Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Noter Tasdikli Satış Sözleşmesi mi? Tapudan Satış mı?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-05-2010, 15:37   #1
Av. Aykut Toklu

 
Varsayılan Noter Tasdikli Satış Sözleşmesi mi? Tapudan Satış mı?

Arkadaşlar;

Ortada iki ayrı satış var

İlk satış noterden yapılmış yani noter tasdikli satış sözleşmesi ile yapılmış daha sonraki satış tapudan direk tescil şeklinde yapılmış.

Bu durumda hak sahibi kimdir?

Noterden yapılan satış sözleşmesi mi geçerlidir? Yoksa tapudan direk tescil şeklinde yapılan satış mı geçerlidir?

Eğer ilk yapılan yani noterden yapılan satış sözleşmesi geçerli ise İlk alıcı tapudaki kaydın kendi adına tescilini mi ister? yoksa sebepsiz zenginleşme davası mı açacaktır?

Ve ya gözden kaçırılan diğer bir yol mu var?

bu konudaki görüşlerinizi karar ve ya benzer olaylarla ilgili birikimlerini paylaşırsanız sevinirim...

Saygılar...
Old 20-05-2010, 15:42   #2
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Aykut Toklu
Arkadaşlar;

Ortada iki ayrı satış var

İlk satış noterden yapılmış yani noter tasdikli satış sözleşmesi ile yapılmış daha sonraki satış tapudan direk tescil şeklinde yapılmış.

Bu durumda hak sahibi kimdir?

Noterden yapılan satış sözleşmesi mi geçerlidir? Yoksa tapudan direk tescil şeklinde yapılan satış mı geçerlidir?

Eğer ilk yapılan yani noterden yapılan satış sözleşmesi geçerli ise İlk alıcı tapudaki kaydın kendi adına tescilini mi ister? yoksa sebepsiz zenginleşme davası mı açacaktır?

Ve ya gözden kaçırılan diğer bir yol mu var?

bu konudaki görüşlerinizi karar ve ya benzer olaylarla ilgili birikimlerini paylaşırsanız sevinirim...

Saygılar...
Sayın Av. Aykut Toklu,

Noterden yapılan "gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi"(???) tapuya şerh verilmiş mi?
Taraflar arasında süren bir dava var mı? Tedbir var mı?

Saygılarımla...
Old 20-05-2010, 15:53   #3
Av. Aykut Toklu

 
Varsayılan

İlk satış sözleşmesi inşaat halinde iken yapıldığı için tapuya şerh söz konusu değil ancak ikinci satış direk tapu üzerinden yapılmış

taraflar arasından herhangi bir dava ya da tedbir kararı da yok...
Old 20-05-2010, 16:02   #4
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Taraflar arasında noter satış sözleşmesi M.K. 634, B.K. 213 ve Tapu Kanunu'na 26. maddesi uyarınca geçersizdir. Her geçersiz satışta olduğu gibi taraflar aldıklarını sebepsiz iktisap hükümleri dairesinde iade ile yükümlüdürler.
Ancak, yapılan noter sözleşmesi taşınmaz satı vaadi sözleşmesidir ve geçerlidir.

Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ile, Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu'nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.

Somut uyuşmazlıkta anladığım kadarı ile ; satış vaadi sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiş, ancak tapuda şerh edilmemiştir. Vaad borçlusu tarafından, sözleşmeden sonra tapuda başka bir kişiye satılmıştır. Şahsi hak ile ayni hakkın yarışması halinde kural ayni hakka değer tanınmasıdır. Ne var ki, ayni hak sahibinin kötü niyetli olduğu ve şahsi hakla sağlanan sözleşme sonuçlarını bertaraf etmek amacıyla satışın yapıldığı iddia edilmişse, bu hususun yani tapuda taşınmazı satın alan kişinin kötü niyetli malik olup olmadığı hususu üzerinde durulması gerekir.

Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, satın alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyi niyetten maksat, hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir. Belirtilen ilke, Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinde <tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur> şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddede <Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz> biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.

Satış vaadi sözleşmesi ilgilisine ancak kişisel hak sağladığından, bu hak, kural olarak tapu ile kendisinden sonra malik olan mülkiyet hakkı sahibine karşı ileri sürülemez. Yukarıda da belirtildiği üzere ayni hak ile şahsi hakkın yarışması halinde ayni hakka üstünlük tanınır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmemişse kural olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi uyarınca tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımının korunması icab eder.

Ne var ki, satış vaadi sözleşmesine dayanan vaad alacaklısı, satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilsin ya da edilmesin tapu ile mülkiyet hakkı kazanan kimsenin mülkiyeti kötü niyetli kazandığını her zaman ileri sürebilir. Bu gibi durumlarda sorunun Türk Medeni Kanunu'nun 1024. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekecektir. Gerçekten, kayıt malikinin mülkiyeti kötü niyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Çünkü, Türk Medeni Kanunu'nun 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyi niyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür.

Bütün bu anlatılanlar ışığında; somut uyuşmazlıkta, satış vaadi sözleşmesinde vaad borçlusu olan kişi dava konusu taşınmazı satın alan üçüncü kişi konumunda değildir. Üçüncü kişi konumunda olan tapuda devir alan kişidir Buna göre tapuda taşınmaz satın alan üçüncü kişi kütüğün görüşüne inanmakta haklıdır (Türk Medeni Kanunu m. 1023). Bu kişi tapu kaydına güven ilkesinin koruması altında olan kişidir. Bu kural tapu kütüğüne güven sağlamak için getirilmiştir (Türk Medeni Kanunu m. 1020).

Bütün bu anlatımların sonucunda dava konusu taşınmazı tapuda satın alan kişinin kötüniyetli olduğu ortada ise tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde vaad borçlusuna karşı tazminat talepli terditli dava açmanızı , tapuda satın alan kişinin kötüniyeti yok ise sadece vaad borçlusuna karşı tazminat davası açmanızı öneririm. KOLAY GELSİN
Old 20-05-2010, 16:07   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan Örnek karar

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi, 17.03.2009 T., Esas: 2009/679, Karar: 2009/3299: “Dava, satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı, iyi niyetli tapu maliki olduğunu, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının ayni hakkına üstünlük tanınarak şahsi hakka dayanan davacının davası reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanunu'nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re'sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Somut olayda dayanılan 17.11.2005 günlü sözleşme biçimine uygun düzenlenmiştir. Ancak, vaat borçlusu tarafından sözleşmeden sonra taşınmazların tapuda 26.04.2007 tarihinde davalıya satıldığı anlaşılmaktadır. Şahsı hak ile ayni hakkın yarışması halinde kural da ayni hakka değer tanınması gerekir. Ne var ki, ayni hak sahibinin kötü niyetli olduğu ve şahsi hakla sağlanan sözleşme sonuçlarını bertaraf etmek amacıyla satışın yapıldığı iddia edilmişse bu hususun yani davalının kötü niyetli malik olup olmadığı hususu üzerinde durulması gerekir.
Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, satın alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyi niyetten maksat hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir. Belirtilen ilke, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinde “tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. madde de “Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki; tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güven koruma, toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.
Satış vaadi sözleşmesi ilgilisine ancak kişisel hak sağladığından, bu hak, kural olarak tapu ile kendisinden sonra malik olan mülkiyet hakkı sahibine karşı ileri sürülemez. Yukarıda da belirtildiği üzere ayni hak ile şahsi hakkın yarışması halinde ayni hakka üstünlük tanınır. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilmemişse kural olarak, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesi uyarınca tapu kütüğündeki tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanım mm korunması icab eder.
Ne var ki, vaadi sözleşmesine dayanan vaad alacaklısı, satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh edilsin ya da edilmesin tapu ile mülkiyet hakkı kazanan kimsenin mülkiyeti kötü niyetli kazandığı her zaman ileri sürebilir. Bu gibi durumlarda sorunun Türk Medeni Kanunu'nun 1024. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekecektir. Gerçekten, kayıt malikinin mülkiyeti kötü niyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Çünkü, Türk Medeni Kanununun 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyi niyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür.
Bütün bu anlatılanlardan sonra mahkemece yapılması gereken iş; gösterildiği takdirde davalının kötü niyetine ilişkin delilleri toplamak, özellikle kadastro mahkemesinin 2003/389 esasında kayıtlı dava dosyasındaki maddi olaylar incelenmek suretiyle davalının durumunu tartışmak, böylelikle oluşacak sonuç dairesinde bir hüküm kurmak olmalıdır.
Değinilen yönler bir yana bırakılarak davanın yazılı bazı gerekçelerle reddedilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.”

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Noter satış sözleşmesinde bedel olmaması AVUKAT AYŞE Meslektaşların Soruları 1 06-10-2012 11:01
Noter tarafından tasdik edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi. ilksan Meslektaşların Soruları 11 26-02-2010 13:42
noter satış sözleşmesi sonrası haciz ahmetyılmaz Meslektaşların Soruları 20 05-02-2010 15:02
Noter satış sözleşmesi yapılıp trafikte devir işlemleri yapılmayan aracın haczi ibrahim kacar Meslektaşların Soruları 5 01-02-2010 16:11
Satış Vaadi Sözleşmesine Dayanarak Başka Bir Satış Vaadi Sözleşmesi Yapılabilir mi? lnmdeniz Meslektaşların Soruları 13 19-02-2009 18:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05236602 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.