Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yazdıklarımız - Yazdıklarınız. Üyelerimizin yazdığı ve bizlerle paylaştığı şiir, öykü, deneme ve diğer yazınsal türler.

Bir Uçurumdur Hayat

Yanıt
Konu Notu: 9 oy, 4,89 ortalama. Değerlendirme: Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-09-2010, 21:19   #751
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Kendine acımak bir lükstür. (Yanlış anımsamıyorsam; Jean Paul Sartre)
Old 21-10-2010, 07:45   #752
halit pamuk

 
Varsayılan

İnsan kendisini kendisinden bir kurtarabilse, bütün sorunlarını aşacak... ))
Old 21-10-2010, 07:59   #753
kordelya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
İnsan kendisini kendisinden bir kurtarabilse, bütün sorunlarını aşacak... ))

Size kesinlikle katılıyorum, son günlerde kendimden bir kurtulabilsem hayat ne kadar kolay olacak anlatamam
Old 31-10-2010, 11:53   #754
Nur Deniz

 
Varsayılan

Yelkovan akrebi kovalar durur. Matematiğim iyi değil, galiba zamanın 1/60'ında buluşurlar. Bu zamanı az görmedikleri kesin ki, sürüp gider bu kovalamaca.

İnsan da yaşamı kovalar durur, bazen yetişir bazen hiçbir zaman ulaşamaz istediklerine. Bu sabah uyandığımda farkettim, zaman geriye alınmış, ne yapsam diye düşündüm. Bulamadım birşey. Uyudum...Yine işime geç kaldım, demek ki zaman tasarrufunda iyi değilim. Yaşamı yakalamak diye birşey yokmuş. Önden gitmek de yok...

Keşke dedim bir sabah uyansam ve benim için zaman 13 yıl geriye alınsa, ne yapardım?

Keyifli geldi önce bu düşünce ama sonra anladım ki, bu 13 yılın içindeki bazı güzellikler bütününü silmeye değmez...

O zaman bugünü güzelleştirmeli insan, elinde ne varsa....
Old 01-11-2010, 10:47   #755
kordelya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Yelkovan akrebi kovalar durur. Matematiğim iyi değil, galiba zamanın 1/60'ında buluşurlar. Bu zamanı az görmedikleri kesin ki, sürüp gider bu kovalamaca.

İnsan da yaşamı kovalar durur, bazen yetişir bazen hiçbir zaman ulaşamaz istediklerine. Bu sabah uyandığımda farkettim, zaman geriye alınmış, ne yapsam diye düşündüm. Bulamadım birşey. Uyudum...Yine işime geç kaldım, demek ki zaman tasarrufunda iyi değilim. Yaşamı yakalamak diye birşey yokmuş. Önden gitmek de yok...

Keşke dedim bir sabah uyansam ve benim için zaman 13 yıl geriye alınsa, ne yapardım?

Keyifli geldi önce bu düşünce ama sonra anladım ki, bu 13 yılın içindeki bazı güzellikler bütününü silmeye değmez...

O zaman bugünü güzelleştirmeli insan, elinde ne varsa....
Ne güzel yazmışsınız, geçmişe bakıp hayıflanmaktansa bugünün kıymetini hatırlattı bana...
Old 01-11-2010, 22:54   #756
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Gerçekten bir uçurum hayat; düşmeye başlar başlamaz kaşımız gözümüz yarıldığı için sonunu bile göremediğimiz...
Old 01-11-2010, 23:12   #757
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Hayat uçurum ise, bu uçurumun kenarı doğum mu olur, ölüm mü?
(Nerden bulayım şimdi ben Çalıkuşu Kamuran'ı?)
Medet ya Adli Tip,
Veya Ayvalık Sakini Üstadım.
Yoksa "Öte geçe"li Sevgili Adnan Koray'a mı sormalı?
Old 11-11-2010, 13:26   #758
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Uçurumun kenarı doğum olur,dibi ölüm...Ama korkarsan atlamaktan ,o kenar ,ölümden de beter olur...Varolmakla yok olmak arasında sıkışırsan kaybettiğin HAYAT olur...HAYAT, uçurumun kenarından dibine kadar katettiğin mesafede saklıdır...
Old 11-11-2010, 16:08   #759
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Kardan Adam
Hayat uçurum ise, bu uçurumun kenarı doğum mu olur, ölüm mü?
(Nerden bulayım şimdi ben Çalıkuşu Kamuran'ı?)
Medet ya Adli Tip,
Veya Ayvalık Sakini Üstadım.
Yoksa "Öte geçe"li Sevgili Adnan Koray'a mı sormalı?


Birini diğerinden ayıramayız. Doğumla başlar ve ölümle biter. Bir bütündür. Hatta daha önce başlar. Baba’nın dölünün tuvalet deliği yerine anne rahmine gitmesi ve orada ortalama 9 ay kalması ve sonunda doğumla kafamızı karanlıktan uzatıp dünyaya merhaba dememiz.

Tabi ölene kadar herşey belirlenmiştir. Biz ise bu belirlenmiş olanı yaşarız. Özgür olduğumuz ve herşeyi yapabileceğimiz yalanını yutmayız. Yine de kurallarına göre oynarız. Yani hayatta kalmalı ve güçlü olmalıyız. İhtiyaçlarımızı gidermek çalışır ve para kazanırız. Zira ihtiyaçlarımızı para ile gideririz. Para kazanma ve kazanılanılanın paylaşımı için de sistem ve kurallar vardır. Buna da kapitalizm diyorlar. Daha çok para kazanmak için ise güçlü olmalıyız. Güç daha çok parayı, daha çok para ise gücü getir. Gücün başka bir görünümü de makam ve mevkiidir. Bir ömür bunları elde etmek için çabalarız. Güçlü olan eşeyli üremede aynı zamanda şanslı olandır.

Ama bazı şeyler vardır ki; ne kadar belirlenmiş olursa olsun bizi mutlu eder. Müzik, film, resim ve edebiyat gibi insan yaratıları; dondurma, kadayıf gibi tatlılar, meyveler ve yiyecekler tatları; toplumsal roller (baba, arkadaş vs) sapladığı duygusal yoğunluk milyarlarca aynı şeyi yaşayacak olsak da bizi mutlu eder.

Ancak asıl insanı insan yapan şey insanın bilmesi, anlaması, farketmesidir. Bunu da bilim sayesinde yapar. Ölene kadar fizik, kimya, biyoloji, tarih, iktisat vs okumalı ve bu hayatı anlamalıyız. Çünkü biz doğanın aynasıyız. J
Old 11-11-2010, 21:21   #760
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Birini diğerinden ayıramayız. Doğumla başlar ve ölümle biter. Bir bütündür. Hatta daha önce başlar. Babanın dölünün tuvalet deliği yerine anne rahmine gitmesi ve orada ortalama 9 ay kalması ve sonunda doğumla kafamızı karanlıktan uzatıp dünyaya merhaba dememiz.

Tabi ölene kadar herşey belirlenmiştir. Biz ise bu belirlenmiş olanı yaşarız. Özgür olduğumuz ve herşeyi yapabileceğimiz yalanını yutmayız. Yine de kurallarına göre oynarız. Yani hayatta kalmalı ve güçlü olmalıyız. İhtiyaçlarımızı gidermek çalışır ve para kazanırız. Zira ihtiyaçlarımızı para ile gideririz. Para kazanma ve kazanılanılanın paylaşımı için de sistem ve kurallar vardır. Buna da kapitalizm diyorlar. Daha çok para kazanmak için ise güçlü olmalıyız. Güç daha çok parayı, daha çok para ise gücü getir. Gücün başka bir görünümü de makam ve mevkiidir. Bir ömür bunları elde etmek için çabalarız. Güçlü olan eşeyli üremede aynı zamanda şanslı olandır.

Ama bazı şeyler vardır ki; ne kadar belirlenmiş olursa olsun bizi mutlu eder. Müzik, film, resim ve edebiyat gibi insan yaratıları; dondurma, kadayıf gibi tatlılar, meyveler ve yiyecekler tatları; toplumsal roller (baba, arkadaş vs) sapladığı duygusal yoğunluk milyarlarca aynı şeyi yaşayacak olsak da bizi mutlu eder.

Ancak asıl insanı insan yapan şey insanın bilmesi, anlaması, farketmesidir. Bunu da bilim sayesinde yapar. Ölene kadar fizik, kimya, biyoloji, tarih, iktisat vs okumalı ve bu hayatı anlamalıyız. Çünkü biz doğanın aynasıyız. J

İtiraz(lar)ım var:

- Yaşamımız aslında biz iki ayrı parça iken başlıyor. Öyle kaotik ki, hangi yumurta ve hangi spermin biz olduğu/olacağı baştan belli değil.

- Yaşamımızın ölümle bitip bitmediğini bile bilmiyoruz. Belki de iki parçanın birleşmesiyle biz oluştuğumuz gibi, ölüm dediğimiz olayda da biz başka birşeyle (örneğin toprakla) birleşip daha başka bir şey oluyoruz. Ya da olmuyoruz. Bu konuda tek bildiğimiz, bilmediğimiz.

- Hiçbirşey belirlenmemiştir. Tam tersine, rastlantısal değişimi (kaosu) yaşarız. "Özgür olduğumuz ve herşeyi yapabileceğimiz yalanı"na ben de inanmam ama ipleri başkasının elinde birer kukla olmadığımızı da bilirim. Asırlardır süren ve milyarlarca seçimden ve bunların birbiriyle etkileşiminden oluşan bir denizde yüzüyoruz. Ağzımıza, burnumuza su kaçmasına yol açan dalgaların bir kısmı bizim eserimiz. Başka bir deyişle, milyarlarca nefesin ve kesişimlerinin oluşturduğu hava akımları ile dolu bir uçurumdur düştüğümüz.

- Hayatta kalmalıyız ama güçlü olmak (gereği) niye? Neye, kime karşı güçlü? Fiziksel gücünü bile doğru kullanmayan biz insanlar, ne çok meraklıyız güce... Ne kadar "güçlü" olursak olalım, doğa ve az önce sözettiğim "denizin" dalgaları (ya da o uçurumdaki hava akımları) karşısında güçsüzüz. Bedensel olanın dışındaki güç de bizim uydurduğumuz ve sonra da uydurma olduğunu unutup inandığımız/taptığımız bir kavram.

- Dondurma neyse de, kadayıfın nesi güzel? Hem, rakıyı unutmuşsunuz.

- "Ancak asıl insanı insan yapan şey insanın bilmesi, anlaması, farketmesidir. Bunu da bilim sayesinde yapar." diye, sanki bilim bizim dışımızda oluşmuş/oluşturulmuş birşeymiş gibi yazmışsınız. Oysa bilim, anlamaya çalışmak demek zaten. Bize yararı da, olursa eğer, "bilen bilmeyene anlatsın" şeklinde işleyen bir süreçte...

- "Biz doğanın aynası" değil, parçasıyız.

(Devamı görüştüğümüzde... )
Old 11-11-2010, 22:51   #761
Av.H.Sancar KARACA

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Keleş
Uçurumun kenarı doğum olur,dibi ölüm...Ama korkarsan atlamaktan ,o kenar ,ölümden de beter olur...Varolmakla yok olmak arasında sıkışırsan kaybettiğin HAYAT olur...HAYAT, uçurumun kenarından dibine kadar katettiğin mesafede saklıdır...
Veya, uçurumun dibinden, uçurumun kenarına kadar katedilen uzaklıktan ibarettir hayat.
Old 11-11-2010, 23:11   #762
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Özlemişim yazmayı...Hayatı alaya almayı...Boyumdan büyük laflarla akıl satmayı...Bazen saçmalayıp ortamı dağıtmayı...Kendimce hayatı anlatmayı...Biraz yazsam sorun olmaz sanırım...
Old 12-11-2010, 09:03   #763
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
İtiraz(lar)ım var:

- Yaşamımız aslında biz iki ayrı parça iken başlıyor. Öyle kaotik ki, hangi yumurta ve hangi spermin biz olduğu/olacağı baştan belli değil.

- Yaşamımızın ölümle bitip bitmediğini bile bilmiyoruz. Belki de iki parçanın birleşmesiyle biz oluştuğumuz gibi, ölüm dediğimiz olayda da biz başka birşeyle (örneğin toprakla) birleşip daha başka bir şey oluyoruz. Ya da olmuyoruz. Bu konuda tek bildiğimiz, bilmediğimiz.

- Hiçbirşey belirlenmemiştir. Tam tersine, rastlantısal değişimi (kaosu) yaşarız. "Özgür olduğumuz ve herşeyi yapabileceğimiz yalanı"na ben de inanmam ama ipleri başkasının elinde birer kukla olmadığımızı da bilirim. Asırlardır süren ve milyarlarca seçimden ve bunların birbiriyle etkileşiminden oluşan bir denizde yüzüyoruz. Ağzımıza, burnumuza su kaçmasına yol açan dalgaların bir kısmı bizim eserimiz. Başka bir deyişle, milyarlarca nefesin ve kesişimlerinin oluşturduğu hava akımları ile dolu bir uçurumdur düştüğümüz.

- Hayatta kalmalıyız ama güçlü olmak (gereği) niye? Neye, kime karşı güçlü? Fiziksel gücünü bile doğru kullanmayan biz insanlar, ne çok meraklıyız güce... Ne kadar "güçlü" olursak olalım, doğa ve az önce sözettiğim "denizin" dalgaları (ya da o uçurumdaki hava akımları) karşısında güçsüzüz. Bedensel olanın dışındaki güç de bizim uydurduğumuz ve sonra da uydurma olduğunu unutup inandığımız/taptığımız bir kavram.

- Dondurma neyse de, kadayıfın nesi güzel? Hem, rakıyı unutmuşsunuz.

- "Ancak asıl insanı insan yapan şey insanın bilmesi, anlaması, farketmesidir. Bunu da bilim sayesinde yapar." diye, sanki bilim bizim dışımızda oluşmuş/oluşturulmuş birşeymiş gibi yazmışsınız. Oysa bilim, anlamaya çalışmak demek zaten. Bize yararı da, olursa eğer, "bilen bilmeyene anlatsın" şeklinde işleyen bir süreçte...

- "Biz doğanın aynası" değil, parçasıyız.

(Devamı görüştüğümüzde... )


Devamla...

Dün gece Da Vinci diye bir kanalda bir belgesel seyrettim.

Dünya 100 kişiden oluşsa 40 kişi açlıkla burun buruna diyor. 70 kişi okuma yazma bilmiyor, diyor. Sadece bir kişi yüksek okul mezunu olur. Sadece bir kişinin evinde bilgisayar vardır.

Dünya ekonomisi katlanarak büyüse de dünya nimetlerinin paylaşımında inanılmaz adaletsizlik var... Güçlü olanlar güçsüz olanları sömürmeye devam ediyor.

Artık güç sadece bir ülkenin içindeki insanlar arasında değil; güçlü ülke ve güçlü sermayenin güçsüz ülkeyi sömürmesi üzerine kurulmuş...
Old 12-11-2010, 13:06   #764
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray
Dünya 100 kişiden oluşsa 40 kişi açlıkla burun buruna diyor. 70 kişi okuma yazma bilmiyor, diyor. Sadece bir kişi yüksek okul mezunu olur. Sadece bir kişinin evinde bilgisayar vardır.
Bir
u
ç
u
r
u
m
d
u
r
hayat. Pek az insanın paraşütü var. Pek çok insanın antidepresan hapları var.
Old 12-11-2010, 13:28   #765
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Adnan Koray

Dünya 100 kişiden oluşsa 40 kişi açlıkla burun buruna diyor. 70 kişi okuma yazma bilmiyor, diyor. Sadece bir kişi yüksek okul mezunu olur. Sadece bir kişinin evinde bilgisayar vardır.

..

Dünya 100 kişiden oluşsaydı, aç kalan 40 kişi kolayca bir araya gelir, açlığın verdiği gözü karalık ile tok olan ve doğal olarak nispeten canı daha şirin bulunan 60 kişiyi, iyice bir döver, bir de üstelik elinden ekmeğini alırdı.

Toklar aç, açlar tok olurdu...

Hayat bu şekilde döner durur, tok iken aç kalanlar; "Keser döner, sap döner... Gün gelir hesap döner!" demeye devam ederlerdi.
Old 29-11-2010, 13:40   #766
halit pamuk

 
Varsayılan

ua mau ke ae o ka aina i ka puno(Yeryüzünde yaşam, doğruluğun yüzü suyu hürmetine kalımlıdır)
Old 21-12-2010, 13:19   #767
Nur Deniz

 
Varsayılan

Bir uçurumsa hayat; aşağıya bakmadan yürüyün. Böylece korkmazsınız, aşağıya bakmak başınızın dönmesine, kalbinizin çarpmasına neden olabilir, bunlar da dengeyi bozar ve düşmenize neden olur.
Old 04-01-2011, 16:38   #768
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

(Hicaz makamında mırıldanınız)

ne yazında gölge
ne baharında çiçek
öyle bir dünya ki bize
yasakmış gülmek
Old 05-01-2011, 09:04   #769
kordelya

 
Varsayılan

Hayatta bazı gerçekleri kabul etmek ne kadar zor oluyormuş, ne sancılı bir işmiş meğer yeni anladım. Allah kimseye kabul etmek zorunda kalacağı acı gerçekler vermesin
Old 30-03-2011, 11:45   #770
ORHAN DUMAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Duygu Keleş
Özlemişim yazmayı...Hayatı alaya almayı...Boyumdan büyük laflarla akıl satmayı...Bazen saçmalayıp ortamı dağıtmayı...Kendimce hayatı anlatmayı...Biraz yazsam sorun olmaz sanırım...

Ben'ce çok güzel şeyler yazıyor sunuz..Şu kısacık basit cümle ile o kadar çok şey anlatmışsınız ki..Teşekkürler, tüm yazdıklarınız için..Sevgiyle kalınız..
Old 30-03-2011, 13:35   #771
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Kazanmak için attığın adımlarda kaybedeceklerini de görebilmelisin...Bilmelisin "Bence" diye (bencilce) başladığın her cümlenin sonunda Mutlaka bir "AMA" vardır...
Old 08-06-2011, 14:26   #772
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Cilalı raflara kaldırdım süslü sözleri ve tüm iltifatları sandıklara sakladım...İnsana yakışmayan tüm kibirleri ve beni benden eden tüm fikirleri yüreğimden pakladım...Hakladım, ne varsa kötülüğe dair...Oturdum hırsımdan ağladım...
Old 15-06-2011, 12:49   #774
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Uçurumdan düşerken yerçekimi ivmesi nedeniyle gittikçe hız artar.

Yaşamın uçuruma benzeyen bir yönü de budur: Yaş ilerledikçe zaman daha hızlı akmaktadır. Yapmak istediğinizi ertelerseniz ileride hiç zaman bulamayacağınızı şimdiden hatırlatırım.

Saygılarımla
Old 07-07-2011, 15:10   #775
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Hayatın içinde kaybolur tüm vaadler...Hırçın ve hızlıdır ilerleyen saatler...Yetişme telaşında yorgun düşer tüm kalpler...Bundandır unutulan sözler,mahzun bırakılan gözler...
Old 08-07-2011, 07:57   #776
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Yaşlanınca yaşamın yeni günleri sadece eski güzel günlerin anılmasına yarıyor. Bu yüzden insan gençliğinde güzel günler biriktirmeli.
Old 13-07-2011, 12:16   #778
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Nihayete erdi derken açılır ardına kadar kapanan kapı...
Bir rüyadan uyanırcasına kalkar gözlerden perde...
Hani hep derler ya "Delikanlılık var serde"
Soruyorum "o yürek nerde sende?"

Aklın bir,fikrin bir,vicdanın hür...
Freni patlamış hayatı sür babam sür...
Yolu yarıladın, inen var mı sor...
Sen o hür vicdanla beni, Yor Allah Yor...
Old 24-11-2011, 17:11   #780
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

doğu
güneş ve bulutlar sayesinde
turuncuydu
yarım saatten fazla süreyle.
günaydın yerine
günturuncu desem
yeriydi.
demedim.
sustum her zamanki gibi.

(24.11.2011)
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kredili hayat sigortası... Av.Hilmi Sormazoğlu Meslektaşların Soruları 2 17-12-2006 19:34
Hayat T T ! ankara7406 Site Lokali 3 08-09-2006 14:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08579302 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.