16-11-2011, 16:12 | #271 | |||||||||||||||||||||||
|
Avukatların üzerinin aranmasının makul olduğunu savunanlar (en azından bu forumda), tanıdığım kadarıyla ceza davası almamaktadır. Sizin ve Sayın Janveljan'ın alıp almadığını merak ettim. Cevap verirseniz, konuyla ilgisini açıklarım. |
16-11-2011, 16:18 | #272 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Suat Ergin, benzer bir soruyu benim dışımda bir başka meslektaşımıza da sormanızdan mini bir anket çalışması başlattığınız anlaşılıyor.Yeterince açık bulmadığım bu anket çalışmanızın tartıştığımız konuya herhangi bir katkısının olmayacağını düşündüğümden yüksek müsaadelerinizle bu çalışmaya katılmak istemiyorum.Size anket çalışmanızda kolaylıklar dilerim. |
16-11-2011, 16:24 | #273 |
|
Sayın Ergin'in aslında soru sormadan da konuya katkı sunması mümkündü. Keşke böyle yapsa idi. Ama o içtenlikle soru sormayı tercih etmiş.
Benim, Sayın Ergin'in muradına ilişkin çıkarımım şu: Mesele kamu hukukuna değgindir, kamu hukuku ile ilgilenmeyenler veya özel hukuk mantığına yatkın olanlar için konunun değerlendirme ayrımına uğradığını düşünüyor sanırım kendileri... (ki, ben böyle düşünüyorum.) Sayın Ergin'den dileğim ise şu: Tesbitimde yanılmıyorsam, konuya ilişkin açıklamalarını, kimseden cevap beklemeden yapması ve paylaşması. Zira, böyle bir şeye hiç mi hiç gerek bulunmamaktadır... Saygılarımla. |
16-11-2011, 16:24 | #274 | |||||||||||||||||||||||
|
Neden "alınganlık " gösterildiğini anlamadım. Ceza davası ya alıyorsunuzdur ya da almıyorsunuzdur. Bu forumda ve başka forumlarda da," avukatın üzerinin ve bürosunun aranmaması" gerektiğini savunanlar hep ceza davası alan meslektaşlarımız oldu(Ceza davası almayıp, aynı şeyi savunan meslektaşım var mı, bilemem. Varsa da sevinirim). Bunun tesadüf olmadığını düşünüyorum. |
16-11-2011, 16:29 | #275 | |||||||||||||||||||||||
|
Benim bir tesbitte bulunabilmem için elimde veri olması gerekirdi. Yoksa yazacağım konu tahminden öteye gitmezdi. Sorduğum soruda biçim ve içerik olarak rahatsızlık verici bir şey olduğunu zannetmiyorum. Rahatsız olan meslektaşım varsa, rahatsızlığını dile getirirse üzerine yazışırız. Öte yandan, birinci paragraftaki tesbitinizle muradıma tam yaklaşmış değilsiniz. |
16-11-2011, 16:34 | #276 | |||||||||||||||||||||||
|
Tesadüf olmadığını düşündüğünüz bu tespitinizin gerekçesini konu bağlamında açıklamanızı rica edeceğim. Ceza davalarıyla ilgilenen ve özel yetkili ceza mahkemelerinde de dava takip etmiş biri olarak kendime göre çıkarımlarım var ama sizin gibi tecrübeli ve değerli bir hukukçunun bakış açısını öğrenmeyi öncelikle önemsediğimi ifade etmeliyim. Saygılarımla.. |
16-11-2011, 16:40 | #277 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım bırak ne desen "tam yaklaşmış değilsiniz" diyecek. Ne demekse, yaklaştınız diyecek zahir. Bir orijinal adamdır Sn. Ergin. |
16-11-2011, 16:58 | #278 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkür ederim. Uzun bir mesaj yazmaya hazırlanıyordum. Ama önce hazırlık yapmam gerekiyordu. O yüzden şimdi özet yazayım. Kimse alınganlık göstermesin ama sadece "hukuk davası" alan meslektaşlarımızın çoğu, "savunma hakkı" konusunda "ceza davası da alan" meslektaşlar kadar hassas değiller. Bunun nedenlerinden birisi, ceza mahkemelerindeki yargılama esnasında savunmanlar karşısındaki yargıyı/iktidarı çok sert bulmaları ve çok haksızlığa uğradıklarını düşünmeleri olabilir. Ceza hakimi adeta devleti temsil ettiğini sanmaktadır. Daha asık suratlı ve daha sert olur. Statükocudur. Yasada yer almamasına rağmen her "gereği düşünüldü" denildiğinde avukatın ayağa kalkmasını ister. Çünkü aksi durumda devlet/iktidar aciz duruma(!) düşürülecektir. Aynı başlıklı foruma göz atın, yine "Bunu büyütecek ne var canım. Kalkmak ayıp mı" mealinde mesaj yazanların çoğu da "hukuk davaları" takip eden avukatlardır. Çünkü Devlet/İktidar/Erk ile sorunları yoktur. İşkence gören müvekkili ile emniyette görüşen ceza avukatı, işkence ve insan hakları konusunda daha hassastır. Gözaltında müvekkilini göstermiyorlarsa görmek için, sınırları zorlar. Sistemi sorgular, iktidarla karşı karşıya gelir. Yeri geldiğinde iktidarla hasım yapılır. Telefonları dinlenir. Yıllar önce DGM'de ilk siyasi davamı almıştım. Bu konuyu başka bir forumda da aktarmıştım. Müvekkilem aynı zamanda sekreterimdi. Ağabeyi geldi. Ben de ona sanki içime doğmuş gibi "emniyete görüşmeye gittiğinde yüksek bir avukatlık ücreti ödediğini" söylemesini öğütledim. Emniyete gittiğinde " Suat Bey çok iyi avukattır, kaç para verdiniz" diye sormuşlar. Daha 2 yıllık avukattım beni tanımaları mümkün değil. Araştırdıkları şey, örgüt avukatı olup olmadığım idi. Başka bir olay...DGM'de selam alıp vermeyen başkan, ağır ceza mahkemesi başkanı olduğunda; kalemde dosya incelerken bana "nasılsınız Suat Bey "demişti. Konuya sizin hatırınız için girdim. Dediğim gibi hazırlıklı değildim. Daha sonra devam ederim belki. Ama konunun özünü iktidar(Hükümet değil) ile savunma hakkının mücadelesi oluşturmaktadır. |
16-11-2011, 17:03 | #279 | |||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla.. |
16-11-2011, 17:09 | #280 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkürler Üstad, devamını dilerim yazınızın. Ceza hukukçuluğu ve savunmanlık refleksleri anlamında ceza davalarında zihnimizde kopan fırtınaları, savunma kaygılarını, empatiyi ve ayrıca işin fiili çatışmalarını, (emniyet, savcılık, zorluklar ve önyargılar.) kovuşturma süreci başladığında yargılama makamının (yargıcın) formasyondan kaynaklanan öncül refleksleri ile mücadele... Her bir dilekçenin adeta dokuz doğurarak yazılması sancıları... Ahh, ahh... Bir ben bir Allah bilir... Saygılarımla. |
16-11-2011, 17:34 | #281 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstad, ben önceki yazılarımda özetle kamunun genel güvenliği gerekçesiyle avukatların çantalarının hakim ve savcılarla birlikte X-ray cihazından geçirilmesinin savunmayı sindirmeye yönelik avukatın üzerinin aranması niteliğinde görmediğimi, bunun dışındaki elle yada başka yöntemlerle avukatın üzerinde yapılacak aramaların kesinlikle kabul edilemez olduğunu ifade ettim. Dolayısıyla yukarıda alıntıladığım yazınızda beni "avukatın üzerinin aranmasının makul olduğunu savunanlar" şeklinde sınıflandırmanızın haksızlık olduğunu düşünüyorum. Bu tartışma başlığındaki genel düşüncem bu olmakla birlikte özellikle Sayın emrahcevik'in çantanın x ray cihazından geçirmekle başlayan sürecin,idare tarafından suistimal edileceği ,uygulamanın kademe kademe üst aramasına kadar gideceği şeklindeki görüşüne de katılıyorum. Evet maalesef İsviçrenin güvenlikli bir kantonundaki bir adliyede değil ,dünyanın en kaotik yeri olan Ortadoğu coğrafyasının kitlesel teröre en yakın bir şehrindeki bir adliyede çalışıyoruz.Bu haliyle çantaların girişte x-ray cihazından geçirilmesi makul. Öte yandan da bu uygulamaları yapacak adalet bakanlığı da İsviçre yada İsveç Adalet Bakanlığı, Oslo Cumhuriyet Başsavcılığı değil.Avukatları, yargının eşit ve asli unsuru olarak görmediğini bütün uygulamaların da gösteren,biz avukatları dışlayan,savunmanın alanını daraltmaya çalışan bir teşkilat var karşımızda.Bu zihin yapısının makul bir uygulamayı belli bir süreç sonunda biz avukatları adliyeye gelmekten bıktıracak uygulamalara dönüştürmesi yüksek olasılık gibi görünüyor. benim gibi düşünmeyen meslektaşlarımın bu yöndeki endişelerin büyük ölçüde haklı buluyorum. |
16-11-2011, 23:29 | #282 | |||||||||||||||||||||||
|
toz ve kıvılcım
Ben önceki cevabımda bana ceza davası alıp almadığım yönünde yöneltiğiniz sorunun ve alınacak cevabın tartışma konumuza bir katkısının olmayacağını ifade etmiştim.Yukaırdaki kimi meslektaşlarımca oldukça beğenilen cevabınızdan sonra da aynı şekilde düşünüyorum. Evet hukuk dosyalarım kadar yoğun olmamakla birlikte ceza davalarım da var, ağır ceza dosyalarında müdafiliğimde .Ancak bunun aksi de olsaydı bu durum benim “savunma konusunda hassas olmamamı” “Devlet/iktidar/Erk ile sorunsuz” olmamı gerektirmezdi.Tıpkı salt ceza işi yapan bütün avukatlar için tam tersinin kabul edilemeyeceği gibi. Benim sırf muhalefet yapmak için muhalif tavır takınmak gibi bir derdim yok.İktidar sahiplerinin tüm uygulamalarını onaylamak ve savumak gibi bir zorunluluğumda.Bunları şahsi bilgi ve birikimlerimin,tecrübelerimin süzgecinden geçirir kimisini onaylar ve destekler kimisine ise karşı koyar ve en sert şekilde eleştiririm. Benim forum konusundaki düşüncelerim tüm açıklığıyla ortada duruyor.Bunlara katılmaz ve doğru bulmadığınızı söyleyebilirsiniz.Bende sizden bu konudaki düşüncelerimin neden yanlış olduğunu, size göre doğruların neler olduğunu gerkeçeleriyle dinlemek isterim.Bu konuda sabit fikirli değilim.emrahcevik adlı meslektaşımın görüşlerinden yararlandığım ve desteklediğim gibi sizin aksi yöndeki düşüncelerinize de değer verir ve belki de onaylayabilirim. Bu yöndeki düşüncelerimin şekillenmesinde ceza dosyalarımın azlığı ya da çokluğu gibi, kim bilir belki ilkokul sıralarında yaşlı ninmden dinlediğim hikayelerin ,masalların da etkisi vardır.Ancak orta yerde duran fikirlerimi eleştirmek ve kendi düşüncelerinizi paylaşmak yerine Freud vari analizlere girişmenin bu tartışmaya bir faydasının olmadığını düşünüyorum. Namık Kemal Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar demiş. Fikirlerimizi tokuşturalım ki hakikatın kıvılcımı ortalığı aydınlatsın.Fikirlerimiz yerine ceza ve hukuk dosyalarımızı tokuşturursak hakikat kıvılcımı yerine mebzul miktarda toz çıkar ortaya.Suat bey sizi bilemem ama kronik alerjik rinitten muzdarip biri için bu hiç de istenen bir şey değil inanın. |
17-11-2011, 00:45 | #283 | |||||||||||||||||||
|
Sonuç olarak çantamı arayamazlar, arattırmam. İsterse kallavi kanununda koysunlar... Aratmam. Saygılarımla |
17-11-2011, 09:09 | #284 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın ERGİN; Benim yazdıklarımdan sonra
Ben ceza yargılaması sırasında sanık vekilinin müvekkiliyle yan yana oturması gerektiğini, her gereği düşünüldü denmesinden sonra ayağa kalkılmaması gerektiğini, savcının da konuşurken ayağa kalkması gerektiğini, savcının hakim seviyesinde oturmaması gerektiğini ....vs düşünen, savunan biriyim düşünmekten de öte yargılama esnasında hem de bir hukuk davasında sırf meslek onuru adına bir takım söz ve eylemlerde bulunan bir hakim bey ile de hasım olduk. soruşturma her ikimiz için de devam etmekte. Savunma hakkı konusunda ne kadar hassas olduğumu ancak ben bilirim. Ben şimdiye kadar kimsenin hassasiyetini ölçmemiş isem kimse de böyle bir hakka sahip değildir. Ben sayın ALADAĞ'a, soru sorarken niyetimin incitmek olmadığını özellikle belirttim. Çünkü ben meslekte benden daha kıdemli/tecrübeli herkese karşı azami ölçülerde saygı duyan, onları üzmemeye özen gösteren biriyim. Ancak, benimle ilgili en ufak bir fikre sahip olmayan kimselerin de benimle ilgili bir tespitte bulunması son derece yanlıştır. Son olarak konun yeterince sulandırıldığını düşündüğümden, bu tartışmadan çekiliyorum. |
17-11-2011, 15:43 | #285 |
|
Savunma -Savunman
Sayın meslektaşlarım,
1.Forum başlığı bağlamında: “Macera!” Deyince, her şey mümkün! Ancak birbirimizi üzüp,kırmadan! 2. Konu dâhilinde, vekil-avukatlar arasında, hukuk / ceza ayırımı yapılmasının doğru olmadığını düşünüyorum.( Dahası yanlış!) 3.SAVUNMA dokunulmazlığı - SAVUNMAN’ın dokunulmazlığı: 3.1. Av.K. m. 58. (avukat) - TCKm.128 (İddia ve savunma dokunulmazlığı): 3.2.Yargı görevi yapan avukat’ın (TCK.m.6), Av.K.m.58 kapsamında, “üstü” aranmaz! 3.3.”İddia ve savunma dokunulmazlığı” başlığı altında düzenlenmiş olan TCK.m.128 hükmü; münhasıran vekil avukatı değil! Anayasa m.36’da düzenlenmiş olduğu gibi herkesi kapsar. Sonuç: 1.Av.K.m.58’in yorumu yüksek mahkemelerce yapılmış! 2.Girişlerdeki arama işleminin “Savunma dokunulmazlığı” ile hiçbir ilgisi yoktur! 3.Savunman’ın (vekil avukat) dokunulmazlığına ilişkin değil! "Üstünün" aranmayacağına ilişkin, Av.K.58 dışında başka bir düzenleme yok! (Varsa öğrenmek isterim). 4.Karşı görüşte olan meslektaşlarımıza göre yine de “sorun” varsa: 4.1.Yasa metninin kapsamı genişletir 4.2.Yeni bir hüküm konulur. 4.3.İşimiz "yasal yoldan" sorun çözmek değil mi? Sözü, sevgili meslektaşım,formun davet sahibi Suat bey’e bırakıyorum; noksanımızı tamamlaması, yanlışımızı düzeltmesi, bilmediğimizi öğretmesi umuduyla. Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum Not: 32 yıl önce de üstadlarımız aynı konuyu tartışırlardı... |
17-11-2011, 16:58 | #286 | |||||||||||||||||||
|
16 yıllık hukukçu geçmişimize karşın ceza hukuku birikimimiz , hukuk, adalet nosyonumuz üstadlarımız tarafından yeterli görülmezken araştırmacı genç meslektaşlarımız “hukuk ilmi” ni bitirip “ilm-i tababet” e el atmış.Ma-aşallah.. maşallah.. Yukarıdaki alıntıyı sonuna kadar okudum ve fevkaladenin fevkinde istifade ettim. Benim gibi rinitten muzdarip okuyucular da istifade etmişlerdir mutlaka. Öte yandan alıntının altındaki görüşlere de katılmamak mükünmü.En kallavi kanun da neymiş ?!! isterse Anayasaya koysunlar,Magna Carta’ya ek yapsınlar, vız gelir tırıs gider. |
17-11-2011, 17:49 | #287 | |||||||||||||||||||||||
|
Yukarıdaki ifadelerin her harfine katılıyor, üstadımıza teşekkür ediyorum. Hakkın kötüye kullanıldığını söyletmemek gerekir! Her şey usulünce... Çok bağıranın haklı olmadığını alem bile öğrendi... alimler de öğrenmelidir. Kıssadan hisse: "Baba beni okula gönder!" |
17-11-2011, 17:55 | #288 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli üstadım yasa metninin kapsamının genişletilmesine ya da yeni bir hüküm konulmasına gerek olmaksızın yasa metni oldukça açıktır. Ortada yasa metnine uyulmaması durumu fiiliyatta sorunlar çıkarmaktadır. Dolayısıyla ortadaki sorun yasal yolla çözülecek bir durum değildir. Kanun maddesine aykırı olarak yaratılan fiili durum vardır. Bu sorunun çözüm noktası da avukatlar ve avukatların meslek örgütü BAROLAR ve TBB'dir. İyiniyete dayalı olarak- güvenlik gerekçe gösterilerek- yapılan yorumlar bizleri ilgilendirmemeli hakkımızı kullanmalı aksine yönelik yapılan girişimlere karşı DİRENİLMELİDİR. Zaten bugüne kadar meslektaşlar arasında süregelen bu ikircikli durum olmasaydı sorun çoktan hallolmuş olacaktı. Saygılarımla. |
17-11-2011, 18:05 | #289 | |||||||||||||||||||||||
|
Soru: Girişlere takılmadan sorumu daha geniş anlamda sorayım; o halde Av. K. m. 58'in amacı nedir? Yasa koyucu avukatın üstünün aranmamasını neden uygun görmemiştir? (Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında avukatın üzeri aranamaz.) Saygılarımla. |
17-11-2011, 18:20 | #290 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
"Oldukça..." olduğu için, Yüksek Mahkemeler yorumlamış, hükümlerini vermişler!
İsabetli bir soru ! Yanıtı önceki iletilerimde verilmiş olmalı: 1.Tasarıda "üstü aranamaz" ifadesi yoktu! 2.Meclis tutanaklarında da bir gerekçe yok! 3.O nedenle "amacı"nı bilmiyorum! 4.Yalnızca maddenin yargısal yorumunu biliyorum. 5.Önerimi yineliyorum: Bu bir sorun ise..! 1.Barolar,TBB. derhal harekete geçmeli! 2.Sorun, kişisel mücadeleye dönüştürülmemelidir! Saygılarımla |
17-11-2011, 18:25 | #291 | |||||||||||||||||||||||
|
32 yıl önce üstadlarımız tarafından tartışılan konu eğer avukatların üstünün aranıp aranamayacağı noktasında ise onların önünde şükranla eğilmeyi borç bilirim. Çünkü o zaman bu miras(savunma dokunulmazlığı-üstün aranamaması) geçmişten beslenmiştir. Zira söz konusu tartışma konusu cümle 2000 li yıllarda Av. K. m.58 e eklenmiştir. Yılların birikimiyle elde edilen bu hak, bu büyük miras (32 yıl önce de üstadlarımız aynı konuyu tartışırlardı) malesef korunmamakta malesef aksi savunulmaktadır. Gerçekten geçmiş adına üzücüdür. Kazanımlarımıza sahip çıkmayı bilmeliyiz! Saygılarımla. |
17-11-2011, 18:30 | #292 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli üstadım; Soru: Yüksek mahkemelerin yorum ve hükümlerinin hukuk dünyasındaki sonuçları nelerdir? Söz konusu yorum ve hükümler içtihadı birleştirme niteliğinde midir? Saygılarımla. |
17-11-2011, 18:39 | #293 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
İşte bu noktada şimdi hemfikiriz üstadım. Zira daha önce belirtmiştim:
Ancak Baro ve TBB olaya el atana kadar avukatların da direnme hakkından feragat etmemeleri gereklidir. Saygılarımla. |
18-11-2011, 00:27 | #294 | |||||||||||||||||||||||
|
Bir önleme aramasında Ankara Barosu üyesi meslektaşımız Av.VURALDOĞAN'IN üzeri aranmıştı. Bakanlık, idare mahkemesinde manevi tazminat ödemeye mahkûm edildi. Temyiz sonucunu bilmiyorum. . Adliye girişindeki önleme amaçlı olarak çantamızı cihaza koyduran görevli hakkında Ceza Kanunu'nun 120.maddesini işletiriz. Verilen hükme göre bir yön belirleriz. Böylece, mesleki hassasiyet-alınganlık dengemizi başkası kurar. Kurtuluruz Üstadım. |
18-11-2011, 00:38 | #295 | |||||||||||||||||||||||
|
İyi geceler Üstadım, Ben avukatın idari önleme aramalarından da muaf olduğu kanısındayım. Yine güvenlik riski bahanesi öne sürülerek idari-önleme nitelikli adliyede avukatı aramaya ilişkin görüşlerimi hem bu başlık hem de konuya benzer bir-iki başlık altında ayrıntılı olarak belirttim... Avukatın üzeri sadece, 1136 sayılı yasadan daha özel nitelikli olduğu için bir ceza evlerine girerken ( sadece kabul etmesi halinde el ile aranabilir-cihaz uyarı veriyorsa), havaalanlarına girerken ve bir de avukatlık ve meslek ilgisinin "bütünüyle" koptuğu, tamamen özel yaşam icra ettiği zamanlarda aranabilir. Tabii o durumda da arama için aranan ön şüphe sebeplerinin bulunması gerektiği hepimizin malumudur; yoksa yine keyfilik doğar... Bunun dışında "ağır cezayı gerektiren suç üstü dışında" avukatın üzeri aranamaz. Aslında birilerine durduk yere haksız üst arama cürmünden ceza verilmesini murad etmeyiz amma, tartışma son bulmuyor bir türlü, o zaman: "Bir musibet, bin nasihatten evladır." diyelim ve bu önerinize katılalım. Selam ve saygı ile. |
18-11-2011, 10:10 | #296 | |||||||||||||||||||||||
|
En azından şahsım açısından böyle bir görevli yok. Kısacası, zaman zaman işlerimin olduğu ve 22.11.2011 tarihinde de bulunacağım Çağlayan Adliyesi'nde bu yönde bir arama işlemine mahal verecek şekilde çantamı x-ray cihazından geçirmiş değilim, zira önceki mesajlarımda değindiğim gibi güvenlik görevlilerince şahsa göre değişiklik arz eden bir yaklaşım söz konusu. Kimi meslektaşlarımızın çantalarını cihaza koymaları yönünde ısrarcı olunurken kimilerine ise kimliklerini göstermelerinin ardından ses çıkarılmıyor. Burada da görevlerini yaptıkları bilinciyle hareket etmekten öte bir sorumlulukları ve tabir-i caizse suçları olmayan görevlileri suçlamanın, onlarla gereksiz tartışmalara girmenin yarar getirmeyeceği zaten tartışılmaz ama girişte meydana gelen ve vatandaşların da dikkatini çeken tartışmaların sorumlusu, bu uygulamayı devreye sokan Cumhuriyet Başsavcılığı ve onaylayan meslektaşlarımızdır. Bu anlamda "koydurma" şeklinde ifade ettiğiniz zorlama içeren eylemin bir parçası olmak gibi bir niyetim yok. Ancak burada görüşümüze muhalif kalan meslektaşlarımızın konuyu, münferiden gerçekleşen alınganlıklar bağlamında ele alması ve kolaylıkla teslimiyetçi bir tavır takınmalarını anlaşılmaz buluyorum. Taviz tavizi doğuracaktır ve avukatların da hallerinden genel itibariyle memnun oldukları, çantalarını aratmaktan yana bir yakınmalarının olmadığı ve adliye girişlerinde -güvenlik (!) vb. hususlarla ilgili olarak gerekli görülürse- üstlerinin de rahatlıkla aranması noktasında tereddüt gösterilmeyeceği günler de gelecektir. "Avukatları arayacaklarsa hakim ve savcılar da aransın" şeklindeki yaklaşım gerçekçi değil ve dahi bu fikre sıcak bakan meslektaşlarımızın da gerçekçi bulmadığından eminim. Hakim ve savcıların çantaları da dahil üstleri aranmayacağına göre bu hususun gündeme getirilmesinin bir anlamı olmadığını düşünüyorum. |
18-11-2011, 10:19 | #297 | |||||||||||||||||||||||
|
Burada, kimsenin kişilik hakları incitilmeksizin kanaatimce seviyesini koruyan bir tartışma yapılıyor. Aynı görüşte olduğum meslektaşlarım, üstadlarım kadar farklı düşündüğüm meslektaşlarıma, üstadlarıma da saygı duyduğumu ve dahi tartışma konusunun ilk gündeme geldiği tarihten itibaren konuya ilişkin görüş ve düşüncelerini, yasal dayanaklarını paylaşan her değerli üyenin de aynı şekilde düşündüğünü söylesem kendi adıma yanlış yapmış olmam sanırım. Dolayısıyla ortada "sulandırılmış" değil, gayet seviyeli ve hukukçu olmanın gereklerine uygun bir tartışma ortamı olduğu kanaatindeyim. Ayrıca, her ne kadar çekilmiş olduğunuzu beyan etmiş de olsanız sulandırılmış olarak gördüğünüz hususların neler olduğunu da paylaşmanızı rica edeceğim. |
18-11-2011, 10:22 | #298 | |||||||||||||||||||||||
|
Üstadım, Yüksek mahkemelerin yorumu her zaman doğruyu (hukuka uygun olan sonucu) göstermez. Siz de bilirsiniz ki, yönetmelik hükmünü yasa hükmünden üstün tutan Danıştay kararı bile var. 58. maddenin savunma dokunulmazlığı ile doğrudan ilgili olduğunu, bu dokunulmazlığın bir sonucu olduğu konusunda yakın bir tarihte yazacağım. Şimdi hem çalışmak, hem iyileşmeye çalışmak zorundayım. |
18-11-2011, 10:29 | #299 | |||||||||||||||||||||||
|
Ayrıca değinmeden geçemeceğim, zaman zaman THS'de çeşitli başlıklar altında gündeme gelen ve halihazırda tasarı aşamasında olan arabuluculuk müessesesinin yasalaşarak işlerlik kazanması konusu, bu başlık altında tartıştığımız sorunlar kadar önem arz etmektedir. Bu konu üzerinde de yoğunlaşılmalıdır. |
18-11-2011, 10:29 | #300 | |||||||||||||||||||||||
|
Bu uygulama da aslında "avukat adliyeye girişte hiçbir yöntemle aranamaz" görüşünün doğruluğunu gösteriyor. Zira, aksi görüş hukuka uygun olsaydı, "aranmak istemeyen" avukatlar adliyeye alınmamaya çalışılır, haklarında soruşturma açılır, bu arama girişimlerini protesto için yapılan eylemler ve basın açıklamalarına karşı arama emrini veren de çıkıp aramanın "şu şu" nedenlerle hukuki olduğunu açıklardı. Neden böyle yapılmıyor? Çünkü aramak isteyenin ve arama emrini verenin elinde Avukatlık Kanunu'nun 58. maddesini bertaraf edebilecek bir hukuksal veri yok. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İstanbul Tuzla Adliyesi | Av.Selim Balku | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 16 | 22-11-2012 16:35 |
İstanbul-Bakırköy Adliyesi | Ayşe BİLGİÇ TAHTACI | Şehirlerarası Nöbetçi Avukat | 2 | 17-05-2007 21:51 |
İstanbul Barosu : 23 Şubat 2007 İstanbul Adliyesi Önünde Buluşalım... | aqua | Hukuk Haberleri | 7 | 26-02-2007 14:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |