Menfi tespit davası

Öncelikle tüm hukukçu arkadaşlara iyi çalışmalar! Benim sorum şu olacak. Müvekkil hakkında icra takibi yapılmıştı. Söz konusu icra takibinde ödeme emri 35. maddeye göre yapıldığından müvekkil dosyadan maaş kesintisi yapıldığı zaman haberdar oldu. Bizde usulsüz tebligattan dava açtık ve aynı anda icra dosyasına itiraz dilekçesi verdik. İcra mahkemesi şikayeti kabul etti. Tebligat iptal edildi ve icra takibi durdu. Ancak yargıtay icra mahkemesinin kararını bozdu. Bunun üzerine yerel mahkeme bozmaya uydu. Takip kaldığı yerden devam etmeye başladı. Böyle bir durumda menfi tespit davası açma süresi ilk tebligatın yapıldığı tarihten mi yoksa yargıtayın bozma ilamı sonucu yerel mahkemece verilen kararın kesinleştiği tarihten itibaren mi başlar

Süre konusunda nasıl bir sıkıntınız var orasını tam anlayamadım ancak icra mahkemesinin kararı bozulduğuna göre icra müdürlüğünden gönderilen tebligat geçerlidir dolayısıyla dava süresi tebligattan itibaren başlar diye düşünüyorum. İyi çalışmalar

Öncelikle yanıtınız için teşekkür ederim. İcra mahkemesi şikayeti kabul ettiği için biz karşı tarafın itirazın iptali davası açmasını bekledik ve menfi tespit davası açmadık. Ancak yargıtay bozma kararı verene kadar hali ile bir yıllık süre geçti. O yüzden sürenin ne zaman başladığı çok önemli. Yargılama süreyi keser mi keserse bir yıllık süre dolmamış olacak.

İİK 72. maddesinde istirdat yönünden bir yıllık süre konulmuş ancak menfi tespit yönünden hak düşürücü süre bulunmuyor. Bu bakımdan aradaki akdi ilişkinin tabi olduğu dava süresi içerisinde genel hükümlere göre davanızı açabilirsiniz.

T.C. YARGITAY

13.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/1661
Karar: 2005/7411
Karar Tarihi: 02.05.2005


ÖZET: Davacı tarafından aleyhine yapılan takip sonucu satış aşamasında menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmaktadır. İİK.'nun 72/VII maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre, borçlu olmadığı paranın yatırılması nedenine dayalı olarak açılan istirdat davası için öngörülmüştür. Böyle olunca, açılan menfi tesbit davasında zamanaşımı süresi dolmamıştır. Mahkemece işin esası incelenerek taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir.


(2004 S. K. m. 72/VII)

Dava: Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:

Karar: Davacı, 20.4.2000 tarihli harici sözleşme ile davalı Mehmet'ten araç satın aldığını, satış bedeli olarak 20.8.2000 vade tarihli 2.000.000.000 TL bedelli senet verdiğini, ancak aracın devri verilmediğinden iade ettiğini, bu nedenle senedin karşılıksız kaldığını buna rağmen senedin icraya konulduğunu ileri sürerek, borçlu olmadığının tesbiti ile takibin iptaline karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, İİK.'nun 72.maddesi gereğince davanın süresinde açılmadığından zamanaşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, haricen yapılan araç satımı nedeni ile satın alan davacı tarafından davalılara verilen senet bedelinin aracın resmi devrinin verilmemesi ve aracın da davalılara iade edilmesi nedeni ile karşılıksız kalan senede dayalı yapılan takipten dolayı borçlu olmadığının tesbiti isteği ile açılmıştır. Bu nedenle, taraflar arasında satım hukuki ilişkisi bulunmaktadır. Sözleşme ilişkisinin bulunduğu hallerde zamanaşımı süresi B.K.nun genel hükümlerine göre, 10 yıl olup, menfi tespit davasının icra takip tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılacağına dair yasada, İİK.'nun 72.maddesinde bir hüküm bulunmamaktadır. Davacı tarafından aleyhine yapılan takip sonucu satış aşamasında menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmaktadır. İİK.'nun 72/VII maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü süre, borçlu olmadığı paranın yatırılması nedenine dayalı olarak açılan istirdat davası için öngörülmüştür. Böyle olunca, açılan menfi tesbit davasında zamanaşımı süresi dolmamıştır. Mahkemece işin esası incelenerek taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.05.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Takip dosyası derdest ise , borç ödenmemiş ise, İİK 72 Md. gereği "menfi tespit davası" açmak bakımından Hak düşürücü süre söz konusu değildir.....

Borç ödenmiş ise, Ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde "İstirdat" davası açılması mümkündür....