maddi-manevi tazminat

merhaba arkadaşlar,

yaralamalı bir trafik kazası sonucu müvekkilim bacağının birini kaybetti. müvekkilin bulunduğu araç aynı zamanda iş aracı (çöp toplama aracı) olduğundan iş kazası olarakta değerlendirilebilir. benim sorum ise maddi ve manevi tazminat davasında olayı iş kazası olarak mı yoksa trafik kazası olarak mı değerlendirip açmam yararımıza olur? tecrübeli arkadaşlardan ve buna benzer dava ile karşılaşan arkadaşların yardımlarını bekliyorum.(yargıtay kararları da lütfen) şimdiden çok teşekkürler.

av.efsun Merhaba
Oluşan kaza iki araç arasında meydana gelmiş ise karşı taraftaki araç bakımından trafik kazasıdır, müvekkilinizin iş verenine ileri süreceği talepler bakımından ise iş kazasıdır.
Karşı taraftaki aracın sürücüsünden, işleteninden, işleten bir şirket de olabilir şirketten, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından zararlarınızı isteyebilirsiniz. (tabi iki araç arasında meydana gelen bir kaza var ise) Sigorta şirketi zararlarınızı belgelemeniz halinde sigorta limiti dahilinde zararlarınızı 8 gün içinde karşılayacaktır. Tedavi zararları, geçici ve sürekli iş göremezlik zararları bu kapsamda istenebilir. Ancak sigortacı manevi zararlardan sorumlu değildir.
İşverene karşı ise iş kazası nedeni ile maddi manevi tüm taleplerin ileri sürülmesi mümkündür. Çöp toplama aracında, çalışma esnasında kaza oluşmuştur ve kesinlikle iş kazasıdır.
Hem işverene hem de var ise karşı tarafa aynı anda tek dava açsanız, olmaz.
Çünkü sebepler ve yargılama usulleri farklı, görevli yargı mercileri farklı.

İşverene açılacak dava iş mahkemesinde açılır, nispi harç ödersiniz, sözlü yargılama usulü uygulanır. Yani hızla yürüyen bir yargı prosedürü vardır. Ayrıca mahkeme; işveren ve sizi uzlaşmaya, sulhe davet eder,kanuni görevidir, anlaşırsanız dava neticelenir. Yani iş mahkemesi bu bakımdan elverişlidir.

Ancak kazaya karışan diğer bir araç var ise; ilgili araç işleteni, sürücüsü, sigortacısına karşı açılabilecek dava klasik bir giderim davasıdır,trafik kazasından kaynaklanmıştır, iş mahkemesinde görülemez, zararın miktarına göre Asliye veya Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir, yazılı yargılama usulü uygulanır, mahkeme sizi uzlaştırmaya çalışmaz, çünkü kanun ona böyle bir görev vermemiştir.

Yani hem işveren hem diğer araç aynı dava ile hasım tutulamaz.

Dediğim gibi sizin iş arabası ile kazaya karışan diğer bir araç var ise; önce diğer aracın sigortacısına belgelerinizle başvurunuz, manevi zararlarınız hariç tüm zararlarınızı belgeleyip talep ediniz, sigortacıya kabul ettiremediğiniz zararlar bakımından size yapılan ödemeyi ihtirazi kayıtla alınız, kalan kısım bakımından zararlarınızı böylece saklı tutmuş olursunuz. Tam teşekküllü sağlık kurulundan heyet raporu alarak iş görememe oranınızı belgeleyebilirsiniz. Ancak bunu rakam bazına, parasal miktara nasıl çevireceksiniz bilemiyorum tabi. Benim size şu an anlatmaya çalıştığım, dava açmadan alınabilecek zararları sigortadan almaktır. Heyet raporunun maddi boyutu bu açıdan belki dava ile netleşen bir içeriğe sahiptir.

Sigortadan alamadığınız kısım için maddi manevi tüm zararlarınız bakımından iş mahkemesi en hızlı yoldur. İlk celsede mahkeme başkanının sulh teklifi üzerin işverenle uzlaşırsanız, dava tıpkı sizin istediğiniz gibi kolayca bitmiş olur.
Kolaylıklar dilerim, selamlar...