|
Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin] |
15-07-2006, 22:47 | #31 |
|
İster Avukat olsun, ister başka bir meslek mensubu, belirli meslek mensuplarının, adalet ve etik kurallarını hiçe sayarak, her ne pahasına olursa olsun kendi mesleklerinden olanları savunmasını meslek ahlakına ve adalet düşüncesine aykırı bir davranış olarak görüyorum.
Bunun yanında savunma görevini ifa ederken sindirilmeye çalışılan bir meslekdaşını savunmayı ise bir görev olarak görüyorum. Burada Sayın Kavili haklı mı haksız mı tartışmasına da girmek istemiyorum. Benim görüşüme göre bir avukatın mahkeme heyetine dosya eksik gönderildi demesi ve durumu tenkit etmesi savunmanın en tabii hakkıdır. Böyle bir tenkide tahammül edemiyen bir mahkeme heyetinin, bağımsız, tarafsız ve demokratik yargıya ne ölçüde katkıda bulunduğu üzerinde durulması gereken bir konu bence. Savunmayı susturmaya çalışan bir mahkeme heyetine karşı Sayın Kavili"ye desteklerini dile getiren ve duruşmaya gideceklerini belirten Avukatlara hukuk ve adalet adına teşekkür etmek gerekir. Eğer avukatlar ve baro savunma görevlerini ciddiye alıyorlarsa savunma görevini hakkıyla yerine getirmek isteyen bir meslekdaşlarını desteklemek zorundadırlar. Merak ettiğim konu, bir mahkeme heyeti neden tüm dosyaları temyiz merciine göndermez ve kendisine bu türden bir hatırlatma yapıldığında tokmağı hatırlatanın tepesine vurur? Saygılarımla |
24-07-2006, 21:03 | #32 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Acaba amaç ögesine baksak mı ?
Sayın "Gemici",
Şöyle bir olasılık düşünülebilir :
Ve böylece toplumsal mevcut devlet örgütlenmesinin mahkumiyetine yol açabilmek, başka bir deyişle devlete bağlılık kavramında şüphe yaratmayı başarmak da amaçlanmış olabilir. Elbette ki, bu, yalnız ve yalnızca bir olasılık; ancak hukuk bilimi amaç ögesiyle uğraşmadığı için, şu anda sizin sorunuzun net yanıtı tarafımdan bilinmemektedir. Öğrendiğimde öncelikle siz ve diğer site üyeleriyle paylaşacağıma söz veriyorum. Saygı ve sevgiler. Ömer KAVİLİ Hukukçu, yeni sanık |
27-07-2006, 14:37 | #33 |
|
Geçmiş Olsun Sayın Kavili.
Yaşadıklarınız çok üzücü.İnşallah suçsuz olduğunuz anlaşılır. |
28-07-2006, 13:19 | #34 |
|
Merhabalar,
Sayın meslektaşımın başına gelen gerçekten üzücü bir olay. Kendisine geçmiş olsun diyorum. Benzer bir olayı yaklaşık 10 gün önce ben yaşamış ve yetki belgesi ismiyle sitede konu açmıştım. Sayın Hakim (!) yeteri kadar itaatkar davranmadığımı düşünmüş olacak ki yetki belgem olduğunu sandığım dosyada yetki belgemin bulunamaması ve benim ibraz etmek için süre istemem üzerine şöyle bir karar verdi "yetki belgesini 10 gün içinde ibrazına aksi takdirde hakkımda Cum. Savcılığına suç duyurusunda bulunulacağının ihtarına". Artık meslektaşlarımız hakimler, icra memurları ve kalem memurları önünde el pençe divan duracaklarına biraz meslek etiğine sahip çıksınlar lütfen. Ben dosyamda aramızda husumet doğduğu gerekçesiyle hakimin reddini talep edip hakkında şikayet mekanizmasını kullandım. Bakalım sonuç ne olacak. İyi çalışmalar dilerim. |
30-07-2006, 19:57 | #35 |
|
Üzülmek ! ! !
Sayın "mthin" ve "eliferdogan",
Duygu dolu iletilerinizi paylaşmanıza teşekkür ederim. Bu arada "üzülmek" konusunda bir iki söz etmek istiyorum: Benim hakkımdaki soruşturma sırasındaki soruşturmacı savcı sözlü olarak bana bir soru yöneltmişti : Soru : Mahkemeye hakaret etmek amacıyla yazdığınız dilekçeyi mahkemeye neden vermiştiniz, açıklayın ? Ben bu sorunun öncelikle tutanaklara böylece yazılmasını isteyip direndikten sonra, bu soru tutanaklara değişik biçimde yazdırıldı. Yanıt : Bu soruya bu haliyle muhatap olmak beni üzmektedir, ancak soruşturmanın sonuna kadar yürütülmesini istiyorum. Benim bu cümlem soruşturma ön izin aşamasında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Gen. Md.'ne yazılan üst yazıda aynen yer aldığını gördüm. Sonra, suç iddiasının en esaslı belgesinin ASLININ soruşturmacılar tarafından ilgili mahkemesinden getirtilmesini isteyen dilekçemi vermiş olmama rağmen bu belge getirilmedi, iddianame iade edilmedi ve dava açıldı. Duruşmada söz alarak : "Sayın mahkeme üyeleri, benim İKİNCİ KEZ alınan ifade tutanağı ikinci sayfasında ve bakanlığa yazılan üst yazıda yazılan konuda açıklamak yapmak istiyorum. ŞÖYLE Kİ,Ben bana sorulan soruya bu haliyle muhatap olmak beni üzmüştür ... Beni üzen husus, kendi durumum değil, bana sorulan sorunun ceza hukuku temel ilkelerine aykırı biçimde sorulmasıdır. CEZA MUHAKEMESİNDE KİŞİYE KENDİNİ SUÇLAYICI SORU SORULMASI YASAĞININ ÇİĞNENMESİNE ÜZÜLMÜŞTÜM" dedim. Şimdi düşünelim, CMK m.170 ve m.174 kurallarına ve genel hukuk ilkelerine uymadan yürütülecek soruşturma ve kovuşturmalar, ilgilisini mi yoksa hukukçu kimliği taşıyanları mı üzmeli ? Selamlar. Ömer KAVİLİ Hukukçu, Yeni sanık |
06-08-2006, 14:34 | #36 |
|
Gerçek ve gerçek
Sayın site okuyucuları ve mesleksel duruş nedeniyle destek verenler,
Savunmanlık yürütmeye çalıştığım dosyanın bir parçasını daha incelemeye çalışırken bir yazışma örneğini dosya içinde buldum. Burada Ankara 3. Ağır Ceza M. 1997/100 Esas sayılı dosyasına Ankara 6. Ağır Ceza M. xxx dosyasının örneğini istemiş ve Ankara 6. Ağır C. M. 25.2.1998 günü yazı ile yanıt vermiş ve yazışmanın "Dosya Sureti" denen ikinci örneği dosya içinde bulunuyor idi. İşte bu belgede yazılan şöyle : "... dava dosyamız 750 klasör olup ..." yazmaktadır. Daha önce "redd-i hakim" YARGIÇLARIN REDDİ konusunda yazdığım dilekçede, dha önceki belge çerçevesinde, " 740 - 465 = 275 klasör kayıp ..." diye yazmamın mahkemeye hakaret olduğunu savcılık makamı ileri sürerek hakkımda dava açmıştı. Şu andaki belgeye göre ise " 750 - 465 = 285 klasör kayıp..." görüntüsünü yazmak gerekmiştir. Şimdi, acaba bu son paragrafı siz site okuyanlarına yazmış olmakla, ACABA SİZE DE HAKARET ETMİŞ OLUR MUYUM ? Saygı ve segilerimle. Ömer KAVİLİ Hukukçu, Yeni sanık |
13-08-2006, 16:28 | #37 |
|
Duruşma yargıcı dosyadaki yazı örneğinin fotokopisini duruşmada mahkemeye sunarak aslının getirtilmesi isteğimiz üzerine, "mahkememiz bu yazıyı biliyor, yazı aslının getirtilmesine gerek olmadığına" karar verdi.
|
13-08-2006, 20:44 | #38 |
|
Sayın meslektaşımıza destek görevimizdir. Olaya ilişkin görüşlerim ise şunlardır.
1- Duruşma Tutanağının tutulma şekli ceza ve hukuk mahkemelerinde taraf durumunda bulunan herkes için bir sıkıntıdır. Her cümleye müdahale etmeye kalksak herhalde duruşmalar bitmez. Burada verilen mesaj zaten çok net biçimde alınabiliyor. Hakimin kafasında bir düşünce balonu olsa her halde şunlar yazar: "Ya kardeşim bence olay sabit, sen de otur orada parazit yapıp durma. Maazallah kararım bozulur falan benim başıma iş açma. Ha tamam delil olmayabilir ama ateş olmayan yerden bu kadar duman nasıl çıkıyor. Sus-pus ol otur orada ben tutanağımı tutayım, kararımı vereyim de sonra sen Yargıtaya mı gidersin, AİHM'mi ne bileyim ben. Lahey Adalet Divanına kadar yolun var. Hadi Allah yolunu açık etsin." 2- Yargıtay pek çok kararında "Savunma hakkının kısıtlanmış olmasını" gerekçe gösteriyor. Sayın hakimlerimiz bunu hakaret olarak alıp, Kararda imzası bulunan üyeler hakkında da hakaret suçlamasıyla soruşturma talep ediyorlar mı? (Çünkü kendileri resen açamıyor. Gariban Avukatı! kendi adliyesindeki savcıyla kıstırmaya benzemiyor. 3- Barolar ve mesleki dayanışma ise mevcudiyeti iddia edilen ama Van gölü canavarı misali rivayetlerden ibaret olgulardır. Bunlardan Baro adı verileninin aidat ve seçim dönemlerinde ortaya çıktığı görülse de sair zamanda kendilerini gören pek olmamıştır. (Bkz. CMK alacaklarımız konusundaki duyarsız ve isteksiz yaklaşım. ) 4- Dizi pusulası çok ama çok önemli bir unsurdur. Bu ülkede çok daha ehemmiyetsiz uyduruk kaydırık işler yapan kurumlarda dahi Gelen-Giden evrak defteri tutulurken bu defterlerin yerine kaim olmak üzere öngörülen dizi pusulası çok nadir dosyada bulunur ve asla usulüne uygun tutulmaz. Evrakın geliş tarihi, dosyadan çıktı ise çıkış tarihi ve gittiği yeri bu pusulaya bakarak anlamak imkansızdır. Olması gereken ise her giriş çıkışta Hakim Havalesinin üzerine bir numara vermek ve devam eden her belgenin hakim havalesi üzerine verilen numarayı takip edecek şekilde devamını sağlamaktır. Külliyen dosya kaybolması durumlarında herkesin eteği tutuşsa da. Dosyayı taraflardan biri lehine ciddi biçimde etkileyecek bir belgenin kaybı halinde aynı duyarlılık söz konusu olmamakta bilakis bu belgeyi dosyaya sunduğunu ispat etmek belgenin dosyaya sunulduğunu iddia eden tarafa kalmaktadır. Zira hata olsa olsa Avukatta olabilir. Belgeyi hakim ya da kalem memurları yiyecek değildir ya! Tekrar geçmiş olsun diyor. (Aslında geçmiş olsuna ihtiyacınız yok, kimlerin ihtiyacı olduğu çok açık) Bu işten hakkınızı sonuna kadar almış bir şekilde çıkmanızı en içten duygularımla temenni ediyorum. |
18-08-2006, 23:48 | #39 |
|
Sayin Kavili, Degerli Meslekdasim,
Olayinizla ilgili hususu uzuntuyla okudum. Almanyadan yasayan bir hukukcu olarak boyle bir sey burada bir avukatin basina gelirse mutlaka ama mutlaka tum barolar ayaga kalkardi nitekim Turkiyedeki duyarliliga da inaniyorum. Bu vesileyle fiziki olarak yaninizda olamayacagimi uzuntuyla belirtir manevi desteklerimi sunuyorm. Saygilarimla |
19-08-2006, 13:21 | #40 |
|
Sayın Kavilli,yaşadıklarınız mesleğimiz adına üzücü,hukuk devleti ve hukuk sistemimiz adına ise utanç verici!Umarım en kısa zamanda bu yanlıştan dönülür,kolaylıklar diliyorum size
|
19-08-2006, 16:29 | #41 |
|
Şu aşamaya kadar barolardan hiç ses çıkmadı. Bu durum üzücü. Hemen her baro "meslek sorunları masası" ya da "avukat hakları masası" adı altında masalar, iskemleler vs. kurmaktadır.
Barolarca kurulan bu masalar, iskemleler vs. ne işe yarar acaba diye ciddi ciddi düşünüyorum. Aklıma avukatlardan toplanan -aidat, yardım vs adı altında- paraları harcamak için geliştirilen bir yöntem midir bu masa, iskemle vs hikayesi diye gelmiyor da değil.. Bu halde avukatların sırtından BARONLARA değil BAROLARA gereksinimimizin olduğu da bir gerçek. Gelir bir gün.. Yine seçimler gelir.. Her adayın ağzından avukatlık mesleğininin ne çileli ne onurlu olduğunu işitiriz. saygılarımla.. |
26-08-2006, 23:15 | #42 | |||||||||||||||||||
|
Tüm Barolara çağrı
Sayın "ibreti"den
Tüm site okuyucuları, HERKESİ İLGİLİ OLDUĞU BARO YÖNETİM KURULU ÜYELERİNE DURUŞMADA BULUNMAK İÇİN ÇAĞRI YAPMAYA ÇAĞIRIYORUM. Ömer KAVİLİ Hukukçu,Yeni sanık |
09-09-2006, 12:46 | #43 |
|
3. duruşma 21 Eylül 2006 saat 10:00
3. duruşma
21 Eylül 2006 Perşembe saat 10:00 Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi 2006/40 Esas Ömer KAVİLİ Hukukçu, Yeni sanık 0532 322 00 23 0216 553 54 23 |
10-09-2006, 21:24 | #44 |
|
GeÇmİŞ Olsun
Adalet Herkese Lazim Ve Savunma Makami Olmadan Adalet SaĞlanamaz.
Kanimca TÜrkİyede Savunma Makami; İddİa Ve Karar Makaminin Çok Altinda. Hem DuruŞmalarda Da Savci Ve Hakİmlerİn OturduĞu Yer, Bİzİm OturduĞumuz Yerİn Çok ÜstÜnde. Ne Mutlu Herkes İÇİn Adaletİ İsteyebİlenlere Tekrar GeÇmİŞ Olsun, Aslinda Sİzİn Şahsinizda Hepİmİzİ Yargiliyorlar. |
12-09-2006, 18:48 | #45 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Kavili, Ben duruşmaya geleceğimi beyan ve taahhüt etmiştim. Yine forumdan bazı meslektaşlar da geleceğini beyan etmişlerdi... Sorum şu: Ben ve diğer arkadaşlar size manevi destek olarak mı duruşmada bulunacağız? Yoksa hukuki olarak yapacağımız çalışma ve katkı var mı? Duruşmaya 1 hafta kaldığına göre, hazırlık yapalım... Diğer bir sorum da şu: Evden bir şeyler getirecek miyiz? Yoksa kahvaltı ısmarlayacak mısınız? Saygılarımla |
18-09-2006, 22:21 | #46 |
|
çaylar şirketten
Sayın "Av.Suat Ergin",
Her daim bilincimizde ve yüreğimizde olan BİRAZ ONUR, BİRAZ CESARET, BİRAZ KİŞİSEL DURUŞ, BİRAZ MESLEKSEL DURUŞ, BİRAZ AKIL, BİRAZ MANTIK, BİRAZ ÖDÜNSÜZLÜK, BİRAZ ZAMAN hazır ve nazır olmalı ki HAK YİYİCİLERİN HEVESİ KURSAKLARINDA KALSIN. Sıcak çay yanında SICAK SOHBET, üstelik nadir türden ve ayrıca, çaylar şirketten. Ömer KAVİLİ Hukukçu, yeni sanık, Taahhütçü |
19-09-2006, 22:02 | #47 |
|
Bundan sonraki duruşma !
Sayın hukukçu meslektaşlarım,
Ankara 2. Ağır C. 2006/40 Esas dosyasıyla 21 Eylül 2006 günü yapılacak duruşma dosyanın teknik aşaması bakımından usulen yapılacak olup, bu duruşmada yine de hazır bulunmak isteyen hukukçu ve dayanışma amaçlı katılacaklarla birarada olmayı umuyorum. Ancak ESAS HAKKINDA SAVUNMA DURUŞMA aşamasında duruşmaya katılacak meslektaşlarımın mesleksel açıdan katkıda bulunma olanağı bulacaklarını düşünüyor ve o duruşmada özellikle bulunulmasını önemsediğimi bilgilerinize sunuyorum. Katkıda bulunacak herkese teşekkürler sunuyorum. Ömer KAVİLİ Hukukçu, Yeni sanık |
22-09-2006, 16:44 | #48 |
|
Bu Nasil TÜrkİye
MeslektaŞima Katiliyorum Hakİmlerİn Savcilarin HukukÇu Olduklarini Hatirlayip Kendİlerİnİ Avukatlarin Amİrİ Gİbİ Sanmalri YanliŞ Bence Ben Daha Da Fazlasini SÖylerİm Cesaret Meselesİ DeĞİl Tamamen İŞle İlgİlİ Bİr Mesele Bu KİŞİselleŞtİrmek YanliŞ Bence Saygi Sinirlari İÇİnde Her TÜrlÜ DavraniŞa Yer Verİlmelİ Kİ Bu Da Bence Saygi Sinirlari İÇİndedİr Kanimca
|
22-09-2006, 21:40 | #49 |
|
Yeni ve 4. duruşma 24.11.2006 saat 09:55
Sayın destek sunan meslektaşlar, arkadaşlar ve site okuyanları,
Öncelikle ilginize teşekkür ederim. Yeni ve 4. duruşma 24.11.2006 saat 09:55 yapılacak. Ancak yine de "Esas hakkında savunma" yapılacak aşamada değiliz. Yapılabilecek olan, savunma hukuku, savunma dokunulmazlığı, hak arama özgürlüğü, hak arama yetkisi, ve ayrıca bu başlıkların SINIRI konularında bilgi, belge ve kaynak sağlanması gözüküyor. Özellikle "tutanak" temelleri ve biçimi konusu da hepimizin(!) sıkıntısı, bunun da irdelenmesi gerekecek. İlgi ve desteğinize teşekkürler. Ömer KAVİLİ Hukukçu, Yeni sanık |
25-09-2006, 11:16 | #50 |
|
sayın muzaffer erdoğanın önerisi çok yerindedir. bu önerisini destekliyor ve duruşmaya katılımcı olarak gdilmesi gerektiğini düşünüyorumm.
|
05-10-2006, 14:19 | #51 |
|
Kürsüleri ve cübbeleri bağımsız ve dokunulmaz olmayan her ülke; çağdaş demokratrik hukuk devleti özlemi içinde yaşar durur!
Savunmanın savunma sürecinde/faaliyetinde savunulacak duruma gelmesi,savunma anında/sürecinde "sanık" konumuna gelebilme ihtimalini düşünecek olması,savunmanın "sanık" olmadan sanığa hukuki yardımda bulunma çabası, sanık hakkına ve hukuk devletine vurulan en büyük darbedir! Savunma kürsüsü ve cübbesi bağımsız olduğu kadar dokunulmazdır da! Savunmanın ürkek ve tereddütlü hareket etmesi "adil yargılanma ilkesini" açıkça ihlaldır! Üzgünüm... Saygı ve sevgilerimle... |
23-11-2006, 22:12 | #52 |
|
Yeni sanık birazdan yola çıkıyor; yarın 24 Kasım saat 10 duruşmasına yetişmek için. Dönüşte izlenim ve düşüncelerimi paylaşmak üzere.
Yeni sanık |
25-11-2006, 00:28 | #53 |
|
Tutuklanmadım, yazmaya devam.
Bugün saat 09:45 yapılması gereken ve 11:25 yapılan duruşmada başkan rahatsızlığı nedeniyle değişmiş olup, bilirkişi inceleme gerekliliği konusunda karar verilmek üzere 26 Ocak 2007 saat 10:00 olarak ertelenmiştir. Sitemiz üye ve okuyanlarından ilgilenenlerin bilgisine. Ömer KAVİLİ Yeni sanık |
24-01-2007, 20:11 | #54 | |||||||||||||||||||||||
|
26 Ocak 2007 saat 10:00
Duruşmaya katılmak üzere yola çıkmak gerekiyor. Duruşmaların uzaması nedeniyle DURUŞMALARA KATILMAK AYRI BİR CEZA TÜRÜ GİBİ. Dönüşte bilgi paylaşmak üzere. Ömer KAVİLİ Hukukçu, yeni sanık |
25-01-2007, 12:28 | #55 |
|
Sizi kalben destekler bu hususun sonuclarini merakla bekliyorum. Saygilarimla
|
26-01-2007, 14:17 | #56 |
|
Sayın Kavili, duruşmanız nasıl geçti? Umarım lehinize gelişmeler oluşmuştur.
|
27-01-2007, 16:20 | #57 |
|
Savunma'yi Savunmak
SAVUNMA'YI SAVUNMAK Bu kez de TUTUKLANMADIM. Dizi Pusulası başlıklı belgenin örneğini avukat olarak görmüş ve bunun aslı olanını avukat olarak görememiştim; BELGE ASLINI ise ancak SANIK olarak gördüm. Benim gördüğümü YENİ mahkeme de (beni yargılayan Ankara 2. Ağır C.) GÖRDÜ. Belgenin ASLI ile ÖRNEK olanın, BİRLİKTE, BİLİRKİŞİCE İNCELENMESİ istek ve 3 duruşma boyunca diretmemizi ise mahkeme RET etti. (Gerekçe, "davanın hakaret davası olduğu, belge üzerinde ancak başka bir davada inceleme yapılabileceği" nedeniyle.) Başkan, Savcıdan konunun temeli üzerindeki yorumunu istedi ve savcı, sanığın BERAATİNE karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur" dedi. Bu isteğe karşı sanık savunmanı, (Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı) Avukat Hüseyin Yüksel BİÇEN söz aldı; "İddia edilen konunun temeli hakkında Savunmamızı hazırlamak üzere süre verilmesini isteriz" dedi. Mahkeme başkanı: (Savcılığın verdiği) Mütalaa zaten beraat istedi, beraatin ne savunması olacak yani, hemen söylerseniz karar uzamasın" dedi. Sanık, avukatının yanına doğru giderek süre isteğinde diretilmesini, ayrıntılı ve avukatlık hukukunu savunan savunma hazırlanacağını belirtti. Sanık savunmanı: Avukat görevi nedeniyle yargılanmaktadır, süre verilmesini isteriz dedi. KARAR: Sanık ve müdafiine esas hakkında savunma hazırlamak üzere mehil verilmesine, Bu nedenle duruşmanın 08.02.2007 günü saat 11:00'e bırakılmasına ob. Arkadaşlar, Size tutanağı birebir yazamıyorum, avukat bey, yazıcımız bozuk, duruşma zaptı veremiyoruz, yarın gelir alırsınız denildi. (Duruşma Cuma günü, ertesi gün ise tatil oluyor; pazartesini ise bekleyemedim.) "Yeni sanık" niteliğimi yok etmeye yönelik komplo var gibi geliyor. Ömer KAVİLİ Hukukçu, yeni sanık |
27-01-2007, 17:00 | #58 | |||||||||||||||||||||||
|
Hakaret davasında "İSPAT HAKKI" çerçevesinde belge üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını isteyebileceğimi düşünüyordum, düşünüyorum. Bu konuda elinde karar olan arkadaşların katkısını bekliyorum. Ömer KAVİLİ Hukukçu, yeni sanık |
27-01-2007, 17:25 | #59 |
|
Meslektaşımız Sayın KAVİLİ'ye, sabır,kolaylık ve de enerji dilerken, Sayın BİÇEN'in "iddia edilen konunun temeli hakkında" sunacağı savunmayı sabırsızlıkla ve merakla bekliyorum. Davanın yönü belli.
Sayın Kavili, lütfen yanlış anlaşılmasın. Yaşadıklarınız nedeniyle kişisel ve mesleki kaygı ve yorumlardan ayrı bir kulvarda, beraat kararından sonra meslektaşlarımızın şakalarına muhatap olacaksınız gibime geliyor . Geçmiş olsun diyor başarılar diliyorum. |
27-01-2007, 21:14 | #60 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın KEZER, Malatya ilinden bir avukatın bu inceleme ve saptamalarına SANIK OLARAK saygılar sunuyor ve üzüntünüzü paylaşarak azaltmak istiyorum. Üzüntümüzü azaltmanın diğer bir seçeneği olarak ise, AKLANMA KARARINI muhbirlere hediye etmek istiyorum. Ömer KAVİLİ Hukukçu, yeni sanık |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hakaret | madagaskar | Meslektaşların Soruları | 8 | 17-05-2012 15:18 |
internet üzerinden işlenen hakaret suçları | bcokelez | Meslektaşların Soruları | 16 | 13-10-2011 12:13 |
Hakaret suçu | Milano | Meslektaşların Soruları | 3 | 26-04-2008 01:10 |
Hakaret İçeren Haberin Yayınlanması | nuri | Hukuk Soruları Arşivi | 7 | 28-07-2006 23:17 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |