Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

FETÖ/PDY mensubu iddiası ile Tutuklanan Şüpheli Şahsın Müdafii olmak

Yanıt
Old 09-08-2016, 22:02   #1
Av. Ali YILMAZKARA

 
İnceleme FETÖ/PDY mensubu iddiası ile Tutuklanan Şüpheli Şahsın Müdafii olmak

Sevgili Meslektaşlarım,
Geçtiğimiz günlerde Denizli'nin bir ilçesinde Cemaatin dersanesi olarak bilinen bir dersanede vaktiyle (3-4 ay öncesine kadar) çok küçük bir hisse sahibi olan şahıs örgüt üyeliği kapsamında TUTUKLANIYOR.
Şahıs benim üniversiteden arkadaşımın Amcası olup normalde bir firmada mühendislik yapmaktadır. Arkadaşımın isteği üzerine şahsın yakınları ile görüştüm. Ve durumlarının; Cemaat üyesi Ancak örgütsel hiç bir ilgi ve alakalarının olmadığı yönünde olduğunu açıkladılar ben de kanaat ettim.

Bu kişi ve ailesi sadece ve sadece Gülen Cemaati mensubu olmakla itham edilebilecek nitelikte kişiler. Ancak gelinen noktada Cemaatten olan kişiler eğer CEMAATİN olan herhangi bir kurum yahut kuruluşta yönetici/idareci/hissedar olsa bile FETÖ (Fettullahçı Terör Örgütü) mensubu olarak nitelendirlip mutlaka göz altına alınıyor ve büyük ihtimalle de tutuklanıyor.

Şimdi esas kısıma geçecek olursak sorum şudur. Aranızda bu şekilde şahısların vekilliğini müdafiiliğini yapan var mıdır? Ben şahıslarla görüşüp hukuki yardımda bulunabileceğimi söyleyip anlaştığımız zamandan bu zamana Başta eşim olmak üzere bazı yakınlarımdan "aman uzak dur" "seni de onlarla bir tutarlar" "cemaatin avukatı derler" şeklinde yaklaşımlarla karşılaştım.

Paylaşmak istediğim bazı hususlar vardır.
*Hayatımın hiç bir aşamasında başta Fettullah Gülen Cemaati ve kurumları evleri yurtları dahil olmak üzere hiç bir cemaat ile bağlantım olmadı. Devlet okullarına gittim, devlet yurtlarında kaldım, normal insanlarla arkadaşlık kurdum.

*Şahsın durumu ise benim gözümde kesinlikle ve kesinlikle bu FETÖ/PDY organizasyonunun "inanç sömürüsü ile piyon ettiklerinden" öte değildir. Şahsın hiç bir şekilde FETÖ/PDY ile ekonomik, iktisadi, siyasi, bürokratik, askeri kadrolarla bağlantısı, ilgisi, bilgisi yoktur. Sadece ve sadece vakti zamanında kızını oğlunu da gönderdiği ilçede mevcut bir elin parmağını geçmeyen dersanelerden birine mensubu bulunduğu cemaat ABİ! lerinin dayatması ile ortak olmasıdır. Kendisine bu ortaklık bir kuruş dahi para verilmemiştir. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki; Şahıs 17/25 Aralık operasyonlarından sonra Cemaatinin bu şekilde hükümet devlet meselelerine karışmasından rahatsız olmuş cemaat faaliyetlerine katılmamış, çocuklarını cemaat dersanelerinden almıştır. Öte yandan mevzu bahis dersane hisselerini devretmek için çaba sarfetmiştir. Dersane uzunca bir süre hisseleri kendi bünyesine almayacağını yerine dışarıdan başka hissedar bulması gerektiğini söylerek direndikten sonra Şahsın ısrar ve baskılarına dayanamamış, Şahsım dahil Milletce karşı durulup engellenen Kanlı ve Elim 15 Temmuz Darbe giriişiminden 4 ay önce hissleri kendi bünyesindeki diğer hissedarlara bedelsiz paylaştırmıştır.

Ben bütün bu yukarıda yer alan değerlendirmeler ışığında ve MASUMİYET KARİNESİ gereğince bu şahsın Avukatlığını yapmakta bir sakınca görmüyorum. Yine hemen belirtmem gerekir ki; eğer bu şahıs, kıtasından, birliğinden EMRİ doğrultusunda tankların çıktığı, helikopterlerin, uçakların havalandırığı, silahlı birliklerin vatandaşa ateş açtığı, polisle yahut darbe karşıtı askerlerle çatıştıığı bir komutan olsaydı, ve yahut Cemaatin kadrolaştırdığı bir bürokrat, memur olsa idi elbette durum farklı olurdu.

Özetle sorumu tekrar sormak istiyorum. THS mensubu Avukatlarımızın bu durumdaki bakışı ve tavrı nedir?

Yine tekrar belirtmek istiyorum ki benim avukatlığını kabul etmemdeki gerekçem; Arkadaşımın amcası olması, ailesinin bazı fertlerinin bizimle görüşmeyin dikkatleri bize çekmeyin şeklindeki dışlamaları, gözü yaşlı 4 çocuk ve evhanımı bayan, MÜVEKKİLİN durumunun makul süpheden öte bir durumunun olmaması ve masumiyetine inanmamdır. Masumiyeti ki; DARBE KALKIŞMASI İLE İLGİSİNİN OLMADIĞINA, ANAYASA VE DEVLETİN BÜTÜNLÜĞÜNE KARŞI BİR SUÇ İŞLEME NİYETİNİN, EYLEMİNİN OLMADIĞINA, MİLLETİN BİRLİĞİ VE BÜTÜNLÜĞÜNE KARŞI DÜŞMANLIĞI olmadığına yönelik inancımdır. Bu adam Cemaatçi evet ancak Fetö/Pyd mensubu değildir. Ben de bir avukat olarak bunu savunmak ve ispatlamak istiyorum.

Sizin bu olaya bakışınız nedir. Bilgi, düşünce ve tecrübelerinizi paylaşırsanız sevinirim.
*Başlığı "FETÖ mensubu Tutuklu Şüpheli Müdafii olmak" yerine "FETÖ/PDY mensubu iddiası ile Tutuklanan Şüpheli Şahsın Müdafii olmak" olarak açsaymışım sanırım daha uygun olurmuş, kendim değiştiremediğim için bir moderatör arkadaştan rica ediyorum.
Old 10-08-2016, 11:59   #2
SARILAR

 
Varsayılan

Saygılar Üstadımız!
Geçmişte bir şekilde cemaate bağlılığı olan insanlar olabilir. İnsanlar sırf Allah rızası için bunların peşine düştüler. Nitekim hükümet dahi bir dönem cemaate yakındı/beraberdi.
Ancak olayın kilit noktasını şöyle düşünüyorum.
17-25 aralık sürecinden sonra halen aktif olarak cemaate hizmet edilmiş, desteklenmiş, mali güç verilmiş, savunulmuş, basın yolu ile güçlendirilmeye çalışılmış vs. ise artık şahsi kanaatim bu kişileri Fetö mensubu şüphesiyle tutuklamak yaşanan olayların vehameti karşısında basit bir tedbir hatta hiç bir şey. Ceza ve hüküm boyutu, masumiyet karinesi ayrı tartışılır onu istisna tutuyorum.
Ayrıca cemaat yapılanması onun alakası yok bunun alakası yok tarzında bizim tahmin edebileceğimiz gibi basit bir yapı değil. Karısı kocasının fetöcü olduğundan haber değil iken' Bu nedenle temkinli yaklaşmak lazım.

Biz büroca fetö adı geçen hiçbir dosyayı, danışmayı, görüşmeyi ve hatta bir şekilde fetöcü olan kişilerin hukuk dosyalarını dahi almıyoruz. Çünkü yapılan ihanet bilhassa dinimizi kullanarak yapılan ihanetin mazur görülebilecek yanı yok.Saygılar!
Old 10-08-2016, 13:11   #3
Av.Evran KIRMIZI

 
Varsayılan

Ceza Hukuk çalışma alanım olmamasına rağmen,bu tartışmayı çok gereksiz bulduğumu söylemeliyim. Avukat, müvekkilinden de onun işlediği suçlardan da bağımsızdır. Savunma hakkı hakkı da kutsaldır ve herkes savunulmayı hak eder. Bu açıdan bakarsanız; tecavüzcülerin, katillerin ya da uyuşturucu kaçakçılarının savunulamaması gerekir. Üstelik bu kararı vermek için önce kendi yargılamanızı yapıp müvekkilinizin masum olduğuna kanaat getirmek zorunda kalırsınız.
Öte yandan devlet ile terör örgütünü ya da herhangi bir yasadışı örgütü birbirinden ayıran en önemli faktör "hukuka bağlılık" tır. Yasadışı örgütlerde hukuka uygun davranmak zorunluluğu yoktur, hatta onlardan böyle bir davranış beklenemez. Buna karşın Devlet, devlet olmanın bir gereği olarak suçlama yönelttiği sanıkları hukuka uygun bir şekilde yargılamalıdır ve elbette savunma da burada üzerine düşen görevi yapmalıdır.
Eğer henüz izlememiş iseniz Steven Spielberg'in yönettiği ve Tom Hanks'in başrolünü oynadığı "Casuslar Köprüsü" filmini izlemenizi öneririm.
Old 11-08-2016, 09:18   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Savunma hakkı en çok en ağır suçu işleyenin hakkıdır.
Old 12-08-2016, 14:51   #5
serlaw

