Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Anket Sonucu: Polisin Yetkilerini Arttıran yasa tasarısını onaylıyor musunuz?
Evet 137 34,68%
Hayır 241 61,01%
Kararsız 17 4,30%
Oy Verenler: 395. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 171)

POLİSİN YETKİSİ ARTIRILIYOR : Suç olmadan da parmak izi alınabilecek

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-05-2007, 10:31   #31
av_ispir

 
Varsayılan

Parmak izi delil olma anlamında ancak yeterli alt yapıyı döşedikten sonra değerlendirilebilir. Polisin yetkisi ile parmak izi arasında bir bağlantı yok. Kastedilenler şunlar;polisin bu tip yetkilerinin olduğu dönemlerde, bu yetkisini liyakatlı olarak yapmıyordu. Polis okullarının yetersizliği ve özellikle bizim mesleğimize olan önyargıları (istisna açıklamasına gerek görmüyorum) bu düşüncelerin temelini oluşturuyor. Bu yasa çıkarsa sokakta ilk karşı karşıya geleceği meslek grubu eminim avukatlar.Kimliğimizn anlaşılması, tanınmamız bile keyfi aranmamıza gerekçe olacak. Egoların tatmininden kestedilen bu olsa gerek. En net şekli ile.Cezaevlerinde yaşadıklarımız bizi ziyadesi ile rahatsız etti. Kaldı ki bu çok az örnekten bütüne ulaşmaktı. Bir günahı bütün mesleğe atfetmekti.Bütün bu sebeplerle en kısa tespit sayın ParanoidAndroid in tespitidir.
Old 30-05-2007, 11:32   #32
medenikal

 
Varsayılan

Sayın paranoidandroid;

Bu ülkede terör gerçeği ile yaşamaya devam ettiğimiz sürece ; polisin ve güvenlik kuvvetlerinin yetkilerinin artırılması konusu gündemden düşmeyecektir.

Sanki polis normal vatandaşa yönelik bu yetkilerini kötü kullanacak diye bir önyargı edinmenin de anlamı yoktur.

Daha önce yapılan yanlışlara takılıp kalmanında anlamı yok.Bu hukuk dışına çıkanların cezalandırılması gerektiğini de yukarıda belirttik.

Sistem eleştirisi ; polisin genel bakış açısını eleştirmek ayrıdır.Var olan terör için alınması gereken önlemler ayrıdır.

Hukuk devleti isen hukuku uygulayacaksın; yanlış yapanın yakasına yapışacaksın.Yapışmazsan zaten toplumda sizin de gösterdiğiniz gibi tepkiler oluşur.Bu tepkiler de normaldır.

Bizim anlatmaya çalıştığımız ise ; Terörle mücadele konusunda eksikler ve yetkiler konusunda yeni düzenlemelerin ; vatandaşın genel çıkarına yapılabileceğidir.

Türkiyemizde bulunduğu çoğrafyadan kaynaklanan , terör eylemleri geçmişte olduğu gibi ;bundan sonra da devam edecektir.Bu acı gerçektir.

Önce bu gerçekleri görüp; ondan sonra konuşmak lazım.
Old 30-05-2007, 21:04   #33
Av.Bektaş Salim Topbaş

 
Varsayılan suçsuzluk esas suçluluk istisnadır

Suçsuzluğun esas olduğundan hareket edersek polisin yetkilerinin artırılmasının yanlış olduğu sonucuna varırız.Durum böyle olunca polise olağanüstü yetkiler verilmesi bütün vatandaşlara zanlı muamelesi yapılması sonucunu doğurur.Terör vb kişi hak ve özgürlüklerinin daraltılmasına bahane olmamalıdır.Sorunun çözümü sadece güvenlik güçlerinin yetkilerini artırmak olsaydı sürgit bir 12 eylül rejiminde yaşayıp gitmek en kesin çözüm olurdu.
Yukarıdaki yazılardan birinde bir öğrenci arkadaş avukatlar üzerlerinin aranmasından neden rahatsız oluyor diye soruyor.Üzerinin aranmasından rahatsız olan bir avukat olarak cevap vereyim:öncelikle hakim-savcı-avukat şeklindeki yargılamanın unsurlarından biriyiz.Eğer polis, hakimlerin ve savcıların da üzerini arayacaksa benim üzerimi de arasın.Bunda bir sorun yok. avukatlık kamu gücünü harekete geçirme potansiyeline sahip yarı kamusal bir meslektir.Özellikle zorunlu müdafilikte mesleğin kamusal yönü daha açık görünmektedir.Bu durumda avukatların üzerinin aranması, avukata güvenmeyen avukatı yargı erkinden dışlayan bir anlayışın ürünü olabilir.Avukatın yargı erkinden dışlanması demek otoriter yapının etkin olması demektir.Ayrıca avukat ruhsatı alırken beyan ettiğimiz belgeler ve şu anki meslek kurallarımız, aldığımız hukuki terbiye belli bir güvenilirliğimiz olduğunu ispata yeter.
Old 30-05-2007, 21:10   #34
polis_ibrahim

 
Çözüm Lütfen

Ben sizlere sadece parmak izine ait güzel örnekler vermiştim. Ama bunların yetkilerle bir bağlantısı yok zaten.. Şunu da izah etmek istiyorum. Avukatları arayamazlar öyle kafalarına göre.. Ego tatmin olayı hiç yapılamaz.

Bu yetki verme sadece polislerin sivil vatandaş için uygulası olur; avukatkar için o madde ortadan kaldırılır..

Polislerin ve avukatların bir sorunu bence yok çünkü başı sıkışınca polis avukattan yardım istiyor; avukatta polisten..

Bu bence yetkiler için bir söyleyiş sadece.
Old 30-05-2007, 21:23   #35
polis_ibrahim

 
Soru Suçluluk istisna fakat

Sayın hukuk severler veya hukukçular. Sizlere birşey sormak istiyorum:

Polisin yetkisi artırılınca ülke terör aşamasına gelmiş ve hatta herkes suçluymuş gibi algılayacaksak; neden polis bulunduruyoruz ve hatta neden polis sayımız az diye hükümete baskı yapıyoruz.

Sizler düşünce sahibi insanlarsınız; Lütfen bu soruma yanıt veriniz.
Old 30-05-2007, 21:27   #36
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan 8xy
avukat ile hakim-savcıyı asla aynı kefeye koyamayız,..
avukatlık kanunu madde 1 in değişmeden önceki hali daha uygun idi...

Talihsiz açıklamalarınız için ne diyeceğimi bilemedim.

En iyisi yorumsuz bırakayım.
Old 30-05-2007, 21:34   #37
polis_ibrahim

 
Kitap

Alıntı:
Yazan Serhat AKSAKALLI
Hukuk fakültesi 2.sınıf öğrencisiyim.Turkiye gibi bir yerde polise silah kullanma izni verilirse sonumuzu hiç iyi görmüyorum.Ülkemiz bence hukuk devleti değil polis devleti şeklinde yönetilmektedir.Ülkemizin ve vatandaaşın güvenliğini sağlamakla görevli olan polisler sanki tüm devlet işleri onlardan soruluyomuş gibi bir görüntü sergiliyorlar.Altında lüks arabası olan,aynı şekilde devletin üst makamlarında yetkili olan bireylere kontorol yaparken beyefendi veya hanımefendi diye nezaket gösterirlerken, durumu kötü veya yasayı ve kanunu bilmeyen insanlara karşı ağır hitamlarda bulunuyorlar.Birde bunlara bu yetkiler verilirse neler olacak bilemiyorum.Ülkemizde emniyet teşkilatının gelir düzeyi çok düşük ve yaklaşık tüm polislerimiz geçim sıkıntısı yaşadıkları için büyük bir çoğunluğu pskolojik sorun yaşıyorlar.Benim görüşüme göre böyle insanlara çok çok mecbur kalmadıkları sürece silah kullanma yetkisi verilmesi çok tehlikeli ortamların oluşmasına meydan açar diye düşünüyorum.

Öncelikle teşekkür ederim bu sayfalarda bizleri yanlız bırakmıyor ve düşüncelerinizi yazıyorsunuz. Unutmayın hepimiz insanız. Fakat her alanda olabileceği bizim polislik mesleğinin içinde de haddini bilmeyen, kendisini sorumuluk alanının padişahı zannedenler vardır ve olacaktır..

Bakın bu konular bir kişiye saptırılıp sürekli o kişi üzerinde yorum yapabilceğimiz konular değil..

Büyüklerimizin dediği gibi Hukuk sırası geldiğinde kişi için kör bir bıcak gibi olur parçalamaz fakat sırası geldiğinde keskin bir kılıçtır sağlam yerin kalmaz.

Lütfen konuları genele hitap edecek biçimde yargıya ulaştırın.
Old 30-05-2007, 22:35   #38
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan 8xy
avukat ile hakim-savcıyı asla aynı kefeye koyamayız, yapmayın lütfen.
avukatlık kanunu madde 1 in değişmeden önceki hali daha uygun idi.bu konudaki düşüncem bu şekilde.

Düşüncelerinizi dayanakları ile açıklamanız daha uygun olacaktır. Eğer varsa tabi..

II. Cumhuriyetin nitelikleri
Madde 2 - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Bahsettiğiniz Avukatlık Kanununun 1. maddesi yukarıdaki Anayasal düzenlemeye paralel olarak değiştirilmiştir ve çok şükür ki değiştirilmiştir. Hukuk Devleti kavramını uzun uzun anlatmaya gerek duymuyorum. Eğer hukuk devletine inanıyorsanız ve Savunmanın fonksiyonunun farkındaysanız böyle bir şey söyleyebilmek için gerkçekten sağlam dayanaklarınız olması gerekir ki dediğim gibi çok merak ediyorum dayanağınız nedir? Yeri gelmişken, Avukatım ve hiçbir Hakim ve Savcıyla aynı kefede yer bulmak niyetinde değilim.. Ancak bir yanılgınız var ki kendinizi kefenin içinde değil, terazinin sapından tutan olarak örneklemeniz gerekirdi. Kefenin içindekiler ise yargının kurucu unsurları değil, yapılacak yargılamadan medet umanlardır. Yani Ne Avukatı ne de hakim savcıyı kefelerin içine koyabilirsiniz.
Old 30-05-2007, 22:51   #39
avasas

 
Varsayılan

çağdaş hukukçular derneği istanbul şubesi'nin konuya dair kamuoyu açıklaması:

BASINA VE KAMUOYUNA

Ülkemizde, son yıllarda müthiş bir akıl tutulması yaşanmakta, sürekli sistemin kendisinin bilinçli olarak ürettiği korkular üzerinden siyaset yapılmakta, temel hak ve özgürlükler sistemin kendisinin ürettiği bu korkular gerekçe gösterilerek her gün fiilen veya yasal düzenlemelerle kısıtlanmaktadır.
Bunun son örneği Polisin yetkilerinin artırılmasına ilişkin yasa değişikliği teklifidir.
Avrupa Birliği uyum yasaları ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun mecliste yasalaşmasından itibaren üst düzey Emniyet yetkililerinin sürekli olarak dile getirdiği, “polisin yetkileri kısıtlandı, kolluğun eli kolu bağlandı” demagojisi, ilk meyvelerini bundan tam 1 yıl önce Terörle Mücadele Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle vermişti. Terörle Mücadele Yasası, her türlü muhalif düşünce ve eylemi terör suçu olarak düzenleyerek toplumsal muhalefetin sesini kısmayı hedeflerken, bir taraftan da polise “duraksamadan silah kullanma” yetkisi vermekte idi.
Polise verilen bu yetkiler az gelmiş olmalı ki “polisin yetkileri kısıtlı, kolluğun eli kolu bağlı” demagojisi, geçtiğimiz hafta Ankara-Ulus’ta meydana gelen bombalı saldırı fırsat bilinerek yeniden kamuoyu gündemine getirildi. Bu kez amaç, kolluğa geniş bir hareket serbestisi sağlayarak, sadece muhalif kesimleri değil, tüm toplumu sindirmektir.
Ankara-Ulus’ta meydana gelen bombalı saldırı sonrası AKP’li 3 milletvekili, durumdan vazife çıkararak, Emniyet’in hazırlayıp kendilerine sunduğu ve amacı polisin yetkilerini artırmak olan taslağı, teklif olarak TBMM gündemine getirdi ve teklif adeta jet hızıyla Meclis Adalet komisyonundan geçti. Maalesef görünen o ki, teklif, üzerinde hiçbir tartışma yapılmadan, Meclis’te aynen yasalaşacak.
Teklifin yasalaşması halinde, polise sokakta yürüyen ya da aracıyla trafikte seyir halinde olan herkesi durdurma, kimlik sorma, aranan kişilerden olup olmadığı konusunda araştırma yapma, bu süre zarfında durdurulan kişiyi alıkoyma, durdurulan kişinin üzerinde, eşyalarında ve aracında, hakim kararına veya savcı emrine gerek olmaksızın arama yapma yetkisi tanınmaktadır.

Yine teklif ile kolluğa, pasaport-silah ruhsatı-ehliyet başvurusu veya gözaltına alınma gibi bir nedenle emniyetle ilişkilenen herkesin parmak izini ve fotoğrafını alma, bunları muhafaza etme ve istediği zaman bunları kullanma imkanı tanınmaktadır.
Teklif ile polise tanınan diğer önemli yetkiler ise silah kullanma ve her türlü beşeri ve teknik imkanlardan yararlanma yetkisidir.
Kolluğun halen mevcut yetkileri ile nasıl keyfi hareket edebildiğini, gerekmediği halde nasıl zor kullanabildiğini, en son 1 Mayıs’ta İstanbul’da gördük. Hal böyleyken, kolluğun halihazırdaki yetkilerinin daha da artırılması halinde polisin fiili uygulamalarının nerelere kadar gidebileceğini tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek.
Öte yandan, güvenlik politika ve uygulamalarının hukuk devletini güçlendirmeye katkıda bulunacağı ve demokrasinin gelişmesini sağlayacağından bahisle özgürlüklerin kısıtlanması ve polisin yetkilerinin artırılması kabul edilemez.
Her şeyden önce, özgürlüklerin kısıtlanması ve polisin yetkilerinin artırılmasının hukuk devletinin güçlenmesine ve demokrasinin gelişmesine katkı sağlayacağı iddiası doğru değildir. Bu durum, en fazla kolluğun keyfi davranışları ile aşırı ve gereksiz güç kullanımı gibi hukuk dışı uygulamalarına yasal bir kılıf oluşturmaktan öte bir anlam taşımaz.

KANUNDA YAPILMASI PLANLANAN DEĞİŞİKLİKLER

04.07.1934 tarih ve 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile getirilmek istenen düzenlemeler şöyledir:

Kanunun 1.maddesi ile, 04.07.1934 tarih ve 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun 4 üncü maddesinden sonra gelmek üzere 4/a maddesi eklenmesi öngörülmekte ve bu madde ile polise kişileri ve araçları durdurma yetkisi verilmektedir.

Maddeye göre, polis, kişileri ve araçları;
a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,
b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,
c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,
ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya mal varlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek,
amacıyla durdurabilecektir.
Aynı maddenin 2.fıkrasına göre, polisin durdurma yetkisini kullanabilmesi için, polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin bulunması gerekir. Bu düzenleme son derece muğlak ve keyfiliğe yol açacak bir düzenlemedir. Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için aranan makul şüphenin hangi hallerde var sayılacağının kriterleri, keyfiliğe yol açılmasını engelleyecek şekilde açık ve net bir şekilde belirtilmelidir.
Aynı maddenin 3.fıkrasında, polisin durdurduğu kişiye, durdurma sebebiyle ilgili sorular sorabileceği öngörülmüştür. Şayet, polis, işlenmiş bir suçla ilgisi olabileceği düşüncesiyle bir kişiyi durdurmuşsa, bu durumda durdurulan kişiye müdafii olmaksızın soru sorulması savunma hakkının ihlaline yol açacaktır.
Aynı maddenin 6.fıkrasında polise, durdurulan kişinin üzerinde, eşyasında ve aracında, hakim kararı veya savcı emrine gerek olmaksızın arama yapabilme yetkisi tanınmaktadır.
Aynı maddenin 9.fıkrasında, polisin kimlik sorgulaması için durdurduğu kişiyi ve aracı bekletebileceği, herhangi bir suç isnadı vb. hukuki ve haklı bir neden olmamasına rağmen sorgulama işlemi yapılan kişinin kimlik bilgilerini kayda geçirebileceği öngörülmüştür. Bu madde özü itibariyle, her bireyi potansiyel suçlu kabul etmektedir.
Maddenin 10.fıkrasında kimliğini belge ile ispatlayamayan, kimliğine ilişkin beyanda bulunmayan kişilerin gözaltına alınacağı, gözaltı süresince de kimliğini ispatlayamayanların tutuklanacağı belirtilmektedir.
Kanunun 2.maddesi ile, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 5.maddesinin tamamen değiştirilmesi öngörülmektedir.

“Parmak izi ve fotoğrafların kayda alınması” başlığını taşıyan maddenin 1.fıkrasına göre:
“Polis;
a) Gönüllü
b) Her çeşit silah ruhsatı, sürücü belgesi, pasaport veya pasaport yerine geçen belge almak için başvuruda bulunan,
c) Başta polis olmak üzere, genel veya özel kolluk görevlisi ya da özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilen,
ç) Türk vatandaşlığına başvuruda bulunan,
d) Sığınma talebinde bulunan veya gerekli görülmesi halinde, ülkeye giriş yapan sair yabancı,
e) Gözaltına alınan,
kişilerin parmak izlerini alır”
Aynı konunun düzenlendiği CMK 81.maddede ancak, cezası 2 yıl ve üzerinde olan bir suç şüphesi ile gözaltına alınanların parmak izlerinin alınabileceği öngörülmüşken burada böyle bir sınırlama yapılmaksızın yolu sadece bir suç şüphesi ile değil, hangi sebeple olursa olsun bir şekilde emniyete düşen herkesin polisçe parmak izinin alınacağı öngörülmüştür. Temelinde herkesin potansiyel suçlu görülmesi anlayışı ve “FİŞLEME” mantığı olan bu düzenleme kabul edilemez.
Aynı maddenin 2.fıkrasında yer alan ve 1.fıkraya göre alınan parmak izlerinin münhasıran Emniyet Genel Müdürlüğünde oluşturulan bir sisteme kaydedilip saklanacağına ilişkin düzenleme ile, kişilerin fotoğraflarının da bu sisteme kaydedileceğine ilişkin 5.fıkradaki düzenleme ve bu verilerin kolluk tarafından kullanılmasına olanak tanıyan 6.fıkradaki düzenleme kabul edilemez. Bir kere, ancak, cezası 2 yıl ve üzerinde olan bir suç şüphesi ile gözaltına alınanların parmak izlerinin alınabileceğini öngören CMK 81.maddesinde bile, takipsizlik veya beraat kararının kesinleşmesi üzerine, alınan parmak izlerinin imha edileceği öngörülmüş iken, hiçbir suç isnadı olmaksızın alınan parmak izlerinin sürekli saklanması kabul edilemez. Özellikle bu verilerin Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulacak bir sistemde saklanması da son derece sakıncalıdır. Bu verilerin mutlaka saklanması gerektiği düşünülüyorsa, o takdirde verileri saklayacak kurum, kolluktan bağımsız bir birim olması ve bu verileri sadece hakim veya savcının kullanmasına izin verilmeli, kolluğun savcı veya hakimden izin almadan kullanmasına izin verilmemelidir.
Kanunun 3.maddesi ile, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 9.maddesinin tamamen değiştirilmesi öngörülmektedir.
“Önleme araması” başlığını taşıyan maddenin 1.fıkrasında polisin, tehlikenin veya suç işlenmesinin önlenmesi amacıyla, hakim kararıyla veya bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde mülki amirin vereceği yazılı emirle, kişilerin üstlerini, araçlarını, özel kağıtlarını ve eşyasını arayabileceği öngörülmüştür.
Maddenin 4.fıkrasında önleme araması yapılabilecek yerler sayılmıştır. Buna göre önleme araması;
a) 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yapıldığı yerde ve çevresinde,
b) Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya sendikaların genel kurul toplantılarının yapıldığı yerin yakın çevresinde,
c) Halkın topluca bulunduğu veya toplanabileceği yerlerde,
ç) Öğretim ve eğitim özgürlüğünün sağlanması için her derecede öğretim ve eğitim kurumlarının ve 20.maddenin 2.fıkrasının A bendindeki koşula uygun olarak girilecek yüksek öğretim kurumlarının içinde, bunların yakın çevreleri ile giriş ve çıkışlarında
d) Umumi ve umuma açık yerlerde
e) Her türlü toplu taşıma araçlarında, seyreden taşıtlarda
önleme araması yapılabilir.
Aynı maddenin 5.fıkrasında konutta önleme araması yapılamayacağı, kamuya açık olmayan işyerleri ve diğer kapalı alanlardaki önleme aramalarının ise ancak hakim kararıyla yapılabileceği belirtildikten sonra, polisin kişilerin hayatı veya vücut bütünlüğüne karşı işlenmesi muhakkak olarak öngörülen ya da işlenmekte olan bir suçun önlenmesi amacıyla, ayrıca bir karar veya emre gerek olmaksızın ve yardım istenmiş olup olmamasına bakılmaksızın kişilerin konutuna ve işyerine girebileceği öngörülmüştür.
Maddenin son fıkrasında polisin güvenliğini sağladığı bina ve tesislere gelenlerin; unvan, sıfat veya görevlerine, diğer özel kanunlarla kendilerine tanınan istisnalara ve herhangi bir emir veya karar olmasına bakılmaksızın üstlerinin, araçlarının ve eşyalarının, polis tarafından, teknik cihazlarla, gerektiğinde el ile kontrol edilebileceği ve aranabileceği öngörülmüştür.

Kanunun 4.maddesi ile, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 16.maddesinin tamamen değiştirilmesi öngörülmektedir.

“Zor ve silah kullanma” başlığını taşıyan maddenin ilk fıkrasında, polisin görevini yaparken direnişle karşılaşması halinde bu direnişi kırmak amacıyla ve kıracak ölçüde zor kullanmaya yetkili olduğu belirtilmekte, 7 ve 8.fıkralarda ise polisin burada sayılan 3 durumda, önce “dur” ihtarı yapmak kaydıyla silahla ateş edebileceği ifade edilmektedir.
Maddenin son fıkrasında ise polisin, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı duraksamadan silahla ateş edebileceği öngörülmüştür.

Görüldüğü gibi teklif, polise çok geniş yetkiler tanınmasını öngörmektedir. Teklif, bu haliyle, iddia edildiği gibi hukuk devleti ve demokrasinin gelişmesine değil, polis devleti anlayışının yerleşmesine neden olacaktır. Bu nedenle, TEKLİF DERHAL GERİ ÇEKİLMELİDİR.
Ç.H.D. İSTANBUL ŞUBESİ
Old 31-05-2007, 07:27   #40
polis_ibrahim

 
Soru Tekrar merhaba

Sizlerinde dediği gibi ;

Polis, kişileri ve araçları;
a) Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,
b) Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,
c) Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,
ç) Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya mal varlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek,
amacıyla durdurabilecektir.

Polisin durdurma yetkisini kullanabilmesi için, polisin tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin bulunması gerekir. Bu düzenleme son derece muğlak ve keyfiliğe yol açacak bir düzenlemedir. Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için aranan makul şüphenin hangi hallerde var sayılacağının kriterleri, keyfiliğe yol açılmasını engelleyecek şekilde açık ve net bir şekilde belirtilmelidir.

İşte üst tarafta da belirttiğim yerde bir açıklama yapmak istiyorum siz hukuk severlere..

Makul bir sebep nedir sizce ?

Bence makul sebep bizlerin suça ilişkin aramalarda önleyici olarak yaptığımız aramalardır.

Savcılarımız da makul sebep olarak aynı şeyi aramaktadır..

Sizde savcılarımız yapılan aramaların makul sebep olmayan kesitlerine ne gibi davranışta bulunduğunun farkındasınız. Çünkü makul bir sebep olmadan yapılan aramlarda Görevinin Kötüye kullanma adı altında idari yargılamaya verildiğimiz biliyorsunuz ve bunları bildiğiniz halde nasıl sürekli polis kendi egosunu tatmin etmek için bu yetkileri istiyor diyebiliyorsunuz.?
Old 31-05-2007, 09:09   #41
superavukat

 
Varsayılan

polis bey , doğal olarak polis gibi düşünüyor ve "ben bu kişiyi en kolay nasıl yakalarım" ya da "ben bu kişinin kimliğini en kolay nasıl tespit ederim" diyor. Gerçekten de söylediği şey doğru.
Fakat benim görüşüme göre bu düşünce ciddi şekilde tutarsız.

Yolda durdurup istediği kişinin parmak izini almacanın çirkinliğini hala savunuyorum ancak diyelim ki , kimlik numarası gibi , herkesin parmak izi de kayıt altına alındı. Bu durumda olay yerinde parmak izini bulduğunuz kişinin suçlu olduğunu bilmiş olacaksınız ; peki bu durum suç oranlarında ne gibi bi değişikliğe yol açacak? iddia ediyorum , birkaç adi suçluyu yakalatmaktan öteye gitmez.
Bugün bir halka karışın , göreceksiniz ki benim dayım mafya babam mafya diye etrafa keyifle anlatan insanlar var, benim aşiretim var bize karışanı vuruyoruz diye çekinmeden anlatan var , televizyonda tecavüzcü katil çek senet mafyası şarkıcılar var... İsimleri bariz bir şekilde bilinen suçlular bu kadar rahat dolaşabilirken , parmak izi kayıtları mı kurtaracak bizi.
Oldu olacak hazır teknoloji müsait iken diyelim ki herkeze çip takılsın uydudan yeri tespit edilebilsin herkezin..E yeri kabak gibi ortada olan suçlular emniyet amirleri ile rakı içiyor güzel dostlarım
Old 31-05-2007, 10:50   #42
minee.mine

 
Varsayılan

Herkesin vatandaşlık numarası olduğu gibi parmak izi kayıtları hatta fotoğraflarının emniyette kayıtlı bulunması bana hiç de rahatsız edici görünmemesine hatta olması gereken olarak görünmesine rağmen, polisin silah kullanma konusundaki yetki genişliğini rahatsız edici buluyorum.
Old 31-05-2007, 21:46   #43
Seaman

 
Varsayılan

Bu konuda tabii hukukçular ve emniyet mensupları da kendi bakış açılarından haklılar. Eğer böyle bir yetki genişletilmesi suçluların daha kolay ve çabuk bulunmasını sağlayacaksa uygun olduğunu düşünüyorum. Önemli olan yetkinin kötüye kullanılmaması.
Old 31-05-2007, 22:37   #44
Ayşe BİLGİÇ TAHTACI

 
Varsayılan

Polisin yetkilerini kötüye kullanmasını hangi konularda düşünebiliriz?
-Şahsi kin güttükleri şahıslar kazara ellerine geçtiğinde, ya da bu kazaranın şartlarını kendileri bizzat oluşturduğunda mı?
-Yetkilerini kullanarak şahsi menfaat temin etme çabalarına girdiklerinde mi?

Polis, asker ve jandarmanın geceleri can güvenliği içinde uyumamızda, korkusuzca heryerde dolaşmamızda katkısının birebir olduğu bir gerçek.Ancak bir gerçek daha vardır ki; o da her meslek gurubunda kötü temsilcilerin ortaya çıkabileceği. Yasa koyucu bunun önlemlerini aldı mı acaba? Ya da bu tür davranışlara gerçekten maruz kalan vatandaşların durumu ne olacak?

Saygılar.
Old 01-06-2007, 06:05   #45
stankubrik

 
Varsayılan selamlar

evet küçük bir ayrıntı önemli değil;

malumunuz 2006 yılı kuşkusuz vatandaşın en fazla mağdur olduğu yıl oldu ve durum haliyle bazı düzenlemelerin ve revizyonun olması gerektiği izlenimini vermiştir.ben de bir TÜRK vatandaşı olarak yaşadığım bağlı kadığım toprağımda laik demokratik hukuk kurallarıyla huzurlu yaşamak isterim. ama benim canıma,malıma ve namusuma kastedenler olursa gerekeni yapmaktan çekinmem.bütün bu yorum yapanlar sanırım bazı gerçeklerin farkında değiller.

bir ülkede asayiş olaylarının artması demek devletle halkın karşı karşıya kalması demek ayrıca güven ortamının bozulması demek.bunun çözüm yolu tabiki sadece polisin yetkilerinin genişletilmesi demek değildir. ama diğerlerinin aksine ben bu durumu müspet görüyorum.polis asla suç işlemeyen kişiye hiç bir şey yapmaz istisnaları var mesela yanlış zamanda yanlış yerde olmak gibi.parmak izi bencede olumlu ama haksız şekilde kullanılmadığı sürece.ben zannetmiyorum polisimizin parmak izi konusunu illegalleştireceğini.


bazı hukukçu arkadaşların mevcut duruma taraflı baktıklarına kaniyim.polis ibrahim kardeşimizin görüşüne bardağın dolu boş tarafı katılıyorum.
merak etmeyin kimsenin özgürlüğü elinden alınmamıştır.bir vatandaş olarak gelişmelerin vatandaşımızın lehine sonuçlanmasını dilerim. saygılar.
Old 01-06-2007, 07:06   #46
polis_ibrahim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan superavukat
polis bey , doğal olarak polis gibi düşünüyor ve "ben bu kişiyi en kolay nasıl yakalarım" ya da "ben bu kişinin kimliğini en kolay nasıl tespit ederim" diyor. Gerçekten de söylediği şey doğru.
Fakat benim görüşüme göre bu düşünce ciddi şekilde tutarsız.

Yolda durdurup istediği kişinin parmak izini almacanın çirkinliğini hala savunuyorum ancak diyelim ki , kimlik numarası gibi , herkesin parmak izi de kayıt altına alındı. Bu durumda olay yerinde parmak izini bulduğunuz kişinin suçlu olduğunu bilmiş olacaksınız ; peki bu durum suç oranlarında ne gibi bi değişikliğe yol açacak? iddia ediyorum , birkaç adi suçluyu yakalatmaktan öteye gitmez.
Bugün bir halka karışın , göreceksiniz ki benim dayım mafya babam mafya diye etrafa keyifle anlatan insanlar var, benim aşiretim var bize karışanı vuruyoruz diye çekinmeden anlatan var , televizyonda tecavüzcü katil çek senet mafyası şarkıcılar var... İsimleri bariz bir şekilde bilinen suçlular bu kadar rahat dolaşabilirken , parmak izi kayıtları mı kurtaracak bizi.
Oldu olacak hazır teknoloji müsait iken diyelim ki herkeze çip takılsın uydudan yeri tespit edilebilsin herkezin..E yeri kabak gibi ortada olan suçlular emniyet amirleri ile rakı içiyor güzel dostlarım

Evet bu konuda doğru söylüyorsunuz bir çok kişi keyif aldığı veya keyif alamadığı yerde bazen göz korkutmak bazen de hava olsun diye benim dayım mafya babam mafya diye etrafa keyifle anlatan insanlar var, benim aşiretim var bize karışanı vuruyoruz diye konuşabiliyor. Fakat şu da bir gerçek şu ki bu kısmın polisin yetkileriyle hiç ve hiçbir alakası yok. Bu örneklerinizin hepsi bizim yakalayıp yargı önene çıkardığımız ve sonra bizim içimizde olduğu gibi ( yanlış anlamasın hukuk insanlarımız ama ) bazı kesimler sırf onları kurtarıp paranlarından en iyi şekilde yararlanmak ve kariyer yapmak isteyen kişiler onları kurtarıyor ve bu kişiler sizin aranızda da mevcut.

Sayın hukukseverler ve hukukçular; Sizden üstteki yazımdan dolayı varsa eğer bir kusurum affımı isterim fakat şu da unuttulmamalı ki bazı şeyler sizin elinizde gerçekleniyor yani suçluları yargı önünde savunmaya çalışanlar sizlersiniz. ( Bazı kesim için tüm bu yazdıklarım. ) Kurumum varsa Affola
Old 01-06-2007, 07:56   #47
polis_ibrahim

 
Varsayılan

Saygıdeğer Hukukseverler ve Hukuk insanları size birkaç örnek vermek istiyorum bizim yetkilerimiz hakkında. Bu örneklerim yine güvenilir bir haber sitesinden. Ülkelere göre yetkileri anlatıyor. Buyrun; Lütfen Gözatınız.

ABD ve Avrupa'da nasıl?
# ABD: Parmak izi uygulaması, eyaletlere göre değişebiliyor. Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) rutin olarak parmak izi aldığı durumlar, gözaltı halleri dışında, devlet memuriyetine başvuran herkesi, yeşil kart ve Amerikan vatandaşlığı için başvuran yabancıları, orduya yazılanları ve 11 Eylül sonrasında yapılan bir düzenlemeyle de geçici çalışma vizesi ile ABD'ye giriş yapanları kapsıyor.
# İngİltere: Polis, gözaltına aldığı her zanlının parmak izini (gerekirse avuç içi, ayakkabı izi), tükürüğünden DNA örneğini alma ve fotoğrafını çekme yetkisi bulunuyor. Karakola giden her insan fişleniyor.
# Fransa: Parmak izi alınması Türkiye'de karşılığı bulunmayan 'Adli Polis'in yetkisinde. Adli polis, suçun oluşmasının ardından duruma el koyup parmak izi alıyor. Ancak ortada suç teşkil eden hiçbir fiil yoksa parmak izi alınması söz konusu olmuyor.
# Belçİka: Polis, suç teşkil etmeyen durumlarda parmak izi alamıyor. Parmak iziyle ilgili olarak genel yetki savcılıkta. Belçika, gelecekte biometrik veriler içeren kimlik kartlarını devreye sokmak için çalışıyor. Bu gerçekleştiğinde tüm Belçika vatandaşlarının parmak izleri veri bankalarına geçmiş olacak.
Old 01-06-2007, 08:26   #48
Av.EErdem

 
Varsayılan

Yetkinin polis teşkilatında bir çok insan tarafından olumsuz kullanılacağını düşünüyorum. Kolluk gücü sadece polisten oluşmuyor ama en rahat hareket serbestisi sahibi polisler. Bu yetkilerin kötüye kullanılacağını düşünüyorum ve bunu düşünmeme neden bir çok olay görmüş olmam. O nedenle ne ''önleme araması'' yetkisi (rüşvet ve keyfilik anlamında sakıncalı buluyorum), ne de dur ihtarı yapmak kaydıyla ateş edebilmesi yetkisi olmalı. CMK parmak izi alınabilecek durumu düzenlemiş, kanun yapıcılar kendileriyle çelişmekten usanmadılar mı merak ediyorum. Bunun yanında ortada polisin kendi subjektif şüphesiyle insanların aracında yapılan hariç , umuma açık yerlerde, toplu taşıma araçlarında arama yapabilmesi konusunda , kötüye kullanılmadığı takdirde fayda olabileceği düşünülebilir. Ancak, dur emrine rağmen durmayana karşı silah kullanılması hususu çok endişe verici.Kanun yapıcı, bir süre kanun yapmasa, kafasını dinlese ve daha sonra sağlıklı bir şekilde düşünmeye çalışsa güzel olacak. Ne çıkan kanunlar içerik bakımından yeterli, ne de yasa tasarı ve teklifleri hukukçuları memnun edici.
Old 01-06-2007, 08:28   #49
polis_ibrahim

 
Kitap

Merhaba;
Alttaki yazılarımızın birisinde bir arkadaşımın şehir içinde terör denen tehlikenin olmadığını bu yüzden bu yetkilere de ihtiyaç olmadığı belirtmişti.

O arkadaşımıza bizlere düşüncelerini açıkladığı için teşekkür ederim. Ama bana göre terör yurtiçlerine sıçradı. Artık sınırlamızda terör baskısı kalmadı. Tüm askerlerimize Teşekkür ederiz; bizleri koruyorlar; ülkemize yabancı ellerin uzanmasını engelliyorlar. Teşekkür ederim..

Şimdi ben sizlere Terörün yurtiçine sıçradığını ispatlamak istiyorum.
Alıntı:


Tarsus'da 2 Kaleşnikof
Mersin'in Tarsus ilçesinde 2 kişi, "Kaleşnikof" marka otomatik silahla birlikte yakalandı.Adliyeye sevk edilen şahıslar tutuklanarak cezaevine konuldu
Alıntı:


Ankara'da El-KAide Operasyonu
2007-06-01 01:21 Ankara Emniyet Müdürlüğünce yapılan operasyonda, radikal dinci bir örgüte mensup 8 kişi gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü Ekipleri, yaptıkları çalışma sonucu terör örgütleriyle bağlantısı olduğu tespit edilen bir gruba yönelik dün gece çeşitli semtlerde operasyon gerçekleştirdi.

Operasyon kapsamında 8 kişi gözaltına alınırken, bu kişilerle birlikte
örgütsel doküman ile bilgisayar malzemeleri de ele geçirildi.
Soruşturmanın diğer illerle bağlantılı devam ettiği kaydedildi.



Bu üstteki operasyonlar görünenin sadece bir kaçı; ancak şunu söylemeliyim ki her geçen gün yetkileri tartışmak yerine aşağıdaki gençler için ne yapılabilir onlar tartışılmalı..

Alıntı:
55 Bin Genç Suça Karıştı
Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de bir yılda 12-18 yaş grubundaki 55 bin 664 genç suça karıştı ve bunlardan 18 bin 859'u mahkum oldu.


2007-05-17 11:49 Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de bir yılda 12-18 yaş grubundaki 55 bin 664 genç suça karıştı ve bunlardan 18 bin 859'u mahkum oldu.

Gençlerden sadece 2 bin 438'i beraat ederken, 34 bin 367 genç hakkındaki davalar ise beraat ve mahkumiyet dışındaki cezalarla sonuçlandı.

Bakanlık verilerine göre, hırsızlık suçundan 24 bin 893 dava açılırken, bunlardan 12 bin 720'si mahkumiyet, 827'si ise beraatle sonuçlandı. TCK'nın müessir fiille ilgili maddesiyle ilgili 7 bin 386 dava açılırken, 2 bin 890 genç hakkında mahkumiyet, 357 kişi hakkında da beraat kararı verildi. Trafik kanunlarına aykırı davranmaktan 1082 genç, gasp suçundan 386, Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefetten 197, hükümete karşı şiddet ve mukavemet suçundan 117, uyuşturucu madde suçlarından 76, evrakta sahtekarlıktan 117, sahte paradan ise 86 genç mahkum oldu.
Old 01-06-2007, 11:05   #50
superavukat

 
Varsayılan

Forum Polisimizin gösterdiği örnekler gerçekten de güzel...Ne var ki savunduğum görüş olan Polisin Yetkileri Genişletilmeden de suçlu yakalayabileceği savımı destekler nitelikteler.

BASKI:
Sevgilinizle yürürken polis sizi durdurup üzerinizi arıyor(Polis mantığında şüpheli ;suçludur , hukuk mantığında şüpheli; suçsuz), büyük ihtimalle kaba davranıyor.Keyfiniz kaçar.

Çocuğunuzu gezdirirken polis sizi şüpheli görüyor parmak izinizi almak için merkeze götürüyor. Keyfiniz kaçar.

Arkadaşlarınızla okuldan çıkmış biryere giderken bilmediğiniz bir sebeple karakola götürülüyorsunuz...Sonra salınıyorsunuz..keyif falan kalmaz.

Sevgili Dostlar ;Her ne sebeple olursa olsun , denetleyicinin yetkisi arttırıldığında , denetlenenin huzuru bozulur. Toplum olarak da nedense hep döverimci , cezalandırırımcı , yasaklarımcı bir toplumuz. Bir şeyi yaptırmamanın yolu , illa ki onu yasaklamak değildir.Bilmenizi isterim ki bu çok yanlış bir tutumdur.

İnsan , katır değildir ki yürümek için kırbaç istesin. Zorlama , baskı , uzun vadede HER ZAMAN ters sonuç verir.

Neden Almanyada insanlar yol boş olmasına rağmen kırmızı ışıkta duruyor?
Neden Hollandada esrar serbest olmasına rağmen yer yerinden oynamıyor?
-Neden bir pizza 10 ytl iken , limitsiz pizza 15 ytl?-

Her insanın kimliğini , ikametini , parmak izini almak mantığı , her insanın başına bir polis dikmek arzusunun uygulanabilir yansımasıdır.

Yasaklar , kurallar , kırılma isteği uyandırır. Önemli olan yasaklayarak değil , insanın kendi kendine suç işlemeyi istememesini sağlamak ile olur. Bunun da yolu , serbestliktir.

Yozlaşan bir topluma baskı ile müdahale etmek hiçbir fayda sağlamaz.
Polisin yetkilerini arttırmak , hastalığın kendisine değil , belirtilerine müdahale etmektir.
Üstüne üstlük sokaktaki polisin yetkilerini arttırmak , kara muratı yakalamak için bütün köylüleri zindana atmaktan farksızdır. Gözünüz kapalı attığınız yüzlerce oktan bir tanesi bile hedefi bulmayabilir , önemli olan nişan alıp nokta vuruşu yapmaktır.
Polisin yapması gereken budur.Polise yetki değil, teknik imkan , istihbarat sağlanmalıdır.
Old 01-06-2007, 15:08   #51
m.a.günay

 
Varsayılan çekinceler haklı olabilir belki ama ..

Merhaba,
Yukarıda yazılagelen yorumlarda haklı olarak bir takım çekinceler ortaya konulmuş ama polisin idarenin kolluk faaliyetinin bir unsuru olduğunu ve faaliyetlerinden dolayı idari sorumluluk altında olduğunun hukukçular olarak bilincindeyiz.Öyleyse idarenin faaliyetlerini uygulayan polis kimliğine sahip kişilerin faaliyetleri ile idare arasındaki ilişkiye biz yani 3. kişiler idarenin bu yönde bir sorumluluğu doğmadan dahil olamayacağımıza göre durup amacın doğruluk payını görmek lazım bu amacın uygulanması tabikide temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının sınırlarına dahil, bu tartışmasız bir gerçektir.Bu sınırlar aşıldığında ne yapılması gerekiyorsa zaten yapılacaktır. Bu yol hukuken açıktır.
Yapılan alıntıda okuduğum düzenlemenin hangi koşullarda yapıldığı hakkında yapılan yorumlara da bakarsak,koşullar ve yapan kişilerin kimliği değil ortaya çıkabilecek sonuçlardan bahsetmek bence konu hakkında tarafsız yorum yapmanın koşuludur.
(Bu yorumu okurken de "var olan iktidarı destekliyor ya da desteklemiyor" şeklinde düşünülmemesini rica ederim çünkü hukukçular siyasi hırkalarını cüppelerini giyeceği zaman çıkarmazlarsa, sitaset yaparlarken üzerlerine sinen koku cüppelerine de siner ve bu kokuyu kimse temizleyemez)
Saygılarımla..
Old 01-06-2007, 18:01   #52
üye16568

 
Varsayılan Av. Tayyar EKMEN

Polisin yetkilerinin genişliğinin önemi, yetkileri verdiğiniz polisin nasıl bir eğitimden geçtiği ve mesleğini hangi saiklerle seçtiği sorularının cevapları ile bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Yetkileri verdiğiniz polis tüm dalları ile nasıl bir eğitimden geçmektedir? Psikolojisi ne durumdadır? Yani görevini ifa ederken suçüstü halinde bile gözaltına aldığı her bireyin o anda sadece ve sadece ŞÜPHELİ olduğunun farkında mıdır? Görevinin sadece ŞÜPHELİYİ yakalamak ve adli mercilere bildirmek olduğunun farkında mıdır? Gözaltına aldığı her ŞÜPHELİNİN kendisinde uyandırdığı kanaatin duyguları ile yorumlanmaması gerektiğini ve yorumsuz olarak adli makamlara bildirmesi gerektiğinin farkında mıdır?
Tüm bunların, polisin eğitimi, mesleğini hangi saikle seçtiği, nasıl seçildiği ve ekonomik olarak kendisine yetip yetmediği ve tabi ki teknolojik olarak donatılmış olup olmaması ile bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Eğitimi ile başlayan bu silsilenin eksik halkalarının tamamlanması sonucu polisin yetkilerinin artırılmasına duyulan ihtiyacı bertaraf edecektir.
Old 01-06-2007, 18:34   #53
stankubrik

 
Varsayılan

arkadaşların bazı konularda yanıldığını düşünüyorum;
sayın tayyar ekmen in polisin eğitimi ile ilgili düşüncelerini uygun bulmuyorum.geçmişte yaşanılan bazı tatsız hadiseler polisimizin hakkında gerek eğitim,davranışları(işkence ve haksız muamele) ve mantığının halen devam ettiğinin düşünülmesi;
gerekse vatandaşın ve çeşitli meslek erbabının polisle ilgili herhangi bir olayda derhal hafızasını tazelemesi gelinen noktayı ve teknolojik gelişmeleri göz ardı etmesi kabul edilebilir bir durum değildir.geçmişte yapılan hataların artık tekerrür ettiğini düşünmüyorum.

yeni cmk tamamı ile adli işlemlere ilişkin yetkiyi ve emir verme yetkisini savcılara vermiştir.polisin görevi adli olaylara ilişkin savcının emirlerini harfiyen uygulamak.zaten bunun yapılmaması durumunda sayın eerdem in bahsettiği şekilde keyfi uygulama artık imkansız hale gelmiştir.tck nın ve cmk nın muhtelif maddeleri bildiğiniz gibi bunu katiyen ağır bir şekilde yasaklamıştır.olması gereken budur.işkence,rüşvet,haksız muamele,koruma tedbirlerinin usulsuz yapılması,akabinde tazminat istenmesi,usulsuz elde dilen deliller bunların sadece adli yönünden bazıları idari yönünü de düşündüğümüzde polisin özellikle ünivetsite mezunlarının alımından sonra hala keyfilikle suçlanması ve polisimizin töhmet altında bırakılmasını esefle karşılıyorum.
Old 02-06-2007, 12:25   #54
m.a.günay

 
Varsayılan Düzenlemeye bütn olarak bakmak

Sayın Ekmen yazdığınız eğitim ile ilgili görüşlerinize katılmamak mümkün değil.Ancak benim de yazımda bahsettiğim gibi konu yapılan düzenlemenin içerik ve amcındaki haklılık. Bu amacı uygulayan kişilerin yaptığı hukuk dışı muameleler ile hukukun kendisi zaten ilgilenmektedir.Tekrar söylüyorum çekinceleriniz de haklısınız ancak bütünü değerlendirmek gerekir.
Eğitim konusunda ise şunu söylemek istiyorum eğitim her şeyin temelini oluşturuyor ve zaten o tam anlamıyla var olduğunda ben çekinceleri haklı bulamam zaten yapılacak uygulamalar kendi sınnırları içinde bilinçli bir biçimde yapılacaktır.Ekonomik gelir ise bahsedilmemesi gereken bir konu aslında bir kimse devletin temsilcisi sıfatıyla hareket ediyorsa o kimse ekonomik düzeyi aile sorunları ne olursa olsun taşıdığı üniformaya,cüppeye,sıfata,vs. bunları yansıtamaz.O çeşit yani devletin temsilcisi olarak yapılan mesleklere (öğretmenlik,askerlik,avukatlık,vs.)başlamadan önce bu zımni olarak kabul edilmektedir.
Son olarak amacım bu konuda şahsi yazışma,cevap vermek niteliğinde değildir.Bu nedenle yazımın başlangıcında Sayın Ekmene hitaben başlamama rağmen görüşlerim Sayın Ekmenle aynı olan herkese hitap etme kastını taşımaktadır.
Saygılarımla..
Old 02-06-2007, 13:39   #55
8xy

 
Varsayılan

tüm sorunun polise güvensizlikten kaynaklandığı aşikar, yoksa kimsenin kamu düzeninin sağlanmasına karşı çıkacağını ve suç oranının artmasını istediğini zannetmiyorum
Old 02-06-2007, 15:11   #56
jurist27

 
Varsayılan

Özel hayata müdahalenin bukadarı da fazla bence...

SAYGILARIMLA....
Old 02-06-2007, 16:43   #57
polis_ibrahim

 
Varsayılan Merhaba Süper Avukat

Alıntı:
Yazan superavukat
Forum Polisimizin gösterdiği örnekler gerçekten de güzel...Ne var ki savunduğum görüş olan Polisin Yetkileri Genişletilmeden de suçlu yakalayabileceği savımı destekler nitelikteler.

BASKI:
Sevgilinizle yürürken polis sizi durdurup üzerinizi arıyor(Polis mantığında şüpheli ;suçludur , hukuk mantığında şüpheli; suçsuz), büyük ihtimalle kaba davranıyor.Keyfiniz kaçar.

Çocuğunuzu gezdirirken polis sizi şüpheli görüyor parmak izinizi almak için merkeze götürüyor. Keyfiniz kaçar.

Arkadaşlarınızla okuldan çıkmış biryere giderken bilmediğiniz bir sebeple karakola götürülüyorsunuz...Sonra salınıyorsunuz..keyif falan kalmaz.

Sevgili Dostlar ;Her ne sebeple olursa olsun , denetleyicinin yetkisi arttırıldığında , denetlenenin huzuru bozulur. Toplum olarak da nedense hep döverimci , cezalandırırımcı , yasaklarımcı bir toplumuz. Bir şeyi yaptırmamanın yolu , illa ki onu yasaklamak değildir.Bilmenizi isterim ki bu çok yanlış bir tutumdur.

İnsan , katır değildir ki yürümek için kırbaç istesin. Zorlama , baskı , uzun vadede HER ZAMAN ters sonuç verir.

Neden Almanyada insanlar yol boş olmasına rağmen kırmızı ışıkta duruyor?
Neden Hollandada esrar serbest olmasına rağmen yer yerinden oynamıyor?
-Neden bir pizza 10 ytl iken , limitsiz pizza 15 ytl?-

Her insanın kimliğini , ikametini , parmak izini almak mantığı , her insanın başına bir polis dikmek arzusunun uygulanabilir yansımasıdır.

Yasaklar , kurallar , kırılma isteği uyandırır. Önemli olan yasaklayarak değil , insanın kendi kendine suç işlemeyi istememesini sağlamak ile olur. Bunun da yolu , serbestliktir.

Yozlaşan bir topluma baskı ile müdahale etmek hiçbir fayda sağlamaz.
Polisin yetkilerini arttırmak , hastalığın kendisine değil , belirtilerine müdahale etmektir.
Üstüne üstlük sokaktaki polisin yetkilerini arttırmak , kara muratı yakalamak için bütün köylüleri zindana atmaktan farksızdır. Gözünüz kapalı attığınız yüzlerce oktan bir tanesi bile hedefi bulmayabilir , önemli olan nişan alıp nokta vuruşu yapmaktır.
Polisin yapması gereken budur.Polise yetki değil, teknik imkan , istihbarat sağlanmalıdır.

Düşündüğünüz bazı şeyler bence yanlış düşünce. nedeni ise çok basit: Bizler insanları koruyoruz; Şüpheli olmanız sorun değil çocuğunuz var veya yok bu da sorun olamaz. önemli olan bunlar değil. Önemli olan sizin suç işleme görünümde olmanızdır.. Eğer suç işleme eğilimi gösterebiliyorsanız kim olursanız olun aranırsınız. İyi Günler.
Old 02-06-2007, 17:29   #58
üye15905

 
Varsayılan

sevgılı avasas gene mukemmel tespit
Old 03-06-2007, 12:07   #59
Av.Yasar SALDIRAY

 
Varsayılan Egitim Olursa Neden Olmasin ?

Eger kı polısın yetkısı arttırılmak ıstenıyorsa ve eger kı bu gercekten gereklı görülüyorsa yanı eger kı polısın yetkısının arttırılması Toplumsal barıs ve huzuru getırecekse elbette kı gereklı vbe arttırılsın....

Ama eger kı polısın yetkısı arttırılacaksa bunun da bır orantısı olmalı yanı yetkısı ne ıse acıkca ıfade edılmelı...Ayrıca polıse Türkıyenın her yerınde semınerler verılerek bu acıklanmalı....Ögretılmelı

Alıntı:
Düşündüğünüz bazı şeyler bence yanlış düşünce. nedeni ise çok basit: Bizler insanları koruyoruz; Şüpheli olmanız sorun değil çocuğunuz var veya yok bu da sorun olamaz. önemli olan bunlar değil. Önemli olan sizin suç işleme görünümde olmanızdır.. Eğer suç işleme eğilimi gösterebiliyorsanız kim olursanız olun aranırsınız. İyi Günler.


Sayın Polıs Ibrahım

Elbette kı suc egılımı gösterıyorsa aranacak.

Hukuk devletı zaten Koydugu kurallarla kendınıde baglı gören devlet degılmıdır...Ancak bunun da bır ölcüsü olmalı.

Sayın meslektasımın verdıgı örnek Cocugunuzla bırlıkte gezmeye cıktınız Mütevazı bır sekılde gezerken Polıs bır anda üstünüzü aramaya gelıyor süphe olusturacak bır durum yok kı burda.....Yanı bır ölcüsü olmalı...Bu durumda aranmamalı.

Ayrıca basından takıp ettıgım kadarıyla artık Hakım Avukat ve Savcının üstü aranabılecek...

SAYIN MESLEKTASLARIM SIZIN BU KONUDAKI GÖRÜSLERINIZI MERAK EDIYORUM ?

SAYGILARIMLA
Old 03-06-2007, 12:30   #60
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Polis mantığında şüphelinin suçlu, hukuk mantığında şüphelinin masum olduğu doğrudur. Bunu da biz hukukçular değil, başlı başına yasa söylüyor.

Yasaların savunma makamının temsili anlamında uygulayıcısı olan avukatların, şüphelinin , hakkında verilecek ceza mahkumiyeti kesinleşinceye dek masum olduğu (olabileceği) söylemi ile, fezlekeyi hazırlayan polisin söyleminin çelişmesi, çekişmesi yapılan işin doğası gereği.

Hal böyle olunca, polisle avukat ister istemez öncelikle teorik olarak , somut olaylar yaşandıkça da pratik olarak ister istemez karşı karşıya. (Kişiler yaptıkları işi içselleştirdikleri takdirde kişiselliğe dökülmesi haliyse, konumuz dışı ve tümüyle açmaz.)

Mesleki anlamda hak ve menfaatleri, öncelikle söylemleri, zıt olan iki meslek mensubu karşı karşıya geldiğinde, çıkar çatışması anında oluşabilecek zararları öngörmek ve önlemek önemli.


Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İşçinin İşini Yaptığı Son Yer Mahkemesinin Yetkisi Jeanne D'arc Meslektaşların Soruları 21 15-06-2016 17:55
Vekaletname İle Sabıka Kaydı Alınabilecek Av.Habibe YILMAZ KAYAR Hukuk Sohbetleri 4 09-12-2010 15:20
Hakİmİn Taktİr Yetkİsİ Bumudur? biçer hukuk Hukuk Sohbetleri 12 25-03-2010 07:07
Polİsİn GÖrevde Uyumasi avorbay Meslektaşların Soruları 3 09-04-2007 10:50
reddi miras ve alınabilecek tedbirler Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 5 20-02-2007 17:09


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09940600 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.