1959 Yılında Taşınmaza Konan Haczin Fekki

Öncelikle iyi günler dilerim.

Bir taşınmaz üzerinde 1959 yılında konmuş olan haciz şerhi var ve hakkında da herhangi bir işlem yapılmaksızın o gün bugündür duruyor. Ne sebeple konduğu da taşınmaz kaydından belli olmuyor. Bu haczin fekkini nasıl sağlayabiliriz acaba? Belli bir tarihten önce (yanlış hatırlamıyorsam 1975 idi) konuş olan hacizler kendiliğinden kalıyordu bir kanun, yönetmelik vs maddesi ile ancak o maddeyi de bulamadım. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Tekrardan iyi günler ve iyi çalışmalar dilerim.

Alıntı: Yazan L. Justinianos Öncelikle iyi günler dilerim. Bir taşınmaz üzerinde 1959 yılında konmuş olan haciz şerhi var ve hakkında da herhangi bir işlem yapılmaksızın o gün bugündür duruyor. Ne sebeple konduğu da taşınmaz kaydından belli olmuyor. Bu haczin fekkini nasıl sağlayabiliriz acaba? Belli bir tarihten önce (yanlış hatırlamıyorsam 1975 idi) konuş olan hacizler kendiliğinden kalıyordu bir kanun, yönetmelik vs maddesi ile ancak o maddeyi de bulamadım. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim. Tekrardan iyi günler ve iyi çalışmalar dilerim.

Hacizlerin kendiliğinden kalkacağına dair kanun mevcut olmayıp, hacizler üzerinden yasal sürelerin geçmiş olması halinde, ilgili tapu müdürlüğü haczi koyan daireden haczin devam edip etmediğini sorup, düşmüş olduğunun bildirilmesi halinde haczin fekkini yapabilir. (İİK 110/2 "Haczedilen resmi sicile kayıtlı malların, icra dairesiyle yapılacak yazışmalar sonucunda haczinin kalktığının tespit edilmesi hâlinde, sicili tutan idare tarafından haciz şerhi terkin edilir ve işlem ilgili icra dairesine bildirilir") kolay gelsin

Öncelikle cevabınız için teşekkür ediyorum.

Taşınmaza hangi dairenin haciz koyduğu hakkında bilgi sahibi olamıyoruz ki sorum asıl bu noktada. Buna nasıl ulaşabileceğim konusu kaç gündür kafamı kurcalıyor.

taşınmaza ilişkin, gözleri kör eden, bilgi de şu şekilde:
http://tinypic.com/view.php?pic=241s...5#.UtlYUfRaiIU

YARGITAY

14. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/1667

K. 2013/3751

T. 14.3.2013

• HACİZ ŞERHİNİN TERKİNİ İSTEMİ ( Taşınmazın Tapu Kaydında Yer Alan - Davanın Adli Yargı Yerinde Tapu Sicilinde Haciz Lehdarı Olarak Gösterilen Kişiye Husumet Yöneltilmek Suretiyle Görülmesi Gerektiği )

• TAŞINMAZ KAYDININ TERKİNİ ( Haciz Şerhinin Usulsüz Konulduğunun Saptanması veya Lehtarın Talebi Üzerine Kaldırılması Mümkün Olduğu Gibi Borcun Ödenmesi İcra Takibinin Düşmesi ya da Herhangi Bir Sebeple Sona Ermesi Halinde Taşınmaz Kaydının Terkini Mümkün Olduğu )

• TAPU KAYDINDA YER ALAN HACİZ ŞERHİNİN TERKİNİ ( Tapu Sicilindeki Haciz Lehdarı Davalı Gösterilmek Suretiyle Adli Yargı Yerinde Görüleceği - Davanın Yargı Yolu Yönünden Değil Görevli Mahkeme Gösterilmek Suretiyle Görev Yönünden Reddine Karar Verileceği )

• HUSUMET ( Taşınmazın Tapu Kaydında Yer Alan Haciz Şerhinin Terkini İstemi - Tapu Sicilinde Haciz Lehdarı Olarak Gösterilen Kişiye Husumet Yöneltileceği )

• GÖREVLİ MAHKEME ( Taşınmazın Tapu Kaydında Yer Alan Haciz Şerhinin Terkini İstemi/Adli Yargı Yerinde Görüleceği - Yargı Yolu Yönünden Değil Görevli Mahkeme Gösterilmek Suretiyle Görev Yönünden Reddine Karar Verileceği )

2004/m.91

4721/m.1010

ÖZET : Dava, haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir. Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür. Bu tür davalar tapu sicilindeki haciz lehdarı davalı gösterilmek suretiyle adli yargı yerinde görülmelidir. Davacı, taşınmazın tapu kaydında yer alan haciz şerhinin terkinini istemiş olduğuna göre; davanın adli yargı yerinde tapu sicilinde haciz lehdarı olarak gösterilen kişiye husumet yöneltilmek suretiyle görülmesi gerekir. Davanın yargı yolu yönünden değil görevli mahkeme gösterilmek suretiyle görev yönünden reddine karar verilmelidir.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.09.2012 gününde verilen dilekçe ile haczin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen 30.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, haciz şerhinin terkini isteğine ilişkindir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir.

İcra İflas Kanununun 91. maddesi hükmü gereğince gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hâkimiyet kurma hakkı sağlamaz ise de tasarruf yetkisinin dar anlamda kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir.

Haciz şerhinin usulsüz konulduğunun saptanması veya lehtarın talebi üzerine kaldırılması mümkün olduğu gibi Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca borcun ödenmesi, icra takibinin düşmesi ya da herhangi bir sebeple sona ermesi halinde de taşınmaz kaydının terkini mümkündür.

Bu tür davalar tapu sicilindeki haciz lehdarı davalı gösterilmek suretiyle adli yargı yerinde görülmelidir.

Somut olayda; davacı 158 ada 17 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yer alan 11.04.2012 tarihli ve 3206 yevmiye numaralı haciz şerhinin terkinini istemiş olduğuna göre; davanın adli yargı yerinde tapu sicilinde haciz lehdarı olarak gösterilen kişiye husumet yöneltilmek suretiyle görülmesi gerekir. Mahkemece davaya bakma hususunda görevli olunmadığı kanaatine varıldığında ise, davanın yargı yolu yönünden değil görevli mahkeme gösterilmek suretiyle görev yönünden reddine karar verilmelidir. Mahkemece isabetli olmayan bazı gerekçelerle yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedeni göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olamadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Alıntı: Yazan L. Justinianos Öncelikle iyi günler dilerim. Bir taşınmaz üzerinde 1959 yılında konmuş olan haciz şerhi var ve hakkında da herhangi bir işlem yapılmaksızın o gün bugündür duruyor. Ne sebeple konduğu da taşınmaz kaydından belli olmuyor. Bu haczin fekkini nasıl sağlayabiliriz acaba? Belli bir tarihten önce (yanlış hatırlamıyorsam 1975 idi) konuş olan hacizler kendiliğinden kalıyordu bir kanun, yönetmelik vs maddesi ile ancak o maddeyi de bulamadım. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim. Tekrardan iyi günler ve iyi çalışmalar dilerim.

Haczin terkinini mülkiyet hakkı çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinden istemek mümkün ama bunun nisbi harca tabi bir dava olduğunu unutmamak lazım.

Diğer yandan bildiğiniz gibi haczin fekki (İİK.110) ile medeni kanunun mülkiyet hakkı hükmü temelinde terkini farklı hususlar. Öncelikle İİK.110 'a göre taşınmazlar için 1 yıl içinde satış istenmediği durumlarda talep üzerine yasa uyarınca haczin fekkedilmesi gerekir. İcra dosyası muhtemelen imha edilmiştir. Durum böyle olsa da, 1 yıl içinde satış istenmediği hususu somut olayda (1959 tarihi nedeniyle) hayatın kuralları icabı ortada olduğundan tapudan icra dosya numarasını tespit edip, icra müdürlüğünden İİK.110'a göre haczin fekkini talep etmenizi, neticesine göre şikayet yolu ile icra hakimliğinden sonuca gitmeyi denemenizi, bence daha ekonomik ve kolay yol olduğu için öneririm. Sonuç alamazsanız mülkiyet hakkına dayanarak her zaman asliye hukuk mahkemesinde haciz alacaklısı aleyhine nisbi harç ödeyerek haczin terkini davası açmanıza zaten engel yoktur.

DİKKAT : MALİKİN TALEBİYLE KALDIRILMASI MÜMKÜN...

Yeni Tapu Sicili Tüzüğü'ne (m.69/5) göre; haciz amme alacağından kaynaklanmıyorsa, şerhin üzerinden iki yıl geçmiş ve yenilenmemişse malikin talebiyle haciz şerhi kaldırılır, icra müdürlüğüne haber verilir.

Tapu Sicili Tüzüğü (RG.17 Ağustos 2013, 28738)

Madde 69)
(5) 21/7/1953 tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca takip edilen kamu alacaklarına ilişkin haciz, iflas, konkordato ile verilen süre ve 9/6/1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesi şerhi bulunan taşınmazlar hariç olmak üzere, tapu siciline yapılan şerhten itibaren iki yıllık sürenin sonunda Müdürlüğe yenilendiği bildirilmemiş olan hacizler, taşınmaz malikinin istemi üzerine terkin edilir ve durum icra müdürlüğüne bildirilir.

Alıntı: Yazan mntopcu DİKKAT : MALİKİN TALEBİYLE KALDIRILMASI MÜMKÜN... Yeni Tapu Sicili Tüzüğü'ne (m.69/5) göre; haciz amme alacağından kaynaklanmıyorsa, şerhin üzerinden iki yıl geçmiş ve yenilenmemişse malikin talebiyle haciz şerhi kaldırılır, icra müdürlüğüne haber verilir. Tapu Sicili Tüzüğü (RG.17 Ağustos 2013, 28738) Madde 69) (5) 21/7/1953 tarih ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca takip edilen kamu alacaklarına ilişkin haciz, iflas, konkordato ile verilen süre ve 9/6/1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 150/c maddesi şerhi bulunan taşınmazlar hariç olmak üzere, tapu siciline yapılan şerhten itibaren iki yıllık sürenin sonunda Müdürlüğe yenilendiği bildirilmemiş olan hacizler, taşınmaz malikinin istemi üzerine terkin edilir ve durum icra müdürlüğüne bildirilir.

Maddeyi aktardığınız için teşekkürler. Ancak, madde bu haliyle sakıncalar doğurabilecektir. İki yıllık sürenin sonunda taşınmaz maliki başvurunca haciz terkin edildikten sonra durum icra müdürlüğüne bildirileceği hüküm altına alınmıştır.

Hepimiz biliyoruz ki, "satış avansı" yatırıldığında 2 yıllık(artık 1 yıllık)süre kesilmiş olmaktadır. Bu durumdaki bir haczin kaldırılması halinde alacaklı mağdur olacaktır. Oysa, haciz terkin edilmeden önce, icra müdürlüğüne "haczin devam edip etmediği" sorulmalıdır.

Soru sahibi icra dosyasının tespit edilemediğini söylemiş,
Mülkiyet hakkına sınırsız bir bloke konulması da zaten anayasaya aykırı,bu durumda direk dava yoluyla çözülemez mi? Gerçi taraf yok ama ???

Ayrıca Sayın Ergin'in belirttiği hususta var,satışın istenilmiş olması ihtimali?? Gerçi burda da zamanaşımı söz konusu olmaz mı alacaklı açısından..Zira haczin tarihi 1959..Alacağın zamanaşımına uğradığı açık...

Alıntı: Yazan YILDIZ HUKUK Ayrıca Sayın Ergin'in belirttiği hususta var,satışın istenilmiş olması ihtimali?? ...

Ben, o açıklamayı Tapu Sicil Tüzüğü, 69 uncu maddedeki hüküm nedeniyle yapmıştım. Hoş, "satış avansı" yatırıldığında, süreyi "sonsuza kadar" uzatacak mı? Şeklinde THS'de bir tartışma anımsadım." Süre ancak şu vakte kadar uzar" diyen çıkmamıştı.

Alıntı: Gerçi burda da zamanaşımı söz konusu olmaz mı alacaklı açısından..Zira haczin tarihi 1959..Alacağın zamanaşımına uğradığı açık

"Satış avansı süreyi sonsuza kadar keser" diyebiliyorsak, zamanaşımı da işlemez.

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Ben, o açıklamayı Tapu Sicil Tüzüğü, 69 uncu maddedeki hüküm nedeniyle yapmıştım. Hoş, "satış avansı" yatırıldığında, süreyi "sonsuza kadar" uzatacak mı? Şeklinde THS'de bir tartışma anımsadım." Süre ancak şu vakte kadar uzar" diyen çıkmamıştı. "Satış avansı süreyi sonsuza kadar keser" diyebiliyorsak, zamanaşımı da işlemez.

Sayın Ergin,satış avansı yatırılmasının süreyi sonsuza kadar uzatacağı düşüncesi bile korkunç geliyor,hem Anayasaya hem Medeni Kanuna aykırı...Haczin baki kalması alacağın zamanaşımına uğramayacağı anlamına mı geliyor

Böyle bir durumda borçlu zamanaşımı nedeni ile İİK.33.Madde gereği icranın geri bırakılmasını istese ne derdi mahkeme acaba? "Hayır haciz düşmemiş,dosya bile düşse haciz baki olduğundan zamanaşımı işlemez" mi?

Alıntı: Yazan YILDIZ HUKUK Sayın Ergin,satış avansı yatırılmasının süreyi sonsuza kadar uzatacağı düşüncesi bile korkunç geliyor,hem Anayasaya hem Medeni Kanuna aykırı...Haczin baki kalması alacağın zamanaşımına uğramayacağı anlamına mı geliyor ?

Evet. Olması gereken de bu zaten.

Alıntı: Böyle bir durumda borçlu zamanaşımı nedeni ile İİK.33.Madde gereği icranın geri bırakılmasını istese ne derdi mahkeme acaba? "Hayır haciz düşmemiş,dosya bile düşse haciz baki olduğundan zamanaşımı işlemez" mi

Aynen öyle diyecek. İlaveten, dosya da düşmemiş olacak.

Değerli Meslektaşlar konu ile ilgili son gelişmeyi aktarmak istedim.Türkiye Bankalar Birliği tarafından ve
Anadolubank A.Ş. tarafından, Tapu Sicili
Tüzüğü” nün 69’uncu maddesinin beşinci fıkrasının yürütülmesinin durdurulması ve iptali
talebiyle dava açılması üzerine, TKGM Tapu Dairesi Başkanlığının Bölge Müdürlüklerine gönderdiği duyuru gereği,Tapu Müdürlükleri yukarıda belirtilen davalar sonuçlanana kadar Tapu Sicili Tüzüğü’nün
69’uncu maddesinin beşinci fıkrası hükmü kapsamındaki re’sen terkin taleplerinin kabul
etmiyor, bu yöndeki taleplere ilişkin ilgili icra müdürlüğünden haczin yenilenip
yenilenmediğini sorup alınan cevaba göre işlem yapıyor.

İlgili duyuru linkihttp://www.tkgm.gov.tr/sites/default..._.pdfye__0.pdf

Alıntı: Yazan akrd61 Değerli Meslektaşlar konu ile ilgili son gelişmeyi aktarmak istedim.Türkiye Bankalar Birliği tarafından ve Anadolubank A.Ş. tarafından, Tapu Sicili Tüzüğü” nün 69’uncu maddesinin beşinci fıkrasının yürütülmesinin durdurulması ve iptali talebiyle dava açılması üzerine, TKGM Tapu Dairesi Başkanlığının Bölge Müdürlüklerine gönderdiği duyuru gereği,Tapu Müdürlükleri yukarıda belirtilen davalar sonuçlanana kadar Tapu Sicili Tüzüğü’nün 69’uncu maddesinin beşinci fıkrası hükmü kapsamındaki re’sen terkin taleplerinin kabul etmiyor, bu yöndeki taleplere ilişkin ilgili icra müdürlüğünden haczin yenilenip yenilenmediğini sorup alınan cevaba göre işlem yapıyor. İlgili duyuru linkihttp://www.tkgm.gov.tr/sites/default..._.pdfye__0.pdf

Aklın yolu birdir.

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Oysa, haciz terkin edilmeden önce, icra müdürlüğüne "haczin devam edip etmediği" sorulmalıdır.

Alıntı: Yazan L. Justinianos Öncelikle cevabınız için teşekkür ediyorum. Taşınmaza hangi dairenin haciz koyduğu hakkında bilgi sahibi olamıyoruz ki sorum asıl bu noktada. Buna nasıl ulaşabileceğim konusu kaç gündür kafamı kurcalıyor. taşınmaza ilişkin, gözleri kör eden, bilgi de şu şekilde: http://tinypic.com/view.php?pic=241s...5#.UtlYUfRaiIU

Haciz şerhinin işlendiği bağlantılı defterleri kontrol ettiniz mi? Bilgisayardan görülmeyebilir ama tapu defterlerini kontrol ederseniz haczi koyanın hangi icra müdürlüğü olduğu ve esas numarası görülebilir, diye düşünüyorum.

1- Gönderdiğiniz resimde malikle haczi koyduranın aynı yapı kooperatifi olduğunun farkında mısınız? İkisi de ...yapı kooperatifi.
2- O tarihlerde yürürlükte olan kooperatif kanununda kooperatiflerin alacakları için resen haciz işletme gibi bir yetkisi mi vardı acaba? (Bugünkü kat mülkiyeti kanununda kat maliklerinin gider avansı borcu için yönetimin ipotek koydurma hakkı gibi)

Değerli meslektaşlar konu ile ilgili son gelişmeyi bilginize sunmak istedim.

Danıştay 10. Daire'sinin E. 2013/6066, E. 2013/6626, E. 2013/6805 ve E. 2013/6872esasına kayden aaçılan davalarda, 19.02.2014 tarihli kararlar ile 17.08.2013 tarihli ve 28738
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanıp yürürlüğe giren Tapu Sicili tüzüğünün 69 uncu
maddesinin besinci fıkrasının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmiştir. İlgili Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığının konuya ilişkin duyurusu aşağıda ki linktedir.

www.tkgm.gov.tr/sites/default/files/icerik/ekleri/yurutmenin_durdurulmasi_karari_tst_69-5._madde_0.pdf