Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

katkı payı alacağında anlaşmalı boşanmanın etkisi

Yanıt
Old 16-02-2008, 20:04   #1
Av.Sever Köz

 
İnceleme katkı payı alacağında anlaşmalı boşanmanın etkisi

Merhaba,

Eşiyle hazırladıkları protokolü kabul ederek,anlaşmalı boşanan müvekkilim, işi nedeniyle yurtdışı telefon görüşmelerini kayda almış, sonradan da anlaşmalı boşandığı eşinin başka erkeklerle birlikte olduğunu annesiyle yaptığı telefon görüşmelerinden tespit etmiştir.
Müvekkil katkı payı alacağı ile değer artışı paylarını talep etmek için yargıya başvurmayı düşünmektedir. Eşinin rızası dışında annesiyle yapmış olduğu telefon görüşmelere ait bu ses kayıtlarının katkı payı alacağı davasında bir etkisi olabilir mi? Anlaşmalı boşanma davası ile boşanan müvekkil, bu davada taraflara kusur izafesi yapılmadığı için açmayı düşündüğü alacak davasında sonradan ortaya çıkan delilleri değerlendirmesi mümkün olur mu?

Teşekkürler..
Old 16-02-2008, 20:12   #2
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Boşanma protokolünde tasfiyeden doğan katkı alacağından vazgeçtiğini açıklamamış ve malları paylaşma konusunda uyuşmamışlarsa anlaşma, haklarını kullanmasına engel oluşturmaz diye düşünüyorum. Zaten mal rejimi boşanma ile sona erdiğinden esasen boşanmadan sonra açılacak bir davadır. Eşler kusurlu olsa da olmasa da katkı alacağı hakkına sahiptir.
Old 16-02-2008, 20:21   #3
meltem2007

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım eşlerin edinilmiş mallardaki artık değer üzerindeki katkı payları sadece zina veya hayata kast sebebiyle boşanma halinde hakkaniyet oranında azaltılabilir.Sizin olayınızdaysa boşanma anlaşmalı gerçekleştirildiğinden katkı payının azaltılması için MK'nun 236/2. maddesinde yeralan koşul oluşmamıştır.Saygılarımla .
Madde 236.- Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir.
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.
Old 16-02-2008, 21:11   #4
Av.Sever Köz

 
Varsayılan

Benim de merak ettiğim sonradan ortaya çıkan ses kayıtlarının taraflar anlaşmalı boşanmış olsa bile katkı payı davasında davalı eş aleyhine delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı.. Zira anlaşmalı boşanmada taraflara kusur izafe edilmediği gibi kusursuz olarak kabul edilmiyorlar..

Bu arada protokolde aykırı bir durum yok. Sonradan çıkan bu delil ile eşin kusurlu olmasında ve katkı payının azaltılmasında ispat vasıtası olarak kullanılabilir mi?
Old 16-02-2008, 21:14   #5
iussy

 
Varsayılan

Sayın Köz,

Eğer müvekkiliniz anlaşmalı boşanma davasındaki protokolde, hak ve alacak talebinden vazgeçmemiş ise, bu durumda, Sayın Özge Yücel'e katılıyorum, talep hakkınız olacaktır.

BK m. 125 çerçevesinde, katkı payı davası açılabilmesi için, boşanmanın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı olmakla birlikte, bu süre içerisinde, müvekkiliniz adına, katkı payı davası açmanız mümkün olacaktır.

Ses kaydının delil mahiyetinde olup olmayacağı hususunda ise, daha önce konu tartışılmış olup, bu nedenle size ilgili linki aşağıda gönderiyorum.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7837

Saygılarımla.
Old 16-02-2008, 21:30   #6
Av.Sever Köz

 
Varsayılan

Daha önce belirttiğim gibi protokol ile ilgili bir sıkıntımız yok.

Zamanaşımı da bir engel değil.

