Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Okullarda çalıştırılan temizlikçi/hizmetlilerin kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin durumu

Yanıt
Old 19-10-2011, 08:56   #1
karabekir

 
Varsayılan Okullarda çalıştırılan temizlikçi/hizmetlilerin kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin durumu

Selamlar...

Milli Eğitime bağlı okullarda uzun yıllardır temizlik, yemekçilik gibi hizmetleri yerine getirmiş, genelde her yıl eylül ayı başında işe başlayıp Haziran-Temmuz aylarında iş akdi sona erdirilmiş işçilerin iş akitleri sona erdirildiğinde tazminat ve yıllık izinlerinin hesaplaması nasıl olacaktır. Kıdem süresi işçinin aralıklarla çalıştığı kabul edilerek toplanarak gidilecektir. Bununla birlikte yıllık izin sorunu ortaya çıkmaktadır.
okuldaki iş mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir mi? İşçilerinin yıllık izin hakları var mıdır? Yine ayrıca bu hizmetlerin ihaleli olarak bir şirketten/kişiden alınması durumunda okulun asıl işveren olma vasfı var mıdır?

Konuyla ilgili Yargıtay kararı var mıdır?

Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Saygılarımla...
Old 19-10-2011, 16:44   #2
üye38190

 
Çözüm

Konuya öncelikle işçilerin işe girişinden itibaren bakmak gerekir. İşçiler bir ihale sonucu mu işe başlıyorlar. İşçiler bir taşeron firmanın elemanı mı? sonuçta bu kimselerin bir sözleşmeleri mevcuttur. İlgili alacaklar yönünden öncelikle sözleşmelere bakmak lazım. İhale sonucu çalışan işçiler söz konusuysa ve Asıl işveren-alt işveren sorumluluğunun burada geçerli olduğunu kabul edersek, okul açısından ilgili bakanlık ve ayrıca taşeron firma sorumlu olacaktır.
Old 20-10-2011, 10:05   #3
karabekir

 
Varsayılan

Sayın Uğur İHTİYAROĞLU, işçinin işe giriş tarihini 2005 olarak kabul edelim.
Diyelim ki; 09.09.2005-31.06.2006, 14.09.2005-05.07.2007, 17.09.2007-25.06.2007, 19.09.2007-20.06.2008 ... aynı şekilde Haziran 2011 tarihine kadar çalıştığını varsayalım. Haziran 2011 tarihinde işten çıkartıldığında, sözleşmede işin mevsimlik iş olduğuyla ilgili tek bir hüküm bulunmadığını da kabul edlim, bu işçinin kıdemi-ihbarı toplam çalışma süresi üzerinden değerlendirilecektir hiç şüphesiz. Ancak, yıllık izin durumu ne olacaktır.
Sözleşmenin belirli süreli olup olmadığına takılmıyorum. Esaslı nedenin varlığı söz konusudur deyip zincirleme olarak yapıldığı kabul edilebilir sözleşmenin.

Buradaki en önemli mesele yılık izin durumu. Yargıtay vermiş olduğu bir kararda, asıl işverenlik vasfı olabilmesi için kendisinin de işçi çalıştırması gerektiğini söylüyor "işyerinin". Kendi adına hiç işçisi yoksa ve sadece hizmet satın alıyorsa işveren olarak değerlendirilemeyeceğini ve asıl işveren olamayacağını belirtiyordu. Bu da ek prantez olarak şimdilik kalsın...

Saygılarımla...
Old 20-10-2011, 13:23   #4
Av.Ömer

 
Varsayılan

Merhaba;

Konuya yakın bir davam 1 yıl önce bitti. Müvekkil bir okulda uzun yıllar aralıklarla çalışmış ve devamında işten çıkarılmış. Bana çok geç geldiği için kıdem tazminatı haricindeki alacakları zamanaşımına uğradığından bahisle davaya dahil etmedik. Benim müvekkilimi Milli Eğitim Vakfı'nda çalışıyormuş gibi göstermişler, iş sözleşmesi yok. Davayı MEB'e karşı açtık ve kazandık. Dosya şu an Yargıtay'da. Ayrıca İcra dosyamız açık ama ne yazık ki 1 yıldır ödeme yapmıyorlar

Saygılarımla.
Old 20-10-2011, 15:39   #5
üye38190

 
Çözüm

Alıntı:
Diyelim ki; 09.09.2005-31.06.2006, 14.09.2005-05.07.2007, 17.09.2007-25.06.2007, 19.09.2007-20.06.2008 ... aynı şekilde Haziran 2011 tarihine kadar çalıştığını varsayalım. Haziran 2011 tarihinde işten çıkartıldığında, sözleşmede işin mevsimlik iş olduğuyla ilgili tek bir hüküm bulunmadığını da kabul edlim, bu işçinin kıdemi-ihbarı toplam çalışma süresi üzerinden değerlendirilecektir hiç şüphesiz. Ancak, yıllık izin durumu ne olacaktır.

Burada işçilerin çalışma süresinin toplanması gerekir. Mahkeme kararlarında da işçilerin bu şekilde sürekli işe başlatılıp, çıkarılmalarında işverenin kötü niyetli olduğu kabul edip çalışma sürelerini hesaplıyor. Yoksa her işveren kıdem tazminatı ödememek için işçiyi çıkarır.
Old 21-10-2011, 09:25   #6
karabekir

 
Varsayılan

Bu işverenin kötü niyeti yok. Yazın okul kapalı olduğu için işçi çalıştırılmıyor o kadar. Değerli arkadaşlar; benim meselemi asıl ilgilendiren "Yıllık İzin" meselesi.
Ortada, işçinin belirli aralıklarla çalıştırıldığı bir işyeri var. İşveren bu şekilde çalıştırmaya mecbur zira yaz döneminde okul kapalı. Bu işyerinde yapılan iş mevsimlik iş sayılabilir mi? İşçinin aralıklı çalışmaları birleştirilerek yıllık izin kullanması gerekir denilebilir mi?

Bu konuyla ilgili ne kadar aradıysam da okullarda çalışan işçilerle ilgili herhangi bir Yargıtay kararı bulamadım. Yardımcı olabileceklere müteşekkir olurum.

Saygılarımla...
Old 21-10-2011, 11:12   #7
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan karabekir
Bu işverenin kötü niyeti yok. Yazın okul kapalı olduğu için işçi çalıştırılmıyor o kadar. Değerli arkadaşlar; benim meselemi asıl ilgilendiren "Yıllık İzin" meselesi.
Ortada, işçinin belirli aralıklarla çalıştırıldığı bir işyeri var. İşveren bu şekilde çalıştırmaya mecbur zira yaz döneminde okul kapalı. Bu işyerinde yapılan iş mevsimlik iş sayılabilir mi? İşçinin aralıklı çalışmaları birleştirilerek yıllık izin kullanması gerekir denilebilir mi?

Bu konuyla ilgili ne kadar aradıysam da okullarda çalışan işçilerle ilgili herhangi bir Yargıtay kararı bulamadım. Yardımcı olabileceklere müteşekkir olurum.

Saygılarımla...

Ben de olullarla ilgili özel bir karara rastlamadım ancak, genel kural mevsimlik işlerde çalışanların yıllık izne hak kazanmayacakları yönündedir.

Bu konudaki sıkıntı benim düşünceme göre şudur:

Yıllık izin, anayasal, vazgeçilmez bir haktır ve hakkın özünü "dinlenme" oluşturmaktadır. Bu itibarla yılın tamamında çalışmamış birinin yıllık izne kazanmamış olmasında bir çelişki de bulunmamatadır, denebilir.

Ancak bir de şu var:

Bilindiği üzere, tam süreli çalışan işçinin, yıllık izinde çalışması yasak.
Kısmi süreli çalışanda böyle bir düzenleme yok. Yılın 9 ayında bir işyerinde, 3 ayında da bir başka işyerinde yıllarca çalışan bir işçinin, anayasal dinlenme hakkı ne olacak? Ve bundan hangi işveren sorumlu olacak?

Saygılar,
Old 21-10-2011, 11:46   #8
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan Katkı ve istisna ..

Konuya katkıda bulunmak, istisnayı belirtmek ve ileriki zamanlarda konu hakkında THS'de yapılacak aramalarda faydalı olmak amacıyla kararlar eklenmiştir.

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/35528

K. 2010/28674

T. 12.10.2010

• YILLIK ÜCRETLİ İZİN ( Yılın Tamamına Yakın Bir Bölümünde Çalışılma Halinde Anayasal Temeli Olan Dinlenme Hakkının Tanınması Gerektiği )

• MEVSİMLİK İŞLERDE YILLIK İZİN HAKKI ( Doğmayacağı Belirtilmiş İse de Yılın Ne Kadar Bölümünde Çalışılma Halinde Mevsimlik İş Sayılacağı Yönünde Bir Düzenlemeye Yer Verilmediği )

• ÇALIŞMANIN 11 AYIN ÜZERİNE ÇIKTIĞI HALLER ( Mevsimlik İş İlişkisinin Dışına Çıkıldığı Kabul Edildiği ve Daha Sonraki Çalışmalar İçin Yıllık İzin Hakkının Doğduğu Sonucuna Varıldığı )

• DİNLENME HAKKI ( 4857 S.K’nun 53. Md.sinde Mevsimlik İşlerde Yıllık İzin Hakkının Doğmayacağı Belirtilmiş İse de Yılın Ne Kadar Bölümünde Çalışılma Halinde Mevsimlik İş Sayılacağı Yönünde Bir Düzenlemeye Yer Verilmediği )

4857/m.53

ÖZET : Davacı işçi, yıllık izin ücreti isteğinde bulunmuştur. Davacı işçi 1999 yılında 345 gün çalışmış olmakla sözü edilen yıl bakımından çalışılan süre işçinin dinlenme hakkının varlığını gerektirmektedir. 4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır. Somut olayda da, davacı işçi 1999 yılında 345 gün çalışmış olmakla, çalışılmayan süre bakımından Anayasal dinlenme hakkını kullanmasına imkan bulunmamaktadır. Bu durumda 1999 yılında fiili çalışma süresine göre mevsimlik statüden vazgeçilmiş, taraflar arasında işçinin yıllık izin ücretine hak kazanacak şekilde sürekli çalışmasına dair bir sisteme geçilmiş olur. Dairemizin istikrar kazanan kararlarında da çalışmanın 11 ayın üzerine çıktığı hallerde mevsimlik iş ilişkisinin dışına çıkıldığı kabul edilmiş ve daha sonraki çalışmalar için yıllık izin hakkının doğduğu sonucuna varılmıştır.

DAVA : Taraflar arasındaki, izin alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.10.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.
Duruşma günü davalı adına Avukat Gül Sarıgül ile karşı taraf adına Avukat Tolga Sosyal geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi Ş. Çil tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı işçi davalıya ait işyerinde 1982-2004 yılları arasında iş sözleşmesiyle çalıştığını ve yıllık izin haklarının tam olarak kullandırılmadığını ileri sürerek yıllık izin ücreti isteğinde bulunmuştur.

Davalı işveren, 2001 yılına kadar davacının mevsimlik işçi statüsünde çalıştığını ve 2.2.2001 tarihinde daimi kadroya geçirildiğini, bu tarihten önce yıllık izin hakkının doğmayacağını savunmuştur.

Mahkemece, davacı işçinin idari düzenlemeler gereği geçici kadrolu işçi statüsünde çalıştırıldığını, taraflar arasında mevsimlik iş ilişkisinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmü süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.

