|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
02-05-2013, 11:02 | #1 |
|
harici gayrimenkul satış sözleşmesi yabancı para
Müvekkil 2005 yılında harici satış sözleşmesi ile 3.000 Euro karşılığı taşınmaz satın almıştır. Sözleşmede bedel Euro olarak belirtilmiştir. Karşı taraf tapuyu vermek istememektedirler. Biz de sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödenen bedelin iadesini talep edeceğiz. Buna göre 3.000 Euronun dava tarihindeki Tl değerini dava tarihinden faizi ile birlikte mi istememiz gerekli, Yoksa 3.000 Euronun 2005 yılındaki Türk parası karşılığının denkleştirici adalet ilkesine göre denkleştirerek mi isteyeceğiz, yoksa 3.000 Euroyu denkeleştirici adalet sistemine göre denkleştirilip tarafımıza ödenmesini mi talep edeceğiz. Karar veremedim. Tecrübesi ve fikri olan arkadaşlar fikir verirlerse sevinirim.
|
06-05-2013, 22:18 | #2 |
|
Sayın meslektaşım,
Müvekkiliniz ile taşınmaz Maliki satıcı arasında yapılan tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olup kanunen her iki tarafta birbirlerine vermiş oldukları edim ve karşı edimleri birbirlerinden geri isteyebilirler. Olayınıza ilişkin olarak müvekkilinizin satıcı-Malik'e ödemiş olduğu 3.000 euronun sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince geri isteneceğinden söz etmiş isenizde burada geçersiz sözleşmeden doğan edim ve karşı edimlerin iade borcu(geri verme borcu) sözkonusudur.Edim ve karşı edimi iade borcu sözleşmeden doğan bir borç olduğundan kural olarak 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.(Açacağınız davada dava dilekçesinde sebepsiz zenginleşmeden bahsetmeniz halinde davalının 1 yıllık zamanaşımı savunmasında bulunmasına ve yerel mahkemenin de bu savunmaya itibar ederek davanızın red olmasına yol açabilirsiniz) Sorunuzda davacı müvekkilinizin haricen satın aldığı taşınmaza zilyet olup olmadığı konusunda bir bilgi bulunmamaktadır.Eğer davacı müvekkiliniz haricen satın aldığı taşınmaza halen de zilyet ise 10 yıllık süre ile de bağlı olmaksızın her zaman dava açabilir.Yargıtay satış tarihinden 30-40 yıl sonra bile açılan satış bedelinin iadesi davalarında alıcının taşınmaza halen zilyet olması nedeniyle davalının zamanaşımı savunmasında bulunamayacağını,bulunsa dahi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğunu,zamanaşımı süresinin alıcının zilyetliğinin sona erdiği tarihten itibaren başlayacağına dair birçok kararlar vermektedir. Davacı müvekkiliniz adına isteyebileceğiniz iade borcunun kapsamı ise dava tarihindeki taşınmazın gerçek piyasa değeri(rayiç-sürüm değeri) dir.Eğer müvekkiliniz taşınmazın harici satış bedelinin tamamını ödemiş ise ödemiş olduğu miktar üzerinde hiç durmaksızın taşınmazın dava tarihindeki piyasa değerinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini isteyebilirsiniz.Yargıtay hukuk genel kurulunun 1990'lı yılların sonunda vermiş olduğu bir kararının bulunduğunu ve hakkaniyet ile menfaatler dengesini ölçüt aldığını belirtmek isterim. Müvekkiliniz halen dava konusu taşınmaza zilyet ise davanın lehinize sonuçlanması ve icradan paranın tamamı tarafınıza ödeninceye kadar(eski bk.m.81 gereğince ödemezlik definde(ifadan kaçınma hakkı) bulunma hakkınızın olduğunu ve taşınmaza zilyet olmaya devam edebileceğinizi de hatırlatmak isterim .Saygılarımla..Av. Şükrü Söğüt |
07-05-2013, 16:15 | #3 | |||||||||||||||||||
|
Sayın Av.Şükrü Söğüt'ün "zamanaşımı" ve "sebepsiz zenginleşme" hususundaki cevabına katılıyorum. Yargıtay'ın dava değeri bakımından bakış açısını göstermesi için de bir karar aktarıyorum.
