Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Anket Sonucu: Olay yargıca nasıl sunulmalı ?
Müvekkil ne anlattı ise, dava-cevap dilekçesi ile aynen yargıca iletilmeli 0 0%
Müvekkilin anlattıkları, Olay-Hukuk-Kanıt bağlamında irdelenerek ve temyiz aşaması da dikkate alınarak dava-cevap dilekçesi ile yargıca iletilmeli 68 100,00%
Oy Verenler: 68. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 387)

Olay yargıca nasıl sunulmalı ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-10-2015, 16:04   #1
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Olay yargıca nasıl sunulmalı ?

1.Yargıçların dilekçeleri okumadığı “yaygın şikayeti” ne derece doğru?

2.Bir yargıç bir dilekçeyi neden dikkatlice okumaz?

3.Dilekçe güzel bir Türkçe ile, akıcı bir dille, özlü ve gerekçeli yazılmış mı?

4.Dilekçe yargıcın ilgisini çekecek nitelikte mi?
Old 19-10-2015, 17:14   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Merhaba

Merhaba dostlar,

her yazar, yazdıklarının okunması, daha çok okura ulaşması özlemini taşır.

Vekil-avukatın görevi ve hedefi ise, yargıca dilekçesiyle ulaşarak, müvekkilini tatmin edecek sonucu elde etmektir.

“Her dava açıldığında kazanılır ya da kaybedilir”. Özellikle ilk dilekçenin önemi yadsınamaz.

Dilekçe nasıl yazılma ki, dosyayı eline alan yargıç, daha başından itibaren olaya ilgi duysun…

Kağıdın kalitesi, gerekli yerlerdeki renklendirmeler, vurgular. Seçilen yazı tipi ve boyutu, satır ve paragraf aralığı…

“Olay” kağıda nasıl dökülmeli ki, yargıç onu bir ölçüde kafasında canlandırabilsin…

Yargıcı bir okur olarak kabul edersek, nasıl bir başlık ve girişle okuyucunun OLAY’a (dilekçeye) ilgi duyması sağlanabilir…

Katılımınız ve görüşleriniz için şimdiden teşekkürler.
Hepinize sevgiler.
Old 19-10-2015, 19:53   #3
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
Merhaba dostlar,

her yazar, yazdıklarının okunması, daha çok okura ulaşması özlemini taşır.

Vekil-avukatın görevi ve hedefi ise, yargıca dilekçesiyle ulaşarak, müvekkilini tatmin edecek sonucu elde etmektir.

“Her dava açıldığında kazanılır ya da kaybedilir”. Özellikle ilk dilekçenin önemi yadsınamaz.

Dilekçe nasıl yazılma ki, dosyayı eline alan yargıç, daha başından itibaren olaya ilgi duysun…

Kağıdın kalitesi, gerekli yerlerdeki renklendirmeler, vurgular. Seçilen yazı tipi ve boyutu, satır ve paragraf aralığı…

“Olay” kağıda nasıl dökülmeli ki, yargıç onu bir ölçüde kafasında canlandırabilsin…

Yargıcı bir okur olarak kabul edersek, nasıl bir başlık ve girişle okuyucunun OLAY’a (dilekçeye) ilgi duyması sağlanabilir…

Katılımınız ve görüşleriniz için şimdiden teşekkürler.
Hepinize sevgiler.

Sayın Metin,

Çok güzel bir konuyu gündeme almışsınız, teşekkürler. Her babayiğidin yoğurt yiyişi misali türlü türlü dilekçe yazılıyor.

Bizler de zaman içinde geliştikçe eksiklerimizi görüp, ona uygun olarak tarzımızı değiştiriyoruz.

Dava dilekçesinin en üst köşesine dilekçenin neye ilişkin olduğu kısaca yazılmalıdır: "Dava Dilekçesi .." veya "Cevap Dilekçesi.." gibi.

Bunun dışında;

1) Dava dilekçesinin ilk bölümünde, Davacı ve Davalı'nın davadaki hukuki durumu ile ilgili olarak gerekli kısa bilgiler verilmeli.

2) Davanın açılmasına neden olan olay geçmişi, kısa cümlelerle ifade edilmelidir. Varsa Eklere atıf yapılarak, konuyla eklerin ilintisi kurulmalıdır.

