Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Eşcinsellerin Dernek Kurması Ahlaka Aykırı Mıdır?

Yanıt
Old 24-05-2006, 20:40   #31
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

T.C
BURSA VALİLİĞİ
İl dernekler Müdürlüğü

Sayı:B054VLK4160800/06-904 16/05/2006
Der.(16.031.184)
Konu:Yeni kurulan Dernek

TRAVESTİLERİ, TRANSEKSÜELLERİ,GEYLERİ,LEZBİYENLERİ KORUMA YARDIMLAŞMA VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLERİ GELİŞTİRME DERNEĞİ(GÖKKUŞAĞI) BAŞKANLIĞINA

20.03.2006 Günü saat 16.00 da geçici yönetim kurulu başkanı Ömer EVREN’in müracaatı üzerine merkezi ilimiz Osmangazi ilçesinde yeni kuruluşu yapılan “TRAVESTİLERİ,TRANSEKSÜELLERİ,GEYLERİ, LEZBİYENLERİ KORUMA YARDIMLAŞMA VE KÜLTÜREL ETKİNLİKLERİ GELİŞTİRME DERNEĞİ (GÖKKUŞAĞI) nizin;
4721 Türk Medeni Kanununun 60.maddesi gereğince kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile dernek tüzüğünün incelenmesi neticesinde ;
Tüzüğün 2 ve 3. maddelerinde düzenlenen “Derneğin amacı” ile “Derneğin çalışmaları” nın Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Dernek Kurma Hürriyeti “ alt başlığı 33. maddesinde yer alan “.....................dernek kurma hürriyeti ancak , milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir” hükmüne;
Yine Anayasa’nın 41.maddesi “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar “ hükmüne,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11.maddesi “Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir. Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda , zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi , sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idari mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel değildir” hükmüne amirdir.
Bu kapsamda söz konusu derneğin isminin ve tüzüğünün 2 nci maddesinde belirtilen amaçlarının Anayasa’nın 41.Maddesine, Türk Medeni Kanununun 56. Maddesine ve dernekler kanununun 30/b maddesine aykırılık teşkil ettiği:
Bu nedenle 5253 sayılı Dernekler Kanununun 30/b fıkrasında yer alan “Anayasa ve kanunlarla açıkça yasaklanan amaçları veya konusu suç teşkil eden fiilleri gerçekleştirmek amacıyla dernek kurulamaz” hükmüne aykırı olarak kurulan derneğinizin aynı kanunun Cezai hükümler alt başlığı 32/p fıkrasınca gereği yapılmak üzere ilimiz C. Başsavcılığına bildirimde bulunulmuştur.
Bilgilerinize rica ederim
Old 28-05-2006, 01:58   #32
Av.Dr.Yahya DERYAL

 
Varsayılan

Bu konuda HATEMİ Hocanın "Hukuka ve Ahlaka Aykırılık Kavramı ve Hukuki Sonuçları" isimli 1976 tarihli doçentlik tezi yeniden okunmalıdır diye düşünüyorum.
Old 03-07-2006, 11:50   #33
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Travesti ve Transseksüeller Dernek Kurdu

Ankara'daki travesti ve transseksüeller "Pembe Hayat" adlı dayanışma derneği kuruldu. Travesti ve transseksüellere uygulanan şiddet artışına dikkat çeken dernek, "Sosyal, ekonomik, kültürel ve en önemlisi yaşam hakkımız için mücadele edeceğiz" diyor.

--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
03/07/2006
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (Ankara) - Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, transseksüel dayanışma derneği, "Pembe Hayat" ismiyle Ankara'da 30 Haziran'da kuruldu. Dernek; "Sosyal, ekonomik, kültürel haklarımız ve en önemlisi yaşam hakkımız için mücadele edeceğiz" diyor.

"Pembe Hayat" çünkü...

"Benim Pembe Hayatım" filminde 6 yaşında bir transeksüel çocuğun ailesi ve komşularının transfobik tavırlarıyla çocukça mücadelesinden esinlendiklerini söyleyen dernek "Biz de sorunlarımızla mücadele edeceğiz, biz de pembe bir hayat istiyoruz" diyor.

Pembe Hayat Derneği amaçlarını, "lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüllerin, eşcinsel varoluşlarını gerçekleştirme ve kendilerini yetiştirerek toplumsal barış, huzur ve refahın gelişmesine bireysel, toplumsal, kültürel hayat ve davranışlarıyla katkıda bulunabilmelerine destek olmak" olarak tanımlıyor.

"Seks işçiliği 'kader' değil"

Son günlerde travesti ve transseksüellere yönelik şiddet ve ayrımcılığın artarak devam ediyor olmasına ilişkin travesti ve tarnsseksüeller "yeter" demedikçe şiddetin ve ayrımcılığın görünür olmayacağını savunan Pembe Hayat "İstanbul, Bursa, Ankara'da Eryaman'da, Hoşdere'de, Bağlar caddesinde travesti ve transeksüllere yönelik şiddeti artık seyretmek istemiyoruz" diyor.

Seks işçiliğinin travesti ve tarnseksüeller için kader olmadığını belirten Pembe Hayat, travesti ve transseksüellerin seks işçiliği dışında hiçbir çalışma alanına dahil olamamalarına ve fuhuş yapmak zorunda kalan travesti, transeksüel ve heteroseksüel kadınların sorunlarını kimsenin sahiplenmediğine dikkat çekmek istiyor.(EZÖ/KÖ)
Old 27-07-2006, 11:22   #34
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

KAOS GL DERGİSİ YASAKLANDI!

Türkiye'nin tek eşcinsel dergisi Kaos GL'nin Yaz 2006 tarihli 28. sayısına,
Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesince matbaadan geldiği gün el konuldu.
Pornografinin sorgulandığı ve alanında uzman kalemlerin katkıda bulunduğu dergi
“pornografik” bulunarak toplatıldı.


Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Kaos GL Dergisine 24 Temmuz Basın Bayramı Sürprizi!

