Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yatay Geçiş Konusunda Kazanılmış Hak

Yanıt
Old 10-11-2011, 11:20   #1
sahinaydın

 
Varsayılan Yatay Geçiş Konusunda Kazanılmış Hak

Merhaba, kazanılmış hak konusunda bir sorum olacaktı geçen ay bi arkadaşımın karşılaştığı problem; Anadolu Üniversitesi AÖF Türk Dili ve Edebiyatı 3. sınıfında okuyan bir öğrenci Kayseri Erciyes Üniversitesine yatay geçiş için başvuruda bulunuyor ve başvurusu kabul ediliyor. buraya kadar herşey normal. 3-4 hafta kadar okula devam ediyor. daha sonra okuldan verilen bir belge ile kaydı siliniyor. gerekçe ise yatay geçiş koşullarında Sözel 2 puanına bakılması gerekirken okul hata yapıyor ve sözel 1 puanına göre öğrenciyi kabul ediyor. Hata bariz olarak okuldan kaynaklanıyor ve ilgilinin açık hatası veya hilesi yok. üniversitede kaydının devam etmesi için dava açıldı ve henüz sonuçlanmadı, sizce sonuç ne olur acaba ?
Ayrıca http://www.turkhukuksitesi.com/makale_811.htm bu makaleyi okuduğumda şu paragrafta
- İlgilinin açık hatası, hilesi ve ikrahı ile yapılmış olan işlemler ( İdarenin hatasının söz konusu olduğu durumlarda kazanılmış hak söz konusu olabilmektedir. A.Y.İ.M 23.03.199 Tarih ve E, 1998/637, K. 1999/295 Sayılı Kararı’nda; “ İlgilisinin kusurundan kaynaklanmayan hata nedeniyle idari işlemin iptal edilmeyeceğine ” karar vermiştir.)60
Böyle demekte ama bu kararı da bulamadım.
Yorumlarınızı bekliyorum..
Hepinize iyi çalışmalar.
Old 10-11-2011, 14:20   #2
üye7160

 
Varsayılan

ARADIĞINIZ KARAR..



T.C. Askeri Yüksek İdare Mah.

1.Dairesi
Esas: 1998/637
Karar: 1999/295
Karar Tarihi: 23.03.1999


MEMURİYETTEN İHRAÇ İŞLEMİNİN İPTALİ İSTEMİ - DEVLET MEMURLUĞUNA GİRİŞ KOŞULLARI VE DEVLET MEMURLUĞUNA SON VERME İŞLEMLERİ - MAHKUMİYET ÜZERİNDEN 11 YIL GEÇTİKTEN SONRA MEMURİYETE GİRİŞ - İDARENİN TASARRUFUNU GERİ ALMASI - İDARİ İSTİKRAR

ÖZET: Davacının memuriyete girişi sırasında herhangi bir hilesi ya da yalan beyanı bulunmadığı, bilakis başta Cumhuriyet Savcılığı olmak üzere Güvenlik soruşturmasını yapan toplam beş ayrı resmi birimin davacının memuriyete engel bir hali olmadığını belirttikleri, memuriyette başarılı bir şekilde geçen yedi yıllık bir sürenin ise <idari istikrar> ın teessüsü için yeterli bir süre bulunduğu kanaatine ulaşıldığından; 657 sayılı kanun hükümlerine uygun şekilde tesis edilmekle birlikte, idari yargı öğretisi ve uygulamasına aykırı olduğu saptanan memuriyete son verme işleminin hukuka aykırılıkla sakatlandığı anlaşılmıştır.

(657 S. K. m. 48, 98) (DİBK. 22.12.1973 T. 1968/8 E. 1973/14 K.) (YİBK. 27.01.1973 T. 1972/6 E. 1973/2 K.)

Davacı 27 Ağustos 1998 tarihinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; 15.1.1991 yılında devlet memurluğuna alındığını, 25.8.1998 günü de 1981 almış olduğu bir mahkumiyet gerekçe gösterilerek memuriyetten ihraç edildiğini, devlet memuru olduktan sonra idare tarafından herhangi bir ceza verilmeden çalıştığını, idarenin kendisini yedi yıl çalıştıktan sonra başlangıçta varolan bir sebebe dayanarak ihraç etmesinin idarenin istikrarı ilkesine aykırı olduğunu, idarenin tesis ettiği işlem dolayısıyla maddi sıkıntı içinde bulunduğunu belirterek sebep ve amaç unsurları itibariyle hukuka aykırı işlemin iptalini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyası ve AYİM'ce getirtilen davacıya ait özlük dosyasının incelenmesinde; Davacının Altındağ 4 ncü Asliye Ceza Mahkemesinin 27.3.1980 tarih ve 1980/51-4 sayılı kesinleşmiş kararıyla TCK. nunun 510. maddesi gereğince 1 yıl hapis cezasına mahkum edilip bu cezasının 30.4.1980 tarihinde infaz edildiği, yine Ankara 6.ncı Sulh Ceza Mahkemesinin 12.2.1988 tarih ve 1988/1360-1351 sayılı kararıyla bir trafik suçundan dolayı neticeten 28.000 Lira hafif para cezasının da infazen yerine getirildiği, davacının 1991 yılında devlet memurluğuna alındığı, devlet memurluğuna alındığı tarihten memurluktan çıkartıldığı tarihe kadar kendisine verilmiş olan sicillerin yüksek düzeyde bulunduğu, 1998 yılında da 1980 yılında almış olduğu mahkumiyet dayanak yapılarak hakkında ayırma işlemi tesis edildiği anlaşılmaktadır.

Ayrıca davacının Ankara 7 nci Ağır Ceza Mahkemesinin 10.09.1998 tarih ve 1998/74 E, 1998/74 K. numaralı kararıyla memnu hakların iadesi konusunda bir karar aldığı görülmektedir.

Devlet memurluğuna giriş koşulları ve devlet memurluğuna son verme işlemleri devlet memurları kanununun 48/A maddesi ve 98/b ve 125 nci maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Buna göre <Taksirli suçlar hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile devlet şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikâp hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı, hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunmak> devlet memurluğuna girmeyi engeller. (Devlet memurları kanunu 48/A-5) Devlet Memurları Kanununun 98 nci maddesi ile <Devlet memurlarının memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurluk sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi halinde memurluğu sona erer hükmünü amirdir.

Davacının özlük dosyasının incelenmesinde; davacının Deniz Harp Okulunun hizmet ihtiyacı için açılan memur sınavını 21.2.1991 tarihinde kazandığı, ilgili belgelerin ikmali aşamasında Kırıkkale Cumhuriyet Savcılığının 4.3.1991 tarihli yazısıyla davacının sabıka kaydının bulunmadığının belirtildiği, davalı idarece memuriyet öncesi yaptırılan güvenlik soruşturmasında Kırıkkale Valiliği Emniyet Müdürlüğünün 3.3.1991, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün 17.5.1991, MİT Müsteşarlığının 6.5.1991 ve Emniyet Genel Müdürlüğünün 1.5.1991 tarihli cevabi yazılarıyla herhangi bir ilişik kaydının bulunmadığının ifade edildiği, güvenlik soruşturması olumlu sonuçlandığından 17.6.1991 tarihinde devlet memurluğu statüsüne alındığı, 15.7.1991 tarihinde aynı yerde Yrd. Hiz. sınıfında (hademe) devlet memurluğu görevine fiilen başladığı, devlet memuriyeti görevinde yedi yıl süreyle başarılı bir hizmet performansı gösterdiği, bu meyanda 25 Haziran 1995 tarihinde amirince yazılı takdir, 26:6.1996 tarihinde Milli Savunma Bakanlığınca görevinde üstün başarısı nedeniyle bir maaş tutarında ödülle taltif edildiği, 1992-1997 yılları sicillerinin pekiyi derecede ve tama yakın şekilde takdir edildiği, ilgili yönergesi gereğince davacının memuriyette yedi yılını doldurması nedeniyle yapılan güvenlik soruşturması sonunda, statüsüne son verilmeye neden teşkil eden hizmet sebebiyle emniyeti suiistimal suçundan yukarıda belirtilen mahkumiyetinin bulunduğunun belirlendiği, bunun üzerine Dz. K.K.lığının 18.8.1998 tarihli onayıyla 657 sayılı kanunun 98/b ve 48/5 nci maddeleri uyarınca memuriyet görevine son verildiği görülmektedir.

Davacı, söz konusu mahkumiyetinin üzerinden 11 yıl geçtikten sonra memuriyet statüsüne girme başvurusunda bulunmuş; bu arada sabıkasının bulunup bulunmadığı konusunda Cumhuriyet Savcılığına yaptığı başvuru sonunda, anılan makamca da sabıkasının bulunmadığına ilişkin belge düzenlenmiş; ilkokul mezunu olan davacının da aradan uzun süre geçtikten sonra sabıkasının silinmiş olabileceği inancıyla bu belgeyi idareye ibrazı, akabinde de davalı idarece yukarıda belirtilen dört ayrı makam nezdinde yapılan güvenlik soruşturmasının aynı sonucu teyit edip davacının devlet memurluğuna alınmasına engel bir halinin bulunmadığı noktasında birleşmesi sonucu devlet memurluğuna atanmıştır. Bu durumda yedi yıl süreyle başarılı bir şekilde devlet memuru statüsünde görev yapan davacının, idarece görevine son verilmesi olgusunun İdare hukuku kuram ve uygulaması yönünden tahlili zorunlu bulunmaktadır.

Bilimsel öğretide, idarenin bir süre ile sınırlı olmaksızın tasarrufunu her zaman geri alma olanağı tanınacak olursa uyuşmazlıkların sonunun gelmeyeceği, idarenin işlemi tesis ederken daha uyanık olamayacağı, dolayısıyla idare edilenlerin hukuki güvenliklerinin sağlanamayacağı esası kabul edilmiş bulunmaktadır.

Yine doktrinde kabul edilen esaslara nazaran, hukuka aykırı bir işlem ancak muayyen bir süre sonraya kadar geri alınabilir. Bu süre geçtikten sonra geri almak olanaksızdır. Muayyen bir süre geçtikten sonra hukuka aykırı işlemin geri alınması da hukuka aykırı olur. Belirli bir sürenin geçmesiyle işlem kanuna aykırı olsa dahi artık kazanılmış hak olmaktadır.

Hukukun bir amacı da kişilerin gerek birbirleriyle gerekse devletle olan ilişkilerde güven ve sürekliliği sağlamaktır. Kanuna aykırı sakat bir işlemin uzun bir süre sonra geri alınması adalet, hakkaniyet, kamu düzeni ve istikrar ilkelerine dolayısıyla hukuka aykırı olur. Topluma ve kişiye hizmetle yükümlü bir hukuk devleti kişiye haksızlık yapmamak ve kendisinin yararlandığı bir süreden kişiyi de yararlandırmak zorundadır.

Kanuna aykırı idari işlemlerin bazı haklar doğurması halinde, Fransız hukukunda kanunsuz yapıldığı gerekçesiyle ancak idari dava açma süresi içinde geri alınabilir. Türk Hukukunda ise, kazanılmış hakkın mevzuata uygun yapılmış idari işlemlerden doğabileceği, hukuka aykırı bir işlemin kazanılmış hak doğuramayacağı, ancak yerleşmiş kazanılmış durum yaratabileceği, bu tür işlemlerin dava açma süresi geçtikten sonra geri alınamayacağı kabul edilmektedir.

Yargıtay'ın 27.1.1973 gün ve E.1972/6, K.1973/2 sayılı içtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı ile Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve E.1968/8, K.1973/14 sayılı kararında belirtildiği gibi, çok ciddi ve ağır ölçüde hukuka aykırı olmaları nedeniyle hiç bir hukuki değere sahip olmayan ve hukuken yok hükmündeki idari işlemler, yönetilenlerin gerçek olmayan beyan ve bilgilerle idareyi aldatarak yaptırdıkları işlemler, hile ile elde edilmiş işlemlerle, idare edilenlerin kolayca anlayabileceği açık hataya dayalı işlemler hukuka aykırı olacakları için bir hak doğurmazlar ve idarece her zaman geri alınabilir.

Sözü edilen bu kararlarda yokluk, mutlak butlan, ilgilinin gerçek dışı beyanı veya hilesi olmamak koşuluyla iyi niyetli kişiler yönünden yanlış bir idari tasarrufun iptal davaları için kanunen müesses (60) günlük dava açma süresinin geçmesinden sonra geri alınması, idari istikran, toplumun güven duygusunu ve kamu düzenini zedeleyeceği cihetle sakıncalı görülmüş, bu tür sakat işlemlere yapay bir sıhhat tanınarak idare edilenler, haklarında yapılmış işlemlerin süresiz olarak geri alınabileceği endişe ve tehdidinden kurtarılmış dolayısıyla kişi ile idare arasında eşit ve adil bir denge sağlanmış olmaktadır.

Ne var ki gerek Danıştay gerekse Mahkememizin yerleşik İçtihatlarında, idarenin söz konusu sakat işlemi geri alma bakımından (60) günlük süre esası mutlak bir şekilde kabul edilmemekte, her dosyanın ve olayın özelliği dikkate alınarak ne kadar bir <süre> nin geçmesinin <idari istikrar> ilkesi bakımından yeterli olabileceği belirlenmektedir. İşte, dosyasına göre saptanacak olan bu sürenin geçtiği saptanacak olursa, ayrıca işlem yok hükmünde değilse ve ilgilinin hile ve yalan beyanı yoksa idarenin işlemini geri alması kabul edilmemekte; <idari istikrar> ilkesi ve sosyal hukuk devleti olgusu dikkate alınarak işlemin iptaline karar verilmektedir. (AYİM.1.D.'nin 8.12.1997 tarih ve E.1997/125, K.1997/233 sayılı kararı)

Dava konusunda da, davacının memuriyete girişi sırasında herhangi bir hilesi ya da yalan beyanı bulunmadığı, bilakis başta Cumhuriyet Savcılığı olmak üzere Güvenlik soruşturmasını yapan toplam beş ayrı resmi birimin davacının memuriyete engel bir hali olmadığını belirttikleri, memuriyette başarılı bir şekilde geçen yedi yıllık bir sürenin ise <idari istikrar> ın teessüsü için yeterli bir süre bulunduğu kanaatine ulaşıldığından; 657 sayılı kanun hükümlerine uygun şekilde tesis edilmekle birlikte, idari yargı öğretisi ve uygulamasına aykırı olduğu saptanan memuriyete son verme işleminin hukuka aykırılıkla sakatlandığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; davacının memuriyet görevine son verilmesine ilişkin işlem sebep ve amaç unsurları yönünden hukuka aykırı görüldüğünden, İŞLEMİN İPTALİNE. (¤¤)
Old 21-04-2019, 23:02   #3
vsck

 
Varsayılan

Sayın Sahinaydin açılan davanın sonucunu rica etsem paylaşır mısınız ? nasıl bir karar çıktı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Yatay Geçiş avferats Hukuk Lisans Eğitimi 21 27-08-2013 09:58
83.5 Ortalama İle Yatay Geçiş Şansım Nedir? Hakra Hukuk Lisans Eğitimi 6 10-07-2010 01:16
hukuk fakültesinde 1. sınıfta yatay geçiş? lawyer res Hukuk Lisans Eğitimi 37 18-12-2009 15:56
Yatay geçiş kontenjanı açılmaması Dilge Hukuk Soruları 6 29-08-2008 10:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03330898 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.