12-09-2008, 11:43 | #31 |
|
Yanında çalışan avukatı işçi gibi ya da proğramlanmış bir makine gibi gören zihniyeti kınıyorum.Meslektaş olmak, hukukçu ortak kimliğinde buluşmak varken sanki işçi -işveren ilişkisi kuruluyor.Bağlı çalışan avukat ne demek hiç avukat bağlı olur mu ?avukat tamamen bağımsız olmalı ,kimseye bağlı olmamamlı ancak maddi imkansızlıklar olunca genç avukat sömürülmeye müsait oluyor.Meslektaşlara biraz saygı diyorum.
|
12-09-2008, 14:07 | #32 |
|
Ne dayanışması yaaa!?? Aylardır AnkaraBarosu'nun ilan bölümüne ve burada Adliye Duvarı bölümüne büroma gider ortağı alacağımın ilanını verdim, tek tük arayan olsa da "Ben size döneceğim" deyip aramayan, aradığımda telini açmayan kişilerin meslektaşım olduklarından şüphe eder hale geldim. Biz avukatlar birbirimize saygı göstermiyoruz öncelikle, yardımseverlik yapıp uygun koşullar, bürosunu açmak isteyip de açamayan mesleğe yeni başlamış arkadaşlara bürosunu açan benim gibilerin de hevesi kırılıyor.
Homo homini Lupus.............Lawyer Lawyeri Lupus aynen böyle...Kimse kimseye hayat hakkı tanımıyo...Aramızda iyiniyetlilerin bu niyeti tırpanlanıyor. |
12-09-2008, 14:58 | #33 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Av.AAO,
THS'ye kayıt tarihiniz 13-01-2008 yani kayıt olalı, 8 ay olmuş. Bu süre içinde: 1- THS'de birşey öğrenmek için meslektaşlarınıza sorduğunuz soru sayısı 5, sizin soru soran meslektaşlarınıza verdiğiniz cevap sayısı 0. 2- Sizin sorularınıza cevap veren meslektaş sayısı 10, sizin bu cevaplara eklediğiniz teşekkür sayısı 1. 3- Site kütüphanesine eklediğiniz makale sayısı 0. 4- THS'deki binlerce başka paylaşım dolu mesaja eklediğiniz teşekkür sayısı 0 5- Adliyeye gidiyorum projesi içinde verdiğiniz ilan ve yardımcı olduğunuz meslektaş sayısı 0. Haklısınız, "dayanışma"dan yana bazı problemler var. Sanırız bazı meslektaşlarımız sadece işleri olduğu sürece aktifler ve herkesin kendilerine yardımcı olmasını beklerken, kendileri başkalarına yardımcı olamayacak (+hatta yardımcı olanlara teşekkür edemeyecek) kadar meşguller, ancak dayanışma eksikliğinden şikayet edecek kadar meşgul değiller. |
12-09-2008, 15:11 | #34 |
|
Sayın Admin,
Aynen dediğiniz veya ima etmeye çalıştığınız üzere "Şikayet Etmek" için meşgul değilim olmam da(Bir nebze meslektaşların birbirine ilgisizliğine dikkatinizi çekebilmişim ne mutlu) Ayrıca benim tutulan bilgilerimi tek tıkla "Genele" aktarmanızı da yadırgadım, daha önce rastlamamıştım. Göstermeye çalıştığınız şey, teşekkür etmeyenin soruları cevaplamayanın "Şikayet Etmeye" hakkının olmadığı mı? (Bakın iğneyi ne kadar da derine batırdım) İmalarınızdan anlaşılan teşekkür etmeyenin veyahut sorunlara cevap yazmayanların siteyi ve hukukçuları eleştiremeyeceği... Eğer ki bu düşünüş içerisindeyseniz(yani en ufak şikayette böylesine madde madde bilgilerimi döşenecekseniz) vay ki vay gidişata. Bu kadarını da ummazdım, ayrıca Adminliğin üstüüüün yetkilerinizi de kullanarak üyeliğimle ilgili tasarrufta bulunursanız tek söyleyeceğim şudur Size iyi günler, birlikte daha önemli konulara kafa yormamız dileğiyle. |
12-09-2008, 15:19 | #35 |
|
Sayın Av.AAO,
Meslektaş dayanışması bir tulumba gibidir; akması için önce biraz su dökmeniz gerekir. Saygılarımla. |
