Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

SGK Kapsamında Olmayan Kanser İlacının SGK Kapsamına Alınması

Yanıt
Old 13-08-2020, 12:16   #1
hülya er

 
Varsayılan SGK Kapsamında Olmayan Kanser İlacının SGK Kapsamına Alınması

Meslektaşlarım merhaba,

Kanser hastası olan müvekkilin halen kullanmakta olduğu SGK kapsamında olmayan bir kanser ilacının SGK kapsamına alınması ve müvekkilin ödediği ilaç bedellerinin iadesi için dava açacağım.

Yaptığım araştırmalar neticesinde;

Davalının Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı,
Görevli mahkemenin İş Mahkemesi,
Dava açmadan önce SGK’ya başvurmak gerektiğini öğrenmiş bulunmaktayım.

*

SGK’ya başvurdum. Aynı gün mail ile red yanıtını verdiler.

Sorum şu:

1. Davalı olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının yanı sıra Bakanlık (Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı) da hasım gösterilmeli mi?

2. İhtiyadi tedbir (ilaç bedellerinin tedbiren ödenmesi)talepli açmayı düşündüğüm davada ilacın “Bedeli Ödenecek İlaçlar Listesi”ne alınmasını ve müvekkilin ilaç için ödediği, fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL’nin iadesini talep edeceğim. Toplamda 40.000 TL bugüne dek ödediği. Ama bilirkişi incelemesi ile hesaplama yapılır ve ıslah edilir, ardından harç tamamlatılır diye düşünüyorum.
Doğru mu düşünüyorum?

**

Bu konu ile ilgili şöyle bir bilgi paylaşılmış daha önce: https://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=94540
Bu da faydalı oldu.

***

Basına yansımış haberler var bu konuyla ilgili ama yeterli bilgi içermiyor:
https://www.milligazete.com.tr/haber...davayi-kazandi

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/m...er-268307h.htm

https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem...-etti-5697882/

https://www.ntv.com.tr/turkiye/sgk-k...-EG_FWGfAgUpsg



Teşekkürler.
Herkese rahat, keyifli bir adli tatil diliyorum.
Old 26-04-2022, 09:01   #2
Av.KFÖZ

 
Varsayılan SGK Kapsamında Olmayan Kanser İlacının SGK Kapsamına Alınması

iyi günler meslektaşım, bende aynı durumda bir dava açacağım. Davayı açtınız mı? Gelişmelerle ilgili bir güncelleme yaparsanız sevinirim
Old 02-06-2022, 09:49   #3
hülya er

 
Varsayılan

Merhaba,

Davayı açtım, devam ediyor. Anlatayım:

SGK Süreyyapaşa Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezine başvuru yaptım. Reddedildi. Ardından;

1) Davalı “Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı” gösterdim.

Adresine “İstanbul İl Müdürlüğü” yazdım. Benim müvekkil de Maltepe/İstanbul adresinde oturuyor.

Konu ve Sonuç talep kısmına ….. adlı ilaç için müvekkilin ödediği fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 8.100 TL ilaç bedelinin 17.03.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili ile müvekkilin dava süresince ilaç alma zorunluluğu bulunduğundan teminatsız ve kesinti yapılmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilerek ilaç bedellerinin davalı tarafından tedbiren ödenmesi ve ilacın SGK kapsamına alınması talebidir, yazdım.
(8.100 TL bir ilaç bedeli, 17.03.2020 ilacın ilk alındığı tarih)

2) Davayı İş Mahkemesinde açtım. İhtiyati tedbir talep ettim.

3) Mahkeme ihtiyati tedbiri kabul etti. SGK itiraz etti. Mahkeme reddetti.

4) SGK, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararını istinafa götürdü.

5) İstinaf görevsizlik kararı verdi. Görevli mahkeme idare mahkemesidir dedi.

(Kararı aşağıda paylaşıyorum.)

6) İş Mahkemesi kendiliğinden idare mahkemesine göndermediği için idare mahkemesinde yeni dava açtım. Yürütmenin durdurulması talep ettim. YD kabul edildi.

Şu an idare mahkemesinin kararını bekliyorum.



İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
34. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/890
KARAR NO : 2021/691

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

.....
DAVANIN KONUSU : Kurum İşleminin İptali (İhtiyati Tedbir)
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 26/04/2021
....

Davacı tarafından Kurum işleminin iptali istemiyle açılan davada, ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine dair ara kararına karşı, davalı Kurum vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra, dosyadaki mevcut delil durumu ve yasal hükümlere göre istinaf başvurusunun, duruşma açılmaksızın dosya üzerinde inceleme yapılmak suretiyle karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşılmakla işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

K A R A R

Davacı tarafça; davacıya " Bronş ve akciğer kanseri" teşhisi konulduğu, tedaviyi uygulanan hekimler tarafından, hastalığın tedavisi için önerilen "Yulareb (Eski adı Verzenios)” isimli ilacın davalı Kurum tarafından karşılanması için yaptığı başvurunun reddedildiğinden bahisle, Kurum işleminin iptali ile dava sonuçlanıncaya kadar "Yulareb (Eski adı Verzenios)” isimli ilacın tedavi sonuna kadar kurum tarafından karşılanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince; 14.09.2020 tarihli ara kararı ile " İhtiyati tedbir talebinin kabulü ile, "Yulareb (Eski adı Verzenios)” isimli ilacın, bedelinin ilerde gerekirse sorumlusundan alınmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından karşılanmasına karar verilmiştir.
Davalı Kurum vekili 23.09.2020 tarihli dilekçesi ile ihtiyati tedbir kararına itiraz etmekle, 16.03.2021 tarihli duruşmada itiraz değerlendirilerek, davacının teşhis konulan hastalığı ve ilaç temini noktasında maddi olarak müşkül duruma düşeceği, ilacın tedariğinin masraflı olması, mevcut rahatsızlığı ile ilgili kullanmakta olduğu ilaç bedelinin ödenememesi halinde tedavisinin yarım kalacağı, bu hususun da davacının hayati derecede etkilenmesine sebep olacağı ve Anayasadan kaynaklanan "Sosyal Devlet İlkesi" ile "Sağlık Hakkı" hususları da dikkate alınarak itirazın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı Kurum vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurularak, özetle; Kurum işlemlerinin usul kanun ve SUT hükümlerine uygun bulunduğu, yasanın ihtiyati tedbir verilmesi için aradığı koşulların bulunmadığı gibi, davanın ve uyuşmazlığın esasını çözecek şekilde tedbir kararı verilemeyeceğinden, tedbir kararının kaldırılması talep edilmiştir.
Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır.
HMK 389/1. maddesinde, "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir." düzenlemesine yer verilip, 390/1 maddesinde, "İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir." düzenlemesi öngörülmüştür.
Anayasa Mahkemesinin 22.12.2011 gün ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararında “5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır. 5754 sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık yapılan, tesis edilen işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır. 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem- niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir. Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği” vurgulandığı gibi, Uyuşmazlık Mahkemesinin 4.9.2012 gün 2012/64-83 Esas ve Karar, 25.06.2018 gün 2018/435-418, 27.01.2020 gün 2019/893 E, 2020/45 Karar sayılı kararlarında da 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, emekli kamu personeli olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği, 5510 sayılı bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği sonucuna varılmıştır. Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 13/03/2018 tarih, 2016/14349 esas, 2018/2239 karar, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 24/10/2014 tarih, 2014/5183 esas, 2014/20604 karar sayılı kararları da bu doğrultudadır.
6100 sayılı HMK’nun 114/1-b maddesine göre "yargı yolunun caiz olması" dava şartı olup, mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
Görevsiz veya kesin yetki kurallarına göre yetkisiz bir mahkemeden tedbir talep edildiğinde mahkemenin bu talebi usulden reddetmesi gerekir. Zira görev ve kesin yetki, bir dava şartı olmasının yanında aynı zamanda bir yargılama şartıdır ve tedbir yargılamasında da re ‘sen dikkate alınır. (Pekcanıtez Usul 15. Bası, Cilt III, s.2471)Yasa koyucu HMK’nun 390/1 maddesindeki düzenleme ile ihtiyati tedbir talebinin asıl uyuşmazlığı çözümleyecek ve bununla ilgili karar verecek olan Hakim tarafından değerlendirilmesini amaçlamıştır.
Yargı yolu bakımından görevli olmayan veya adli yargının görevine girmekle birlikte görevsiz mahkemeden ya da gene adli yargı konusu olmakla birlikte kesin yetki kurullarına göre yetkisiz bir mahkemede davanın esası ile ilgili bir karar verilmesi mümkün değildir. Zira bunlar HMK’nun 114. Maddesi kapsamında dava şartı olup tamamlanmalarıda mümkün değildir. Dava şartları davanın esası hakkında inceleme yapabilmek için gerekli olan şartlardır. Dava şartlarından biri olmadan açılan davada derdesttir ancak mahkeme dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince kural olarak davanın esası hakkında inceleme yapamaz.
Davayı dava şartı yokluğundan (Usulden) reddetmekle yükümlüdür. (Baki Kuru Medeni Usul Hukuk 2016 Basım. Sf.190) Hal böyle olunca dava yargı yolu bakımından caiz olmayan veya görevsiz ya da yetkinin kesin olduğu hallerde yetkisiz mahkemede açıldığı durumlarda davanın esası ile ilgili karar vermesi yasal olarak mümkün bulunmayan mahkemenin, ihtiyati tedbir talebi ile ilgili bir karar vermesi mümkün değildir.
Diğer bir deyişle yargı yolu bakımından caiz olmayan veya görevsiz ya da yetkinin kesin olduğu hallerde yetkisiz mahkeme HMK’nun 390/1 maddesi kapsamında asıl davanın görüldüğü mahkeme olarak kabul edilemez.
Aksinin kabulü halinde HMK’nun 390/1 maddesindeki, "İhtiyati tedbirin, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden” istenebileceğine ilişkin düzenlemenin de bir anlamı kalmaz., bu durumda görevsiz veya yetkinin kesin olduğu durumlarda yetkisiz bile olsa her mahkemeden dava dilekçesi verilmek suretiyle tedbir talep edilmesinin ve tedbir kararı verilmesinin yolu açılır. Yasanın amacının bu olmadığı açıktır.
Somut olayda UYAP sorgusunda davacının 01.05.1993 tarihinden itibaren kamu emeklisi olduğu görüldüğünden, davacının şahsi dosyasının getirtilerek, bu sigortalılığın 5510 sayılı yasanın yürürlüğünden önce mi yoksa sonra mı başladığı giderek yargı yolu bakımından adli yargının görevli olup olmadığı belirlenmeksizin, adli yargı ve iş mahkemesi görevli ise bunun gerekçeleri yazılmaksızın ihtiyati tedbir ve ihtiyati tedbire itiraz hakkında karar verilmesi isabetsiz olduğundan ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esası incelenmeksizin kabulü ile HMK'nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca itiraz konusu yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbire itirazın yukarıdaki açıklamaların ışığında yeniden değerlendirilmesi için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstinaf talebinin esası incelenmeksizin İstanbul Anadolu 21. İş Mahkemesi'nin 16.03.2021 gün ve 2020/248 Esas sayılı ARA KARARININ KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılmak üzere kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı Kurum harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı Kurum tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1.f maddesi uyarınca KESİN olarak 14.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Old 02-06-2022, 16:50   #4
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Aynı içerikli davayı İş Mahkemesinde açtım, tedbir aldım, SGK'nın tedbire yönelik itiraz ve istinaf talepleri reddedildi, yerel mahkemeden lehe karar aldım, dosyam istinafta.

Sorusu olanın sorusunu cevaplayabilirim. İyi çalışmalar.
Old 10-06-2023, 18:26   #5
referansmektubu

 
Varsayılan

Meslektaşım merhaba,

Endikasyon dışı ilaç başvurusuna red gelme durumunu tecrübe ettiniz mi hiç? Bu durum için bir tavsiyeniz var mıdır acaba?


Alıntı:
Yazan Av. İbrahim YİĞİT
Aynı içerikli davayı İş Mahkemesinde açtım, tedbir aldım, SGK'nın tedbire yönelik itiraz ve istinaf talepleri reddedildi, yerel mahkemeden lehe karar aldım, dosyam istinafta.

Sorusu olanın sorusunu cevaplayabilirim. İyi çalışmalar.
Old 15-06-2023, 15:45   #6
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan referansmektubu
Meslektaşım merhaba,

Endikasyon dışı ilaç başvurusuna red gelme durumunu tecrübe ettiniz mi hiç? Bu durum için bir tavsiyeniz var mıdır acaba?

Benim somut olayımda endikasyon dışı ilaç başvurusunun kabul kararı vardı meslektaşım. Benim dosyam mahkemelere yapılan ilk başvuru dosyalarından biri idi. Sanırım 2019 veya 202o yılı idi ve o zamanlar endikasyon dışı ilaç kullanma talepleri kabul ediliyordu. O yüzden tecrübe etmedim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İlacının Yüksek Doz Kullanımı Konuk Hasta Hakları Hukuki Destek Merkezi (HASDEM) 1 07-12-2016 15:33
isteğe balı sigortanın sonu itibariyle şirket ortağının zorunlu bağkur kapsamına alınması SERCAN HAMARAT Meslektaşların Soruları 2 14-03-2011 11:55
iş kanunu kapsamında olmayan işçilerin hakları nelerdir av.esrayavuz Meslektaşların Soruları 2 15-12-2007 13:36


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05692697 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.