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu’ndan Cumhuriyet
Savcısı Metin Sezgin'in 21/07/2006 tarih ve 2006/1708 Basın Soruşturma Sayılı
yazılı talebine, Hakim Tekman Savaş Nemli, "28 sayılı nüshasının ‘pornografi’
dosyası altında yazılan bir kısım yazı içerikleri ve resimlerinin "Genel Ahlakın
Korunması" açısından aykırılık teşkil ettiği anlaşılmakla TALEBİN KABULÜ ile adı
geçen derginin ilgili sayısının soruşturmaya esas olmak üzere TOPLATILMASINA ve
EL KONULMASINA" karar verdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu'nun kararında
"'Pornografi' dosyası altında yazılan bir kısım yazı içerikleri ve resimlerinin
"Genel Ahlakın Korunması" açısından aykırılık teşkil ettiği" ifadesi
kullanılıyor. Ancak bu ifadede, hangi resim ve yazıların hangi gerekçelerle
yasaklı bulunduğu belirtilmiyor.

Eylül 1994'ten bu yana düzenli çıkan Türkiye'nin Gey-Lezbiyen Dergisi

Derginin matbaadan geldiği gün, henüz dağıtılmadan yasaklanmasıyla ilk kez
karşılaşıyoruz. Eylül 1994'te fotokopi ile yayınına başlayan Kaos GL Dergisi,
1999'un sonunda yasal kaydını yaptırdığında, yine Cumhuriyet Başsavcılığı
bilirkişi raporuyla "pornografik/muzır" bulunmamıştı. Derginin yasal kaydının
ardından çıkan 2 adet sayısı, Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma
Kurulu kararıyla kapalı zarfın içinde dağıtılmıştı. Bu örneklerin haricinde Kaos
GL Dergisi herhangi bir soruşturma ve uygulamayla yüz yüze kalmamıştı.

Kaos GL
Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği
Old 06-08-2006, 18:18   #36
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Basın Açıklaması

Kisa adi 'Gökkusagi' olan, 'Travestileri, Transseksüelleri, Geyleri,
Lezbiyenleri Koruma, Yardimlasma ve Kültürel Etkinlikleri Gelistirme
Dernegi'nce düzenlenen yürüyüs için bugün Bursa'ya giden escinsel,
biseksüel, travesti ve transseksüeller, Gökkusagi Dernegi'nin
merkezinde mahsur kaldi. Yürüyüsü engellemek isteyen 200- 250
kisilik bir grup tarafindan tasli saldiriya maruz kalan eylemciler
halen dernek merkezinde. Güvenlik görevlileri, güvenlik saglanincaya
kadar eylemeci arkadaslarimizin disari çikmasina izin vermeyecegini
belirtti.

Bursasporlu Esnaflar Dernegi Baskani Fevzinur Dündar, dün
düzenledigi basin toplantisinda "Bursa evliyalar ve padisahlar
sehridir. Böyle toplum disi insanlarin yürüyüslerine sahne olacak
kadar adinin kirlenecegi ve kirlenmeyi hak ettigi bir sehir
degildir. Kesinlikle engel olacagiz. Bu yürüyüs için kanuni yönden
belki bir sey yapilamamistir. Ama toplumsal açidan bizler bunun
karsisinda olacagiz ve gerçeklesmesini engelleyecegiz. Bursa böyle
kimligi belirsiz lanet insanlarin cirit atacagi bir sehir degildir.
Emniyet yetkililerine, valilige ve siyasilere sesleniyorum; bu
insanlarin linç edilmesini istemiyorlarsa tutum ve hareketlerini
netlestirsinler. Her maç öncesi saat 16.00'da yaptigimiz Atatürk
Stadi'na yürüyüsümüzü de escinsellerin yürüyüsü ile ayni saate ve
güzergâha aldik. Koskoca Bursa'da 300 kisiyi yürütmeyecegiz. Biz 5
bin kisi olacagiz. Istiyorlarsa gelsin, yürüsünler." Diyerek
yürüyüsün iptal edilmesini istemis, 'linç etme' tehdidinde bulunmus
ve Bursa halkini olaya tepki göstermeye çagirmisti.

Bursa Gökkusagi Dernegi ve Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma
Dernegi'nin " ahlaka aykiri olduklari"ni gerekçe göstererek
kapatilmasi talebiyle il valiliklerinin savciliga basvuruda
bulunmalarini ve pornografinin sorgulandigi kapak konusu nedeniyle
Kaos GL dergisinin toplatilmasini protesto etmeyi amaçlayan eylem,
Istanbul ve Ankara disinda gerçeklestirilen ilk eylem olacakti.

Lambdaistanbul LGBTT Dayanisma Dernegi
Old 09-06-2007, 03:21   #38
ragıp

 
Varsayılan

Daha önce ağzımın payını aldım desem yeridir. Ancak dayanamayıp yazıyorum

Eşcinsellk dediğimiz ogu, birkaç kavramı içersinde barındırır. Genel anlamıyla, kendi cinsine ilgi duyan kişi olarak tanımlanabilir. Erkeklerde homoseksüel, kadınlarda sevici(lezbien ile karıştırmamak gerekir) olarak adlandırılır. Son zamanlarda, erkekler için gay tabiri daha yaygın kullanılmaktadır. Homoseksüellik tıp tarafından kabul edilmesine rağmen, gay, tıp tarafından kabul edilmemektedir. Geylik, homoseksüellikten siyasi bir kopustur.Aynı cinsten insanların birbirine, duygusal, erotik, cinsel yönelimlerinin belirlediği yaşam tarzıdır.
Bu nedenle, her ne kadar erkekler için kullanılsa da, hem erkek hem kadınlar için kullanılması gereken bir kavramdır.
Bu genel kavramlardan sonra,ingilizce kavramları kullanmayıp türkçe kavramlarla sorunu ortaya koyalım.
Öncelikle erkekler açısından:
1- Erkeklerle aktif olarak cinsel ilişkiye girenler.Farsça Gulam(erkek çocuk)pare, türkçeleşmiş haliyle kulampara.
2-Erkeklerle pasif ilişkiye giren. burda adını yazmayayım. Maçlarda hakemler için kullanılan tabir.
3- Kadın hormonları ağır basan ve gerek giyimiyle gerek davranışlarıyla kadın özelliği gösteren erkekler. Bunlar genel anlamıyla travesti olarak adlandırılsa da, türkçedeki karşılığı Dönme. Ancak ifrat ile tefriti de ayırmak gerek. TDK sözlüğünde olduğu gibi, kadın kılığına girip para karşılığı seks yapan erkek olarak tanımlamak da bir o kadar yanlış.

Daha fazla da bu konu anlatılır. Ancak gelmek istediğim yere geleyim. Cinsel tercihler üzerine dernekkurmanın anayasal bir hak olmadığını daha önce yazmıştım. Elbette bu şimdiki sistemimize göre böyle.
Kişi hak ve özgürlükleri, cinsel hak ve özgürlükleri de içeriri ve içermelidir. Ancak bunun için öncelikle eşcinselliğin sapkınlık olmadığının anlaşılması gerekir. Türk Dil Kurumu bile sözlüğünde, travestileri, fuhuştan para kazanan kişi olarak tanımlıyor. Bu durumda, gerek yasa koyucular gerekse uygulayıcılar, bu tür örgütlanmalari ahlaka mugayir olarak görmektedir. Yukarda özellikle erkek eşcinsellerin özel adlandırmalarını yazdım. Zira toplumda, daha çok erkek eşcinseller yadırganmakta. Hatırlarsanız kuşadasına erkek eşcinsel gemisi gelmiş ve limana yanaştırılmamıştı. Ancak bu yıl, kadın eşcinseller için yasak konmadı.
Bunun sebebini ve hukuki dayanağını bilen de yok.

GLBT içersinde, tek bir eğilimin dernek kurması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Old 28-09-2007, 23:23   #39
Kartalkanat

 
Varsayılan

Bu tip konular daha çok su götürür. Sayın Ragıp'ın görüşlerini destekliyorum. Homoseksüellik , Lezbiyenlik konuları son yıllarda daha çok gündeme gelmeye başladı.

Bunun temel sebebi bence pornografi sektörünün kazancına kazanç katma düşüncesi . Üretilen filmler, internet v.s. Bu tip cinsel sapmaları destekler nitelikte , nede olsa " Seks shop 'larda sektörün ürettiği binlerce malzemeden para kazınıyorlar.

Elbette hukuki açıdan dernek kurmalarında bir sakınca olmayabilir. Fakat Türk Milleti bu tip faaliyetleri hoş görmez. Nede olsa Ahlak ve Kültür kavramları toplumun yüzyıllardır taşıdığı değerlerden kaynaklanıyor.

Saygılar sunarım.
Old 01-10-2007, 09:36   #40
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

Tanımlar
Madde 2- Bu Kanunun uygulanmasında;

a) Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını,
tanımda görüldüğü üzere dernek için ortak amaç olacak ve kişiler bilgi ve çalışmalarını bu amaç için birleştirecektir.Bir başka açıdan amacın bilgi ve çalışmayla oluşması gerekir.Dürtü paylaşımı bilgi paylaşımı değildir.Ancak dürtü hakkında bilgi paylaşımı
bilgi paylaşımıdır.Dolayısıyla eşcinsellik hakkında bilgi edinme amaçlı dernek kurulabilir ancak bunu yaymak amaçlı dernek kurulamaz.Amaç bilgiyi yaymak ve geliştirmektir dürtüyü değil.tabiki dürtünün bilgisini aktarmayı dışlamaz bu.Aynı şey ölü seviciliğ için de benzeri durumlar için de geçerlidir.
Old 01-10-2007, 10:41   #41
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Konu sayın Habibe Yılmaz Kayar tarafından 2003 yılında tartışmaya açılmış ve görünen o ki hala bu konu toplumda olduğu gibi sitemizde de güncelliğini koruyor.Anayasa değişiklik sürecini yaşadığımız bu günlerde Anayasaya konulacak iki kelimeyle bütün bu tartışmaların sona ereceğini düşünüyorum; 1982 Anayasasının 10.maddesine denk gelen ve Anayasa tasarısında 9. madde olarak düzenlenen eşitlik hükmüne ilişkin 1. fıkrada sayılan dil,ırk,renk,cinsiyet,siyasi düşünce,felsefi inanç yanında bir ekleme yaparak CİNSEL YÖNELİMi de ekleyebilirsek bu tartışmalara son verebileceğiz ve ancak o zaman Anayasamıza göre herkes ayrım gözetilmeksizin eşittir diyebileceğiz.
Old 01-10-2007, 11:06   #42
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Alıntı:
Dolayısıyla eşcinsellik hakkında bilgi edinme amaçlı dernek kurulabilir ancak bunu yaymak amaçlı dernek kurulamaz.


Eşcinsellik ne yayılır,ne de bulaşıcı bir şeydir.
Ama görülen o ki "yayılan" eşcinsellik ile ilgili yanlış bilgilerdir.

Bu yanlışlığı düzeltmeyi amaçlamak bile bence dernek kurma gerekçesidir.
Old 01-10-2007, 19:44   #43
Hasan Coşkun

 
Varsayılan

Sayın kayar sanırsam freud,erikson,fromm vb hiç okumamış,esasen okumasına da gerek yoktu.İyi bir gözlemci olsaydı bireyin büyüme sürecinin birtakım kişileri model almak suretiyle geliştiğini görebilirdi.Neyse bizim yerimize uzmanı konuşsun:EŞCİNSELLİĞİN NEDENLERİ NEDİR?
Eşcinselliğin çoğunlukla zor ve acı dolu bir sürecin sonunda oluşan bir durum olduğuna dikkat çeken CİNSEL Tıp Enstitüsü Genel Başkanı Dr.A.Cem KEÇE; “Eşcinselliğin nedenlerini anlamamız çok önemlidir. Çünkü önemli olan yaygınlaşmasının önlenmesidir. Eşcinselliğin nedenleri şunlardır: Genetik yatkınlık, hormonsal bozukluklar, çocukluk döneminde şiddete maruz kalmak, tacize ve tecavüze uğramak, çocuklukta karşı cinsle ilgili yaşanmış kötü bir deneyim, ciddi aile sorunları, aşırı otoriter bir babanın varlığı, baba veya figürlerinin çocuğun hayatında olmaması, aşırı duygusal veya içine kapalı bir yapıya sahip olunması, erken boşalma, iktidarsızlık, vajinismus veya disparoni gibi cinsel işlev bozuklukları nedeniyle yaşanan başarısız ve aşırı sorunlu cinsel deneyimler, yanlış yetiştirilme yani erkek çocukların kız gibi, kız çocuklarında erkek gibi yetiştirilmesi, ebeveynler başta olmak üzere yakın çevrede eşcinsel eğilimleri olan kişi veya kişilerin modellenmesi, örnek alınması, kızların daha yumuşak tavırları olan erkekleri, erkeklerin ise daha erkeksi tavırları olan kızları aralarına alma eğilimleri, yazılı ve görsel medyanın eşcinselliği özendirici yayınları vb.” dedi.
Old 01-10-2007, 20:26   #44
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.rasnolnikov

Uslubunuzdan hoşlanmadım.

Ama asıl önemlisi görüşlerinize katılmıyorum.

Tıpkı eşcinselliği hastalık olarak tanımlayan bazı hekimlerin görüşüne katılmadığım gibi.

Alıntı:
Çünkü önemli olan yaygınlaşmasının önlenmesidir

Bunu nasıl yapılacağını düşünüyorsunuz?

Dernek kurmanın yasaklanması bunun bir yolu mudur?

Dernek kurmaya teşebbüs edenler eşcinselliği yaymak mı istemişlerdir?

Eşcinsellerin dernek kurmasına izin verilen ülkelerde eşcinsellik artmış mıdır?

Bunun yolu "bizde eşcinsel yok" demek midir?

Yok,hayır ülkemizde eşcinsel"var" deniyorsa "VAR" denmelidir.

Bu "var olma"nın yasaklanması nedeniyle belki en yakın arkadaşımız kendini hep saklamak zorunda kalıyor,istemediği bir yaşam biçimine zorlanıyor.

Belki çocuklarımız eşcinsellik konusunda tutumlarımızı bildiğinden ,kaybetme korkusu ile bize bu en özel alanlarını asla söyleyemiyor.

Belki pek çok kişi eşcinsellik hastalık olabilir ihtimali nedeniyle yıllarca terapiye gidiyor ve bir türlü iyileşmeden seanslardan çıkıyor.

Ve daha pek çok hüzün dolu veya mutlu hikaye anlatılamıyor.

Kimse eşcinselleri sevmek zorunda değildir.

Ama saygı duymak ,ayrımcılık yapmamak herkesin yükümlülüğüdür.

Sorun bence sadece budur.

Saygılarımla

Yazan:Sadece gözlem değil , eşcinsellerle iş ve eğitim ortamını paylaşan biri
Old 01-10-2007, 21:42   #45
Av.Turan

 
Varsayılan

zaten bu şekilde dernekleri var. en azından ankarada var. vede bir ceza davasında benim müvekkilin karşı taraf onlar. o nedenlede böyle bir dernek olduğunu biliyorum. derneğin adında bile eşcinseller filan gibi kelimeler geçiyor.
Old 01-10-2007, 21:47   #46
Kartalkanat

 
Varsayılan Pozitif ayrımcılık

Eşcinsillerin bildiğiniz üzere askerlikten muaf tutulmuştur. Bunun sebebi ise "Eşcinselliğin bir hastalık olduğu tespitidir " Bu tesbiti ben değil Askeri hekimler yapıyor ve çürük" Askerliğe elverişsiz " raporu veriyor.

Eşcinsellerin daha önce verilen dernek linklerinden yaptığım kontrolde ; Eşcinseller bazı askeri hekimlerin ilk etapta yani hekime ilk başvurmasında " ÇÜRÜK " raporu vermediği ve başka psikiyatri doktoruna sevk edildiği bunun haksızlık olduğu yönünde eleştirileri mevcut. Yani peşinen hasta olduğunu kabul ve ikrar ediyor.

Sayın Habibe Yılmaz Kayar eşcinsellik hastalık değilse acaba neden askere gidemiyorlar.Ne yazık ki Bir çok insan askerden kaçmak için eşcinsel oluyor.

Temas eden kültürler birbirinden etkilenir prensibi genel ve geçerli bilimselliği kanıtlanmış bir görüştür. Bu sebeple eşcinsellik bulaşıcıdır.Hastalık olduğunu ise Psikiyatri uzmanları söylüyor.

Saygılar.
Old 01-10-2007, 22:20   #47
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Sn.Kartalkanat

Dünya değişiyor,görüşler ve bilgiler değişiyor.

Örneğin eskiden bir eşcinsel,askerlik işlemleri sırasında ,eşcinsel olduğunu ancak fotorafla kanıtlıyabiliyordu.Bu fotoğrafınta eşcinselle ve cinsel ilişki sırasında çekilmesi ve yüzü görünür olması gerekiyordu.

Şimdilerde artık bu uygulamadan vazgeçildi ve genellikle adli tıp veya psikyatr raporu istenmesi yolu seçildi.

Yani değişti.

Eskiden eşcinsellik akıl hastalığı olarak kabul edilirdi.

Değişti.

Alıntı:
Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından 1973'te alınan karar sonrasında,eşcinsellik kademeli olarak bir akıl hastalıkları kategorisi olmaktan çıkardı.

Alıntı:
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) de benzer bir yol izleyerek17 Mayıs 1990 tarihinde eşcinselliği akıl hastalıkları listesinden çıkardı.

Sonra hekim görüşleri de değişti

Alıntı:
Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği (CETAD) Başkanı Psikiyatrist Dr. Nesrin Yetkin, eşcinselliğin psikiyatrik hastalık sınıflamalarından 20 yıl önce çıkarıldığını belirtiyor şöyle diyor: "Eşcinsellik üç çeşit cinsel yönelimden biridir. Eşcinsel yönelimi değiştirmeye yönelik herhangi bir tedavi girişimi, etik değildir. Zaten başarılı olma şansı da yoktur."

Dr. Nesrin Yetkin, bir heteroseksüelin bir eşcinselle arkadaşlık etmesinin, ruh sağlığını etkilemeyeceğini belirterek şunları söylüyor: "Cinsel yönelim asla görme veya örnek alma ile oluşmaz, değiştirilemez. Cinsel yönelim aile içinden örnek alma ile oluşsaydı, kimse eşcinsel olamazdı."
Alıntı:
Ne yazık ki Bir çok insan askerden kaçmak için eşcinsel oluyor.

Eşcinsellik kavramının bile bu kadar tartışmalı olduğu bir ortamda askerlikten kaçmak için eşcinsel olmak akla hiç yatkın değil.

Ya da belki de gerçekten doğru söylüyorlardır.

Eşcinsellik kavramını konuşmaktan kaçındığımız sürece gerçeği hiç bilemeyeceğiz.
Old 01-10-2007, 22:44   #48
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Türk Hukuk Sitesi Forum Alanları > Hukuk Forumları > Meslektaşların Soruları > Eşcins

Neden bu kadar karşı çıkıyorsunuz? İster hastalık olarak algılayın ister eğilim.

Eğilim ise kendilerini ifade etme özgürlükleri var. Hastalısa birleşerek bu hastalığın kendilerine verdiği zararı önlemeye çalışmak gibi veya benzer hakları var.

Örneğin diabetliler dernek kuruyorsa (hastalık) bunlar niye kurmasın.

Burada temel sorunu ahlak oluşturuyor.

Ahlak toplumsal birlikte yaşamanın kendiliğinden koyduğu kurallardır. Bu kuralların oluşmasında O ANDAKİ toplumsal yapı çok önemlidir. O toplumsal yapı kendi çıkarına uygun olarak kendi varlığını sürdürecek kuralları ahlak kuralı (Toplumsal doğru) olarak empoze eder. İkna ölçüsünde de bu kurallar kabul edilir, yerleşir.

Ahlak kuralları hukuk normlarının da kaynaklarındandır. Ama hukuk normlarına göre daha tutucu, değişimi daha engelleyici kurallardır. Hukuk da toplumsal sistemi savunmak amacı ile değişimin önüne çeşitli engeller koyar. ama bu ahlak kurallarında olduğu kadar belirgin değildir.

İnsanlar ne kadar okuyup kendilerini değiştirdiklerini savunsalar da ilk andan itibaren onlara verilmiş eğitim tümden atılamaz. Bunun en açık örneği kadınların ev işini yapmak zorunda oldukları gibi bir algılamanın halen toplumun çoğunluğu tarafından kabul ediliyor olması ve kız çocuklarının buna uygun olarak yetiştirilmeye çalışılıyor olmasıdır.

Yukarıdaki açıklamalarım ışığında bir örnek vermek gerekirse;

Kan davası türkiyede çok yaygın bir davranış biçimi idi. Bir gelenek di. Bir ahlak kuralı idi. Kanını yerde bırakan çocuğun yüzüne bakılmazdı. Bu bir ahlak kuralı.

TC. tarihinin ilk yıllarından beri bu ahlak kuralı ile mücadele edildi. Kan davası saiki ile adam öldürme suçu diğer adam öldürme suçlarından daha ağır yaptırımlara bağlandı. Şimdi ahlak kaygıları ile kan davasını savunacak mıyız?

Diğer bir örnek;
Töre cinayetleri.
Adı üstünde töre.

Ahlak kaygısı nedeni ile bunları savunacak mıyız?

Bence burada temel kaygı AHLAK. Yani toplumun bize verdiği ve bizim de şu veya bu oranda değiştirdiğimiz veya değiştiremediğimiz, (verilen ağırlıklı) ilişkilere bakış açısı. Buradan bakınca bu insalar toplum dışı gözüküyor diye, ben böyle kavrıyorum diye bu insanları toplumun içinde saymamak veya toplumun dışına itmek yanlış.

Eşcinsellik insanlık tarihi ile var sanırım. Roma tarihine Osmanlı tarihine bakarsak bunların izlerini görürüz.

Olay sadece eş cinsellerle ilgili değil. Bi seksüel, aseksüel vb. tanımlamalar da var. aseksüeller eş cinsellerden daha azdır. bunların da dernek kurmasına karşı çıkacak mıyız? hangi nedenle?

Buradaki sorun onları insan olarak kabul edip etmeme sorunu. Onları insan olarak kabul ediyorsak insanlara tanıdığımız hakları onlara da tanımak zorundayız. Etmiyorsak bunu açıkça ifade etmek zorundayız. Yoksa benim kafamdaki biçime uymuyor diye insanları (kabul ediyorsak) bazı haklardan yoksun bırakmanın hiç bir gerekçesi olamaz.

Saygılar.
Old 01-10-2007, 23:10   #49
Kartalkanat

 
Varsayılan

Sayın Kayar ;

İnsanlar Askerlikten kaçmak için sahte belgelerle yurtdışnda yaşadığını iddia ediyor. Sahte raporlar tanzim ediliyor, bu yoldan para kazanan çete oluşumları oluyor.

Lütfen eşcinsel sitelerini ziyaret edin , genel tartışma konularının başında askerlik konusu geliyor. İnsanımızın hayatını etkileyen en önemli kavramlardan biri askerlik diğeri ise evliliktir. Sırf askerden kaçmak için eşcinsel olunmaz. Fakat destekleyici olduğu kesin.istanbul'da görev yaptığım dönemde Merter'de yol kenarlarına fuhuş amacıyla çıkan eşcinsellerden bazıları " her birinin hikayesi farklı" askerlikten kurtulmak için travesti olduğunu söylüyor veya mevcut cinsel tercihinde askerlikten kurtulmanın " kendilerin söylemi " destekleyici olduğu belirtiyorlardı. Akılcı olmayabilir ama yaşanmış gerçekler !

Eşcinsellikle ilgili askeri Yargının kararı ;

BİA Haber Merkezi
03/05/2006 Tolga KORKUT
BİA (Ankara) - Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, total retçi Mehmet Tarhan'ın davasıyla ilgili gerekçeli kararında, "eşcinsellik psikoseksüel bozukluktur" dedi.

Homoseksüalite'nin (eşcinselliğin), TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği'nin 17/B-3, 17/0-3 maddelerinde 'askerliğe elverişsizlik' halini öngören psikoseksüel bozukluklar ve ileri derecede psikoseksüel bozukluklar kapsamında olması, askerliğe elverişli olmadığını ileri sürenlerin askeri hastane sağlık kurullarınca belirtilen esaslar çerçevesinde bu durumda olup olmadıklarının saptanmasının gerekmesi (1111 sayılı kanunun; 26,27,28,38,41'inci maddeleri) karşısında, sanığın bu yöndeki muayene ve sağlık kurulu işleminin 1111 sayılı yasa kapsamında tabi olup zorunlu olduğuna........ vs.

Bence bu insanların dernek kurmasında herhangi bir sakıncı yok. Ancak pozitif ayrımcılık yapılmasınada karşıyım.

Saygılar .
Old 14-12-2007, 15:58   #50
emrahcevik

 
Varsayılan

Hatun Hanım'ın bahsettiği kavramlar; sınırları belli olmayan, oldukça değişken ve üzerinde uzlaşma sağlanması nerdeyse imkansız olan kavramlardır.

Burası bir avukat olarak bunu tartışmanın yeri değildir. Soru gayet nettir ve cevap da öyle. Ortada bir fiil vardır, kanunda suç olarak tanımlanmıştır, bu fiilin işlenmesi çeşitli yaptırımlara bağlanmıştır. Düzen böylece korunmak istenmiştir. Fiili işleyenin saiki önem taşımaz. Çünkü herkesin kendine göre geçerli bir nedeni vardır. Hukuk, herkesin kendine göre geçerli olan o nedenini korumamalıdır, korumaz da zaten.

Yarın herhangi bir kişi bu siteyi takip edenlere karşı "hırsız, aptal ve bilgisiz avukat, hakim, icra müdürü" vs. nitelemelerde bulunsa, onun haklılık payı olabileceği ihtimalini mi düşüneceğiz yani?

Biraz daha duyarlı olabiliriz yargılama yaparken.
Old 14-12-2007, 16:27   #51
korayoz

 
Varsayılan

sayın hatun olguner çok güzel süslü cümleler kuruyorsunuz ama tepkinizi anlamak için yazıları birkaç defa okumak zorunda kalıyoruz . biz derneğin kapatılmasına değil mahkemenin gerekçesine tepkiliyiz. ayrıca derneğin faaliyetlerini bilmiyorsunuz ki burda hemen yargılama yapıp hükmünü veriyorsunuz. belki böyle insanların psikolojik olarak böyle derneklere ihtiyacı var bunları dışlamaktansa bütün uygar ülkelerde olduğu gibi bunları kabul etmek en doğrusu. tabi faaliyetleri kamu düzenine aykırılık teşkil ederse bu ayrıca değerlendirilir.
Old 14-12-2007, 16:44   #52
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Korayaz Arkadaş,

Tam da benim yapmaya çalıştığım asıl katkıyı çözmüşsünüz,kutlarım,burada benim amacım süslü cümleler kurup süslenmek.Buna çok ihtiyacım var, çünkü sizi etkilemek için süslü cümleler kurmam gerekiyor!

Ayrıca sağlıksız ve hastalıklı yapıların "uygarlık" kisvesi altında,özellikle son 20/30 yıldır basın ağırlıklı iletişimle model olarak sunulması sonucu, zaten ülke sorunları eşliğinde boşluklarının etkisi ile arayış içinde olan ,değerleri çözülmüş gençlerin arayışlarını bu sağlıksız yapıya yönlendirmesi sonucu ülkemizde adeta üçüncü cins olarak bu tür davranışların ve eğilimlerin yaygınlaşması ile yeterli zararı gördük. Her toplumun manevi değerlerinin ve ekonomik şartlarının zorlandığı,insanlarının boşluğa düştüğü zamanları olur, bu tür yapıların haberleşmesi ve model olarak sunulması,doğal yapısında genetik rahatsızlığı olanları değil yalnız,psikolojisinde boşluk ve arayış olan kişileri dahi sağlıksız davranışlara iterek,doğal eğilim ve rahatsızlığı olanlarla birlikte ürkütücü bir sayıya ulaşan üçüncü,dördüncü cinsleri türetti. Bu hareketlere ve yönelişlere,rahatsızlıklara karşı hepimizin yapması gereken,önleyici,özendirmeyici,tedavi edici süreçleri önererek daha sağlıklı bir topluma dönüşme çabasına katkıda bulunmak olmalı. Dernek faaliyetinin amacının bu ilişkileri topluma onaylatma ve toplum hayatına açıkça,ilanen katılma olduğunu bilmek için tüzüğünü okumaya gerek var mı acaba? Bu amaç,sizin de vurguladığınız gibi tüm uygar(!)ülkelerde başarıya ulaşmış bir faaliyet amacı. Bizim ülkemizde de aynı uygar çabalara avukat ve hukukçular olarak katkı vermek hakikaten çok uygar bir davranış olacak,ama,burada küçük bir problem var: Ben sadece süslü cümleler kuracak kadar uygarlaşabildim,daha bu kadar uygar olamadım,sayenizde uygarlaşmaya devam ederim.
Old 14-12-2007, 16:47   #53
av_zeynep

 
Varsayılan halkın bakışı!!!!

Eğer halkın bakış açısına göre hukuk uygulanacaksa mesela töre cinayetlerinin gerçekleştiği yerlerde "halkın bakışına" bakmak gerekir. Neden ceza kanuna adam öldürmenin ağırlaştırılmış halinden ceza veriliyor ki? !!

Hukukçuların polis devletinden yana değil özgürlüklerden yana tavır alması gerektiğine inanıyorum.
Old 14-12-2007, 16:50   #54
Av. Canan EKE

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hatun Olguner
Ayrıca kamu yararına olmayan ve zararına olan oluşumlara destek vermek avukatlık görevinin kamusal niteliği ile de bağdaşmamaktadır.Konulara bütünsel bakmak,parçaları çözmeye de yardımcı olur.

Affınıza sığınarak, bir şey sormak istiyorum sayın Av. Hatun.
Evli olup, eşini sürekli normal cinsel tercihi boyutunda aldatan eşi, bir eşcinsel bakımından kamuya daha az zararlı mı buluyorsunuz? Gün geliyor ki, örneğin boşanma davasında aldatan eşten yana çıkmaktayız. Kaldı ki, bu işin tıbbi boyutu da mevcut. Sadece tercih meselesi olarak bakmamak ve kamuya zarar veren bireyler olarak nitelendirmemek gerek.
Old 14-12-2007, 17:16   #55
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Canan Hanım ;

Bu konuya ilişkin mesajlarımın tümünü okursanız, dernekleşmeye çalışan kişilerin topluma zarar verici olduğunu değil,aksine doğalarının ve genetik yapılarının mağduru olduklarını,durumlarını rahatsızlık,sağlıksızlık olarak gördüğümü (nitekim bu hafta içinde,basında,bu tür rahatsızlıkların ve eğilimlerin genetik gelişim hatasına bağlı ve tedavi edilebilir olduğuna ilişkin araştırma ve olumlu sonuç veren tedavi süreçlerine ilişkin haberler çıktı)ve faaliyet olarak bu davranışlarının sürdürülmesine yönelik dernekleşmenin toplum zararına olduğunu,bu bireylere toplumsal dayanışma sorumluluğu kapsamında destek olarak diğer bireylerin ve sağlıklı yapıya kavuşmaları için devletin gerekli psikolojik ve tıbbi desteği vermede görevli olduklarını düşündüğümü,savunduğumu toplam olarak görebilirsiniz. Ben bu kişileri asla tahkir etmekten,dışlamaktan yana değilim,ama durumlarının sağlıksız ve tedaviye muhtaç olduğunu,oysa ki,tartışma konusu olayda bu durumlarını meşrulaştırıp toplum önünde sağlıksız ilişkilerini yaşamaya,yaygınlaştırmaya,onaylatmaya yönelik dernek faaliyetine onay vermeyen mahkeme heyetinin gerekçesinde kullandığı sözlük tanımlarını da içeren red ifadelerinde,toplamdaki bu bakış açısının doğruluğunu görmek yerine,mahkeme heyetinin hakaret kastını aramada haklılık,yerindelik görmediğimi,asıl haksızlığın ve uygunsuzluğun bu dernekleşme faaliyetine destek vermekte olduğunu vurguladığımı da açıkça görebilirsiniz. Sizinle temelde fikir ayrılığımız yok bence. Söylediklerinize bu yönde katılıyorum tabii ki.
Old 14-12-2007, 17:21   #56
av_zeynep

 
Varsayılan

Öncelikle benim sizinle fikir ayrılığım var. Size göre hastalık olan şey bana göre cinsel tercihtir.
Old 14-12-2007, 17:38   #57
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Katılımcılar,

50 inci mesajdan sonraki mesajlar aşağıda linkini verdiğim forum alanından taşınmıştır. Konu bütünlüğü bozulmuşsa şimdiden özür dilerim. Ama başka yapacak bir şey bulamadım. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Mesajların geldiği forum:

Agir Ceza Baskanını Sikayetine Dair

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=22487

Saygılarımla
Old 14-12-2007, 18:26   #58
Av. Hatun Olguner

 
Varsayılan

Av.Zeynep Hanım,bana katılmadığı konuda,11.12.2007 tarihli yeni bir bilimsel haber aracılığı ile bilim insanlarına katılabilir :

ABD'de yapılan bir araştırmada, meyve sineklerinde eşcinsel davranışa yol açan bir gen bulundu.

Amerikan basınında yer alan habere göre, Chicago kentindeki Illinois Üniversitesinden biyolog David Featherstone, bu küçük sineklerde
eşcinsel davranışa neden olan bir geni keşfettiklerini, araştırmalarında ayrıca ilaçla eşcinselliğin ortadan kalkmasını sağlayabildiklerini açıkladı.

İnsanlarda da benzer bir genin bulunduğunu, ancak eğer varsa insandaki eşcinsel davranış genini neyin etkilediğinin bilinmediğini belirten Featherstone ve meslektaşları, bulgularını Nature dergisinin Neuroscience ekinde yayınladıklarını kaydettiler.

Meyve sinekleri üzerinde yaklaşık bir asırdır yapılan araştırmalarla önemli miktarda genetik bilgi depolayan bilim insanları, "kör cinsiyet" veya "GB" adını verdikleri bu geni keşfettiklerinde, meyve sineklerinde yetersiz beslenmeyle ortaya çıkan kas distrofisini araştırıyorlardı.

Bulgulara göre, GB'si mutasyona uğramış erkek sinekler biseksüel olurken ve eşcinsel davranışlar gösterirken, bunlar, diğer sineklerin erkek mi, dişi mi olduğunu anlatan ve "feromon" adı verilen kimyasal kokuyu ayırt edemiyor.

GB mutasyonu sonucu erkek sineklerin diğer erkek sineklere karşı davranışının, dişi sineklere karşı sergiledikleri davranışla aynı olduğunu, hatta çiftleşmeye bile kalktıklarını belirten Featherstone, GB mutasyonuna uğrayan erkek sineklerin "sinapsis" adı verilen sinir hücresi bağlantılarının güçlendiğini, bunun da sineklerin "feromon"
kokusuna aşırı tepki göstermelerine neden olduğunu, sonuç olarak "ufuklarını genişleterek", hem erkeğe, hem de dişiye gittiklerini kaydetti.

Meyve sineklerinin elma suyuna bir ilaç katarak, sinapsis'lerin zayıflamasını sağlayan araştırmacılar, böylece birkaç saat içinde, sineklerde eşcinsel davranışa neden olan GB mutasyonunu durdurdu.

Ayrıca, heteroseksüel erkek sineklere sinapsis'lerini kuvvetlendiren bir ilaç veren bilim insanları, bir süre sonra erkeklerin erkek sineklere, dişi sinek gibi kur yaptıklarını gözlemledi.

Bulgularını inanılmaz olarak niteleyen Featherstone, "Böyle bir şeyi başarabileceğimizi hiç düşünmemiştim, çünkü cinsel eğilimin hep fiziksel bağlantılı olduğu düşünülürdü. Bulgularımız, bu davranış konusundaki düşüncelerimizi kökten değiştirdi" diye konuştu.
Old 14-12-2007, 20:15   #59
Alp_aslan

 
Varsayılan

Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir, fakat kurulacak derneğin genel ahlaka aykırı olmaması aranan şartlardan bir tanesidir.Bugün İtalya'da komünist parti yöneticileri dahi eşcinsel evliliklere karşı olduklarına ilişkin görüşleri mevcuttur. Batıda dahi meşruiyeti tartışılan eşcinsellik , bugün Türkiye'de toplumca hoş karşılanmamaktadır. Eğer bir kanun metninde ahlaktan bahsediliyorsa, kıstasımız her zaman toplumdur. Toplum ise eşcinselliği hiç hoş karşılamamaktadır. Benim bir hukukçu olarak eşcinselliğe bakış açım negatiftir. Bu forumda bu konuyla ilgili tartışmalarda dahi eşcinselliğe karşı mesafeli bir bakış açısı mevcuttur.Kaldı ki avukatlar , toplumun entellektüel, kültür düzeyi yüksek olan elit kısmında yer almaktadır. Meslektaşlarımızın ekserisi eşcinselliğe hoş karşılamazken toplumdan eşcinselliğe karşı hoş görü beklemek , gerçekçi olmaz.
Sonuç olarak, kanun metninde ahlaktan bahsediliyorsa muhatabımız toplumdur. Toplumda eşcinselliği ahlakdışı olarak görmektedir. O halde eşcinsellik ahlaka aykırıdır. Bu durumda eşcinsellikle ilgili dernek kurma ahlaka aykırı oluyor.
Old 14-12-2007, 23:47   #60
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av_zeynep
Eğer halkın bakış açısına göre hukuk uygulanacaksa mesela töre cinayetlerinin gerçekleştiği yerlerde "halkın bakışına" bakmak gerekir...


Adı geçen derneğin içinde yer alan bilumum tasnif ve tanımları duyduğum zaman, Hatun hanımın tepkilerine benzer endişelere kapıldığımı, endişeyle yüzümün buruştuğunu söylemem mümkün. Adı geçen derneğin tabelasını sözgelimi gelişigüzel bir cadde üzerinde yürürken görseniz ve çocuğunuz "bu kelimeler ne demek?" diye sorsa, yaşı yeterli olgunluğa varana dek onu yanıtlayamam. Yetişme çağındaki çocukların, kamuya açık alanda detaylı açıklama gerektirecek ve doğallıklarında var olana, okul sıralarında okuduklarına/okuyacak olduklarına ters düşecek ve kafalarını karmakarışık edecek tabelalarla karşılaşmalarını istemem.

Tabi ben istemiyorum diye, böyle olmak zorunda değil. Derneğin adında yer alan cinsel tasniflere sahip milyonlarca insan, bizler ne kadar dilemiyor da olsak, yeryüzünde yaşamakta, çoğu da muhtemelen gizlenerek yaşamakta (belki kapı komşunuz, belki kapıcınız, çocuğunuzun öğretmeni, belki meslektaşınız vb. vb...) . Çoğunluğa aykırı düştükleri için, baskı altındalar, belki bazen üzgün, bazen de öfkeliler.

Zeynep hanımın mesajını alıntılamamın nedeni de bu. Hukuk sitesinde kişisel istemezliklerimizin değil, kişisel hak ve özgürlüklerin deklaresiyle ilgilenmeli, bireysel hoşnutsuzluklarımızı da kendimize saklamalıyız belki de. Gerçekten çoğunluğun yargısına ve bakışına göre şekillenecek olsaydı insan hakları, töre cinayetlerine kim karşı duracaktı? Toplumun genel yargılarına göre şekillenecek olsaydı kadın hakları, bugün hala "evin reisi kocadır" olacaktı.

Kadın haklarının ilerleme kaydetmesiyle ilgilenmeyen, dahası istemeyen kocalar durumuna düşmemeliyiz, diye düşündüm...

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hayâ, Edep ve Ahlaka Aykırı Müstehcen Kadın Kıyafetlerinin Men'i Derneği Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 26 21-08-2009 10:57
İcra Müdür ve Müdür Yardımcılığı Sınavı Av.H.Sancar KARACA Adliye Duvarı 12 21-04-2009 13:27
[TÜRKİYE 301. MADDEYİ TARTIŞIYOR] Düşünce suçu ahlaka aykırıdır Hasan Bahadır Büyükavcı Hukuk Haberleri 3 11-03-2007 23:41
Biber Gazının Taşınması Hukuka Aykırı mıdır? avzehra Hukuk Soruları Arşivi 0 31-10-2006 12:58
M.K.Tartışmaları-Eşcinsellerin Evliliğine Engel Var Mıdır? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Aile Hukuku Çalışma Grubu 7 14-06-2003 12:49


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08043194 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.