Uyuşmazlık davalı işyerinde yapılan işin mevsimlik iş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Söz konusu dönemler için niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yitirilen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 53/3 maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı İş Kanunu’nun yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki 53/3 maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da Toplu İş Sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.

Somut olayda davacı işçi, 1982’de 201 gün, 1983’de 269 gün, 1984’de 280 gün, 1985’de 278 gün, 1986’da 277 gün, 1987’de 252 gün, 1988’de 252 gün, 1989’da 286 gün, 1990’da 268 gün, 1991’de 252 gün, 1992’de 209 gün, 1993’de 165 gün, 1994’de 121 gün, 1995’de 120 gün, 1996’da 194 gün, 1997’de 179 gün, 1998’de 174 gün, 199’da 345 gün, 2000’de 300 gün, 2001’de 33 gün çalışmış ve 2.2.2001 tarihinde daimi kadroya alınarak iş sözleşmesinin feshine kadar ara vermeksizin görev yapmıştır.

Davacı işçi işyerinde sürveyan/topograf olarak görev yapmış, ağırlıklı olarak yılın son aylarında çıkarılmış ve yılın ilk aylarında yeniden çalışmak üzere belirli süreli iş sözleşmeleri yapılmıştır. Davacının ifa ettiği görev de dikkate alındığında, çoğunlukla arazide çalışması gereken davacı işçinin çalışmalarının, kapatılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü işyerinde geçtiği gözetildiğinde mevsim koşullarına göre belli dönemlerde daha fazla işgücüne ihtiyaç doğması da kaçınılmazdır.

Dosya içeriğine göre, 1999 yılına gelinceye kadar davacının yıllık çalışmaları 120 gün ile 286 gün arasında değişmiştir. Yılın kalan bölümünde işyerinde çalışması olmayan davacı işçi bakımından yıllık izin hakkının doğmadığı kabul edilmelidir. Yılın çalışılmayan bölümünde davacı işçi bu hakkını kullanmış olup, Yasakoyucunun mevsimlik işte yıllık izin öngörmemiş olmasının temel gerekçesi de çalışılan süre itibarıyla dinlenme ihtiyacının ortaya çıkmamış oluşudur. Bu durumda, mevsimlik iş sözleşmesi kapsamında çalışan davacı işçinin 1999 yılına kadar olan çalışmaları için yıllık izin hakkının doğmadığı kabul edilmelidir.

Bununla birlikte, davacı işçi 1999 yılında 345 gün çalışmış olmakla sözü edilen yıl bakımından çalışılan süre işçinin dinlenme hakkının varlığını gerektirmektedir. 4857 sayılı İş Kanununun 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal temeli olan dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır. Somut olayda da, davacı işçi 1999 yılında 345 gün çalışmış olmakla, çalışılmayan süre bakımından Anayasal dinlenme hakkını kullanmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda 1999 yılında fiili çalışma süresine göre mevsimlik statüden vazgeçilmiş, taraflar arasında işçinin yıllık izin ücretine hak kazanacak şekilde sürekli çalışmasına dair bir sisteme geçilmiş olur. Dairemizin istikrar kazanan kararlarında da çalışmanın 11 ayın üzerine çıktığı hallerde mevsimlik iş ilişkisinin dışına çıkıldığı kabul edilmiş ve daha sonraki çalışmalar için yıllık izin hakkının doğduğu sonucuna varılmıştır. ( Yargıtay 9. HD. 23.10.2009 gün, 2008/5773 E, 2009/28807 K. Yargıtay 9.HD. 16.3.2007 gün, 2007/5978 E, 2007/6827 K. )

Yapılan bu açıklamalara göre davacının çalışmasının 11 ayın üzerine çıktığı 1999 yılı ve sonrası için işyerinde fiilen çalışılan sürelere göre hesaplanacak olan izin ücretinin kabulüne karar verilmeli daha önceki çalışmalar mevsimlik iş statüsünde geçmiş olmakla isteğin reddine dair hüküm kurulmalıdır.

Mahkemece gerekirse bu yönden bilirkişiden ek rapor alınmalı ve sonucuna göre istekle ilgili bir karar verilmelidir. Hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davalı yararına takdir edilen 750.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.


T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/5773

K. 2009/28807

T. 23.10.2009

• İZİN ÜCRETİ ALACAĞI ( Bekçi Olarak Çalışan Davacı - İlk Çalışma Döneminin Mevsimlik İş Olarak Kabul Edilmesi 11 Ayı Aşan İkinci Dönemi İçin Alacak Hesabı Yapılarak Sonuca Gidilmesi Gerektiği )

• MEVSİMLİK ÇALIŞMA ( Bekçi Olarak Çalışan Davacının Bir Dönem 4-5-6-7-8-Ay Civarında Çalıştığı - Bu Dönemin Mevsimlik İş Olarak Kabul Edilerek İzin Ücreti Hesabına Dahil Edilemeyeceği )

• BEKÇİNİN İZİN ÜCRETİ TALEBİ ( 4-5-6-7-8-Ay Civarında Çalıştığı Dönemin Mevsimlik İş Olarak Kabul Edileceği - 11 Ayı Aşan İkinci Dönemi İçin İzin Ücreti Alacağının Hesaplanacağı )

4857/m. 53, 57

ÖZET : Davacı işyerinde bekçi olarak çalıştığı, izin ücreti alacağının ödenmediğini belirtmiştir. Tüm çalışma sürelerine bakıldığında mevsimlik işlerde bir dönem 4-5-6-7-8-ay civarında çalışmasının bulunduğu daha sonra bu çalışma süresinin 11 ay ve üzerine çıktığı anlaşılmaktadır. Yapılan işin niteliği dikkate alındığında davacının ilk çalışma dönemi mevsimlik iş olarak kabul edilmeli ve izin ücreti hesabına dahil edilmemelidir. Davalının da kabulü de dikkate alınarak 11 ayı aşan ikinci çalışma dönemi için izin ücreti alacağı hesabı yapılarak sonuca gidilmelidir.

DAVA : Davacı, izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Göçer tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı; davalı iş yerinde çalıştığını izin ücreti alacağının ödenmediğini belirtmiştir.

Davalı; davacının çalışmalarının bir bölümünün mevsimlik iş olduğunu, davacının bu dönemlerde mevsimlik işçi olarak çalıştığını anılan dönem için izin ücreti alacağının bulunmadığını savunmuştur.

Mahkemece; davacının davalı işyerinde bekçi olarak çalıştığı, işin niteliği itibarıyla mevsimlik iş olmadığı gerekçesi ile isteğin kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriği özellikle aynı işveren hakkında verilen emsal Daire ve Hukuk Genel Kurulu kararlarına göre davacının tüm çalışma sürelerine bakıldığında mevsimlik işlerde bir dönem 4-5-6-7-8-ay civarında çalışmasının bulunduğu daha sonra bu çalışma süresinin 11 ay ve üzerine çıktığı anlaşılmaktadır.
Yapılan işin niteliği dikkate alındığında davacının ilk çalışma dönemi mevsimlik iş olarak kabul edilmeli ve izin ücreti hesabına dahil edilmemelidir. Davalının da kabulü de dikkate alınarak 11 ayı aşan ikinci çalışma dönemi için izin ücreti alacağı hesabı yapılarak sonuca gidilmelidir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 31-10-2013, 10:44   #9
Av.Ekim

 
Varsayılan

Aynı konuda ben de tüm aramalarıma rağmen net bir veriye ulaşamadım. Müvekkil okulda bakıcı anne olarak çalışmakta ; işin niteliği gereği yaz dönemi çıkışı yapılıyor. Taraflar arasında yazılı bir akit yok. 5 yıl çalışmaları devam ediyor. Bu işin belirsiz süreli iş akdine bağlı mevsimlik iş olarak tanımlanması mümkün müdür?
Old 19-06-2015, 12:02   #10
Avukat Dündar

 
Varsayılan

Selamlar..
benimde aynı konuda asıl işveren olarak Milli Eğitim Bakanlığına açmış olduğum bir davam mevcut. Müvekkil 7 yıldır aynı okulda aynı alt işveren tarafından çalıştırılmakta. Yani zincirleme olarak sözleşmesi her yıl yenilenmekte. yılda toplam 9 ay çalışmaktadır.
Dolayısıyla her yıl 9 ay çalıştıktan sonra sözleşmesi sona erdirilip,Eylül de yeniden sözleşme hazırlanmaktadır. zincirleme 7 yıl aynı okulda bu şekilde çalışmıştır.

sorum şu,
mevsimlik işçinin iş sözleşmesi çalışmadığı dönemde askıda olduğu için,ama Müvekkilin her yıl haziran ayında çıkışı verilip eylülde yeniden alındığı için mevsimlik işçi olarak kabul edebilirmiyiz?
Mevsimlik işçi olarak kabul ettiğimizde ,sözleşmesini zincirleme olduğu için belirsiz iş sözleşmesi olarak kabul edebilirmiyiz?
Old 10-09-2015, 14:19   #11
av.442

 
Varsayılan

Arkadaşlar aynı şekilde bir davam var ve tahkikatın gidişatından mahkeme mevsimlik işçi olarak kabul edip buna göre hüküm vereceğe benziyor. 1- Davası sonuçlanan arkadaşlar varsa son durum nedir öğrenebilir miyim? Ve bu kişilerin mevsimlik işçi olmadığında dair elinde kararı olan arkadaşlar varsa paylaşmalarını rica ediyorum.
Old 28-03-2017, 13:59   #12
Av. Gülru Bektaş Yıldırım

 
Varsayılan

Merhaba, benim de elimde köy okulunda/sağlık ocağında temizlik işlerinde çalışmış müvekkilin dosyası var. Gün tespiti davasında yılın 8 ayı ayda 30 gün; diğer aylarda ise bazen 4 gün bazen 18 gün çalıştığı tespit edildi. Yani aslında tamamen işe ara hiç verilmemiş. Bu yüzden ben müvekkilin mevsimlik işçi statüsüne sokulabileceğini düşünmüyorum. Hem konuyu güncel tutmak, hem de arkadaşların dosyaları acaba ne oldu öğrenmek için bir yazayım dedim. Dosyalarınız ne şekilde sonuçlandı arkadaşlar?
Old 22-02-2018, 12:43   #13
Avukat3881

 
Varsayılan

Benim bu konudaki sorum kıdem tazminatının hangi yıldaki ücret üzerinden hesaplanacağı. Müvekkilim okulda bakıcı anne olarak çalışmaktaydı. 2009 yılının eylül ayında başlayıp 2014 yılının haziran ayına kadar çalışması bulunmakta. Tabi bu süre zarfında haziranda çıkış yapılıp eylülde tekrardan işe girişi görünüyor. 2014 yılının eylül ayında ise başka bir okulda çalışmaya devam ediyor. Buradaki ücreti ise okul aile birliği tarafından karşılanıyor.
Sorum şu, 2014 yılına kadar olan çalışması 2014 yılındaki brüt asgari ücret üzerinden mi yoksa 2018 yılı brüt asgari ücret üzerinden mi hesaplanacak?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
kıdem tazminatı ihbar tazminatı vs alacaklar av_ş63 Meslektaşların Soruları 9 26-07-2011 09:16
gemi adamı , kıdem,ihbar,izin, incitanesi Meslektaşların Soruları 3 15-06-2010 15:41
Emeklilik halinde ihbar, kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağı mna6323 Meslektaşların Soruları 2 11-05-2010 22:18
kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacağı Av.GT Meslektaşların Soruları 2 14-12-2009 21:59
ihbar öneli içinde kazanılacak yıllık izin hakkı NAZ80 Meslektaşların Soruları 2 24-07-2009 23:58


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06593704 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.