cmk görevlendirmeleri, tutanaklara şerh düşmek ve avukat olarak üzerimize düşenler

Ruhsatımı yeni almış bir avukat olarak haliyle ilk işim cmk görevlendirmesine kayıt olmak oldu. İstanbul barosunda aldığımız seminerleri çok dikkatli dinlemiş ve karşılaşma ihtimalinde bulunduğumuz vakalardan açıkçası biraz ürkmüştük. Ama ne olursa olsun müdafiisi olduğumuz şüpheli-sanığı da savunma konusunda yeterince motive olmuştuk.
Geçen günlerden birinde cmk görevlendirmesi için çağrılmıştım çocuk büroya. Çocuk büroya vardığımda tahmin ettiğim üzere polis memuru beni çok iyi karşıladı ve tüm evrakların hazır olduğunu benim sadece imza atmamın yeteli olacağını ifade etti. Acele ile bilgisayardan dökümler çıkarırken kendisine çocuklarla görüşmem gerektiğini ifade ettiğimde " tinercilerle neyi konuşacaksın" diye cevap aldım. Ben de "olsun ben yine de konuşmak istiyorum" dediğimde tavırları değişti ve adeta bilgisayar tuşlarını kırarcasına işlemlerini yaptı. Homurdanarak işlemleri bitirdğinde kilit altına aldığı çocuklara çıkmalarını söyledi.Kendisine görüşmenin her bir çocuk ile ayrı ayrı yapmam gerektiğini söylediğimde bana "o zaman kilitli yeri göstererek girin içeri bol bol konuşun" dedi. Buna şiddetle karşı çıkarak görüşme odasının temin edilmesi gerekdğini söyledim.Yapacak bir şeyi olmadığını anladığından olsa gerek tek tek görüşme sağlandı. Her bir çocuk ile görüşmemden sonra evrakları imzalacak iken kendisine bazı hususları şerh düşmek zorunda kaldığımı söyledim. Çünkü çocuklar uzun süre aç bırakılmış ve darp edilmişlerdi. Buna iyice bozulan polis memuru hiçbişey yapmadıklarını kendisine psikolojik baskı yapmamamı söylerek sinirlendi. KEndisine tavırlarında dikkatli olmasını benim görevimi yaptığımı, herkesin görevini dürüst ve hakkıyla yapması gerektiğini söyledim. Bana darp olmadığna dair hastane tutanaklarını gösterdi. Ben müvekkillerimin ifadesine göre darp gördüklerini ve aç bırakıldıklarını ve yine müvekkillerimin ifadesiyle hakarekete maruz bırakıldıkları hususunu şerh düştüm.
Bir sonraki gün savcılık aşamasında benzer tablo savcılıkta yaşandı. Savcının bizzat kendisine ve memurlara dosyayı incelemem gerektiğini ve incelemeden ifadeye girmeyeceğimi söyledğimde ısrarla da olsa dosyayı etraflıca inceleme imkanına kavuştum ve gerekli notları aldım. Dosyada ihlaller vardı. Ailelerine haber verilmemişti, kilit altında tutulmuşlardı, kelepçe takılmıştı... Bunların notunu aldım ve ifadeye başladık. Savcı müvekkillerimle görüştükten sonra benim ağzımdan da bişeyler yazdı ve evrakı tam çıracak iken kendisine, benim de beyanlarımın olduğunu söyledim. O da zaten tutuksuz yargılanma talebinizi yazdık daha ne isteyecksiniz ki. Ben de dosyada ihlaller var tutanağa geçirmem gerekir. Bunları memur suçları bürosuna bildirmemi ifade eden savcıya bunun tutanağa geçirilmesini aksi takdirde bu hususu imzamın altına şerh düşeceğimi ifade ettğimde bana bu imkan verildi ve memurların ihlalleri tutanağa geçirildi.Netice olrak müvekkil çocuklar serbest bırakıldı fakat korucuyucu tedibr destek talep etmeme rağmen savcılık aşamadında buna ilişkin hiçbir işlem yapılmadı.Zira çocuklar sokakta kalıyordu barınma tedbiri uygulanabilirdi.
Anlattıklarım ışığında şunu anladım ki biz avukatlar ŞERH hususunu uygularsak ihlaller azalacaktır. Zira şerh düşerek ihlalleri kayıt altına almış oluruz ve sonrasında gerekli şikayetleri yapar isek ihlallerin azalacağını düşünmekteyim. ELimizdeki yasal yetkileri sonuna kadar kullandığmızda sonuç alınacağına inanıyorum. Cmk görevlendirmelerinde sadece imza atıp işin kolayına kaçan meslektaşlarımı orada kendimizin veya bir yakınımızın da buluyor olabileceğini hatırlatmak isterim.
Bana polis merkezinde sinirlenen polis memurunun çıkarken elini sıktım ve kendine kolaylıklar diledim. Yaptığımın görevim olduğunu ve yapmam gerektiğini ifade ettim. Çıkarken "avukat bey takdir ettim işini hep böyle hakkıyla yaparsın inşallah" dedi
Biz görevimizi tam manasıyla eda edersek başlangıçta bize bozulan memurlar da olmak üzere daime takdir göreceğimize inanıyorum. Tüm başta cmk görevlendirmelerinde bizlere yol gösteren değerli üstadlarımıza ve bu görevlendirmelerde koşturan ve emek harcayan meslektaşlarımıza olmak üzere herkese saygılarmı snuyorum...

Alıntı: Yazan judge034 Ruhsatımı yeni almış bir avukat olarak haliyle ilk işim cmk görevlendirmesine kayıt olmak oldu. İstanbul barosunda aldığımız seminerleri çok dikkatli dinlemiş ve karşılaşma ihtimalinde bulunduğumuz vakalardan açıkçası biraz ürkmüştük. Ama ne olursa olsun müdafiisi olduğumuz şüpheli-sanığı da savunma konusunda yeterince motive olmuştuk. Geçen günlerden birinde cmk görevlendirmesi için çağrılmıştım çocuk büroya. Çocuk büroya vardığımda tahmin ettiğim üzere polis memuru beni çok iyi karşıladı ve tüm evrakların hazır olduğunu benim sadece imza atmamın yeteli olacağını ifade etti. Acele ile bilgisayardan dökümler çıkarırken kendisine çocuklarla görüşmem gerektiğini ifade ettiğimde " tinercilerle neyi konuşacaksın" diye cevap aldım. Ben de "olsun ben yine de konuşmak istiyorum" dediğimde tavırları değişti ve adeta bilgisayar tuşlarını kırarcasına işlemlerini yaptı. Homurdanarak işlemleri bitirdğinde kilit altına aldığı çocuklara çıkmalarını söyledi.Kendisine görüşmenin her bir çocuk ile ayrı ayrı yapmam gerektiğini söylediğimde bana "o zaman kilitli yeri göstererek girin içeri bol bol konuşun" dedi. Buna şiddetle karşı çıkarak görüşme odasının temin edilmesi gerekdğini söyledim.Yapacak bir şeyi olmadığını anladığından olsa gerek tek tek görüşme sağlandı. Her bir çocuk ile görüşmemden sonra evrakları imzalacak iken kendisine bazı hususları şerh düşmek zorunda kaldığımı söyledim. Çünkü çocuklar uzun süre aç bırakılmış ve darp edilmişlerdi. Buna iyice bozulan polis memuru hiçbişey yapmadıklarını kendisine psikolojik baskı yapmamamı söylerek sinirlendi. KEndisine tavırlarında dikkatli olmasını benim görevimi yaptığımı, herkesin görevini dürüst ve hakkıyla yapması gerektiğini söyledim. Bana darp olmadığna dair hastane tutanaklarını gösterdi. Ben müvekkillerimin ifadesine göre darp gördüklerini ve aç bırakıldıklarını ve yine müvekkillerimin ifadesiyle hakarekete maruz bırakıldıkları hususunu şerh düştüm. Bir sonraki gün savcılık aşamasında benzer tablo savcılıkta yaşandı. Savcının bizzat kendisine ve memurlara dosyayı incelemem gerektiğini ve incelemeden ifadeye girmeyeceğimi söyledğimde ısrarla da olsa dosyayı etraflıca inceleme imkanına kavuştum ve gerekli notları aldım. Dosyada ihlaller vardı. Ailelerine haber verilmemişti, kilit altında tutulmuşlardı, kelepçe takılmıştı... Bunların notunu aldım ve ifadeye başladık. Savcı müvekkillerimle görüştükten sonra benim ağzımdan da bişeyler yazdı ve evrakı tam çıracak iken kendisine, benim de beyanlarımın olduğunu söyledim. O da zaten tutuksuz yargılanma talebinizi yazdık daha ne isteyecksiniz ki. Ben de dosyada ihlaller var tutanağa geçirmem gerekir. Bunları memur suçları bürosuna bildirmemi ifade eden savcıya bunun tutanağa geçirilmesini aksi takdirde bu hususu imzamın altına şerh düşeceğimi ifade ettğimde bana bu imkan verildi ve memurların ihlalleri tutanağa geçirildi.Netice olrak müvekkil çocuklar serbest bırakıldı fakat korucuyucu tedibr destek talep etmeme rağmen savcılık aşamadında buna ilişkin hiçbir işlem yapılmadı.Zira çocuklar sokakta kalıyordu barınma tedbiri uygulanabilirdi. Anlattıklarım ışığında şunu anladım ki biz avukatlar ŞERH hususunu uygularsak ihlaller azalacaktır. Zira şerh düşerek ihlalleri kayıt altına almış oluruz ve sonrasında gerekli şikayetleri yapar isek ihlallerin azalacağını düşünmekteyim. ELimizdeki yasal yetkileri sonuna kadar kullandığmızda sonuç alınacağına inanıyorum. Cmk görevlendirmelerinde sadece imza atıp işin kolayına kaçan meslektaşlarımı orada kendimizin veya bir yakınımızın da buluyor olabileceğini hatırlatmak isterim. Bana polis merkezinde sinirlenen polis memurunun çıkarken elini sıktım ve kendine kolaylıklar diledim. Yaptığımın görevim olduğunu ve yapmam gerektiğini ifade ettim. Çıkarken "avukat bey takdir ettim işini hep böyle hakkıyla yaparsın inşallah" dedi Biz görevimizi tam manasıyla eda edersek başlangıçta bize bozulan memurlar da olmak üzere daime takdir göreceğimize inanıyorum. Tüm başta cmk görevlendirmelerinde bizlere yol gösteren değerli üstadlarımıza ve bu görevlendirmelerde koşturan ve emek harcayan meslektaşlarımıza olmak üzere herkese saygılarmı snuyorum...

SAYIN MESLEKTAŞIM ÖNCELİKLE DAVRANIŞLARINIZIN DOĞRU VE OLMASI GEREK OLDUĞUNU BELİRTMEK İSTERİM ANCAK?
KOLLUK KUVETLERİNCE 18 YAŞ ALTINDAKİ SSÇ LERİN İFADE ALINABİLMELERİ MÜMKÜN DEĞİLDİR KOLLUK SADECE MAĞDUR,MÜŞTEKİ VEYA KATILAN SIFATI İLE ÇOCUK İFADELERİ ALABİLİR.SSÇ İFADELERİ YASA GEREĞİ CUMHURİYET SAVCISINCA ALINABİLİR.BU YÜZDEN EĞER ÇOCUK BÜRODA ÇOCUĞUN SANIK OLARAK İFADESİ ALINMAK İSTENİYORSA BU ŞERHİ YAZIP İMZALAMANIZ YETERLİDİR (BU BİLGİLERİ SADECE YAZINIZDAKİ ALTI YAZILI CÜMLELER NEDENİ İLE YAZIYORUM)ÇALIŞMALIRINZDA BAŞARILAR DİLERİM.

YAKALAMA, GÖZALTINA ALMA VE İFADE ALMA YÖNETMELİĞİ

Çocuklarla ilgili özel hüküm

Madde 19 - Çocuklar bakımından yakalama ve ifade alma yetkileri aşağıdaki şekilde sınırlandırılmıştır:

a) Fiili işlediği zaman oniki yaşını doldurmamış olanlar ile onbeş yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler;

1) Suç nedeni ile yakalanamaz ve hiçbir suretle suç tespitinde kullanılamaz.

2) Kimlik ve suç tespiti amacı ile yakalama yapılabilir. Kimlik tespitinden hemen sonra serbest bırakılır. Tespit edilen kimlik ve suç, mahkeme başkanı veya hâkimi tarafından tedbir kararı alınmasına esas olmak üzere derhâl Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir.

b) Oniki yaşını doldurmuş, ancak onsekiz yaşını doldurmamış olanlar suç sebebi ile yakalanabilirler. Bu çocuklar, yakınları ile müdafiye haber verilerek derhâl Cumhuriyet başsavcılığına sevk edilirler; bunlarla ilgili soruşturma Cumhuriyet başsavcısı veya görevlendireceği Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılır ve aşağıdaki hükümlere göre yürütülür:

1) Çocuğun gözaltına alındığı ana-baba veya vasisine bildirilir.

2) Kendi talebi olmasa bile müdafiden yararlandırılır, ana-baba veya vasisi müdafi seçebilir.

3) Müdafi hazır bulundurulmak şartı ile şüpheli çocuğun ifadesi alınır.

4) Kendisinin yararına aykırı olduğu saptanmadığı veya kanunî bir engel bulunmadığı durumlarda ana-babası veya vasisi ifade alınırken hazır bulunabilir.

5) Yetişkinlerden ayrı yerlerde tutulur.

6) 2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunda yazılı suçlar büyüklerle beraber işlendiği takdirde soruşturma evresinde çocuklarla ilgili evrak ayrılır, soruşturmaları ayrı ayrı yürütülür.

7) Çocukların kimlikleri ve eylemleri mutlaka gizli tutulur.

8) Suçun mağduru çocuksa, bunlara karşı işlenen suçüstü hâllerinde, kovuşturulması suçtan zarar gören kimsenin şikâyetine bağlı olan fiillerde şüphelinin yakalanması ve soruşturma yapılması için şikâyet şartı aranmaz.

9) Çocuklarla ilgili işlemler mümkün olduğu ölçüde sivil kıyafetli görevliler tarafından yerine getirilir.

10) Çocuklara kelepçe ve benzeri aletler takılamaz. Ancak, zorunlu hâllerde çocuğun kaçmasını, kendisinin veya başkalarının hayat veya beden bütünlükleri bakımından doğabilecek tehlikeleri önlemek için kolluk tarafından gerekli önlemler alınır.

Sayın meslektaşım bu hüküm gereğince ifade alınmadı. Yazımda onu belirtmeyi unutmuşum.Kolluk aşamasında sadece kimlik tespiti yapıldı.Zaten alınsaydı müdahalemiz o minvalde olacaktı.