Hasta Tedavisi

Daha önceden psikiyatrik bir hastalık nedeniyle tedavi (yatarak ve ayaktan) gördüğü bilinen, kullanması gereken ilaçları kullanmadığı için veya kullandığı ilaçların artık yetersiz gelmesinden dolayı çevresindekilere rahatsızlık veren (fiziksel şiddet yok), korku salan bir kişinin hem aynı muhitte oturan bir kişinin hem de mahalle muhtarının ayrı ayrı vermiş oldukları dilekçelerine (Dilekçeler Kaymakamlık Makamı tarafından ilgili kurumlara havale edilmiş) istinaden sağlık ve emniyet ekiplerince kendi rızası dışında hastaneye götürülmesi ve tedavisinin sağlanması hukuki olarak uygunmudur? Kişi annesiyle kalıyor ve ilk girişimde evinin kapısını açmamıştır ancak annesinin kapıyı açması yönündeki çabaları boşa çıkmıştır. Kesin olmamakla birlikte annesinin de benzer rahatsızlıkları olduğu ve/veya oğlunun anneye fiziksel şiddet uyguladığı yönünde duyumlar mevcuttur. Annenin fiziksel olarak oğluna karşı koyma imkanı yok ve başka da ulaşılabilecek akraba yok.Bu kişi dışarıda görüldüğünde müdahale edilerek hastaneye götürülebilir mi?

Ruh sağlığı sorunu yaşayan bireylerin kendi rızaları dışında tedaviye zorlanmaları veya kapalı kurumlarda özgürlükten yoksun bırakılmaları konusunda ayrımcı tutumların önlenmesi bakımından ,sorun çözmede bazı temel ilkelerin göz önünde bulundurulması gerekir.

“Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi”. nin temel ilkeleri şöyledir:

•İnsani onur, kendi tercihlerini yapma özgürlüğü dahil olmak üzere bireysel özerklik ve bağımsızlığa saygı

•Ayrımcılık yapmama

•Toplumsal yaşama tam ve etkin katılım ve içerilme

•Farklılığa saygı ve engelli bireylerin insanlığın ve insan çeşitliliğinin bir parçası olarak kabul edilmesi

•Fırsat eşitliği

•Ulaşılabilirlik

•Erkek ve kadınlar arasında eşitlik

•Engelli çocukların gelişen yetilerine saygı ve kimliklerini koruma haklarına saygı

Sözleşme her türlü engeli olan bireylerin toplumsal yaşama eşit vatandaşlar olarak tam ve etkin katılımını öngörmektedir.

Türkiye'de ruh sağlığı ve sorun yaşayanların haklarına ilişkin özel bir kanun bulunmamaktadır.

Mevcut sorunlar dağınık olan mevzuat aracılığı ile çözülmeye çalışılmaktadır.Fakat ruh sağlığı sorunu yaşayanların yaygın ve sürekli olarak hak ihlallerine maruz kalma olasılığı oldukça yüksektir.

Toplumun ve uygulayıcılarının bu konuda sorun yaşayanların hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılma ile sonuçlanan tedbirlere başvurmakta "bilimsel gereklilikler" dışına çıkma ihtimali,ancak bu konuda temel hakların dikkate alınacağı özel bir yasa ile ortadan kaldırılabilir.

Bu yonde sorun yaşayaların başvurabilecekleri bir danışma hattı mevcuttur.

Yasal hakları öğrenmek ve güçlenmek için:
0212 225 27 65 nolu telefonu arayarak destek almak mümkündür.

http://www.rusihak.org/snk.asp?kat=40&ID=41

Sn Konuk,
Ruh ve sinir hastalarına özel olarak, çevreye, ailesine ve kendine zarar verme ihtimali olduğu durumlarda bu hastaların tedavisi için onay alınması gerekmemektedir. Aileden birinin ki sizin anlattığınız üzere hastanın kapıyı açılmasına engel olmak istemesine rağmen, annenin kapıyı açmasından anladığım kadarıyla onayıyla hasta yataklı bir tedavi kurumunda tedavi altına alınabilir.

Bu hastalar özeldir. Bazı durumlarda kelepçeli olarak 8-10 polis memurunun arasında getirilip servise yatırılan ve tedavi olduktan sonra gayet nezaketli, normal bir insanın yapabileceği herşeyi yapan bir insan konumuna gelmektedirler. Hastalıklarının belli bir seviyesinde ellerinde olmadan çevreye, ailelerine ve kendilerine zarar verebilmektedirler.

Çevrece ruh hastası olarak ileri derecede bir teşhisi bilinen ve tedavisini aksatan bir hasta belirlendiğinde ilk önce 112 Acil Servis aranarak bilgilendirilmelidir.

Yalnız bu, her ayaktan psikiyatri tedavisi gören hatta örneğin depresyon tanısı ile bir yataklı tedavi kurumunda tedavi gören bir hastanın haklı olduğu bir nedenle hasta konumunda zorla bir yataklı kurumuna yatırılması değildir. Bu tür bir nedenle yatırılan bir kişiye hasta haklarına aykırı bir uygulama yapılmış demektir.Yukarıda bahsettiğim örnek, Hasta Hakları Yönetmeliği'ne aykırı bir durumdur.

Saygılarımla...

Alıntı: Yazan Konuk Daha önceden psikiyatrik bir hastalık nedeniyle tedavi (yatarak ve ayaktan) gördüğü bilinen, kullanması gereken ilaçları kullanmadığı için veya kullandığı ilaçların artık yetersiz gelmesinden dolayı çevresindekilere rahatsızlık veren (fiziksel şiddet yok), korku salan bir kişinin hem aynı muhitte oturan bir kişinin hem de mahalle muhtarının ayrı ayrı vermiş oldukları dilekçelerine (Dilekçeler Kaymakamlık Makamı tarafından ilgili kurumlara havale edilmiş) istinaden sağlık ve emniyet ekiplerince kendi rızası dışında hastaneye götürülmesi ve tedavisinin sağlanması hukuki olarak uygunmudur? Kişi annesiyle kalıyor ve ilk girişimde evinin kapısını açmamıştır ancak annesinin kapıyı açması yönündeki çabaları boşa çıkmıştır. Kesin olmamakla birlikte annesinin de benzer rahatsızlıkları olduğu ve/veya oğlunun anneye fiziksel şiddet uyguladığı yönünde duyumlar mevcuttur. Annenin fiziksel olarak oğluna karşı koyma imkanı yok ve başka da ulaşılabilecek akraba yok.Bu kişi dışarıda görüldüğünde müdahale edilerek hastaneye götürülebilir mi?

Ceza Hukuku yönünden bakarsak;
- Kişinin annesine fiziksel şiddet uyguladığına dair belirtiler varsa, üstsoya karşı yaralama suçunun işlenmiş/işlenmekte olması olasılığı vardır. Bu suç, mağdurun şikayeti olmasa da kovuşturulabilir.
- Sorudaki "çevresindekilere rahatsızlık vermek ve korku salmak" ibaresi somutlaştırılırsa belki başka bir suç isnadı da olasıdır.
- "Gözlem altına alınma" başlıklı CMK 74. maddesi şüpheli ya da sanığın uzman hekimin önerisi üzerine, Cumhuriyet savcısının ve müdafiin dinlenmesinden sonra resmî bir sağlık kurumunda gözlem altına alınmasına karar verilebileceğini düzenlemiştir.
Sonuç olarak durumun bir suç duyurusu ile Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi istenen sonuca ulaşılmasını sağlayabilir.
Elbette tüm bunların doğrudan başvurulacak bir avukattan hukuksal yardım alarak yapılması en doğrusudur.