3) Hemen sonra varsa usule dair beyanlar açıklanlanmalı. Bu bölümde davanın açıldığı mahkemenin neden görevli ve yetkili olduğu konusunda açıklamalar dile getirilmeli, mevzuat ve yargı karalarıyla desteklenmelidir.

4) Anlaşmazlığa neden olan konu yine anlaşılır,net ve kısa cümlelerle açıklanmalıdır. Açıklamalarda her paragrafa ayrı bir numara verilmeli, paragrafın giriş cümlesi koyulaştırılarak, o paragrafta neyin açıklandığı kısa ve tam olarak vurgulanmalıdır ki okuyucu o paragrafı neden okuması gerektiğini baştan görsün. Gereksiz görüyorsa okumasın, önemli görüyorsa dikkatli okusun.

5) Anlaşmazlığı çözecek hukuki sebepler mevzuat, yargısal ve bilimsel görüşlerle izah edilip, davadaki iddia ile bağlantısı kurularak desteklenmelidir.

6) Delil Listesi HMK.119/f uyarınca dava dilekçesinin içinde tek tek sıra numarasıyla ve ekleriyle belirtilmeli, davada hangi iddiayı ispatlamak üzere sunulduğu açıklanmalıdır.

7) Sonuç ve Talep bölümü, o davada ne istendiğine dair kısa, açık ve net olarak ortaya konulmalıdır.

Sonra Dava dilekçesi ile sunulan ekler, sıra numarası ile Dizi Listesi şeklinde dilekçenin imzadan sonraki alt kısmına yazılmalıdır. Devamında aynı sıra numarası ile ekler dilekçeye eklenmelidir.

Ben böyle yapmaya çalışıyorum. Saygılar, sevgiler.

Not: Bana göre kısa yazılan dilekçe değil, kısa cümlelerle tam ve açık yazılan dilekçe makbuldur.
Old 24-10-2015, 12:08   #4
halit pamuk

 
Varsayılan

Bu konu çok önemli.

en güzel dava ve cevap dilekçesi en basit olanıdır. Avukatın sayfalarca yazması, süslü cümleler kurması hatta bir tez ya da makale özelliği taşımasının bence hiç önemi yok. Hatta tam tersi önemli noktaların atlanmasına neden olunabilir.

Bilimsel görüşe falan da hiç gerek yok. Üniversitede doçent olacakmış dilekçeler yazılıyor. Allahtan roma hukukuna kadar gidilmiyor.

Konuyla ilgili olmayan o kadar çok şeyden bahsediyorlar ki, karma karışık. Karma karışık olduğu zaman hakim işin içinden çıkmazsa, dosyayı daha sonra ele alalım deyip uyuşmazlığın çözümün gecikmesine neden olunabilir.

1.Tek cümle ile bile anlatabilirsen(Karmaşık dosyalarda da çok iyi özetleyerek) hukuki uyuşmazlık ne?

2.Bu hukuki uyuşmazlığın çözümünde hukuki gerekçe ne?

3. Yargıtay ya da danıştay emsal içtihatlarından bir cümle ile (ekte tamamına atıf yapıp )bahsedip dilekçeyi sonuçlandıracağız.


Ondan bundan şundan bahsetmeye gerek yok, sonuca odaklanmak gerekiyor.
Old 27-10-2015, 11:56   #5
Dr.DOGRAMACI

 
Varsayılan

Asıl maharet olayı uzun uzun anlatmak değil, uzun olayı kısaca anlatabilmektir. Yani az yazıyla çok meram..
Old 10-11-2015, 16:54   #6
Av. Mehmet Cangül

 
Varsayılan

Merhabalar, öncelikle bu kadar güncel ve önemli bir konuya değindiğiniz için teşekkürler. Henüz meslekte yeni olmama rağmen kişisel gözlemlerin neticesinde şu dört soruya cevabım şu şekilde olacaktır:

1.Yargıçların dilekçeleri okumadığı “yaygın şikayeti” ne derece doğru?

Bu yaygın şikayetin boş yere yaygın hale gelmediğini düşünüyorum. Zira gerek avukat sıfatıyla bulunduğum gerekse gözlemci olarak katıldığım duruşmalarda yargıçların sık sık yazılı olarak açıkça anlatılmış hususlarda bile bilgi sahibi olmadan duruşmaya çıktığı ve olay hakkında ilk izlenim ve fikirlerini duruşmada edindiklerini fark edebiliyorum. Tabii ki sözlülük ilkesinin bir gereği olarak duruşmalarda yargıçlar hukuki uyuşmazlığı çözümlemek için taraflara ve tanıklara sorular soracaktır. Ancak bu soruların niteliğinden dilekçeler safhasının yargıçlarca adeta dikkate alınmadığını gözlemlemek zor değil.

2.Bir yargıç bir dilekçeyi neden dikkatlice okumaz?

Bunun cevabı da basit. Çünkü okumaları gereken çok fazla dilekçe ve bu okumaların dışında da yerine getirmeleri gereken çok fazla iş yükü var. Bir benzetme yapmak gerekirse yargıçların şu anki durumu derslerinin fazlalığından dolayı son gece ders çalışıp sınavdan geçmeye çalışan bir öğrenci gibi.

3.Dilekçe güzel bir Türkçe ile, akıcı bir dille, özlü ve gerekçeli yazılmış mı?

Güzel bir Türkçe ile ve akıcı bir dille özlü ve gerekçeli dilekçe yazmak bir avukatın sahip olması gereken elzem bir nitelik olduğu tartışılmaz. Ancak şu da unutulmamalıdır ki hukukumuzda kural olarak avukatla savunma yapma zorunluluğu yoktur. Dolayısıyla bir hakim Avukat Mehmet Bey'in yazdığı dilekçeyi ne kadar dikkatli okuyor ve içinden uyuşmazlığa dair doneler çıkarmaya çalışıyorsa (bir an için böyle yaptıklarını düşünelim) okuma yazmayı söktükten sonra okulu terk etmiş, köyünde tarlasıyla uğraşıp geçinip giden Hüseyin Efendi'nin kargacık burgacık yazısıyla, düşük cümleleriyle, hukuki kavramlardan uzak dilekçesini de aynı dikkat ve özenle okuması gerekmektedir. Hukuk herkes içindir ve mahkeme salonları biz avukatların tekelinde değildir.

4.Dilekçe yargıcın ilgisini çekecek nitelikte mi?

Bu hususta da düşüncelerim yargıçlığın bir hobi veya zevk mesleği olmadığı yönündedir. Birey olarak işgal ettiği makam itibariyle yargıcın ilgisini çekmeyecek bir dilekçenin söz konusu olmaması gerekir. Avukat bir edebiyatçı olmadığı gibi avukatın "Yargıcın ilgisini çekecek bir dilekçe yazmalıyım." kaygısı da avukatı mesleğinin gerektirdiği etik değerlerden ve bir dilekçenin taşıması gereken sıfatlardan uzaklaştırır.
Old 12-11-2015, 17:59   #7
eşitlik mi

 
Varsayılan

Yazarsınız okumaz,konuşursunuz dinlemez,anlatırsınız anlamaz,anlamaz karar verir,karar verir bozulmaz.

Seçin beğenin alın..
Old 20-11-2015, 10:23   #8
orhanclkn

 
Mutlu eski hakim

Eski hakim olarak şunu açıkça ifade edeyim:çok uzun dilekçeleri hakim okumaktan sıkılır.Dilekçe kısa öz ama amacı tam karşılar nitelikte olmalıdır.Yani gereksiz açıklamalar dişarda kalacak.Ancak kısa yazayım derken gerekli kısımlarda atlanmayacak.ESKİLER NE DEMİŞ EFRADINI CAMİ AYGARINI MANİ OLACAK...:
Old 20-11-2015, 13:01   #9
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Boşanma Davaları El Kitabı'nda Sayın Hakim Şerafettin ŞANVER, adreslerin antette belirtilmesi konusunda avukatlara sitemlerini dile getirmiş. Sayın hakim diyor ki; "Adresin isim yanına yazılması niye o kadar zordur?"(Sayfa 25). Ayrıca müvekkilin adresinin, avukatın telefon numarasının, avukatın bağlı olduğu baronun ve sicil numarasının yazılmasının faydalarından da bahsedilmiş.
Old 02-12-2015, 11:48   #10
avktgzm

 
Varsayılan

Satır aralığı "1" olan ve paragraf ayısının az ve uzun olduğu,önemli yer ve kanun maddelerinin değişik yazı stiliyle belirtilmediği, imla kurallarının yerle bir edildiği, iki tarafa yaslama seçeneğinin tercih edilme zahmetinde bulunulmadığı dilekçeleri bence insanın okuyası gelmez.
Old 15-12-2015, 06:44   #11
uğur deniz

 
Varsayılan

Dilekçe kısa ve öz olmalı . Davaya ilişkin olmayan ancak taraflar arasında girift hale gelmiş diğer uyuşmazlıklar, hukuki olmayan kişisel yorumlar,emsal Yargıtay kararları, deliller dilekçe içinde yer almamalı. Gerek duyuluyorsa bunlar dilekçe eki olarak düzenlemeli. Davanın konusu ne talep edilen ne neye dayanarak talep ediliyor bunları kısa ve öz olarak 3 alt başlık altında anlatmalı. Hakim başından sonuna kadar dilekçeyi okurken dilekçede ne istendiğini anlamalı ne istendiğini dilekçe içinde kaybolarak anlamaya çalışmamalı.
Old 17-12-2015, 16:22   #12
Av.CKaran

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hulusi Metin
1.Yargıçların dilekçeleri okumadığı “yaygın şikayeti” ne derece doğru?

2.Bir yargıç bir dilekçeyi neden dikkatlice okumaz?

3.Dilekçe güzel bir Türkçe ile, akıcı bir dille, özlü ve gerekçeli yazılmış mı?

4.Dilekçe yargıcın ilgisini çekecek nitelikte mi?
Aslında üstteki dört sorunun temelinde avukatlar düzgün dilekçe yazmasını biliyorlar mı ki hakimler dilekçeleri okusunlar şeklinde bir yorum bulunduğunu düşünüyorum. Bu konuda maalesef ben de şikayetçiyim. Mühendislik gibi bölümlerden mezun olanlar -aslında bu bile kabul edilemez- komposizyon yeteneğinden yoksun olabilir ama bir hukuk fakültesi mezununun komposizyon yeteneğinin olmaması inanılmazdır. Yeni başlayan avukatlara -5 yıllık tecrübeliler de dahil- bakıyorum bırakın komposizyon yeteneğini meramını ifade etmekten mahrumlar. Dilekçe yazacağı zaman anlatıyorum vs. vs. talep edeceksin diye yazdığı dilekçeye bakıyorum; facia! Paragrafın başında bir talepten başlamış sonunda başka bir talepten çıkmış. Neyi istemiş, neyi anlatmış kendisi bile anlamamış.

Komposizyonda olduğu gibi her dilekçede de -şekli şartlar bir yana- giriş, gelişme ve sonuç bölümleri bulunur. Yazı dilinin kendine has kuralları vardır. Konuşma diliyle yazı yazılmaz. Nesir şeklinde yazdığınız yazı güzelse okuyan ayrıca dikkat gösterir. Entelektüel bilginiz olduğu görülür ve yazdıklarınız ciddiye alınır. Sıradan bir ağızla yazılan yazıyı, hele imla ve gramer hataları yapıyorsanız kimse ciddiye almaz. (Hukuk mezunu olup "ne.. ne.." tümlecini kullandığı cümlenin olumsuz bitemeyeceğini bilmeyenler var.)

Meselenin hakim yönüne gelirsek; tarafların dörder sayfalık dilekçeleri (asgari diyorum bu sayının üstünde olanlar çok) üzerinden hesap yaparsak, günde 50 dava, toplayın 400 sayfa eder. Yani her gün 500 sayfalık kitap okumak ve hatta anlayarak okumak zorunda olduğunuzu düşünün. Özensiz, şekilsiz, kuralsız ve daha çok kahvede tartışma ortamında konuşur gibi yazılmış dilekçeyi hangi hakim sıkılmadan sonuna kadar okuyabilir?

Hakimlere eleştirim ise ne kadar yukarıda anlattığım kurala uygun yazsam da dilekçenizi okudum avukat bey dese de okumadığını, okusa da anlamadığını görüyorum. Kanun maddelerini yazınca bize kanun mu öğretiyorsun, açıklamaya çalışınca yazılı usül var dinlemek zorunda değilim diyen hakimlere rastlıyorum. Maalesef hakimler - özellikle de 2010 sonrası göreve başlayanlar-mevzuatı tam bilmiyor, araştırmıyor, öğrenmiyor ve Yargıtay karar versin diye dosyayı başından savıyorlar.

Yukarıda bir meslektaşımın belirttiği gibi yargıçlık bir hobi değildir. O makamı işgal ediyorsan hakkını vereceksin.
Old 23-12-2015, 18:11   #13
UNLUTURK

 
Varsayılan

Sayın Metin sizi tebrik ediyorum. Çok hassas bir konuda başlık açmışsınız.

Benden önce yazan meslektaşlarımın söylediklerinden sadece sayın Cangül'ün "avukat edebiyatcı olmadığı gibi" tanımlamasına itiraz etmek istedim. Haklısınız böyle bir zorunluluk bir yerlerde (ipso iure) yazılı değil ama işinizi yapma yolu edebiyattan anlamayı veya edebiyatı kullanmayı gerektiriyorsa şüphe yok ki (defacto) buna mecbursunuz. Yoksa "meramını" kırık dökük edebiyatla tam anlatmayı ummak mümkün değildir. Hele sizin anlattıklarınız karşı tarafın "anladığı" ile sınırlı ise burada asli çaba avukatın olmalıdır. Bu yolu kullanmada mahir olmaması büyük eksiklik olur.

İkinci husus ta şudur. Bu ve benzeri internet platformları fiziki ortama göre daha az kaygı doğuran, daha az baskı hissettiğimiz mecralar. Bu sebeple bu platformu izleyen hakim veya savcı arkadaşlar varsa asıl onlar da beyanda bulunsun ki o pencereden konu nasıl görünüyor anlayalım. Bu iki sujeli bir ilişki. O halde hakim veya savcıya fikrini sormamak "birbirimizi ağırlamak"tan öteye gidemez. Hakim/Savcı/Avukat olmak başka bir şey, "iyi" olamak başka bir şey ve nihayetinde karşılıklı beklentiler başka bir şeydir. Bu üçünü de dikkate alırsak ortak ve verimli bir alan yaratıp daha uygun bir sonuca varabiliriz diye düşünüyorum.

Bu sebeple hakim/savcı arkadaşların görüşünü önemsiyorum. Verilen dilekçeleri okumuyorlarsa bile bir "neden"leri vardır ve bu nedeni açıklamaları çok önemlidir.

İyi çalışmalar.
Old 31-12-2015, 15:07   #14
TALES

 
Varsayılan

Bir davada karşı taraf vekilinin dilekçeleri o kadar kötü bir daktilo ile - daktilo zamanı- yazılmıştı ve o kadar berbattı ki ilgimi çok çekerdi. Defalarca her satırını tekrar tekrar okurdum. Çarpı işaretleriyle silintiler düşük cümleler,eksik kelimeler, berbat bir anlatım. Yargıç olsam çok dikkate alır ,etkilenirdim .
Bir de şeyleri severim, dilekçe sonlarında el yazısıyla eklemeleri .
Çok düşük harç değeri gösteren üstelik ilk bakışta temelsiz görünen dilekçeler vardır ki çok kolay " teminatsız ihtiyati tedbir kararı " alılar.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Stajyer avukat iken baro haricinde sigorta kaydı bulunması stajın durumunu nasıl etkiler.örnek olay yaşıyan arkdaşların bilgilerine ihtiyacım var. cemilburc Meslektaşların Soruları 0 05-09-2013 10:58
OLAY OLAY... Verginin Ayırdığı Unsurlar - 1 - rıza Mali Hukuk Çalışma Grubu 3 19-01-2010 17:30
Faturaya dayanan ilamsız takipte fatura asılları sunulmalı mı?? av.murat kalkan Meslektaşların Soruları 8 18-04-2007 17:44
3 İlginç Olay Batu Han Site Lokali 3 26-03-2003 17:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07366204 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.