Kayyımlık kararı-vasi atanması

Müvekkilin kız kardeşi ağır bir akıl hastalığına maruzdur.Akıl hastası olduğundan eşi tarafından sokağa terk edilmiştir.En son bir tren istasyonunda görevlilerce fark edilerek huzur evine kaldırılmış,başvuru sonucu buluntu kadın olarak kendisine "kayyum" ataması yapılarak sadece adını söyleyebilmesi ve huzur evinin isminden de yola çıkılarak kendisine Fatma Yüksel şeklinde isim verilerek yeni bir kimlik çıkartılmıştır.Aradan üç yıl geçtikten sonra akıl hastası şahış ablası ve eniştesinin ismini sayıklamış,oturdukları yeri de söylemesiyle yapılan araştırma ile ablası ve eniştesine ulaşılarak tutulan bir tutanakla onlara teslim edilmiştir.

Şu an müvekkilem yani akıl hastasının ablası onun vasisi olmak istemektedir.Yalnız ortada 2006 tarihli bir kayyım kararı bulunmaktadır.Kararda kayyımlığın süresi ile ilgili bir belirleme yapılmamıştır.Zaten teslim tutanağında kayyımın, şahsı müvekkillere teslim ettiğine dair imzası vardır.Bir de dava şahsın gerçek kimliği üzerinden açılacaktır.Şahıs halen daha resmi olarak evlidir.

Sonuç olarak açılacak olan davada tüm bu süreçler dile getirilecektir.Kayyım kararı bir sorun teşkil eder mi?

Olayınızda temsil kayyımlığı bulunduğu düşüncesindeyim.
TMK Md.477 "Temsil kayyımlığı, kayyımın yapmakla görevlendirildiği işin bitirilmesiyle sona erer." hükmünü içermektedir.
Temsil kayyımı atama sebeplerinden birisi de Yasal temsilcinin görevini getirmesinde bir engel bulunmasıdır (Md.426/son). Sizin olayınızda da gerçek kimliği ve akrabaları tespit edilemediğinden bir fiili engel oluşmuş ve kayyım atanmıştır. Yasal temsilcilikte (vasi atanmasında) hısımların önceliği bulunduğundan (Md.414) ve fiili engel de ortadan kalktığından kayyımın atanmış olmasının bir engel teşkil etmeyeceği kanaatindeyim.
Neticede kanunkoyucunun amacı, kısıtlının haklarının en iyi şekilde korunmasını sağlamaktır. Çoğu durumda da bu görevi eş veya akrabaların daha iyi getireceğinin karine teşkil ettiğini düşünmekteyim.