12-09-2008, 15:20 | #36 |
|
Sayın Av.AAO,
Sizinle ilgili gizli bir bilgiyi genele aktarmış değilim, profilinize girilince bunlar zaten görülebiliyor. Şikayet etmek için elbette bir önkoşul yok. Siz de taşın altını kendi elini koymayan ama herşeyden de şikayet eden çoğunluğa katılabilirsiniz bu her vatandaşımızın olduğu gibi sizin de en tabii hakkınız. Ben sadece şikayet ettiğiniz dayanışma eksikliğinin analizini yapıp, nedenini arz etmeye çalıştım, sizi ikna edebileceğimi zaten sanmıyordum. Sizi veya başka bir meslektaşımızı bir parça düşündürebildiysem o da benim için büyük mutluluktur. |
12-09-2008, 15:34 | #37 |
|
Sayın Av. AAO,
Büronuza ortak olmuyorlar diye avukatlara kızmanızı pek anlayamadım. Bir çok insan ilanlara ilgi duyuyor. Hatta bazıları işi o kadar ileri götürüyorki hiç ihtiyacı yahut ilgisi de olmadığı halde, sırf meraktan çatlamamak için arayıp, koşullarını soruyor. Böyle manyaklar da yok değil. Netice itibariyle mesleğimizi icra etmek hakikaten zor. Ben sizin isyanınızı az çok tahmin ediyorum. Umuyorum en kısa zamanda her şey yoluna girer ve siz büro gider ortağı almak yerine büronuzu büyütür, çalışacak avukatlar ararsınız... Ama yine de sakin olmak her bakımdan faydalııdr. |
12-09-2008, 15:56 | #38 |
|
hukukçu olarak yapılabilecek çok meslek var
bence avukatlık mesleği kötü bir dönem yaşıyor bunun pek çok sebebi var ama genç kardeşlerime naçiz tavsiyem avukatlıktan başka alternatifleri de düşünmeleridir. sevgiler av. m. emin öztürk |
12-09-2008, 17:27 | #39 | |||||||||||||||||||||||
|
|
13-09-2008, 00:18 | #40 |
|
Değerli Arkadaşlar,
Bundan sekiz yıl önce ben ve benim gibi düşünen birkaç arkadaşım İÜ Hukuk Fakültesi'nden sonra hiç bir kamu görevine talip olmaksızın avukat olmayı düşlüyorduk. Hatta, mezun olmadan önce ilk büroyu kimin açacağı, kimin önce sekreter çalıştırmaya başlayacağı konusunda bahis de tutuşmuştuk. Aradan geçen 8 yıldan sonra, avukat olmaya mecbur kalan, kamu sınavlarından veya başka işlerden umduğunu bulamayan arkadaşların ilerisine gittiğimizi görüyorum. Eğer siz de, avukat olmak zorunda kalan avukatlardansanız, lütfen mesleği bir an önce terk etmeye bakın. Zorla evlilik olmayacağı gibi, zorla avukatlık da olmaz. Avukatlık da (diğer pek çok meslek gibi) gönül işidir. Mesleğe başlarken bir süre kendi başınıza yol almamanızı şiddetle tavsiye ederim. Meslek müvekkillerin hukuku ile oynayarak öğrenilmemelidir. Ben de 1 yıllık staj ve üzerine 3,5 yıl bağımlı olarak çalıştım. Bu dönem zaman zaman sizi üzse de daha sonra müvekkillerinizin üzülmemesini sağlar. Mesleğin başlangıcında mutlaka bir süre yoğun icra uygulaması yapınız. Mutlak ceza deneyimi elde ediniz ve yabancı dilinizi geliştiriniz. En önemli sorunumuz, müvekkil kazanmadır. Bu konuda, en güzel şey, alacağınız işlerin size müvekkil kazandırmasıdır. Bu konuda hızlı bir gelişme olmayacağını göreceksiniz ama sonuçta olduğunu da anlayacaksınız. İnsanlarla iletişime geçmekten korkmayınız. Ancak iletişime geçerken de ahbap-çavuş tarzı bir ilişki içine girmeyiniz. Ekonomik durumunuz uygun değilse, balıklama mesleğe dalmayınız. Çünkü bu durum anlaşıldığında insanların sizi her türlü kullanmaya çalıştığını görecek ve mecburiyetleriniz nedeniyle de bundan yakanızı kurtaramayacaksınız. Özgürlüğünüzü kaybetmemek için de hiç bir zaman birilerinin koruyucu kanatları altına girmemeye veya tüm yumurtalarınızı aynı sepete koymamaya özen gösteriniz. Kitap almaya ve okumaya zaman ayırınız, dava açmadan önce mutlaka araştırma yapınız ve samimi olunuz. SAMİMİYET, yapacağınız yanlışlardan dönmeye ve adliyede itibarınızı korumanıza yardımcı olur. Akçalı ilişkilerden veya ağırlığın sizin üzerinde oluştuğu dengesiz ilişkilerden uzak durunuz. Konuştukça yazmaya devam edeceğim. Herkese selamlarımı gönderiyorum. Av. Savaş TUNCA av.savastunca@gmail.com |
13-09-2008, 01:23 | #41 |
|
Bu forumdaki mesaj ya da teşekkür sayısı, mesleki dayanışmanın ölçüsü mü?
Mesaj ve teşekkür sayıları mesela admin gibi olanlar mesleki dayanışmacı; mesela benim gibi az olanlar mesleki dayanışma karşıtları mı? Gereksiz bir yarış içine girmeyelim bence. Şunu unutmayalım, herkesin tecrübesi, yaşadıkları bilgileri vs farklı olabilir. !5 senelik bir avukatla bir iki yıllık -mesela benim gibi- tecrübesi olan bir avukatın bu gibi forumlarda yazdıkları muhakkak farklı olacaktır.Bu kaçınılmaz. En azından nicelik olarak. Nitelik olarak yer yer değişebilir ama muhakkak onda da belirgin bir farklılık olacaktır. Keşke kaç forum konusunu okuduğumuzda görülse idi Tüm bunlar bir yana bir kelime bile yazana bazen kucak dolusu teşekkür sunmak istiyorum. Ama kesinlikle olabildiğince katkı sağlamamız gerekiyor ama biraz cesaret işi, yazdıklarımızın çok doğru ya da en azından tecrübe edilmiş olması gerektiğini düşündüğüm için genelde yazmamayı tercih ediyorum, yararlı olacağım derken zararlı olmamak adına. Ama biraz daha cesaret edip, meslektaş sorularına özellikle cevap aramak, yazmak gerekir diye düşünüyorum. Bu arada Av.Savaş Bey'in de eline ,ağzına sağlık... |
13-09-2008, 01:28 | #42 |
|
Ama şurası bir gerçek, binerce iletisi olanlara ve özellikle teşekkürü olanlara da imrenmiyor değilim )
Gerçekten de aramızda bazıları var ki şiir gibi, biraz daha steye alışıp, okudukça katkılarımızın artması temennisi ile |
22-10-2009, 17:57 | #43 | |||||||||||||||||||||||
|
Hukuk mezunu olupta avukatlık ve kamu dışında başka hangi alanlarda çalışabiliriz? Bir de açıköğretimden işletme okuyup şirketlerde veya sigortacılık alanında hem işletmeci hem de hukukçu olarak bir konumumuzun olma ihtimali var mı? Ben avukat olmak için bu bölümü seçtim ama biz mezun oluncaya kadar her yer avukat olacak gibi... |
23-10-2009, 14:49 | #44 |
|
Bende tam olarak ne yapacağını bilmeyen avukat adaylarındanım ve çok umutsuz ve mutsuz kafam o kadar karışık ki anlatamam. Nasıl bir düzen varmış böyle biz bunun için mi, o kadar okumuş heder etmişiz kendimi hatta bazen kendi kendime diyorum ki niye 4 yılda bitrmek için bu kadar uğraştıM ki bıraksaydım da gözlerim kör umutlu şekilde biraz daha yaşasaydımmm
|
16-02-2010, 23:08 | #45 |
|
Merhaba... Bu başlığı açarken neler yazılacak diye merak ediyordum. Paylaştıklarım o anki tereddütlerimi yansıtıyordu aslında. Sonra bir karar verdim. Kıdemli bir meslektaşın desteği ile şimdi kendi işimin sahibiyim...
Oluyormuş. Bir bürom ve dosyalarım var. Mesleğimi seviyorum. Herşeyden önemlisi artık "avukat yanında çalışan bir avukat" değilim. Az kazanıyorum, çok kazanıyorum, bazen hata yapıyorum ama hepsi kendime. Araştırıyorum, okuyorum, bu arada yüksek lisans tezimi bile yazdım. Bunları bu başlığın altına kafasında soru işaretleri ile kaygılı ruh hallerini anlatan sevgili öğrenci arkadaşlarım için yazıyorum. Meslekte başarı=çalışmak. Kaygılar bir raddeye kadar doğru, ama neden olmasın.. Hukuk fakültesi okumuş, mesleğe gönül vermiş tüm hukukçular için kapılar açılacaktır. Yeterki bir kere zorlayın.. Gerek bilgi ve tecrübe gerekse disiplin ve çalışkanlık ve tabi ki en baştan söylediğim gibi bu meşakketli yolda, dayanışma, tecrübe ve bilgiyi paylaşarak bir parça ışık tutmak mesleğe yeni adım atanlara, altın anahtarlar... |
17-02-2010, 11:48 | #46 |
|
Sn. av. gokcen,
Mevcut durumunuza çok sevindim, Sizin gibi güzel örnekleri duyunca çok mutlu oluyorum. Ne yazıkki etrafım başarısızlık örnekleriyle dolu biri de tuttursun ve devam etsin diyorum ama yok özellikle bayan meslektaşlarım büro açmayı deneyip pişman olup tövbe ederek kapatıyorlar ve bende çok etkileniyorum bu ortamdan. Mesleğimin 5.yılındayım, 3 yıldır bir şirkette mutsuz bir şekilde avukatlık yapmaktayım, ortam rahat tek avukatım ancak iş kesinlikle tatmin etmiyor ve artık mutsuzluğumun farkındayım, İkilemdeyim tek hayalim olan büro açmayı istiyorum ama bir taraftan başka şirketlere başvuruyorum. Şöyle ki psikolojik durumumun artık adliye ortamını özellikle haciz ve icraları kaldırmayacağını düşünüyorum,İstanbuldaki ortam hepinizin malumu. Ve bende şirkete girmeden önce çok çekenlerdenim. Müvekkil bulmakta çok zor elbette ancak özellikle adliye ortamı tüylerimi diken diken ediyor hevesimi kırıyor Kendi işimi kurmayı bu kadar istiyorsam neden İstanbula geldim diye düşünmeye başladım İstanbulda herşey daha zor. Sizi tebrik ederim umarım bende doğru olanı kısa zamanda seçip daha geç kalmadan yoluma devam edebilirim. Umut verdiniz, yolunuz açık olsun |
18-02-2010, 16:44 | #47 | |||||||||||||||||||||||
|
Çok güzel bir yazı ve bence insanlar bu sese kulak vermeli |
22-02-2010, 16:36 | #48 |
|
Herkese iyi günler.Büromu açalı henüz 1 hafta oldu.Ben avukat oluncaya kadar çok zor bir dönemden geçtim.4 sene hukuk okuduktan sonra hemen evlendim.Ve dünyalar tatlısı bir çocuğum oldu.Bu arada (oğlumla birlikte ) kaldığım dersleri vermek için uzun yolculuklar yapmak ve çok ama çok çalışmak zorunda kaldım.Çalıştım da.Hiçbir zaman karamsar düşünmedim..
Ve şu anda kendi büromda kendi işimin başında bulunmaktayım.Üstelik dünya tatlısı yavrum da 4 yaşına geldi Bütün bunları yaparken de vefakarlıkta sınır tanımayan ,müthiş bir okuma aşkı ile dolu olan aileme ve her zaman arkamda duran beni sınavlarıma oğlumla birlikte getirip götüren ,maddi ve manevi bana hiçbir sıkıntı yaşatmayan hakkını asla ödeyemeyeceğim eşime sonsuz teşekkür ediyorum.Bunca zorluktan ,bunca sabırdan sonra açtığım bu bürom o kadar kıymetli,o kadar anlamlı ki benim için. Yeter ki siz önünüze gelen fırsatları güzel değerlendirin ve gerisini zamana bırakın. Ve lütfen unutmayın;zor diye birşey yoktur,imkansız zaman alır.. |
01-03-2010, 20:39 | #49 |
|
Sn.av.Gökçen,
Tebrik ederim.Ben hukuk 2. sınıf öğrencisiyim ve benim de gerçekten çok büyük kaygılarım var,Avukat olsam tutunabilir miyim bir ismim olur mu müvekkillerim olur mu.. Hakim savcılık sınavını kazanabilir miyim gibi.. Üstüne bir de vakıf üniversitesinde okumanın getirdiği "etiket" ekleniyor.Dışarıdan vakıf üniversitesinde okuyanların para verip mezun olduğu sanılıyor ama tam aksine devlet üniversitelerden gelen hocalarımızın yaptığı sınavlardan geçer not almamız gerekiyor ve kalırsak sadece yaz okuluyla geçebiliyoruz (kredi başı 300 tl). Bunun yanı sıra benim gibi burslu olan bir çok öğrenci var, veya burslu olmayıp çok çalışmaları sonucu başarı bursu alanlar da var. İleride mezun olduğumda yiyeceğim etiket yüzünden endişeliyim en çok, çünkü herhangi bir devlet üniversitesi öğrencisinden yaz okulu korkusuyla daha çok çalışıyorum ve paramla değil emeğimle geçiyorum.. İnş çalışmalarım sonucunu verir de bir yerlere gelebilirim. Çünkü hukuk diploması her kapıyı açan bir anahtardır. En azından böyle söyleniyor, göreceğiz |
02-03-2010, 10:55 | #50 |
|
Merhabalar...
mesleğe başlayalı 6 ay oldu, bu süre içerisinde 30000 lira para kazandım ve bitecek dosyalarım ve müvekkillerimden alacaklarımı da hesapladığım zaman hala almam gereken bi 25000 lira daha olduğunu görüyorum, kısacası ayda neredeyse 10000 lira gibi bi para kazanıyorum, son 40 gündür hiç iş almadım ama yine de panik yapmıyorum. Burda siz değerli meslektaşlarıma hava atmak, reklamımı yapmak niyetinde değilim, muhtemelen çoğunuz benden daha iyi de biliyosunuzdur bu işi ( ben de işimi iyi yapıyorum yanlış anlaşılmasın . Benim yapmak istediğim, belki de bi kaç tanenizi cesaretlendirip kendi ofisini açmasını sağlamaktır, aksi taktirde sömürülmeye devam edersiniz, Ben başlarken 3 tane ortaklık teklifini reddettim ve iyiki ettim, çünkü birilerinin adı altında çalışmak zordur, daha iyi kazanacak olsak dahi bunu yapmamalıyız, ben borçlandım ve ofisimi açtım, ilk kiramı ve mobilya taksidimi ailem ödedi, gerisinin hepsini ben ödedim, ailem bi sürü desteğim oldu ve huzurluyum şimdi. Bence mutlaka ofisinizi açın ve çalışmaya bir an önce başlayın, inanın benim hiç kimsem yoktu ve kazanıyorum ve inanın siz daha iyi kazanacaksınız. Sonsuz saygılar... |
02-03-2010, 14:22 | #51 |
|
Selam
Sayın Meslektaşım;
Çalıştığın yerde ne öğrenirsen kar,öncelikle uygulamaya dair konuları algılmak sonra uygulamaya alışmak,gerisi de gelir zaten... |
02-03-2010, 15:39 | #52 |
|
Sn.av.gökçen tebrik ediyorum adınıza çok sevindim ben de hukuk fak. son sınıf öğrencisiyim ve çok kararsız dönemler geçiriorum.bu başlık altında güzel ve yararlı bilgiler edindim.umarım bizde sizin gibi bir sonuç alırız ierleyen zamanlarda..
|
15-06-2010, 19:45 | #53 |
|
Bende hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim ve hala bütünlemelere girdiğim halde telaşa düştüm.Daha önce 3.sınıfta diğer arkadaşlarım gibi çalıştım ve ilk kez gittiğim adliyede paramın üstünü istediğim için azarlandığımı hatırlıyorum, çok üzülmüştüm.Sistemin rüşveti en güzel kamufle eden kesiminin adliyede olduğunu bilsem inanın bende bu mesleğe hiç başlamazdım,bağımsız düzgün bir meslek hayaliyle hukuk seçtim, asla da hukuk okuduğum için pişman değilim;hukuk hayata bakışınızı çok fazla değiştiren ve geliştiren bir meslek dalı.Ama İstanbul gibi bir yerde her şeyin cv denilen komik bir iletişim aracıyla halledilmesinden, stajyer ararken hukukçu değil tercüman aranmasından,adliyelerdeki tavırdan dolayı çok büyük üzüntü duyuyorum.Herkes gibi bende geleceğimden endişeliyim; çünkü stajyer avukat değil stajyer köle alınan bir dönemin hukukçularıyız,İstanbul'da herkes bir stajyere asgari ücretten daha az maaş verildiğini bilir, hatta çoğu özel okul mezunu arkadaşımızında para ihtiyacı olmadığı için bedava staj yapıp bizide zor durumda bıraktıklarını söylemeden edemeyeceğim.Adalet için savaşılan bir alanda,onurlu ve adil meslektaşlar olmamız gerekir,benden daha kıdemli sayın meslektaşlarımdan ricam; sizde bu mesleğe yakışan bir biçimde davranın ve lütfen büronuzu salt ticarethane, müvekkillerinizi salt para ve stajyerlerinizi köle olarak görmeyiniz.
Saygılarımla. |
18-06-2010, 22:06 | #54 |
|
umutsuzluk yok
siz gençsiniz ağlaklamayı bırakın önünüze bakın çalışın kazanın ve yaşayın kolay olsaydı yaşamak, veya çalışıp büyük sofralar kurmak, olmazdı yeryüzünde açlık ve yoksulluk ve zulüm, taşı sıksanız suyunu çıkarırsınız, hayat sizi bekliyor ve adil değil kabul edin teslim olmayın adalet bir ide'dir. idealdir, ona doğru koşmak her namuslu insanan vazifesidir, bizim, yani avukatların ise iki kez vazifesidir. gençlik en büyük güçtür, ve herkese sunulur, (hemen hemen herkese) bu gücün kıymetini bilin hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. |
18-06-2010, 23:49 | #55 |
|
Bu kadar çok kaygıyı okuyunca kaygılanmamak elde değil.
Kaygıların sebebini büyük beklentilere bağlıyorum. Öğrencilik hayatı boyunca mezun olduğunda altın kol saati takıp lüks otomobillere bineceğini hayal eden öğrenci mileti, malesef icra dairesinde talep açmak için yarım saat sıra beklediğini, hacze çıkabilmek için memura dil dökmek gerektiğini görünce (istanbul için) büyük hayal kırıklığına uğruyor. Neticede de 'keşke' lerle dolu cümleler geliyor. Cesur olmak gerek, özverili olmak gerek vs vs bir araba kişisel gelişim içeren söz söylenir bu konuyla ilgili ama diğer öğrencilik arakaşlarınında haline arada bir bakmak gerek ilk önce. Aynı dönem mezun olduğumuz pek çok arkadaşımız iş arıyor. Biz ise bir avukatın yanında çalışmayı gururumuza yediremeyip 'yok arkadaş çımış bu dünyanın çivizi yaşanmaz artık' diye isyan ediyoruz. Sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilmiyoruz galiba. Ümitvar olmak gerek. |
21-06-2010, 11:07 | #56 |
|
İlk başlarda aynı kaygıları ben de yaşadım. Hakimlik sınavına hiç girmedim. Staj evresinde kurum avukatlığı mı yapsam diye de düşünmedim değil doğrusu. Kendi büromu açtım maddi durumum elvermediği halde ve yaklaşık 1,5 yıldır kendi işimin patronuyum. İşlerim var çok şükür ama daha ödenmeyi bekleyen sigorta primlerim ve öğrenim kredisi var. Ama yine de korkmuyorum, iş geldikçe kendime olan güvenim artıyor. Nacizane tavsiyem sakın korkmayın, işinizi sevin, araştırın, okuyun (her şeyi bilmemiz mümkün değil) En azından ben öyle yapıyorum
|
22-06-2010, 15:13 | #57 | |||||||||||||||||||||||
|
Ne güzel tesadüfki forumu daha açmadan son mesaja gidip şunu yazmak istedim "bu işin sırrı KORKMAMAKTA korkmayın hemde hiç sadece cesur olun şu an iyi durumda olanların geçmişlerini irdelediğinizde cesaretleri sayesinde var olduklarını göreceksiniz." Gördümki sizin yazınızında ana fikri tamda bu yaşayarak bunu söylüyorsunuz hem de.Demekki işin sırrını sizde bende yakalamışızBaşarı ve mutlulukla haa birde bol kazançlı günler dilerim size... |
24-06-2010, 22:29 | #58 |
|
Açıkçası ben msjımı korkuyorum, ben çalışamam diye yazmadım.Asla pes etmek değil niyetim, ama kaygıların paylaşarak azaldığını düşünenlerden oldum hep,ayrıca emeksiz hiç bir şey olmadığını iyi biliyorum.Şartların ne kadar zor olduğunu dillendirince insanlar nedense rahatsızlık duyuyor,hiç kimsenin mükemmel paralar beklemediğinden emin olabilirsiniz yanlız yaşamak için en azından ev kiranızı ödeyecek bir meblağ kazanmak zorundasınız çünkü burası İstanbul şartlar belli.Buarada stajyerliğimi yapabileceğim gerçekten içime sinen çok güzel bi avukatlık bürosunda çalışmaya başlıycam; ama şuan mezuniyetten sonra tatil planları yapan arkadaşlarımın yerine ben bir çok iş görüşmesi yaptım farklı yerlerden sohbetlerle dahi olsa bir çok deneyim öyküsü dinledim ve nihayet istediğim gibi bir yer buldum,amacım kimseyi karamsarlığa sürüklemek değil tam tersi hayatın toz pembe olmadığını ve çok çalışılması gerektiğini vurgulamaktı. Umarım diğer arkadaşlarımda kendilerine uygun yerler bulurlar.Saygılarımla.
|
03-07-2010, 17:47 | #59 | |||||||||||||||||||||||
|
|
05-07-2010, 12:49 | #60 |
|
Ümit aşılamak bazen hayalcilik olur.Avukatlık mesleği eğer şartlar değişmezse dahada kötüleşecek.Kontejyan ve fakülte sayısı 2 ye katlandı.İşler ise tam tersine azaldı.Gelecek nesiller körü körüne kendini riske atmasın.Kamuda işe girme veya başka mesleklere yönlensinler.Yoksa yıllar ve sermaye heba edilir.Buraya olumlu yazanlar geçmişi baz alıyor ama gelecek için konuşmak gerekirse karanlık derim ben.Avukat sayısı önümüzdeki yıllarda yılda 10 bin 10 bin artacak.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Gelecek vaad eden hukuk dalı sizce hangisi? | av.sally | Konumuz : Hukukçular | 26 | 25-05-2015 17:01 |
Genç Hukuk Projesi | ras0ir | Hukuk Lisans Eğitimi | 13 | 21-06-2010 21:12 |
Genç Hakimin Gurur İntiharı | Viyola | Hukuk Haberleri | 17 | 11-07-2007 17:05 |
Avukatlar Gününde Avukatların Sorunları Üzerine | Kadir COŞKUN | Konumuz : Hukukçular | 2 | 06-04-2007 09:29 |
genç arkadaşlara tavsiyeler | av. aslı uçaravcı | Hukuk Sohbetleri | 0 | 30-11-2006 22:43 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |