Bugün kendimiz İçin:)

Bugün kendim için yapacak bir şey bulamadım. Kendimden özür dilerim.

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Bugün kendim için yapacak bir şey bulamadım. Kendimden özür dilerim.

Bugün kendim için (umarım)bir şey yapabilirim. Yapamazsam da çok üzülmem, yarın var. O da olmadı daha sonra yaparım.

Sayın Atahun,mesajlardan alıntı yapmayı henüz başaramadım,bu konudaki kabiliyetsizliğimi hoş görün lütfen
Pişmanlıklar konusuna gelince,Sayın Ege'nin yıllar yıllar önce fenerbahçelilerin durumunu anlatan,fakat yıllar yıllar geçse de aynı geçerliliğini sürdürecek olan ( ) durumuyla ilgili bir fıkraydı. Sanırım, bu konu başlığının ilk sayfasında sözünü ettiğim fıkrayı bulabilirsiniz..

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Bugün kendim için (umarım)bir şey yapabilirim. Yapamazsam da çok üzülmem, yarın var. O da olmadı daha sonra yaparım.

4 gündür kendim için birşey yapmıyorum Neyse kendime gelmem lazım

Bugün kendimi, Türk Hukuk Sitesi'nin teknik kullanımı konusunda baya geliştirdim. tabi bunu sadece kendim için değil,site üyeleri için de yaptım.. Katkılarından dolayı Sayın Atahun'a tekrar teşekkürler.

Bugün Ankara'ya gitmeden önce herbir şeyi yapacağım.İşe arabayı kaçırmaktan başlayacağım.

ders çalışmaktan sıkıldığım için bugün kendimi balkonda ders çalışmadan oturmaya bıraktım çok iyi geliyor tabi sevgilim de yanımda olsaydı keşke onu çok özlüyorum ama dersçalışmadan oturmak cidden çok çok iyi geldi

Bugün kendim için en sevdiğim şarkılardan oluşan karışık bir albümü sabahtan beri yüksek sesle dinliyorum....
Bahar insanı böyle yapıyormuş demek ki....Bir de bahar İzmir'ime gelmişse....değmeyin keyfime....

Alıntı: Yazan Av.S.B.Akyüz Bugün kendim için en sevdiğim şarkılardan oluşan karışık bir albümü sabahtan beri yüksek sesle dinliyorum.... Bahar insanı böyle yapıyormuş demek ki....Bir de bahar İzmir'ime gelmişse....değmeyin keyfime....

Yoksa Kıraç,Duman ve Erkin Koray... ve benzer müzik yorumcularından parçalar mı dinliyorsunuz? Hem de İzmir"de ?
Ne demiş şair; Şimdi İzmir'de olmak ve bu şarkıları dinlemek vardı....

Eski naftalin kokan şarkılar... Ama doğru demiş şair....İzmir'de nefes almak bile güzeldir...Derin derin yosun kokusu karışır iyot kokusuna....Gün bir başka batar.....

Bugün kendim için ''simit sarayı'' denen saçma sapan yere girmedim.

İnsanın kendisi için yapması gerekenler olduğu gibi kendisi için yapmaması gerekenler de oluyor.

Simit sarayındaki simitler saray ihtişamında cesamete sahip ama İzmir gevreği gibi lezzetli olmuyor. Bu nedenle aynı caddedeki dört adet simit sarayını es geçerek ve fazladan 15 dakika yürüyerek gevrek fırınına gittim.

Güzelliğe saygı gösterilmeli. Yoksa kelaynak gibi güzelliğin de soyu tükeniyor.

Ankara toplantısına bizimle birlikte katılan sevgili dostum Avukat Ahmet Çolakoğlu, mesleğinin ilk günlerinde yaşadığı başından geçen bir olayı anlatmıştı ve toplantımıza katılanları çok güldürmüştü.
Bu öyküyü sizinle paylaşmalıyız diye düşünüyorum. ve onun ağzından dinlediğimiz gibi aktarıyorum (izniyle elbette)

Arkadaşımız henüz ruhsatını alalı bir ay kadar olmuş ve bir arkdaşı ile birlikte büro açmışlar.

Bir gün, staj yaptıkları avukat abileri aramış ve
"sizden bir ricam olacak, DGM de bir davam var fakat aynı gün benim de İstanbula gitmem gerekiyor, duruşmada önemli bir durum olmayacak zaten benim yerime duruşmaya girermisiniz?"

Meslekdaşlarımız hatırlarlar, İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi şaraphane dediğimiz mevkide eski tarihi bir bina ve hayli heybetli bir bina aynı zamanda. DGM zaten ürkütücü bir Mahkeme adı.

Arkadaşımız Staj avukatının ricasını kıramıyacak ama hiç de o mahkemede henüz duruşmaya girmemiş. Düşünmüş taşınmış , nasılsa herşeyin bir ilki var, madem ki önemli bir durumda yokmuş rutin bir duruşma yapılacakmış diyerek cesaretlenmiş "tamam abi ben girerim" demiş.

Duruşma günü erken gelmiş, ki salona göz atayım, kim nerde oturuyor göreyim demiş. Bir ara açılan kapıdan O da girmiş içeriye ve dinleyici sıralarından birine geçmiş, duruşmayı izlemeye başlamış.

Mahkeme heyeti yüksekçe bir yerde duruyor ve loş bir ortam var, ışık da heyetin arkasından geldiği için hakimler hepten heybetli bir şekilde siluetleri görülüyor yüzleri seçilmiyormuş.

İzlediği duruşma devam ederken birden Başkan gürlemiş;
"Olum ne uyuyorsun orda! çık dışarı!.."
Arkadaşımız birden irkilmiş, etrafına bakınmış zaten kendisinden başka bir izleyici avukat yok.
Başkan kime söylendi , kendisine bağırdı diye düşünürken
yeniden gürlemiş başkan " "ÇIK DIŞARI DEDİM SANA!"

Ahmet sıkıntı ile yerinden kalkmış, kapıya doğru yürümeye başlamış ama
kendine böyle bir durumu da yediremiyor ve bir şey söylemesi lazım.
Tam kapıya gelince dönmüş , bütün cesaretini topalmış Heyetin durduğu yüksek yere doğru bakmış,
"Sayın Başkanım böyle davaranamazsınız ben burada savunma görevi bulunuyorum ve avukatım!"

O gürleyen ses birden nazik bir ses tonuna dönüşmüş
"rica ederim avukat bey, ben size söylemedim, mübaşir uyuyor ona kızdım"
Ahmet alı al moru mor bir şekilde "ben yanlış anladım Hakim bey" deyip salonda kalamayıp kendini dışarıya atmış

Az sonra kendi duruşmasına sıra gelmiş, sanıklar gelmiş.
Zabıta birşeyler yazılıyor kimlik tespiti yapılıyor,
aynı ses bir daha gürlemiş "AYAĞA KALK DEDİM SANA!"

Ahmet yerinden fırlamış ayağa dikilmiş,

bu sefer yine aynı nazik ses " Avukat bey size demedim,yanlış anlamayın sanık oturuyor ona dedim.."

))

Mesleğimin ilk günlerinde ilk ceza davam böyle geçti diye anlatıyor Ahmet, ama tabiiki birde onun ağzından dinlemek lazım

Bizler Ankara toplantısının en güzel anısı olarak bu olayı dinledik ve gülmekten gözlerimiz yaşardı

Bende size aktardım)

Avukatlar haftamız kutlu olsun!

Tüm meslekdaşlarıma saygılarımla

Dün günlerden Paskalya bayramı imiş.

bildiğimiz bayramları kutlarız hep ama, komşumuzun bayramı aklımıza gelmez.

Hiç yumurta boyamadım ben, ama üstüne güneş ay ve yıldızlar yaptığım yeniden doğuşu simgeleyen yumurtalar boyamak isterdim.

Paskalya bayramını kutlayanların bayramı kutlu olsun

Alıntı: Yazan ege Dün günlerden Paskalya bayramı imiş. bildiğimiz bayramları kutlarız hep ama, komşumuzun bayramı aklımıza gelmez. Hiç yumurta boyamadım ben, ama üstüne güneş ay ve yıldızlar yaptığım yeniden doğuşu simgeleyen yumurtalar boyamak isterdim. Paskalya bayramını kutlayanların bayramı kutlu olsun

Sayın Ege; Paskalya deyince aklıma anneannemin bir süre yaşadığı semt olan Kurtuluş aklıma gelir.Kurtuluş -İstanbul- 1960 ve 1970'li yıllarda Türk,Rum ve Ermeni kökenli vatandaşlarımızın çoğunlukta olarak yaşadığı bir semt idi. Paskalya bayramlarında; Yumurtalar soğan kabuğu ile kaynatılır ve kırmızı-turuncu rengini alırdı. Ayrıca hala bugün pastanelerde satılan paskalya çöreği vardır. Tadı pek güzeldir; özellikle çay vakti zamanlarında...

Bugün hiç THS'den ayrılamadım ki... Hep Konusuz hoş sohbetlerdeydim.

yarime çiçek aldım
kızıma çilek
kendim içinse
tuttum birkaç dilek

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ yarime çiçek aldım kızıma çilek kendim içinse tuttum birkaç dilek

karima cilek aldim
suat abiden borek
cilek tatsiz cikinca
yiyeyazdim kotek

dunya dunya
bandrolu yalan dunya
korsana hayir derken
empe3e dalan dunya

Alıntı: Yazan Adli Tip karima cilek aldim suat abiden borek cilek tatsiz cikinca yiyeyazdim kotek

Kimseye çilek almadım
Kimseye börek de almayacağım
Böylece
Kimsenin sağlığıyla oynamamış olacağım.
Dilek de tutmayacağım.
Dilek tut, Ayşe tut, Fatma tut...
Sonu yok.

Bugün kendim için , güneşin her dakikasından yararlanmak için dışarıda ne kadar işim varsa yürüyerek hallettim...İzmir'i ve baharını seviyorum...


not:çilek almadım....

Alıntı: Yazan Av.S.B.Akyüz not:çilek almadım....

Dilek???

Dilek kim????!!!

Alıntı: Yazan Av.Suat Ergin Dilek???

Çiçek ve çilek almayan dilek tutamıyor.
Balık tutabilir tabii.

Alıntı: Yazan Av.S.B.Akyüz Dilek kim????!!!

Ben tanımıyorum. Cengiz Abi tanıyor galiba.

Cengiz Bey Dilek ve Çiçek kim? THS den mi? KHS den mi? Çilek almadım eminim....

Alıntı: Yazan Av.Cengiz Aladağ Çiçek ve çilek almayan dilek tutamıyor. Balık tutabilir tabii.

hayır balıkta tutamazlar

Alıntı: Yazan Future Sayın Ege; Paskalya deyince aklıma anneannemin bir süre yaşadığı semt olan Kurtuluş aklıma gelir.Kurtuluş -İstanbul- 1960 ve 1970'li yıllarda Türk,Rum ve Ermeni kökenli vatandaşlarımızın çoğunlukta olarak yaşadığı bir semt idi. Paskalya bayramlarında; Yumurtalar soğan kabuğu ile kaynatılır ve kırmızı-turuncu rengini alırdı. Ayrıca hala bugün pastanelerde satılan paskalya çöreği vardır. Tadı pek güzeldir; özellikle çay vakti zamanlarında...

Bizim forumda genellikle Rum'ların yaptığı diye bir tarif eklenmiş , ben de hemen ekleyeyim buraya,
hadi bu hafta kendimiz için şu güzel paskalya çöreğini yapalım

bakalım işin sırrını keşfeden olacak mı



Malzemeler( 2 adet ):
½ kg un
152 gram tereyağı
50 gram bira mayası(toz pakmaya)
150 gram pudra şekeri
1 kahve kaşığı mahlep
3 adet yumurta
50gran ılık süt
50 gram ılık su
1 parça dövülmüş sakız
½ çay kaşığı toz kakule

Çöreğin üstü için;
1 adet yumurta sarısı
25 gram file fındık

Yapılışı:

1. Öncelikle unu elekten geçirin.Ve unun dörtte birini hamur yoğurma kabına alın.Unun ortasını havuz gibi açın.Bira mayasını 50 gram ılık suda eritin ve unun ortasına katın.Yoğurun ve yuvarlayıp bir kenarda dinlendirin
2. Mayalı hamur kabarınca , kalan unu hamur kabına alın.Gene ortasını açın.İçine mahlebi, pudra şekerini, yumurtaları , dövülmüş sakızı ve kakuleyi ilave edin.Mayalanmış hamuru da küçük parçalara bölerek hamura ilave edin.Oda sıcaklığındayumuşamış tereyağını da katın.Yoğurmaya başlayın .Gerekirse ılık sütten ilave edin.Hamuru yuvarlayın ve üzerine nemli bir bez örtün.
3. Ilık bir yerde 4-5 saat dinlendirin.Hamuru 6 eşit parçaya bölün.Yine yarım saatdinlendirin.Hamurlara avuçlarınızda ortaları kalın, uçları ince 15 cm lik şekiller verin.Üçünü yan yana koyarak saç örer gibi örün ve uçlarından bastırarak yapıştırın.Yağlı kağıt serilmişfırın tepsisinde 1 saat bekletin.
4.Fırını 200 derece de ısıtın.Çöreğin üzerine yumurta sarısını sürün.File fındıktan serpin.30 dakika nar gibi kızarana kadar pişirin.

_________________

çilekli, çiçekli ve dilekli bir tarif te arayayım bu arada:P

Paskalya tarifiiniz için teşekkürler Ege hanım.Evet paskalya çöreğinden gelen o güzel aroma mahlep'ten kaynaklanıyor.Bir zamanlar paskalya çöreği bile yapmıştım.
Şimdi menemen bile yapmaya üşeniyorum.

bugün kendim için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ne sembolikte olsa bağış yaptım,
oğlumun adına...