terk eden eşin aile konutu şerhi talep etmesi

Merhabalar müvekkiln eşi evi terketmiş ve boşanma davası açmış.Ev için aile konutu şerhi istiyor.Ancak zaten kendisi o evde oturmuyor bu talebi yerinde midir?Ayrıca müvekk,ilim evi 1996 da müştereken abisiyle almış ve ev alınırken ailesi destek olmuş.Sonra 2003 te abisi hissesini müvekkile devretmiş.Devir tarihi 2002 den sonra olsa bile 1996 daki müşterek hisseli edinimini ve ailesinin desteğiyle aldığını ispatlamamız halinde müvekkilin şahsi malı olarak değerlendirilebilir mi?

Aile konutu şerhinin malik olan eşi kısıtlayıcı, malik olmayan eşi deı koruyucu hükümleri, örneğin aile konutu üzerinde diğer eşin rızası olmadan tasarrufta bulunamaması gibi, düşünüldüğünde, malik olmayan eşin halihazırda aile konutunda yaşamıyor olması şerhi talep etmesine engel olmayacaktır.Diğer sorunuza gelince:Müvekkiliniz adına olan hisse 2002 öncesine ait olduğu için sorun yok.Abisinin sonradan kendisine devrettiği hisse açısından sa bu devrin "bağış" niteliğinde olduğunu ispatlamanız gerekir.Burada ispat külfeti de size aittir, saygılarımla.

Peki bağış olarak ispatlamamız durumunda karşı taraf bu seferde muvaza iddiasında bulunabilir mi?
2-müvekkil ayrıca çocuğun velayetini de istiyor.Bunun için karşılık dava açmam mı gerekli yoksa davalı olarak boşanmanın kabulünü ancak velayetin tarafımıza verilmesini mi istemeliyiz.

1-Önemli olan gerçek durum ve siz gerçek durumu her türlü delille ispatlayabilirsiniz.
2-Her ikisini de yapabilirsiniz.Eğer uyuşmazlık sadece velayet konusunda ise bence karşı dava açmanıza gerek yok.Saygılarımla.

müvekkil de boşanmak istiyor ancak anlattığım gibi ev ve çocuğun velayeti yönünden davanın reddini istiyor.Fomda karşılk dava ve davaya cevap konusunda çok ihtilaf var.Ne yapacağım bilmiyorum.Eğer aynı sonucu doğuracaksa tabiiki cevap daha makul.

'' T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi

Esas: 2005/3175
Karar: 2005/4968
Karar Tarihi: 28.03.2005

AİLE KONUTU ŞERHİNİN KALDIRILMASI TALEBİ - EVLİLİĞİN DEVAM ETMESİ VE HAKLI NEDENİN YOKLUĞU - TALEBİN REDDİ GEREĞİ

ÖZET: Tarafların evliliği devam ettiğine ve aile konutu üzerindeki şerhin kaldırılmasını haklı kılacak bir sebep de ispat edilemediğine göre aile konutu şerhinin kaldırılması isteğinin reddine; toplanan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden Türk Medeni Kanununun 197/2. maddesindeki koşulların gerçekleştiği gözönüne alınarak aile konutu şerhi verilen bu konutun davalı kadına tahsisine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

(4721 S. K. m. 194, 197) (4787 S. K. m. 6)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm aile konutu şerhinin kaldırılması ve konut tahsisi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Davacı koca şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açmış, bu dosya ile birleştirilen 2003/1138 esas sayılı dava ile de aile konutu şerhinin kaldırılmasını istemiştir. Davalı kadın 2003/1138 esas sayılı dosyaya verdiği cevap dilekçesiyle karşı dava açmış ve şerhin kaldırılması isteğinin reddi ile bu konutun kendisine tahsisini talep etmiştir.

Mahkemece boşanma davasının reddine, davacı koca adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılmasına, davalı kadının konutun kendi kullanımına tahsis edilmesi isteğinin reddine karar verilmiştir.

Karar davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı-davalı koca temyize cevap dilekçesinde kararın onanmasını istemiştir.

<Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça .... aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.

Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir.> (TMK. m.194/1-2)

<Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır> (TMK. m.197/2)

4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun; Koruyucu, Eğitici ve Sosyal Önlemler başlıklı 6. maddesine göre; Aile Mahkemesi, diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere görev alanına giren konularda; yetişkinler hakkında, ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin gerekli önlemleri alabilecek ve bu hususta karar verebilecektir.

Davacı koca boşanma dava tarihinden on gün önce 16.5.2003 tarihinde Gemlik 305 parselde kayıtlı kat irtifaklı 7 nolu meskeni satmıştır. Bağ-Kur İl Müdürlüğünün 7.4.2004 tarihli cevabi yazısından davacının tedavi masraflarının kurum tarafından karşılandığı; Osmangazi İlçe Emniyet Müdürlüğünün 26.12.2003 günlü cevabi yazısından ve dosyadaki tapu kayıt örneklerinden ise aile konutu şerhi konulan daire dışında davacı adına kayıtlı başkaca taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır. Tarafların evliliği devam ettiğine ve aile konutu üzerindeki şerhin kaldırılmasını haklı kılacak bir sebep de ispat edilemediğine göre aile konutu şerhinin kaldırılması isteğinin reddine; toplanan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden Türk Medeni Kanununun 197/2. maddesindeki koşulların gerçekleştiği gözönüne alınarak aile konutu şerhi verilen bu konutun davalı kadına tahsisine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤) ''

Sayın Deniz;
Avmurat'a katılıyorum evlilik birliği devam ettiği sürece aile konutu şerhi talep edilebilir. Davanız boşanma ile sonuçlandığında bu şerh kalkacaktır.
Velayet hususu boşanma davasının feriisi niteliğinde olduğundan cevap ile birlikte velayeti de talep edebileceğiniz ancak aile konutu şerhinin kaldırılması için dava açıp birleştirme talep etmenizin daha uygun olacağı düşüncesindeyim.

Sn Zim ve Av.Murat ile aynı fikirdeyim.Velayet için ayrı dava gerekmez. Üstelik velayet kamu düzenine ilişkin olup, hakim, çocuğun menfaatini gözetir ve ona gör e karar verir, cevap dilekçesi ile hatta beyan dilekçesi ile velayeti talep edebilirsiniz.
Aile konutu için, şerhin talep edildiği anda, o konutta eşin fiilen oturuyor olması gerekmez, bu düzenleme malik olmayan eşin haklarını korumak için getirilmiştir. Kaldı ki, terk kon usundaki düzenlemeye bakarsanız, bazen evi terkeden eş değil, diğer eş (yani halen müşterek konutta oturan eş) evi terkl etmiş sayılabilir.Saygılar

Ben de cevap dilekçesi yazdım bu görüşler ışığında.Tereddüt ettiğim nokta zaten karşılık dava açmam gerekir mi konusuydu.Çünkü bizim de nafaka velayet ve aile konutu şerhinin kaldırılması ve evin edinilmiş mal olmadığı gibi taleplerimiz vardı. bu karşılık dava olayı karıştırıyor her seferinde kafamı.