29-08-2011, 13:19 | #91 |
|
Adliye Rehberi Programı ** Adliye krokisi cep telefonuzda.. **test aşamasındadır..
Merhaba
iki avukat arkadaş birlikte cep telefonları için amatörce bir program yazmaya çalışıyoruz. programın duyuru metni aşağıda : Ücretsiz, amatör, Adliye Rehberi Programı *Çağlayan adliyesinde hangi mahkeme nerede? Yeni adliyelerde kat kat dolaşıp Mahkeme aramayın. Cep telefonuzdan Adliye Rehberi programını açın. Mahkemenin krokisini, kaçıncı katta, hangi blokta olduğunu cep telefonunuzdan bulun. 2 avukat arkadaş bir amatör cep telefonu progmanı yazdık. şimdilik sadece büyük ekranlı akıllı telefonlarda ( android, 480*800 ekran ) çalışıyor. Nokia ve samsung telefonlar için java sürümü uyarlanıyor.. programın geliştirme sayfasına ulaşmak için www.adaletvehukuk.org duyurular bölümünü ziyaret edebilirsiniz kaynak kodları ve programın demosunu indirmek için : www.cimenkolonyasi.com adliye rehberi programı bölümü |
30-08-2011, 16:31 | #92 |
|
Her katta vezne olması gerekiyor. Nitekim çıldırmamak içten değil.
|
09-09-2011, 15:28 | #93 |
|
bugün adliyedeki baro odalarında yer alan sebillerin kaldırıldığını öğrendim. tabi çıldırdım. oradaki yetkili başsavcılığın emri olduğunu söyledi.
bu, avukatlar üzerindeki siyasi baskının pratikteki bir yansıması. başsavcılık ne zamandan beri ego tatmin merkezi haline geldi? orada kantin ihalesini alan kişinin edeceği kar ne zamandan beri başsavcılığı ilgilendirir oldu. orada 1 tl'den satılan yarım litre suyun hesabını biz kimden soracağız? |
09-09-2011, 17:11 | #94 | |||||||||||||||||||||||
|
"Bundan böyle size su bile yok" demek istiyorlar, galiba... |
09-09-2011, 19:31 | #95 |
|
Bu arada "...kantin ihalesini alan" cümlesini epeyce duyuyoruz,sanırım bir süre daha da duymaya devam edeceğiz )
|
11-09-2011, 08:36 | #96 |
|
İstanbul Anadolu Adalet Sarayı
Kanun NO: 5235
Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun Kabul Tarihi: 26 Eylül 2004 Resmi Gazete ile Neşir ve İlânı: 7 Ekim 2004 - Sayı: 25606 1.Hukuk mahkemeleri bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır (m.5) 2.Ceza mahkemeleri bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır (m.9) 3.Mahkeme kuruluşu bulunan her il merkezi ve ilçede o il veya ilçenin adı ile anılan bir Cumhuriyet başsavcılığı kurulur (m.16) 4.Bölge adliye mahkemeleri, bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur (m.25) 1.İstanbul Çağlayan Adalet Sarayı… (Resmi ismi bu mu?) 2. İstanbul Anadolu Adalet Sarayı (Dün E 5’den geçerken gördüm, Kartal yazmıyor !?) 3.Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı - http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=64039 |
11-09-2011, 09:17 | #97 | |||||||||||||||||||||||
|
"İstim arkadan gelsin" demişlerdir. |
12-09-2011, 08:23 | #98 |
|
adliyede duruşmaya girenler biliyordur. duruşma listelerinin asılacağı bir şeyi salon önlerine koymamışlar. orayı yapan kişilerin aklına bunun gibi önemli bir husus gelmemiş.
icra müdürlüklerine gidenler de biliyordur oradaki kablo rezaletini. her an kablolara takılıp düşebilirsiniz. çünkü yerler priz ve kablo dolu. başta unutmuşlar bilgisayarlarla çalışıldığını. sonradan akıllarına gelmiş. hadi duruşma salonlarına listenin asılacağı bir tahta koyabilirler. kaldı aslında ekran olması daha mantıklı olurdu ama o kadar da yüklenmeyelim. ama kablo sorununu nasıl çözecekler çok merak ediyorum. kısaca ortaya ferrari görünümlü bir hacı murat çıkmış. |
12-09-2011, 13:48 | #99 | |||||||||||||||||||||||
|
İstim arkadan gelmiyor Karar sayısı ve tarihi şu an aklımda değil ama,HSYK. kararıyla İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı kuruldu. Kartal'daki bina tamamlandığında bu isimle faaliyete geçecek. Bilgilerinize |
12-09-2011, 14:09 | #100 | |||||||||||||||||||||||
|
HSYK mahkemelerin yargı çevresini belirleyebilir ama yasayı değiştiremez. |
12-09-2011, 14:23 | #101 |
|
Bu adliyenin bir "isim" sorunu olduğunu başka bir başlıkta dile getirmiş ve şöyle demiştik:
Evet sorunu buldum... Biri bu adliye sarayı yapılırken / temeli atılırken / ya da kurdelesi kesilirken kulağına ismini okumamış. Okunsa böyle olmazdı. Adliye de ismini bilirdi. Yahu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na güç bela anlatabildik; adliyenin adı "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul Adalet Sarayı" değildir, sadece ve sadece "İstanbul Adalet Sarayı"dır diye... Neyse ki yanlıştan bir haftada döndüler... Peki sevgili baromuza ne demeli? Sağolsunlar kitapçık bastırmışlar, adliyeyi tanıtan. Bu gün postayla geldi... Bilgilendirme kitapçığı... Emeği geçenlere teşekkürler... Peki kitapçığa göre adliyenin adı ne? ÇAĞLAYAN ADALET SARAYI Okumamışlar kulağına ismini; o yüzden önüne gelen yanlış söylüyor. Önce iddia makamı, şimde de savunma... |
12-09-2011, 15:14 | #102 | |||||||||||||||||||||||
|
|
13-09-2011, 18:39 | #103 |
|
Ben de bugün çağlayan adliyesine uğradım, ilk baktığım mahkeme kaleminde avukatlar için dosya inceleme masası ve sandalyesinin olup olmadığıydı. dosya inceleme masasının varolduğunu görünce bir an sevindim ki üzerinin tomar tomar dava dosyalarıyla dolu olduğu, sandalyenin de kalem personelinin misafiri için tahsis edilmiş olduğunu görünce... avukatın adliyede fazlalık olduğu düşüncesinin değişmediğini müşahade ettim. ADLİYE SARAYIMIZ hayırlı olsun.
|
14-09-2011, 10:29 | #104 | |||||||||||||||||||||||
|
|
14-09-2011, 12:16 | #105 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Avukattır sebebi; adalete her ne olursa Adalet ne rahat eder, avukatın dili tutulsa |
14-09-2011, 14:10 | #106 |
|
Henüz bir defa gittim... Aslında bugünlerde acilen gitmem gerekiyor ama elimde değil, sürekli erteliyorum... Artık Sultanahmet'e gidip oradan arkeoloji müzesine kaçamayacak mıyım? Ya da Şişli'ye gidip oradan eski okuduğum okula bakıp alışveriş yaparak dönemeyecek miyim? Benim için mesleğin en eğlenceli (ve çoğu zaman da en eziyetli) yönüydü adliye adliye dolaşmak... içim cız etti açıkçası... Neyse artık katlar arasında koşturacağız demek ki...
|
15-09-2011, 17:03 | #107 | |||||||||||||||||||||||
|
Bugün ziyaretime gelen 2 meslektaşımdan aldığım bilgilere göre, "su sebilleri" sadece avukatlara değil, adliye çalışanlarına da yasakmış. 5 litrelik suyu dışardan getirmeye çalışan memurlar da kapıda engelleniyorlarmış. Ayrı bir rezalet ise, fotokopi konusunda... Baro odaları dışında da fotokopi odaları ihale edilmiş. Bir fotokopinin bedeli 50 Krş olmuş. Neyse ki, avukatlara(Baro odalarında) 10 krş.muş. |
15-09-2011, 17:19 | #108 | |||||||||||||||||||||||
|
İlaveten; Avukatlara açık yasa hükümlerine rağmen mesleki çalışma alanları olan adliyeye girişte yapılan hukuksuz muameleyi kalıcılaştırmak, meşru göstermek ve kanıksatmak amacıyla; İlk başlarda, adliyeye girişte hakim ve savcıların da aranmasına teşebbüs edilmiş, kimliğini gösteren hakim-savcıya, "Başsavcılığın talimatı bu yönde, Başsavcı beni dahi arayacaksınız dedi." şeklinde yanıt veriliyormuş. Hakim-savcılar büyük tepki gösterince geri adım atılmak zorunda kalınmış... (Gelsin, talimatı veren bizi arasın demişler...) Bir savcı, içinde su, bisküvi gibi mesai ihtiyaçları olan ve üzerinde bilindik bir marketin ismi bulunan poşetle içeri girmek istemiş, "Adliyeye sokmak yasak." denilerek alınmamış ve poşeti dışarda bırakmak zorunda kalmış... Personele, (herkes dahil buna) ihale edilen meşhur yemekhanedeki (9 TL.ye satılan tabldotu) yemelerinin sağlanması için, dışarıdan yemek siparişi yasakmış. Baro odalarında bulunan su sebillerine de, dışardan su sokulmadığı için damacana takılamıyormuş... Ancak bu sorunun aşılmak üzere olduğunu duydum... Bakalım, neler göreceğiz süreçte... |
15-09-2011, 17:51 | #109 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli meslektaşım diyelim ki X ten soracağız. Ne yapabiliriz ki? Mesela bir eylem planı alsak kaç avukat destek verir hiç düşündün mü? SEM'de eğitim sürecinde AVUKATLARIN MESLEK ÖRGÜTLERİ adlı derse TBB den gelen bir üstadın şu sözünü hiç unutmam: Evet İstanbul Barosu çok büyük bir baro. 25.000 uyesi var gerçekten. Peki avukatların neden bu kadar büyük sorunu var diye soru yöneltmişti genç meslektaşlarına. Salondan cevap gelmeyince şu cevabı verdi: siz ne kadar 25.000 kişiyiz desenizde karşınızdakiler bu 25.000 kişinin sadece 200 nün örgütlü olduğunu bilirde ondan istediği gibi üstüne gider avukatların. Ben de ciddi anlamda avukatların örgütlenme sorunu olduğunu düşünmekteyim. Bu meslekte yeni olmama rağmen karşılaştığım bir sürü çarpıklığı pratik hayatta gördüm ve meslek adına üzüntü duydum meslekten soğudum hatta yapamayacağımı bile düşündüm ama bunların bir çözüm olmadığı da ortada. Ne yapmalı? Nasıl Yapmalı? |
17-09-2011, 17:10 | #110 |
|
Az önce bir "Yakalama Emri "nedeniyle adliyedeydim. Miting gibi bir kalabalık vardı. Nöbetçi mahkeme kalemi ve duruşma salonun önü ise, "Salı Pazarı" gibiydi. Bugüne kadar hafta sonu 2 mahkeme nöbetçi iken(ve işlere yetişemezken) bu defa sadece bir mahkeme nöbetçi idi. Kimlik tespiti yapan katibe ağlamak üzereydi. "Neden böyle oldu" diye sorunca, nöbetçi olan diğer hakimin izne ayrıldığını söyledi.
Komisyon neden yerine yeni bir hakim belirlemedi? 6 adet büyük ilçeye(ki çoğu suç bakımından sorunlu ilçeler) sadece ve sadece tek hakim vermişlerdi. Polisler isyan ediyordu, "Böyle Adalet Sarayı mı olur" diye. Bir tanesi, bizimle birlikte olan polislere saat:17.30 sularında, "İki iş için saat 11.00'den beri burda sürünüyoruz" dedi. Biz adliyeye gideli 2 saat olmasına rağmen önümüzde 20 dosya vardı. Ben dayanamayıp büroya döndüm. Bu arada Baroya haber vermesi için, Sayın Kavili'yi aradım. Sağolsun ilgileneceğini söyledi. Merak edip, nöbetçi mahkeme hakiminin kim olduğunu öğrenmek istedim. Sayın Ömer Faruk Eminağaoğlu'nu gördüm. Hemen beynimin "kötüniyet merkezi" çalışmaya başladı. Meslek hayatı boyunca "hukukun üstünlüğü" için çalışmış bir hukukçuyu, sadece YAR-SAV başkanı olduğu ve muhalif olduğu için, tenzil-i rütbeye uğratmaları yetmemiş ki, istifası için uğraşıyorlardı. Çok basit bir düzenlemeyi yapmayıp, 6 ilçenin tüm dosyalarını bir kişiye hallettirmeye çalışmanın başka bir anlamı olamaz. Cezayı Sayın Eminağoğlu'na vermek isterken, sanıklar/şüpheliler, müdafiiler, kalem çalışanları, polisler ve sanık/şüpheli yakınlarına vermişlerdi. En büyük cezayı da yine "savunma hakkı" yemişti. |
17-09-2011, 17:42 | #111 |
|
Adaletin
Gücü İşleyişi Adalet ve yurttaş Savunma hakkı... Sarayda adalet… Kolay gelsin Sayın Ergin! |
17-09-2011, 17:57 | #112 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne güzel işte,çalışmıyor denen adliye sabaha kadar çalışacak, yakınmak nedenkii |
17-09-2011, 19:22 | #113 | |||||||||||||||||||||||
|
Sağolun Üstadım. Şimdi(yine) adliyeden geldim. Sayın Kavili görevli olarak oradaydı. 5 avukat tutanağı imzaladık. Bundan sonrasını Baro halledecek. Bizim müvekkile sıra hala gelmemişti. Saat 12.00 de gelen avukatlara dahi sıra gelmemişti. Ulusalüstü mevzuata, Anayasaya, yasalara açıkça karşı çıkılmakta. Daha suçlu olup olmadığı belli olmayan insanlar, saatlerdir ayakta tutulup, aç susuz peşinen cezalandırılmış olmaktadır. |
18-09-2011, 01:59 | #114 |
|
Yazılanların hepsini okudum.
Adı kulağına daha tam olarak fısıldanmamış ve belki de göremiyeceğim 'SARAY' konusunda yazılanları neden okuduğumu bilmiyorum ama okudum işte. Aklıma takılan sorular: Bu kadar büyük bir yapıya neden gerek duyulmuş? Daha iyi hizmet vermek için mi? Mahkemelerin daha iyi çalışması ve adaletin daha kolay gerçekleşmesi için mi? Hakimlere, Savcılara, avukatlara kolaylık olsun diye mi? Vatandaşa daha iyi hizmet vermek için mi? Biz herşeyin en büyüğünü yaparız demek için mi? Themis heykelini de kendi zevkimize göre yaparız demek için mi? Yazılanlardan edindiğim intiba: İlk zamanlarda mimariye, ulaşıma, neyin nerede olduğunun bilinmesinin ve bulunmasının zorluğuna değinen mesajların yerini şimdilerde içerik olarak görülen eksikliklere ve yetersiz hizmete ait mesajlar almış. Yapısal ve mimari eksiklikler giderilir düşüncesindeyim. Zihniyetin, alışkanlıkların ve kültürel yapılanmanın getirdiği eksiklikler binaların büyüklüğüne ve modernliğine orantılı olarak değişmiyor. Saygılarımla |
19-09-2011, 09:43 | #115 |
|
Çağlayan Adalet Sarayına girmek bir mesele çıkmak daha büyük bir mesele.Girişte özel güvenliklerin avukatlara olan nefretleri bakışları ve hareketleri ile belli oluyor.Avukat kimliğimizi göstermemize rağmen hala çantamızı üstümüzü arama peşindeler galiba bu özel güvenlikler kendilerini üst düzey olarak görüyorlar.İkinci bir sorun katlara çıkabilmek için asansörü beklemek.Katlara çıktıktan sonra gideceğiniz mahkeme kalemini bulurken kendinizi başka bir yerde bulabiliyorunuz bu yüzden kaybolmamak elde değil.Çağlayan Adalet Sarayı mı yoksa Çağlayan Rezalet Sarayı mı?
|
19-09-2011, 12:54 | #116 |
|
SN.seyit sönmez "İLAHİ ADALET" için mescidde gereklidir ,diye düşünmüşlerdir,gerçek adalet bir ütopya çünkü
sevgiyle -dostlukla |
21-09-2011, 09:40 | #117 |
|
Günün Haberi!:
Polis, yargının suyunu topladı Çevik Kuvvet, hâkim avukat ve baro odalarına girerek su araması yaptı. İhaleyi kazanan kişinin şikâyeti üzerine su sebilleri, su ısıtıcıları ve çay makineleri kaldırıldı. Çevik Kuvvet, hâkim avukat ve baro odalarına girerek su araması yaptı. Çağlayan Adalet Sarayı ve içindeki uygulamalarla ilgili olarak şikayetler her geçen gün artıyor. Son şikayetin nedeni ise su sebilleri ve çay makinelerinin kaldırılması. Bu yasağa gerekçe ise adliyede çay ihalesini kazanan firmanın zarara uğratılmasını engellemek. Adliye hizmete sokulmadan önce Adalet Bakanlığı bazı hizmetlerin yapılması için bir ihale yaptı. İhaleyi kazanan kişi, ticari menfaatlerinin zarar göreceğini belirterek sebille, çay makinesi ve su ısıtıcılarının kaldırılmasını istedi. Bu talep yerinde bulundu ve bu hafta sonu itibariyle çevik kuvvet polisleri, hakim, avukat ve baro odalarına girerek su araması yaptı. Çağlayan Adliyesi önünde toplanarak uygulamayı protesto eden bir grup avukat, uygulamanın yasal dayanağı olmadığını savundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mustafa Emre, “Adalet sarayının çay ihalesini alan firma sözleşme dolayısıyla zarara uğradığı için hak talep edebilir. Bu nedenle sebil ve su ısıtıcıları yasaklandı. Su ısıtıcıları aynı zamanda kurum için elektrik sarfiyatını artırıyor ve güvenlik tehditi oluşturuyor” dedi. Avrupa’nın en büyük adalet sarayında yaşanan olumsuzluklar avukatların üye olduğu www.turkhukuksitesi.com, www.adaletvehukuk.org gibi sitelerde de eleştirildi. Su bile yok Bazı eleştiriler özetle şöyle: - “Bugün adliyedeki baro odalarında yer alan sebillerin kaldırıldığını öğrendim. Tabi çıldırdım. Odadaki yetkili, başsavcılığın emri olduğunu söyledi. Bu, avukatlar üzerindeki siyasi baskının pratikteki bir yansıması. Başsavcılık ne zamandan beri ego tatmin merkezi haline geldi? Orada kantin ihalesini alan kişinin edeceği kar ne zamandan beri başsavcılığı ilgilendirir oldu? Orada 1 TL’den satılan yarım litre suyun hesabını biz kimden soracağız?” - “‘Su sebilleri’ sadece avukatlara değil, adliye çalışanlarına da yasakmış. 5 litrelik suyu dışardan getirmeye çalışan memurlar da kapıda engelleniyorlarmış.” - “Çağlayan Adliyesi’nde Başsavcılık kararları dolayısıyla baro odalarındaki su sebilleri kullanılamıyor. Baronun avukatlara ücretsiz olarak su sağladığı sebiller, su damacanalarının adliye binasına girmemesi kararıyla boş olarak bekliyor! Durumdan yakınan avukatlar, baronun bu duruma bir an önce çözüm bulmasını istiyorlar. Baronun adliye civarında bir bina satın alarak avukatlara hizmet verecek lokal ve toplantı salonları yaptırması da diğer talepler olarak dile getiriliyor.” ESRA ALUS/Milliyet |
21-09-2011, 10:07 | #118 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
İhaleyi alan firmanın zarara uğramaması için Anayasamızın ilgili maddelerinde acilen değişiklik yapılması gerekir. (*) Örneğin:
(*) "Güleriz ağlanacak halimize." |
21-09-2011, 10:13 | #119 | |||||||||||||||||||||||
|
Muhteşem bir ironi olmuş... Hem hem oldum yani... |
21-09-2011, 10:20 | #120 |
|
Günde 60 bin lira kazanırım
Şu açıklamayı da eklemezsem kahrımdan giderim
"Günde 60 bin lira kazanırım Bayburtlu olan ve liseyi eğitimini yarım bıraktıktan sonra ticarete atılan Demirhan önce müteahhitlik yapıyor. Sonra hizmet sektörüne giriyor ve son 6 yıldır Kartal Adliyesi’ndeki kantini işletiyor. Demirhan, Çağlayan Adliyesi ihalesinde izlediği stratejiyi ve işin püf noktalarını anlattı: “Kartal Adliyesi’ne günde 2 bin kişi gelir ve günlük ciro 3 bin 500 TL. Çağlayan’a ise 70 bin kişinin geleceği söyleniyor. 30 bin kişi gelse günde 55-60 bin TL ciro yaparım. Bu da beni kurtarır. Rakipler poğaça satarak ihaleyi hesapladılar ama hata yaptılar. Poğaça bellidir, 300 kuruşa alıp 750 kuruşa satarsınız. Ama çorbayı 300 kuruşa ekmeğiyle beraber mal edersiniz ama 2.5 TL’ye satarsınız. Tost da iyi para kazandırır. Benim amacım ise lahmacun satmak.”" -------------------------------------------------- İhale alanı, Uyap'ı hepsi hesabını kitabını yapmayı iyi biliyor da, bir biz bilmiyoruz. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 3 (0 Site Üyesi ve 3 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İstanbul Tuzla Adliyesi | Av.Selim Balku | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 16 | 22-11-2012 16:35 |
İstanbul-Bakırköy Adliyesi | Ayşe BİLGİÇ TAHTACI | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 2 | 17-05-2007 21:51 |
İstanbul Barosu : 23 Şubat 2007 İstanbul Adliyesi Önünde Buluşalım... | aqua | Hukuk Haberleri | 7 | 26-02-2007 14:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |