Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tanıkların beyanlarının birbiri ile çelişmesi - içtihat

Yanıt
Old 17-11-2019, 09:57   #1
harvey_specter

 
Varsayılan tanıkların beyanlarının birbiri ile çelişmesi - içtihat

Merhabalar Sayın Meslektaşlarım,

-Üzerinde çalışmakta olduğum bir dosyada karşı taraf tanık beyanları birbirleri ile çelişmektedir. Bununla alakalı içtihat taraması yapıyorum ancak genellikle karşıma Yargıtay Ceza Daireleri kararları çıkıyor. Ve çoğunlukla da sanığın karakolda alınan ifadesi ile çelişmesi üzerine oluyor.
-Acaba ''tanıkların beyanlarının birbiri ile çelişmesi'' üzerine Hukuk Daireleri'nden verilmiş bir karar mevcut mudur?

Destek ve yardımlarınız için şimdiden çok teşekkür ederim. Saygılarımla...
Old 17-11-2019, 14:25   #2
Av. Aybars Karakırık

 
Varsayılan gerçek

Sayın harvey_specter

6100 S. HMK
Hâkimin davayı aydınlatma ödevi

MADDE 31- (1) Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.
Yargıtay bir kararında;

T.C YARGITAY 16. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 10358 Karar: 2019 / 4631 Karar Tarihi: 19.06.2019

________________________________________
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucu ... İlçesi Gündeğer Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 26 parsel sayılı 1.260,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın muris İbrahim Yıldırım terekesi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, muris İbrahim Yıldırım’ın diğer mirasçılarının davaya muvaffakati sağlandıktan sonra yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava, gayrimenkule ilişkin olmasına rağmen, bir kısım taraf tanıkları duruşmada dinlenmiş, yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıkların çelişkili, soyut ve yetersiz beyanlarına dayalı olarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.

Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında, sağ olan tespit bilirkişilerini dinletmek isteyip istemedikleri taraflardan sorularak talep etmeleri halinde tespit bilirkişileri, yaşlı, tarafsız ve çekişmeli taşınmazı iyi bilen mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımı ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları taşınmaz başında usulüne uygun bir biçimde ayrı ayrı dinlenerek, çekişmeli taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin hangi tarihten beri hangi nedenle kimde olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılarak, kadastro tespitine aykırı sonuçlara ulaşılması halinde ise tespit bilirkişileri dinlenerek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
***
Başka bir kararında

T.C YARGITAY 22. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 16414 Karar: 2019 / 14222 Karar Tarihi: 26.06.2019

________________________________________
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA TÜRÜ : ALACAK



Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:



Y A R G I T A Y K A R A R I



Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin emeklilik nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Taraflar arasında davacının hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 01.07.1993-31.01.2015 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı kabul edilmiş, Mahkemece sözkonusu hizmet süresine göre yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak varılan sonuç eksik araştırmaya dayalıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre davacının ilk defa işe giriş tarihi 02.01.1995 olup, öncesine ilişkin kayıt bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre çalışma süresinin başlangıç tarihi 01.07.1993 olarak kabul edilmiş ise de, davacının işe giriş tarihi konusunda davacı tanıklarının beyanlarının soyut ve genel ifadeler içerdiği görülmektedir. Bu duruma göre Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının aksinin soyut tanık beyanları dışında tereddüte yer vermeyecek şekilde ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının çalışma süresinin başlangıç tarihi Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları esas alınarak belirlenmelidir.

Ayrıca davacıya ait hizmet döküm cetveli incelendiğinde, kabul edilen çalışma süresinin 31.10.1996-02.03.1998 tarihleri arasındaki kısmında da Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmiş bir çalışmasının olmadığı görülmektedir. Davacı ve davacı tanık beyanlarından bu dönemde çalışmanın olup olmadığı net olarak anlaşılamamaktadır. Öncelikle 6100 sayılı Kanun’un 31. maddesi kapsamında davacı asıl dinlenilerek kaydı olmayan bu döneme karşı diyecekleri sorulmalı; sadece hizmet süresi bakımından dinlenen tanıkların beyanı yeniden alınmalı, aradaki sürede çalışmanın devam edip etmediğine ilişkin kayıtlar tüm dosya kapsamındaki deliller ile birlikte incelemeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.

3-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.

Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü, işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.

Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının davalı Bakanlığın hizmet alım sözleşmesi imzaladığı şirketler nezdinde temizlik işçisi olarak 01.07.1993-31.01.2015 tarihleri arasında çalıştığı, 414 gün izin hakkı bulunduğu, kullandırıldığı tespit edilen 58 gün mahsubu ile 356 gün üzerinden yıllık izin ücreti alacağı hesaplanmıştır. Davacının uzun yıllar boyunca izin kullanmaması hayatın olağan akışına aykırıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 31. mad. uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacının 21 yıl boyunca izin kullanıp kullanmadığı hususu açıklattırılarak davacı beyanı ile birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

4-Kabule göre de, davalı Bakanlığın harçtan muaf olduğu gözetilmeden, harç giderlerinden de sorumluluğuna karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 26.06.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.

diğer bir kararda;

T.C YARGITAY 16. Hukuk Dairesi Esas: 2016 / 10358 Karar: 2019 / 4631 Karar Tarihi: 19.06.2019

________________________________________
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucu ... İlçesi Gündeğer Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 26 parsel sayılı 1.260,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın muris İbrahim Yıldırım terekesi adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, muris İbrahim Yıldırım’ın diğer mirasçılarının davaya muvaffakati sağlandıktan sonra yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kadastrodan önceki haklara dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava, gayrimenkule ilişkin olmasına rağmen, bir kısım taraf tanıkları duruşmada dinlenmiş, yapılan keşifte beyanına başvurulan mahalli bilirkişi ve tanıkların çelişkili, soyut ve yetersiz beyanlarına dayalı olarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.

Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında, sağ olan tespit bilirkişilerini dinletmek isteyip istemedikleri taraflardan sorularak talep etmeleri halinde tespit bilirkişileri, yaşlı, tarafsız ve çekişmeli taşınmazı iyi bilen mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımı ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, mahalli bilirkişiler ve taraf tanıkları taşınmaz başında usulüne uygun bir biçimde ayrı ayrı dinlenerek, çekişmeli taşınmazın öncesinde kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, zilyetliğin hangi tarihten beri hangi nedenle kimde olduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılarak, kadastro tespitine aykırı sonuçlara ulaşılması halinde ise tespit bilirkişileri dinlenerek çelişkiler usulen giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Bir başka kararında;

T.C YARGITAY 16. Hukuk Dairesi Esas: 2017 / 3974 Karar: 2019 / 4068 Karar Tarihi: 29.05.2019

________________________________________
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ



Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sırasında ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 136 ada 80 parsel sayılı 1.646,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hali arazi niteliğiyle Hazine, 117 ada 34 ve 152 ada 59 parsel sayılı sırasıyla 528.25 ve 5.495,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., 140 ada 73 ve 85 parsel sayılı sırasıyla 2.221,67 ve 2.592,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar aynı nedenle ... adına tespit edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının 136 ada 80 parsel sayılı taşınmaza karşı açtığı davanın kabulü ile parselin davacı adına tesciline, 117 ada 34, 140 ada 73, 85, 152 ada 59 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Davacının 140 ada 73 ve 85 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,

2- 117 ada 34 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece; dava konusu taşınmazın taraflarca gösterilen sınırlarının tespitte yapılan sınırla örtüştüğü gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen tanık ve bilirkişiler, dava konusu taşınmazın ...'ya kaldığı, taşınmaza komşu 33 parselin ise davacı ...'ya ait olduğu bildirilmiş olup, taşınmazlar arasındaki sınır tam olarak tespit edilmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için yeni bir keşif günü belirlenerek keşif günü ve saatinin taraflara ve taraf tanıklarına yöntemince tebliği sağlanmalı, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, taksime konu olup olmadığı, taksime konu olmuş ise, tarafları arasındaki sınırın tam olarak neresi olduğu hususlarında yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle; aykırılığın giderilmesine çalışılmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

3- Davacının 152 ada 59 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece; davacılar tarafından dayanılan 28.01.1982 tarihli senedin dava konusu taşınmazı kapsamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen tanık ve bilirkişiler, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin sebebi konusunda çelişkili beyanda bulunmuş, mahkemece bu çelişki giderilmemiştir. Mahkemece dava konusu taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuki sebebi ve süresi kesin olarak belirlenmemiş olup, bu şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için yeni bir keşif günü belirlenerek keşif günü ve saatinin taraflara ve taraf tanıklarına yöntemince tebliği sağlanmalı, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisi hazır olduğu halde yapılacak keşifte çekişmeli taşınmazın kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, hibe ya da taksime konu olup olmadığı, hususlarında yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle; aykırılığın giderilmesine çalışılmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

4- Davalı Hazine vekilinin 136 ada 80 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece; dava konusu taşınmaz üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinim koşulları oluştuğu gerekçesi ile yazılı, şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılan keşif sonucunda dosya arasına alınan ziraatçı bilirkişi raporunda taşınmaz üzerinde tarımsal unsur olmadığı, üzerinde orman ağaçları olduğu %20-25 eğime sahip olduğu orman bilirkişi raporunda ise; göre dava konusu taşınmazın bir bölümünün orman niteliğinde olduğu, toprak muhafaza karakteri taşıdığı, üzerinde çam ağaçları bulunduğu belirtilmiş olup, bu durumda taşınmazın tarım arazisi niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacı taraf lehine 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesindeki koşulların oluştuğundan söz edilemeyeceğine göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yönünde karar vermiştir.
Old 18-11-2019, 14:49   #3
harvey_specter

 
Varsayılan

Sayın Aybars Karakırık,

Göstermiş olduğunuz hassasiyet ve vermiş olduğunuz destek için teşekkür ederim. İyi çalışmalar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İçtihat yardım Salut Meslektaşların Soruları 1 12-11-2019 20:00
yardım lütfen yabancı konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 10-04-2012 22:47
Lütfen Yardım mago Hukuk Soruları Arşivi 13 29-11-2002 01:23


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04967093 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.