Başlıkta da belirttiğim gibi öğrenmek istediğim, anlaşmalı boşanma sonrasında ortaya çıkan bir delille katkı payı davasında kullanılıp kullanılamayacağı..

Bu arada her ne kadar rızası dışında dinleme gerçekleşmiş ise de -dinlenen tel iş nedeniyle kullandığı sabit telefon hattıdır- başka bir amaç için dinlenirken sonradan farkedilmiştir. Zira boşanma gerçekleşmiş, taraflar çoktan ayrılmıştır. Katkı payı alacağı davasında kullanımında nasıl bir etkisi olur?
Old 16-02-2008, 21:55   #7
iussy

 
Varsayılan

Sayın Köz,

5 no'lu mesajda atıf yaptığım linkte de belirtildiği üzere, "Kullanılan deliller çalınmış, tehdit ya da zorla elde edilmiş ise burada hukuka aykırılık vardır. Hukuka aykırı yollardan elde edilmemiş deliller ise yasak bir delil olarak değerlendirilemez. Boşanma davası zaten kişilerin özel yaşamını ilgilendiren bir davadır. Özel hayatın gizli alanları, özel hayatın gizli alanını ilgilendiren delillerle ispat edilebilir." denilmek sureti ile sizin elinizdeki ses kaydının da kullanılabileceği hususu belirtilmiştir.

Katkı payı davasında aslolan kusur olmadığından bu nedenle, meltem2007'nin atıf yaptığı madde açısından bu kaydın işinize yarayabilmesi mümkün olacaktır. Açacağınız dava, tazminat davası olsaydı, o zaman kusur unsuru önemli olacağından elinizdeki kaydın etkisi de ona göre daha fazla olacaktı, ancak yine de bu kaydın da davada kullanılması faydalı olacaktır.

Ayrıca, yeni öğrenilmesi, ortaya çıkması nedeni ile devam eden ve halihazırda delillerin ibraz edilmiş olduğu bir hukuk davasında dahi işbu yeni delil(ler)in ibraz edilmesi mümkündken yeni açılacak olan bir davada kullanılamaması için bir neden göremiyorum açıkçası.

Saygılarımla.
Old 17-02-2008, 03:22   #8
Av. Ali Akçay

 
Varsayılan

Sayın Köz, taraflar anlaşmalı boşanıyorlar. Amaç birlikteliği uygarca sonlandırmak. Yargıç ta protokolü denetliyor.Protokolde maddi manevi tüm konularda anlaşılıyor.Bundan sonra boşanmış olanların birbirlerini takip etmelerinin gereğini anlamadım. Saygılarımla.
Old 17-02-2008, 11:03   #9
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhaba

TMK MADDE 236;Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir

236/2Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir.

1-Bu maddenin uygulanabilmesi için boşanmanın zina veya hayata kast sebebiyle olması gerekmektedir.Dava sırasında bu sebepler ileri sürülüp ispatlanmamışsa tasfiye sırasında ,boşanma sebeplerini yeniden tartışmaya açmak bence olanaklı değildir.

2-Burada zina vakıası tasfiye talep eden bakımından önemlidir.Tasfiye alacağı talep eden eğer zina yapmışsa,payı azaltılabilir veya kaldırılabilir.

Karşıtarafın zinası,ancak ,karşıdava varsa tartışılacaktır.

Örneklemek gerekirse:
Davacı erkek tasfiye davası açıp kadının bankada 100 YTL si olduğunu ,bunun edinilmiş mal olduğunu ve 1/2 paya karşılık gelen 50 YTL nin kendisine ödenmesini isteyebilir.Davacı erkek aynı zamanda eşinin zinası nedeniyle kadının payına düşen 50 YTL nin 25 YTL ye düşürülmesini (veya 100 YTL nin tamamının kendisine ödenmesini) isteyemez.