 
Varsayılan

Saygıdeğer meslektaşlarım;
İster FETÖ/PDY üyesi olsun, isterse de cemaat bağlantılı olsun, istisnasız herkesin savunma hakkının bulunduğunu, dahası şüpheliye savunma hakkının kullandırılmamasının hukuk devletine yapılmış bir suikast olduğunu düşündüğümü belirtmek isterim.
Bugüne dek anılan cemaatle en ufak bir ilişkim olmamasına rağmen, daha 3 gün önce yaşadığım bir olayı anlatarak değerli görüşlerinizi almak istiyorum.
Eşimin dayısının bir arkadaşı aracılığı ile şahsımla irtibata geçen bir hanımefendi, "eşinin FETÖ üyesi olma suçlaması ile gözaltına alındığını" bildirerek müdafiliğini üstlenmemi istedi.
Bunun üzerine, ilgili C. Savcısından yazılı izin alarak, şüpheliyi gözaltına alan karakola giderek, şüpheli ile görüşme yapmak istediğimde başımdan geçenler aşağıdaki gibidir:
1-Bir polis memuru, hiçbir sebep yokken ve en ufak bir tartışma olmamışken, omuzlarımdan tutarak beni iteledi.
2-"Ne yapıyorsunuz" dediğimde, soru sorduğuma pişman edercesine 2 polis memurunun bağırmalarına ve hakaretlerine (bildiğiniz küfür) maruz kaldım.
3-"Avukat olduğumu, bana bağıramayacaklarını, hakaret edemeyeceklerini" söylemem üzerine, hakaretlerin dozajı mesleğim de muhatap kılınarak arttırıldı.
4-Tüm hakaretleri duyan ve kendisinin amir olduğunu düşündüğüm şahıs, "avukat bey kameralar kayıtta, kimse size hakaret etmedi" şeklinde gözümün içine baka baka yalan söyledi.
5-"Madem ki, kameralar kayıtta, yapacağım şikayete ilişkin soruşturma evrakına gönderirsiniz, hakaret edilip edilmediği ortaya çıkar" diyerek karakolun dışına çıktım.
6-Bu esnada bana hakaret eden iki polis üzerime yürüdü ve fakat diğer polisler araya girerek engelledi.
7-Karakolun dışında iken, olaylar esnasında hiç görmediğim bir şahıs içeriden koşarak ve beni darp edebilme amacıyla dışarıya çıktı. Bu esnada "Fetö'nün avukatı bu, Fetö'yü savunuyor, bu da onlardan, alın bunu gözaltına, ben savcı ile konuştum" şeklinde bağırarak sözler söylüyordu ve yanıma kadar geldiğinde ilk işi boğazıma sarılmak oldu. Bu esnada diğer polisler tekrar arayarak girerek tam anlamıyla darp edilmemi önlediler.
8-Ben de "madem ki gözaltına alıyorsunuz, söyleyin nerede bekleyeyim" diyerek tekrar içeriye girdim ve avukat hakları merkezinden yardım talebinde bulundum.
9-Yaklaşık 40 dakika bekledikten sonra, yardıma gelen meslektaşıma "FETÖ soruşturmasını akamete uğratmak adına sorun çıkardığımı savcıya ilettiklerini ve savcının gözaltına alınmamı emrettiğini" bildirerek, imzasız bir "C. Savcısı görüşme tutanağı" göstermişler.
10-Olayı büyütmemek adına karakolu hemen terk etmem halinde işlem yapmayacaklarını da eklemişler.
Bunun üzerine, meslektaşımın da "şikayet hakkınızı bilahare kullanabilirsiniz, daha fazla haksızlığa maruz kalmayın" şeklindeki uyarısı üzerine, karakolu terk ettim.

Sorum şudur ki, şikayet hakkımı kullanmalı mıyım, ne zaman kullanmalıyım ve müdafilik görevini üstlenmekte ısrarcı olmalı mıyım. Bu hususta çok düşünüyorum ve haksızlığa boyun eğmek istemiyorum.

Değerli yorumlarınızı bekliyorum.
Saygılarımla...
Old 03-09-2019, 09:52   #6
Av.Güçlü KERVAN

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan serlaw
Saygıdeğer meslektaşlarım;
İster FETÖ/PDY üyesi olsun, isterse de cemaat bağlantılı olsun, istisnasız herkesin savunma hakkının bulunduğunu, dahası şüpheliye savunma hakkının kullandırılmamasının hukuk devletine yapılmış bir suikast olduğunu düşündüğümü belirtmek isterim.
Bugüne dek anılan cemaatle en ufak bir ilişkim olmamasına rağmen, daha 3 gün önce yaşadığım bir olayı anlatarak değerli görüşlerinizi almak istiyorum.
Eşimin dayısının bir arkadaşı aracılığı ile şahsımla irtibata geçen bir hanımefendi, "eşinin FETÖ üyesi olma suçlaması ile gözaltına alındığını" bildirerek müdafiliğini üstlenmemi istedi.
Bunun üzerine, ilgili C. Savcısından yazılı izin alarak, şüpheliyi gözaltına alan karakola giderek, şüpheli ile görüşme yapmak istediğimde başımdan geçenler aşağıdaki gibidir:
1-Bir polis memuru, hiçbir sebep yokken ve en ufak bir tartışma olmamışken, omuzlarımdan tutarak beni iteledi.
2-"Ne yapıyorsunuz" dediğimde, soru sorduğuma pişman edercesine 2 polis memurunun bağırmalarına ve hakaretlerine (bildiğiniz küfür) maruz kaldım.
3-"Avukat olduğumu, bana bağıramayacaklarını, hakaret edemeyeceklerini" söylemem üzerine, hakaretlerin dozajı mesleğim de muhatap kılınarak arttırıldı.
4-Tüm hakaretleri duyan ve kendisinin amir olduğunu düşündüğüm şahıs, "avukat bey kameralar kayıtta, kimse size hakaret etmedi" şeklinde gözümün içine baka baka yalan söyledi.
5-"Madem ki, kameralar kayıtta, yapacağım şikayete ilişkin soruşturma evrakına gönderirsiniz, hakaret edilip edilmediği ortaya çıkar" diyerek karakolun dışına çıktım.
6-Bu esnada bana hakaret eden iki polis üzerime yürüdü ve fakat diğer polisler araya girerek engelledi.
7-Karakolun dışında iken, olaylar esnasında hiç görmediğim bir şahıs içeriden koşarak ve beni darp edebilme amacıyla dışarıya çıktı. Bu esnada "Fetö'nün avukatı bu, Fetö'yü savunuyor, bu da onlardan, alın bunu gözaltına, ben savcı ile konuştum" şeklinde bağırarak sözler söylüyordu ve yanıma kadar geldiğinde ilk işi boğazıma sarılmak oldu. Bu esnada diğer polisler tekrar arayarak girerek tam anlamıyla darp edilmemi önlediler.
8-Ben de "madem ki gözaltına alıyorsunuz, söyleyin nerede bekleyeyim" diyerek tekrar içeriye girdim ve avukat hakları merkezinden yardım talebinde bulundum.
9-Yaklaşık 40 dakika bekledikten sonra, yardıma gelen meslektaşıma "FETÖ soruşturmasını akamete uğratmak adına sorun çıkardığımı savcıya ilettiklerini ve savcının gözaltına alınmamı emrettiğini" bildirerek, imzasız bir "C. Savcısı görüşme tutanağı" göstermişler.
10-Olayı büyütmemek adına karakolu hemen terk etmem halinde işlem yapmayacaklarını da eklemişler.
Bunun üzerine, meslektaşımın da "şikayet hakkınızı bilahare kullanabilirsiniz, daha fazla haksızlığa maruz kalmayın" şeklindeki uyarısı üzerine, karakolu terk ettim.

Sorum şudur ki, şikayet hakkımı kullanmalı mıyım, ne zaman kullanmalıyım ve müdafilik görevini üstlenmekte ısrarcı olmalı mıyım. Bu hususta çok düşünüyorum ve haksızlığa boyun eğmek istemiyorum.

Değerli yorumlarınızı bekliyorum.
Saygılarımla...


Sayın serlaw ..başınıza gelenleri yeni okudum.Menfur bir olaya maruz kalmışsınız..O günden bu güne neler gelişti merak ettim. saygılar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
engelli olmak,saflık ve sonrası madur olmak? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 07-06-2012 14:25
Limited Şirkete Ortak Olmak İçin Artık Çok Dikkatli Olmak Ve Çok Düşünmek Gerekecek. Burhan Sezer Mali Hukuk Çalışma Grubu 43 03-11-2011 12:39
İdare Mahkemesi Kararı : Avukat Yargı Mensubu Değildir halit pamuk Hukuk Haberleri 6 17-03-2011 22:50
Savcının 'not'u, Uyap'ın 'hata'sı, Sonuç: Şüpheli Tutuklu av.taydin Meslektaşların Soruları 7 17-03-2008 22:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04309011 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.