Tüketici Davasında İhbar Şartı

Merhabalar...

Bir tüketici davasında dava sehven ayıp ihbarı yapılmaksızın açılmıştır.

Bu davada davadan vazgeçerek ihbar yapılmak suretiyle yeni bir dava açılması halinde hukuki açıdan bir problem yaşar mıyız? Teşekkürler.

Dava, ayıp ihbarı süresinde açılmış ise dilekçenizin tebliği ayıp ihbarı yerine geçebilir.

Kübra hanım Yargıtay kararlarında ayıp ihbarı yapılmadığı takdirde davanın reddedilmesi gerekir diyor. Bu itibarla mevcut durum karşısında müvekkilin zararının giderilmesi açısından nasıl bir yol izlenmelidir.

Ayıp ihbarı süresinde yapılmaz ve buna rağmen dava açılır ise ayıptan doğan haklar düşeceğinden dava tabiki reddedilecektir.

Olayı netleştirmek adına soruyorum:

Ayıp ne zaman ortaya çıktı?
Davayı ne zaman açtınız?


NOT: Davadan vazgeçerseniz yeni davanıza eskisi nedeniyle dava şartları yönünden itiraz edilir. Yeni dava açana kadar ayıp ihbarı yapalım vs derseniz zaten süre geçer. Mevcut dava üzerinden devam etmeniz en uygunudur.

Alıntı: Yazan avfatih Merhabalar... Bir tüketici davasında dava sehven ayıp ihbarı yapılmaksızın açılmıştır. Bu davada davadan vazgeçerek ihbar yapılmak suretiyle yeni bir dava açılması halinde hukuki açıdan bir problem yaşar mıyız? Teşekkürler.

Sayın Meslektaşım,
Gerek Borçlar Kanunundaki ayıp ihbarları (tacirler arasındakiler şekil şartına bağlıdır) gerek TKHK uyarınca şekle tabi değildir. Dolayısıyla ayıp ihbarının yapıldığı tanıkla bile ispat edilebilir. Ancak buna rağmen süresi içerisinde ayıp ihbarı yapılmamışsa dava reddedilecektir. Fakat açtığınız dava ayıp ihbarına ilişkin süre içindeyse dava dilekçenizin ayıp ihbarı yerine geçeceğine inanıyorum. Saygılarımla.

Eğer mahkemece davamız reddedilirse ilk davamız ayıp ihbarı mahiyetindedir deyip ikinci bir dava açabilir miyiz?

Bir de davalı taraf davaya cevabında komşu taşınmazlar için de aynı mahkemede davalar açıldığını ve konuda teknik incelemeler yapılıp raporun dosyaya sunulacağını beyan etmiştir.

Toplu olarak yapılan bir taşınmaz inşasında hemen hepsinde benzer problemlerin yaşanması durumunda diğer dava ve ihbarlar bizim açımızdan da mahiyetinde kabul edilebilir mi?