Fakat zina yapan kadın,erkeğin bu tasfiye davasına karşılık dava açar ve o da erkeğin bankadaki 100 YTL si olduğunu,bunun 1/2 si olan 50 YTL nin kendisine ödenmesine karar verilmesini isterse,bu kez erkek zina sebebine dayanarak kadına 50 YTL değil,25 YTL ödenmesini isteyebilir.

Kısacası zinadan mağdur olan taraf kendi mülkiyetinde bulunan edinilmiş mallar ile ilgili bu talebi ileri sürebilir.


SONUÇ:İsviçre Medeni Kanununda edinilmiş malların tasfiyesi bu biçimde şarta bağlanmış değildir.Bu türk Medeni Kanununa sonradan ilave edilmiştir.

Zina, boşanma sırasında tartışılarak nafaka ve tazminat değerlendirmesinde dikkate alınması gereken bir unsurdur.Tasfiye alacagı,evli olmakla ilgili olan ve tarafların "beklenen hakkı" dır.Bunu 236/2 de olduğu gibi şarta bağlamak adil ve yerinde değildir.
Old 17-02-2008, 13:38   #10
Av.Sever Köz

 
Varsayılan

Sayın Akçay,

Taraflar aralarındaki sevginin bittiğine, evliliklerini yürütemeyeceklerine karar verdikleri için anlaşmalı boşanma yolunu tercih edip, dediğiniz gibi gayet insani ve medeni bir şekilde boşanıyorlar. Ancak ses kayıtları boşanma öncesi bir tarihe ait.. İş bağlantıları nedeniyle kayıt altına aldığı görüşmeleri sonradan dinlediğinde farkediyor eski eşin zinasını ya da ihtimalini. Yumuşak bir ifadeyle evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin ihlalinin tespiti söz konusu. Başka bir deyişle tarafların boşanmadan sonra biri birbirlerinin takibi söz konusu değil.

Tamamen tesadüfi bir şekilde eski eşin evlilik birliğine uygun düşmeyen bir hayat tarzının varlığı ve kesin olarak bilinemez ama belki de bundan dolayı bir boşanma ile karşılaştığını, yuvasının yıkıldığını düşünen müvekkil, eski eşin katkı payında da kendince bir indirime gidilmesi gerektiği, hakkaniyetin böyle sağlanacağı düşüncesinde..

Bir hukukçu olarak görüşüm, anlaşmalı olarak boşanan tarafların malların tasfiyesi sırasında, önceden yapılmış bir kusur tespiti olmadığı için, yasal düzenleme gereği paylaşımın yapılması yönünde..

Ancak böylesine bir olayda, eski eşin kusurlu olduğuna ilişkin bir delilin alacak davasında kullanılıp kullanılamayacağı, kullanılır ise kusur tespiti yapılmadığı halde, azaltma yönüne gidilip gidilemeyeceği merak konusuydu benim için. Açıkçası bunu da yasanın bizzat kendisinden, "hakimin takdirine bağlıdır" lafzından hareketle düşündüm. Hakimin takdirinin ne kadar geniş olduğunu kavramakla da ilgiliydi bir bakıma..

Sayın Kayar, bunun ancak karşı davanın varlığı halinde ileri sürülebileceği yönündeki görüşlerinizi belirtmişsiniz.

Sayın Kayar'a ve görüşlerini belirten diğer meslekdaşlarıma teşekkürler.. Söyleyecek sözü olanlar da katılabillirler..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Katkı Payı Alacağında Zamanaşımı Av.Sever Köz Aile Hukuku Çalışma Grubu 23 29-05-2013 12:39
evlilikte katkı payı Av.Serkan Küçükkuru Meslektaşların Soruları 7 17-06-2008 11:12
Katkı Payı-Yetkili Mahkeme-Miras dadaş Meslektaşların Soruları 5 22-10-2007 21:05
katkı payı davası avpınar Meslektaşların Soruları 3 29-08-2007 10:50
maddi tazminat mı-katkı payı mı? seyitsonmez Aile Hukuku Çalışma Grubu 4 12-06-2007 15:39


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05464506 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.