|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
26-06-2007, 07:24 | #1 |
|
dava reddedilmesine rağmen davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi
davalı olduğumuz bir davada iş hakimi dayayı reddetti ve gerekçesi kısa kararda açıklanacağı üzere davayı bitirdi ve vekalet ücretinin kimin üzerine kalacağı konusunda bir açıklamada yok,gerekçeli kararda ise "her ne kadar dava reddedilmiş olsa da davanın açıldığı tarihte davacı haklı olduğu için vekalet ücretini davacı vekili lehine" hükmetti.Not:1-anayasa mahkemesi yargılama devam ederken kanunun bir maddesini iptal etmiştir.ve davacı dava açmaya yarar kanuni dayanağı kalmadığından davayı kaybetti)
2-iş mahkemesinde tefhimle süre başladığı içinde gerekçeli karar daha yeni elimize ulaştığı için bu çarpıklığı yeni gördük.süre de kaçmış mıdır.teşekkürler... |
26-06-2007, 14:18 | #2 |
|
Bir dava red edilmiş ise; davacı teknik olarak davasını kaybetmiştir.Reddedilen davadan vekalet ücreti alındığını ilk kez görüyorum. Yanlışlık olmuştur tavzih isteyin bence.. En kolay o gibi görünüyor..
Bu arada sadece kişisel merakım; hangi mahkeme? |
26-06-2007, 14:54 | #3 |
|
Davacı, davanın açıldığı zaman var olan bir yasa hükmüne dayanarak davasını açmıştır. Hüküm dava aşamasında anayasa mahkemesince iptal edilmiştir. kendisinden kaynaklanmayan bir nedenden dolayı davayı kaybettiğinden birde vekalet ücreti ödemesine mahkemece izin verilmemiş sanki davayı kazanmış gibi karar ihdas edilmiş olabilir.
|
26-06-2007, 14:56 | #4 |
|
mahkemenin kararı bir hatadan kaynaklanmadığından ve bilinçli bir karar olduğundan tavzih yolu işe yaramaz
|
26-06-2007, 15:03 | #5 |
|
Sayın mdelen82
Sayın Av.Ahmet Bük'ün görüşüne katılıyorum: Kim haklı ise vekalet ücretini almalı. Davanın reddedilmesi davacının haksız olduğunu göstermez. Dava açıldığı zamanki duruma göre değerlendirilir: Dava açıldığında geçerli olan kurallara göre haklı olan davacıya sonradan kuralların değişmesi nedeniyle davasının reddi halinde vekalet ücreti yüklenmesi doğru olmaz. Özetle, bence karar doğrudur. Öte yandan, tefhim edilen kısa karar ile tebliğ edilen gerekçeli kararın aynı olması gerekir. Belki bu kural başvurma konusunda işe yarayabilir ama kararı bozdurmaya yetmez kanısındayım. Saygılarımla |
26-06-2007, 15:14 | #6 | |||||||||||||||||||
|
Esasen her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceği, kazanılmış hakları etkilemeyeceği, yanı sıra AY Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği ilkesi düşünüldüğünde, temyiz etmesi gereken yan davacı taraf gibi görünse de, Anayasanın 152/3-cümle sondaki açık düzenlemesi gözetildiğinde, somut uyuşmazlık iptal kararı verilinceye dek karara bağlanamamış olduğundan Mahkemenin iptal kararı nedeniyle dayanaksız kalan davayı reddetmesi yöntem ve yasaya uygun, ancak doğrusu vicdani kanaate de aykırı görünüyor. Sanıyorum yerel Mahkeme de bu düşünceyle hareket etmiş. Ama usule bakarsanız, reddedilen davada davacı yararına vekalet ücretine hükmetmek, gerekçesi ne kadar hak ve adalet duygusuna uygun olursa olsun, yasaya uygun düşmüyor. Kararı temyiz etmelisiniz. Saygılarımla... |
26-06-2007, 15:20 | #7 |
|
2 numaralı sorunuzu yeni gördüm. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki uyumsuzluk temyiz nedenidir. Ama elbette temyiz sınırına takılmıyorsanız.
Saygılarımla... |
26-06-2007, 15:23 | #8 |
|
Burada bence dikkat edilmesi gereken davacının davasını açarken mevcut geçerli bir yasa hükmüne dayanmasıdır. Dolayısıyla bana görede verilen vekalet ücretinde bir sakatlık yoktur. Çünkü dava açılmısana davacı kusurlyu bir davranışıyla sebep olymamıştır. Mahkemelerce verilen kısa kararlarla gerekçeli kararların bir birine uygun olmaması bir bozma nedenidir. Kısa karar hükmün esaslı noktalarının açık olarak özetlenmesidir. Vekalet ücreti hükmün esasıl noktalarını teşkil etmektedir. dolayısıyla vekalet ücretinin kısa kararda olmayıp gerekçeli kararda bulunması bana göre bir kısa kararla gerekçeli karar uygunsuzluğudur. Ve süre geçmiş olsada bir temyiz dilekçesi verilerek en azından hukuksal bir girişim yapılabilir.
|
26-06-2007, 17:30 | #9 |
|
T.C.
YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ E. 2005/7577 K. 2005/9932 T. 6.10.2005 • KISA KARARIN GEREKÇELİ KARARA AYKIRILIĞI ( Hüküm Altına Alınan Avukatlık Ücreti Karar ve İlam Harcı İle Yargılama Giderlerinin Kısa Kararda Yer Almadığı - Hükmün Md. 388'deki Unsurları İçerir Biçimde Tefhim Edilmemesi ) • YARGILAMA GİDERLERİ KARAR İLAM HARCI İLE AVUKATLIK ÜCRETİ ( Kısa Kararda Yer Almaması/Hükmün Md. 388'deki Unsurları İçerir Biçimde Tefhim Edilmemesi - Kısa Kararın Gerekçeli Karara Aykırılığı ) • HÜKMÜN HUMK MD.388'DEKİ UNSURLARI İÇERİR BİÇİMDE TEFHİM EDİLMEMESİ ( Kısa Kararın Gerekçeli Karara Aykırılığı - Giderilmesi Gereği ) ÖZET : >Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Duruşma tutanağının ve kararın incelenmesinden, gerekçeli kararda hüküm altına alınan avukatlık ücreti, karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin tefhim edilen kısa kararda yer almadığı, hükmün, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 489. maddesinin yollamada bulunduğu, aynı kanunun 388. maddesindeki unsurları içerir biçimde tefhim edilmediği, böylelikle kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Kısa karar, gerekçeli karara aykırı olduğundan bu aykırılığın giderilmesi gerekir. DAVA : Davacı, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır. Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi T.Ö. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: KARAR : 1- Davalı H. vekilinin temyiz itirazları yönünden; dosya içeriğinden anılan davalı vekilinin 26.04.2005 günlü temyiz dilekçesini sunarken nispi temyiz harcını yatırmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı kurum vekili ile davalı ... Fab. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Duruşma tutanağının ve kararın incelenmesinden, gerekçeli kararda hüküm altına alınan avukatlık ücreti, karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin tefhim edilen kısa kararda yer almadığı, hükmün, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 489. maddesinin yollamada bulunduğu, aynı kanunun 388. maddesindeki unsurları içerir biçimde tefhim edilmediği, böylelikle kısa kararın gerekçeli karara aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.04.1992 günlü ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Karan uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği de açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı kurum vekili ile davalı ... Fab. A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : 1- Davalı H. vekilinin temyiz isteminin, temyiz harcı yatırılmaması nedeniyle REDDİNE, 2- Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalı ... Fabrikası A.Ş. Genel Müdürlüğü'ne geri verilmesine, 06.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi (Kazancı'dan alınmıştır) |
27-06-2007, 08:27 | #10 |
|
cevaplayan bütün arkadaşlara teşekkürler...
|
20-10-2007, 14:15 | #11 | |||||||||||||||||||
|
Kısa kararla gerekçeli karar aynı olmadığından karar bozulduğunda hakim yeniden yargılama yaparak yeniden karar verecektir. Bu kararı verirken kısa kararda vekalet ücreti takdir eder ve gerekçeli kararı da aynı yazdırırsa sonuç ilk dava ile aynı olacaktır kanısındayım. Davanın sonucundan bilgi verirseniz memnun oluruz. Saygılarımla |
20-10-2007, 16:37 | #12 |
|
Anlaşıldığı kadarıyla dava açıldığı sırada, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Yargılama safahatında, Anayasa Mahkemesi ilgili kanun maddesini iptal etmiştir. Burada davacıya atfedilecek kusur bulunmamaktadır.
Davalı ise dava açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu nedenle avukatlık ücretine mahkum edilmesi doğrudur. Sayın korayad'ın sunduğu Yagıtay kararına göre, forum konusu kararın temyiz edilebileceği anlaşılmaktadır.(Bence temyiz süresi geçirildiğinden reddine dair karar verilecektir. )Dosyanın Yargıtay'da okunup, sunulan Yargıtay kararındaki gibi incelenmesi durumunda dahi, karar bozulmayacaktır. Kısa kararın HUMK'a uygun oluşturulmadığından bahsedilecek; ancak "sonucu itibariyle doğru olduğundan onanmasına" karar verilecektir. Benim de papatya falında katkım olsun istedim. Saygılarımla |
20-10-2007, 19:54 | #13 |
|
Dosya henüz yargıtaydan dönmedi.dönünce bilgilerinize sunarım...
|
01-11-2007, 17:39 | #14 |
|
Dosya Döndü mü?
Dosya döndü mü?Aynı şekilde çarşambaya kadar temyiz etmem gereken bir karar var.Bilgi verirseniz sevinirim.Mahkemesini ve esas numarasını verebilirseniz Yargıtay'dan bende bakabilirim.Şimdiden teşekkürler...
|
06-11-2007, 16:14 | #15 | |||||||||||||||||||||||
|
Görüşünüzü destekleyen bir yargıtay kararı var mı elinizde,varsa eğer paylaşırsanız sevinirim, aksi durum benim başıma geldi.Davayı açtığım zamanki koşullar değişince davam kısmen reddedildi.Karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedildi. |
10-02-2009, 21:33 | #16 |
|
dosya döndü. yargıtay anayasa mahkemesi kararları davası devam eden mahkemeri de bağladığından bahisle davacı davasını açarken kanuni dayanağının sonradan ortadan kalkmasını vekalet ücreti bakımuından haklı buldu.
sonuç davacı davasını kaybetti ve vekalet ücreti kazandı. |
01-06-2017, 13:00 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Delen, Rica etsem kararı paylaşabilir misiniz? Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yardım Nafakası Davasında, Sondan Bir Önceki Duruşmada Davacı Lehine Tedbir Nafakası | üye15184 | Meslektaşların Soruları | 3 | 03-07-2008 23:41 |
Karşi Vekalet Ücreti Kimin Lehine Hükmedilmeli.. | mslmklvz | Meslektaşların Soruları | 3 | 22-08-2007 18:39 |
Avukatın Azli Ve Vekalet ücretine Hak Kazanma... | av.knel | Meslektaşların Soruları | 7 | 19-05-2007 14:33 |
vekalet ücretine itiraz | avslh | Meslektaşların Soruları | 2 | 29-03-2007 14:23 |
Yasal ÖNALIM davasında davacı lehine avukatlık ücretine hükmedilebilir mi? | ibreti | Meslektaşların Soruları | 2 | 15-08-2006 13:31 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |