuru kararında Anayasa’nın 2., 10. ve 138. maddelerine dayanılmıştır.


III- İLK İNCELEME


Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECİPOĞLU, Hicabi DURSUN ve Celal Mümtaz AKINCI’nın katılımlarıyla 7.12.2010 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında; dosyalarda eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, oybirliğiyle karar verilmiştir.


IV- BİRLEŞTİRME KARARI


8.6.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesinin, 16.6.2010 günlü, 5997 sayılı Yasa’nın 14. maddesiyle değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve…” bölümünün iptaline karar verilmesi istemiyle yapılan E.2010/98 sayılı itiraz başvurusuna ilişkin davanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2010/81 esas sayılı dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasının kapatılmasına, esas incelemenin 2010/81 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 7.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.


V- ESASIN İNCELENMESİ


Dava dilekçesi, başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, dava konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:


A- Kuralın Anlam ve Kapsamı


5434 sayılı Kanun’un 89. maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesine göre emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, son defa 5434 sayılı Kanun veya 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerden (T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden) emekliye ayrılma ve kendilerine 2829 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanma koşullarını taşımak gerekmektedir. Bu koşulları taşıyanlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenecektir. Bu koşullarla birlikte 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesinin birinci fıkrasındaki “…her tam fiili hizmet yılı için, … hesaplanacak tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.” hükmü gereğince emekli ikramiyesi alabilmek için, T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerde en az bir yıl çalışmış olmak da gerekmektedir.


2829 sayılı Kanun’un 8. maddesinin birinci fıkrasına göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacaktır.


Bir yıldan fazla 5434 sayılı Kanun kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlara da son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu taşımadıklarından Emekli Sandığına tabi olarak geçirdikleri çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemektedir.


B- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu


Dava dilekçesinde; 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılanlara ve…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nin 5.2.2009 günlü, E.2005/40, K.2009/17 sayılı kararıyla iptal edildiği, iptal hükmüyle oluşacak hukuki boşluğun giderilmesi amacıyla yapılan 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesindeki 5997 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği hükümle aynı olduğu, bu nedenle kuralın Anayasa’nın 153. maddesine; başvuru kararında da; Anayasa Mahkemesi’nin K.2009/17 sayılı kararıyla eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırılığı nedeniyle iptal edilen hükümle aynı hukuki sonuçlar doğurduğundan yeni düzenlemenin Anayasa’nın 2., 10. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.


Anayasa’nın 153. maddesinin son fıkrasında, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar” denilmektedir. Buna göre, Anayasa Mahkemesi kararları yayımlanmakla bağlayıcılık özelliği kazandığından, yasama organı aynı konuda farklı bir yasada düzenleme yapsa bile bu kararları etkisiz veya sonuçsuz bırakacak tutum ve davranışlardan kaçınmak ve iptal edilen kuralları yeniden yasalaştırmamak zorundadır. Anayasa Mahkemesi kararlarının sonuçları kadar gerekçeleri de bağlayıcıdır. Çünkü kararlar gerekçeleri ile bir bütünlük oluştururlar ve bu doğrultuda yasamanın da içinde yer aldığı devletin ve kişilerin etkinliklerinde yönlendirici ve belirleyici olurlar. Bu nedenle yasama organı iptal edilen yasaların yerine yeni düzenleme yaparken kararların gerekçelerini de gözönünde bulundurmakla yükümlüdür.


Bir yasa kuralının Anayasa'nın 153. maddesinin son fıkrasına aykırılığından söz edilebilmesi için, kurallar farklı yasalarda yer almış olsa bile iptal edilen önceki kuralla içeriği yönünden “aynı” ya da “benzeri” olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir. Burada iki kuralın özdeş olması yetmeyecek, kurallar arasında “teknik, içerik ve kapsam” bakımından da benzerlik aranacaktır.


Teknik içerik ve kapsam bakımından benzerlik, iptal edilen yasa ile yeniden çıkarılan yasanın sözcüğü sözcüğüne aynı olması anlamına gelmez. Çünkü, böyle bir anlayış 153. maddenin son fıkrasındaki kuralı anlamsız ve uygulanmaz kılar. Konu ve kapsam bakımından sözcüklerde farklılıklar olsa bile ikinci yasanın aynı amaç doğrultusunda Anayasa Mahkemesi kararına karşın onu etkisiz kılmak amacıyla çıkarıldığının saptanması aranan koşulun gerçekleşmiş sayılması için yeterlidir.


İptali istenilen kuralın gerekçesinde, düzenlemenin 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasında yer alan; “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden ayrılan ve ...” ibaresinin Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmesi sonucunda oluşan hukuki boşluğun doldurulması amacıyla yapıldığı belirtilmiştir.


2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasına göre emekli ikramiyesi ödenebilmesi için; son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmış olmak ve kendilerine 2829 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanmış olmak koşullarını taşımak gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 5.2.2009 günlü, E.2005/40, K.2009/17 sayılı kararıyla; söz konusu kuralla, bir yıldan fazla 5434 sayılı Kanun kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlara, son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu taşımadıklarından Emekli Sandığına tabi olarak yaptıkları çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesi, Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin “iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine” karar vermesi ve kararın 5.6.2009 günlü, 27249 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması nedeniyle iptal hükmü 5.6.2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir.


Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği hükümle eldeki davada iptali istenilen hükümler arasında ilk bakışta farklılık varmış gibi görünse de, farklılık 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden kaynaklanan mevzuat değişikliğine dayanmaktadır. 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinde 5434 sayılı Kanun’a ilişkin geçiş hükümleri yer almaktadır. Her iki kural kapsamına giren kimseler son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine 2829 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlardır. İptali istenilen kuralda 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerin de eklenmiş olması kapsamı değiştirmemektedir. Her iki kural gereğince kapsamdaki kişilere 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesi gereğince Emekli Sandığı Kanunu’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak ödenmektedir.

Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi’nin K.2009/17 sayılı kararıyla iptal ettiği kural ile eldeki davada iptali istenilen kural kapsam ve içerik yönünden aynı niteliktedir. Bu nedenle iptali istenilen kural Anayasa’nın 153. maddesine aykırı olarak yasalaşmıştır. İptali gerekir.



Kuralın Anayasa’nın 2., 10. ve 138. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.


VI- SONUÇ


16.6.2010 günlü, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 14. maddesiyle, 8.6.1949 günlü, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin “Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve …” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, 12.5.2011 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Old 18-07-2011, 15:22   #64
elmas

 
Varsayılan

9.7.2011 den önce emekli olmuş fakat bugüne kadar dava açmamış kişilerin bu tarihten sonra dava açması konusunda görüşlerinizi öğrenmek istiyorum.
Old 10-10-2011, 23:14   #65
harkan

 
Varsayılan

Anayasa Mahkemesi'nin son (12.05.2011 tarihli)iptal kararından sonra, resmi gazetede yayınlanma tarihi 09.07.2011'den önce emekli olan kişiler için açılan davaların akıbeti nedir acaba?
Old 05-12-2011, 14:27   #66
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

sayın elmas ve harkan.la aynı konudan muzdaribim. Ben de 09.07.2011'den önce emekli olmuş fakat henüz dava açmamış kişilerin durumunun ne olacağını son kararların buna etkisini sormak isterim
Old 14-12-2011, 15:15   #67
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Dün itibariyle davayı açmış bulunuyorum. Sanırım bu konuda kendi içinde bir içtihat oluşturmuştur Ankara İdare Mahkemeleri, bu nedenle çabuk sonuçlanacağını tahmin ediyorum. Gelişmeleri ve Sonucu buradan paylaşacağım
Old 14-12-2011, 15:51   #68
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Sayın TAÇYILDIZ, davanız hayırlı olsun. Ancak çabuk sonuçlanacağı konusunda sizin kadar iyimser değilim. Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin ilk iptal kararından sonra açılmış, yaklaşık 2 yıldır karar bekleyen ikramiye davamda hala ses yok. Bence Ankara İdare Mahkemeleri Danıştay'a gitmiş birkaç davadan sonuç bekliyor. Bu konuda en az 15 yıllık hizmeti olanlara 65 yaşından sonra ikramiye verilmesini öngören bir yasa hazırlığı olduğu da söyleniyor. Belki de bu düzenlemeyi bekliyor olabilirler.
Old 14-12-2011, 15:59   #69
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Sayın TAÇYILDIZ, davanız hayırlı olsun. Ancak çabuk sonuçlanacağı konusunda sizin kadar iyimser değilim. Çünkü Anayasa Mahkemesi'nin ilk iptal kararından sonra açılmış, yaklaşık 2 yıldır karar bekleyen ikramiye davamda hala ses yok. Bence Ankara İdare Mahkemeleri Danıştay'a gitmiş birkaç davadan sonuç bekliyor. Bu konuda en az 15 yıllık hizmeti olanlara 65 yaşından sonra ikramiye verilmesini öngören bir yasa hazırlığı olduğu da söyleniyor. Belki de bu düzenlemeyi bekliyor olabilirler.

Teşekkürler meslektaşım. Aslında sizin gibi dava açan birçok meslektaşın davası şu aralar sonuçlanıyor. Sitede de 2 tane karar görmüştüm. Hepsini karar tarihi de 14.10.2011 Ben içtihat geliştirmişlerdir diye düşündüğüm için çabuk gelir diye düşünmüştüm ama belli olmaz tabi meclis yeni bir düzenleme yapar sonra tekrar anayasa mahkemesi kararını bekleyebiliriz
Old 15-12-2011, 13:36   #70
elmas

 
Varsayılan

Musa Bey,ben davayı 15.08.2011 de açtım ama hala bir gelişme yok.Başvurumuz geç olduğu için önceki kararlar da emsal teşkil etmiyor gibi ama bakalım hayırlısı.
Old 15-12-2011, 15:10   #71
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan elmas
Musa Bey,ben davayı 15.08.2011 de açtım ama hala bir gelişme yok.Başvurumuz geç olduğu için önceki kararlar da emsal teşkil etmiyor gibi ama bakalım hayırlısı.
Tabiki emsal teşkil etmiyor meslektaşım ama yine de içeriği lehimize diye düşünüyorum
Old 20-12-2011, 12:13   #72
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

İki gün önce tarafımıza tebliğ edilen davalı idarenin cevabında temel olarak ikramiyelerin ödeme tarihindeki katsayılar üzerinden değil emekli olunan tarihteki katsayılarla ödenmesi gerekeceği ileri sürülmüş ve bu yönde, 2010 yılında açılmış davalarda verilen ve Danıştay denetiminden geçmemiş bazı yerel mahkeme kararlarına yer verilmiştir.
Old 20-12-2011, 16:13   #73
elmas

 
Varsayılan

Siz davanızı hangi tarihte açmıştınız acaba Av. Ömeroğlu,bana gelen idare cevabında böyle bir husustan bahsedilmemiş.Benim de araştırdığım kadarı ile eski dosylarda emekli olunan tarihteki katsayılarla ödeme kararı çıktığını biliyorum.Danıştay'ın henüz bu konuda bir kararı da yok bildiğim kadarı ile.
Old 20-12-2011, 17:23   #74
Av. İlknur Sezgin Temel

 
Varsayılan

Elimdeki karar 15.07.2011 tarihli. Ankara 3. İdare Mahkemesine ait:

"... Diğer yandan, Anayasa'nın (153.) maddesine göre yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu kararının, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan bütün davalara uygulanması gerekmektedir.
....
Bu itibarla; davacının yoksun kaldığı ikramiye farkı, diğer bir anlatımla bakılmakta olan dava bakımından davacının uğradığı maddi zarar, (Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında oluşan yeni hukuki durum da dikkate alınarak) davacıya emekli aylığının bağlandığı tarih itibariyle ortaya çıktığına göre, idarece tazmini gereken zararın, zararın doğmasına sebep teşkil eden işlemin kurulduğu tarihteki hukuksal duruma göre hesaplanması gerekeceği tabiidir.
Yukarıda değinilen açıklamalar ve konuya ilişkin yargı kararlarının da etkisi ile meydana gelen yasal durum gereğince, davacıya ilk defa emekli aylığı bağlandığı tarihte geçerli olan katsayılar esas alınmak suretiyle hesaplanacak tutara (genel hükümler çerçevesinde) davalı idareye başvuru tarihinden itibaren faiz işletilerek belirlenen miktarın davacıya ödenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle,
1-) Dava konusu işlemiş iptaline, işlem nedeniyle ödenmeyen emekli ikramiyesinin idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine,...."

Anayasa Mahkemesinin karar tarihinde açılmış bir dava yoksa durum ne olur diye sormuş meslektaşlarım. Ben de aynı soruda takılıp kaldım.
İptal kararından sonra yapılan başvurum "Anayasa Mahkemesi Kararları geriye yürümez" gerekçesiyle reddedildi. Bu karara göre geçmişe yürüyor.

Danıştay'ın daha kapsamlı bir incelemesi olsa şu hususta...
Old 13-01-2012, 15:42   #75
Marmara05

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşlarım, bizim konuyla ilgili açtığımız davada da Av. İlknur Hanımın da paylaştığı karar gereğince güncellenmiş tutarlar üzerinden ödeme talebimiz reddedildi.Bunun için ne yapmak gerekir? Temyiz etmeyi düşünüyoruz ancak neye dayanmalıyız? Elinde güncellenmiş tutardan ödenmesine ilişkin idare mahkemesi kararı olan meslektaşlarımız paylaşabilirler mi?
Old 04-02-2012, 01:42   #76
Hak Hukuk

 
Varsayılan Eski memurların ikramiye Hakları

6270sayılı Kanun (26.01.2012 Tarihli Resmi Gazete)
MADDE1 – 8/6/1949 tarihlive 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli SandığıKanununun 89 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 89 –Hizmet sürelerinintamamı bu Kanun ve/veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılıSosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici4 üncü maddesi kapsamında geçenlerdenemekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığıbağlanan veyahut toptan ödeme yapılanasker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılıiçin aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığıemekli ikramiyesi olarak verilir.
Birinci fıkra kapsamınagirmemekle birlikte, bu Kanun ve/veya 5510 sayılıKanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında hizmetibulunanlardan mülga 2829 sayılıSosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak GeçenHizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 incimaddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleriüzerinden emeklilik, yaşlılıkya da malullük aylığı bağlananlara ise; bu Kanun veya 5510 sayılıKanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinetabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklardageçen çalışmalarının, 25/8/1971 tarihli ve 1475 sayılıİşKanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatınahak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olmasışartıylaemekli ikramiyesi ödenir.
İkinci fıkra uyarınca ödenecek emekli ikramiyesi, bu Kanun veya 5510 sayılıKanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamına giren görevlerdegeçen her tam fiili hizmet yılıile sınırlı olarak bu görevlerden ayrıldıklarıtarihteki emeklilik keseneğine esas aylık tutarıüzerindenve aylığın başlangıç tarihindeki katsayılar dikkate alınaraködenir. Mülga 2829 sayılıKanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasınınbirinci cümlesi ile üçüncüfıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırıhükümleri uygulanmaz.
Yukarıdaki fıkralaragöre verilecek emekli ikramiyesinin hesabında30 fiili hizmet yılından fazla süreler ile mülga2829 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarıncabirleştirilen hizmet süreleri üzerindenaylık bağlananlara ödenecek emeklilikikramiyesinin hesabında bu Kanun veya 5510 sayılıKanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinetabi olarak bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklardageçen ve 1475 sayılıKanunun 14 üncü maddesine göre kıdemtazminatıödenmesini gerektirmeyecek şekildesona eren geçmiş hizmet süreleri ve her nesuretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyetteolmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreleriile kıdem tazminatı ya da emekliikramiyesi ödenmiş olan süreleri dikkate alınmaz. Ancak, mülga2829 sayılı Kanun hükümleri uygulanmış olmakla birlikte, buKanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncümaddesi kapsamında hizmetleri arasında başkabir sigortalılık hali kapsamında çalışmasıbulunmayanların emekli ikramiyesine esas fiili hizmet sürelerininhesabında, 1475 sayılıKanunun 14 üncü maddesindeki şartlar aranmaz.
Emekli ikramiyesinin hesabınaesas hizmet süresinin tespitinde dikkate alınmaküzere, emeklilik veya malullükaylığı bağlanması dışında herhangi bir sebeple görevlerisona erenler için, görevin sona erme sebebinin bu durumu kanıtlayanbelgelerle birlikte yazılı olarak kuruma bildirilmesi ve bunlarınözlük dosyasında saklanması zorunludur. Buzorunluluğa uymayanlar ikinci fıkra hükümlerindenyararlandırılmazlar.
İştirakçilerden, kanunlarla belirlenen bekleme sürelerisonunda kadrosuzluk veya yaş haddi sebebiyle emekliye sevk edilenler ve vazifemalullüğü hükümlerine göre vazife malullüğüaylığı bağlananlar ile ölümsebebiyle haklarında emeklilik işlemi uygulananlara; buKanuna göre aylığa hak kazandıklarıtarihi takip eden üç ay içinde emekli ikramiyesinin hesaplanmasınaesas alınan katsayılarda meydana gelecekartış nedeniyle oluşacak ikramiye farklarıile ilk mali yılın birinci ayında katsayılardışındaki diğer unsurlarda meydana gelecek artışa,bu tarihte yürürlükte olan katsayılar uygulanmaksuretiyle bulunacak ikramiye farkları, emekli ikramiyesiile ilgili hükümlere göre ayrıca ödenir. Ancak, aylığa hak kazandıklarıtarihi takip eden üç ay içinde katsayılarda artışyapılmadığı takdirde, müteakiben katsayılardaaltı ay içinde yapılacak ilk artıştan doğanikramiye farkları da bunlara ayrıca ödenir.
Emekli, adi malullükveya vazife malullüğü aylığı bağlanmadan veyahut toptan ödeme yapılmadanölen iştirakçiler için yukarıdaki esaslara göre hesaplanacakikramiyenin tamamı, aylığa veya toptan ödemeye hak kazanan dulve yetimlere, bu Kanunun mülga 68 inci maddesinde gösterilen hisseleriyleorantılı olarak ödenir.
Emekli ikramiyesini aldıktansonra yeniden iştirakçi durumuna girenlerin tekrar emekliye ayrılmalarında,sadece sonradan geçen hizmetlerine karşılıkyukarıdaki esaslara göre emekli ikramiyesi ödenir.Şu kadar ki, evvelce verilmişolan ikramiye ile sonradan geçen hizmetler için ayrıcatahakkuk ettirilecek ikramiyenin hesabına esas alınanfiili hizmet süreleri toplamı, 30 yıldanfazla olamaz ve evvelce 30 hizmet yılıiçin emekli ikramiyesi ödenmişolanlara hiçbir şekilde ikramiye farkıödenmez.
Bu Kanunun mülga88 inci maddesi kapsamına girenlerin emekli ikramiyeleri hakkındada yukarıdaki hükümlere göre işlem yapılır.
Sosyal Güvenlik Kurumuncatahakkuk ettirilmiş veya ettirilecek emekli ikramiyelerini almadan ölenlerile ölüm tarihinde aylığa müstahakdul ve yetim bırakmadan ölen iştirakçilerinikramiyeleri, kanuni mirasçılarına ödenir.
Bu madde gereğinceSosyal Güvenlik Kurumunca ödenen emekliikramiyeleri, düzenlenecek fatura üzerine Sayıştayve Danıştay başkanları için kendi kurumları, diğerleriiçin emekliye sevk onayınıveren kurum tarafından karşılanır. Özelleştirilen, faaliyeti durdurulan, kapatılanveya tasfiye edilen kamu idareleri tarafından karşılanmasıgereken emekli ikramiyesi tutarları ise, emekliye sevkonayı aranmaksızınve faturası karşılığında Hazine tarafından karşılanır.Bu fıkraya göre Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılacaködemelerin, fatura düzenlenmesini müteakipiki ay içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılmasızorunludur.
Ölenlerin hak sahiplerine ödenecek emekliikramiyesinin tahsili hakkında da yukarıdaki fıkrahükmü uygulanır.”
MADDE2 –5434 sayılıKanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 223 –Bu maddenin yürürlüktarihinden önce, mülga 2829 sayılıKanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleriüzerinden emeklilik, yaşlılıkya da malullük aylığı bağlananlar ile ölenlerin haksahiplerine, varsa açtıkları davalardan vazgeçmeleri ve bu Kanunun89 uncu maddesindeki şartların varlığı halinde aynı esas ve usuller çerçevesindeemekli ikramiyesi ödenir. Davalardan vazgeçilmesi halinde,mahkemelerce Sosyal Güvenlik Kurumu lehine hükmedilecek vekalet ücretleriKurumca tahsil edilmez.
Bu Kanun veya 5510 sayılıKanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamında fasılalı olarak hizmeti bulunan ve bumaddenin yürürlüğe girdiği tarihte aynı kapsamda çalışmakta olanlardan, bumaddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra emeklilik, yaşlılık, malullük ile dulve yetim aylığı bağlanacak olanlar hakkında 89 uncu maddenin dördüncü fıkrasınınuygulanmasında, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki fasılalı hizmetsüreleri için 1475 sayılı Kanunun 14 üncü maddesindeki şartlar aranmaz.”
Old 05-02-2012, 11:43   #77
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Son mesajdaki 6270 sayılı Kanun'a göre diğer mesajlardaki soruları yanıtlayabilecek babayiğit üyemiz var mı?

Örneğin: Başlıkta yazdığı gibi ''istifa eden memur ikramiye alabilecek'' mi?

Bakınız: 89.maddenin ikinci fıkrası:
1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermiş olması şartıyla emekli ikramiyesi ödenir.

Saygılarımla
Old 06-02-2012, 12:08   #78
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan Babayiğit değilim ama yine de şansımı deneyeyim...

Yeni eklenen maddeye göre; halen yürürlükte olan 1475 sayılı kanunun 14.maddesi gereğince kıdem tazminatı almaya hak kazanacak şekilde memuriyeti sona erenlerin ikramiyeleri ödenir.
Maddenin bu haliyle örneğin evlenen kadın memur 1 yıl içinde memuriyetten istifa etmiş ise veya erkek memur askerlik sebebiyle istifa etmiş ise onlar da ikramiyelerini alır. Hatta kendi kusuru olmaksızın memurluktan çıkarılanlar dahi haksız fesih kabul edilerek ikramiyelerini alırlar.
Bugün asıl tartışılan ve "15 yılı dolduranlar ikramiye alabilecek" sözünün dayanağı 1475 SK 14/5'tir. Bu maddeye göre yaş hariç prim gün sayısı ve sigortalılık süresi bakımından emeklilik şartını taşıyan işçiler (506 SK Geçici 81.maddeye göre 15 yıl ve 3600 prim gün sayısı) kendi istekleri ile ayrılsa dahi kıdem tazminatı alabilirler. İşte yeni düzenleme istifa eden memura da bu maddedeki süreyi (memurda prim gün boşluğu olamayacağı için 15 yılı olan memurun 3600 günü zaten olacağından) doldurmuş olması halinde iş akdi 14/5'e göre feshi edilmiş sayılıp ikramiye ödenmesini düzenliyor.
Bu düzenleme yeni sorunları da beraberinde getiriyor. Onu da sonra yazarım. Sanırım bu pencere almayacak
Old 06-02-2012, 13:21   #79
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Evran KIRMIZI
Yeni eklenen maddeye göre; halen yürürlükte olan 1475 sayılı kanunun 14.maddesi gereğince kıdem tazminatı almaya hak kazanacak şekilde memuriyeti sona erenlerin ikramiyeleri ödenir.
Ben sizin kadar iyimser değilim. Bence 1475/14 şartı son çalışmadan ayrılarak emekli olmaktan değil de, "eski çalışmalardan ayrılma şartı" olarak aranacak.

Geçici 223.madde ile birlikte düşünüldüğünde bu vahim sonuç ortaya çıkıyor. Umarım yine yanılıyorumdur.

Sorunun ayrıntılı biçimi için tıklayınız, bakınız 41. ile 42.mesajlar:
http://www.turkhukuksitesi.com/showt...t=51209&page=2

Saygılarımla
Old 06-02-2012, 15:17   #80
Av. Tuğba K.

 
Varsayılan

1475 SK 14/5 şartı bence de "eski çalışmalardan ayrılma süresi" olarak düzenlenmiş. Ancak burada da şöyle bir sorun çıkıyor ki; 14/5 fıkrası 1999 yılında yürürlüğe girmiş ve yürürlük tarihinden önce memuriyetten istifa edenler için gerekli hizmet ve sigortalılık süreleri daha da yüksek.

Uygulamayla ilgili pek çok sorun çıkacağı aşikar. Davalardan feragat etme hususu da bence ayrı bir tartışma konusu olmaya aday!

İyi Çalışmalar
Old 06-02-2012, 22:13   #81
Av.Buğcan Çankaya

 
Varsayılan

Benzer bir davayı bir kaç aydır bekletiyorum. Babamın bir davası. Ama ona müneccimlik yaparak, benzer konumdaki 300bin kişiye kimse bir şey ödemez, ödese bile ancak bir depo benzin alırsınız demiştim. Sanırım doğru dedim.

Gelişmeleri takip ediyorum ancak bu tarihten sonra dava açanlar güneşi göremeyecek sanırım.
Old 06-02-2012, 23:11   #82
Hak Hukuk

 
Varsayılan Papatya Falı

Bu hükmü (m.89) uygulayacakların odalarına demet demet papatya taşımak gerekiyor artık:ikramiye Ödenir ödenmez, ödenir ödenmez!
Toplumda yığılmış sorunların çözümüne yönelik yasal düzenlemeler yapılırken, eğer bütçeyi sarsacak derecede para gerektiriyorsa, uygulayıcı kurumun bütçesine papatyaları alacak bir kalem de konuluyordur herhalde: istifa eden memurların ikramiye hakkı; mülkiyetine kamulaştırmasız elkonulanların hakları(5999 s. kanun) hususunda mesela.
Old 07-02-2012, 15:04   #83
Av.Ömeroğlu

 
Varsayılan

Son düzenlemenin de iptali için dava açılması ve hatta bu davanın iptalle sonuçlanması da gündeme gelebilir mi?? Eğer maddeyi 'son çalışmadan değil de eski çalışmadan ayrılmak'olarak anlayacaksak yine daha önce iki kez iptal edilen yasal düzenlemeler parelelinde bir sonuca ulaşılmış olmuyor mu? Herhalde yanıtlar değil de sorular birbirini izleyecek bu konuda.
Old 07-02-2012, 17:58   #84
Av.Buğcan Çankaya

 
Varsayılan

Yasama ve yürütmenin, benzer durumdaki emeklilere bu ikramiyeleri vermek istemediği ortada. Bu durumda yargının bu konudaki son bakış açısı değişmeyecek mi? Anayasa Mah. önüne gelecek benzer bir düzenleme, bu sefer kesinlikle iptal olmayacak. Ayrıca hiç bir emekliye güncel katsayı uygulanmayacak, uygulanması durumunda SGK'nın yapacağı ödemeler çok yüksek bir meblağa tekabül edecek ki, bu her türlü ekonomik dengeyi bozacak. Ben hiç umutlu değilim, hiç ama hiç...

Eski katsayılardan ödenen ikramiyelerde emekliler için yeterli olmayacaktır.
Old 14-03-2012, 10:54   #85
Av. Tuğba K.

 
Varsayılan

Açtığı davadan feragat eden ya da SGK'na ikramiye ödemesi ile ilgili başvuruda bulunan var mı acaba..?
Gelişmeleri merak ediyorum..
SGK'na müvekkilim adına bir dilekçeyle başvuru yapacağım ama gelecek cevap (tabi eğer gelirse) beni korkutuyor..
Old 15-03-2012, 15:49   #86
Av. Aslı Kaya

 
Varsayılan

Alıntı:
Açtığı davadan feragat eden ya da SGK'na ikramiye ödemesi ile ilgili başvuruda bulunan var mı acaba..?

Tuğba hanım,
Hukukçu olmadığı için paylaşmaya katılamayan bir arkadaşımızın davadan feragata ilişkin yapmış olduğu başvuruyu ve gelişmeleri sizlerle paylaşmak isterim. Öncelikle paylaşımda bulunmak için mail kanalıyla iletişime geçen İsmail Aygün'e teşekkürlerimi sunuyorum.

Sayın Aygün'ün yazdıklarını aynen aktarıyorum;
"Ben 2010 yılında açtığım dava devam ederken 6270 sayılı kanun sonrası SGK'na tekrar ikramiye dilekçesi verdim.Kurum yaklaşık 20 gün sonra davadan feragat edersem emekli aylığı bağlandı 2004 yılındaki katsayılarla ikramiye ödeneceğini bildirdi.Benim Emekli Sandığına tabi olarak 23 yıllık hizmetim vardı ,2000 yılında istifa ettim ve 2004 yılında Emekli Sandığına tabi olarak amekli aylığım bağlandı.Geçtiğimiz hafta Ankara'ya giderek İdare Mahkemesine feragat dilekçesi verdim.Katiplik tarafından onaylı feragat dilekçe nüshası ve 2 ad.fotoğrafla SGK'na giderek işlemlerimi başlattım.İkramyemi hesaplattığımda 2004 yılı değerlerine göre 18.000 TL ödeme yapacaklarını belirttiler.Bu işlem yaklaşık 45 gün sürüyormuş.Umarım size,hukukçu arkadaşlara ve mağdurlara güzel bir gelişme iletmiş oldum."

Sayg.
Old 15-03-2012, 17:05   #87
Av. Aslı Kaya

 
Varsayılan

Müvekkilimin de olduğu gibi 14 yıl 7 ay gibi bir hizmet süresi olanlara ise Mahkeme kararını beklemekten başka çare kalmıyor sanırım

Buradan dosyamın olduğu Mahkemeye sesleniyorum, lütfen umutla bekleyen müvekkile kötü haber vermek istemiyorum...
Old 16-03-2012, 10:45   #88
elmas

 
Varsayılan

Aslı Hanım ve ona mesaj ulaştıran İsmail Beye teşekkür ederiz. 18.000 Tl. ödeme yapılacak olması önemli bir haber benim için. Çünkü duyumlarımıza göre çıkan kararlarda çok komik rakamlar yazdığını biliyoruz. Bu dosyaların da Danıştay'da olması sebebiyle bizim idare mahkemesindeki dosyalarımızın Danıştay kararına kadar bekletildiğini düşünüyoruz. Umarım Sgk'nın miktar yönünden bu uygulamasını DAnıştay ve sonrasında İdare Mahkemeleri de dikkate alır.1-2 TL. gibi komik rakamlarla emekliler mağdur edilmez umarım.
Old 16-03-2012, 11:10   #89
Av. Tevrat DURAN

 
Varsayılan

28.10.1977 ila 02.03.1989 tarihleri arasında memurluk yapan davacı ikramiye ödenmesi için Ankara 9.İdare Mahkemesi'nde dava açıyor ve mahkeme; ikramiye ödenmesi için idari işlemi iptal ediyor fakat güncel katsayılar üzerinden ikramiye ödenmesi istemini reddediyor. Biz bu kararı temyiz ettik.

kısa bir süre sonra Kamu Görevlileri Emeklilik Daire Başkanlığı'ndan Halkbankası Ümraniye Şubesinde davacı tarafından alınmak üzere 2.640,89 TL yatırıldığına dair bir kağıt posta ile gönderiliyor.

Bu durumda temyiz sonucunu mu beklemeliyiz yoksa 2.640,89 TL 'nin alınmasını isteyen bu yazıya karşı tam yargı davası mı açmalıyım.
Görüşlerinizi paylaşırsanız memnun olurum.
Old 17-03-2012, 10:32   #90
elmas

 
Varsayılan

Ben olsam o parayı hem alır hem de temyiz sonucunu beklerdim.Fakat parayı ihtirazi kayıt düşerek almak lazım tabi; en azından miktarı kabul etmediğinizi fakat istediğiniz miktara mahsuben parayı çektiğinizi vs. gibi bir kayıtla alınmasının doğru olacağını düşünüyorum. Düşülecek kayıt konusunda tam emin değilim daha doğru bir cümle de kurulabilir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
menfi tespit davası açıp tanık dinletebilirmiyiz? asyadan Meslektaşların Soruları 7 25-03-2010 22:13
Boşanma Davası Açıp Başka Kadınla Beraber Yaşama Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 30-10-2009 15:00
Vekaleten Çek Ciro Eden avukat Hakkında Dava Avrasya Meslektaşların Soruları 2 01-09-2009 16:56
İstifa eden kooperatif üyesinin açtığı davada yetki meltem2007 Meslektaşların Soruları 1 13-02-2008 11:16
istifa eden memur başka kurumda göreve başlayabilirmi Av.HakanANDI Meslektaşların Soruları 2 07-12-2007 15:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06020188 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.