|
07-05-2013, 16:31 | #4 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Ergin,
Sayın Söğüt:
Siz de Sayın Söğüt'e katıldığınızı belirtmişsiniz ama :
Yargıtay'ın görüşüne neden katılmadığınızı merak ettim? Teşekkürler, Saygılar... |
07-05-2013, 17:06 | #5 |
|
4 no'lu mesajım, Sayın Ergin'in mesajına, mesajımdan sonra yaptığı ekleme sebebiyle anlamsız kalmış ise de;
aslen bir noktaya dikkat çekmek için yazılmıştır. Rayiç değer ile denkleştirici adalet ilkesi çerçevesinde yapılan hesaplama birbirinden farklı kavramlardır. 3 no'lu mesaja eklenen Yargıtay kararı da bu konuya dikkat çekmektedir+ İnceleyiniz: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=14524 Saygılar... |
07-05-2013, 17:19 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Mesajıma ekleme yapmadım. Sizinle polemiğe girmemek için, anlayacağınız dile çevirdim. |
07-05-2013, 20:00 | #7 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
3 no'lu mesajınızda ilk önce -sadece- "Sayın Söğüt'e katıldığınızı" ve Yargıtay'ın konu hakkındaki görüşüne dair bir karar aktardığınızı yazarak 13 HD kararını eklediniz. Sayın Söğüt, Yargıtay kararında koyulaştırdığınız kısımdan farklı bir şey söylüyor, hatta aksi yönde bir şey söylüyor. Dolayısıyla hem Sayın Söğüt'e katıldığınızı belirtip hem de aksi yönde görüş içeren karar eklerseniz; doğaldır ki Yargıtay'ın kararında belirttiği hususa katılmadığınızı düşünürüm. Bu nedenle neden katılmadığınızı sordum. Akabinde mesajınızı değiştirerek Sayın Söğüt'ün mesajındaki "zamanaşımı" ve "sebepsiz zenginleşme" -değerin saptanmasıyla- ilgili kısma katıldığınızı belirttiniz. Ki Sayın Söğüt, hesaba ilişkin olarak "rayiç değer"den başka birşeyden bahsetmemiş. Bu durumda da Yargıtay'la farklı görüşte olduğunuzu yazmış oluyorsunuz. Akabinde tekrar mesajınızı değiştirerek şimdiki "Sayın Av.Şükrü Söğüt'ün "zamanaşımı" ve "sebepsiz zenginleşme" hususundaki cevabına katılıyorum. Yargıtay'ın dava değeri bakımından bakış açısını göstermesi için de bir karar aktarıyorum." mesajınızı yazdınız. Kusura bakmayın ama bütün bu değiştirmeleriniz akabinde
Ayrıca polemiklik bir durum da yok(tu). |
08-05-2013, 07:45 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Söğüt öncelikle cevabınız için teşekkürler, yararlandım. Fakat cevabınız ile ilgili kafama takılan bir iki husus var: "Sebepsiz zenginleşme nedeniyle değil, iade talep edin, bu takdirde zamanaşımı süresi 1 yıl değil, 10 yıl olur" demişsiniz. Geçersiz bir sözleşme söz konusu ise ki olayda öyledir, (sebepsiz zenginleşmeye dayanmadan) iade talep etmenizin yasal temeli ne olacaktır? Çünkü ortada (geçerli) bir sözleşme de yoktur! İkinci olarak, sebepsiz zenginleşmeye dayanıldığı zaman TBK hükümleri çok net ortada, rayiç değerin değil, zenginleşilen değerin iadesi gerekir! (TBK.77/1) Siz meslektaşımıza cevaben, "sebepsiz zenginleşmeye dayanmayın, sözleşmeye göre iade isteyin!"dediğinize göre iade için dayanak aldığınız hukuki sebep ne olmalıdır ki, piyasa rayiç değeri (sürüm değeri) istenilebilsin! Ortada geçerli bir sözleşme yok ki sözleşmeye dayanılsın! Küçük bir not: Ödemezlik def'i ancak karşılıklı edimleri içeren geçerli bir sözleşme varsa uygulanabilir. Bu bakımdan da bir sıkıntı var gibi. Bu konuları biraz daha açıp ve bahsettiğiniz HGK kararını ekleyebilirseniz sevinirim.Teşekkürler, saygılar. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
harici satış sözleşmesi | hukkuk35 | Meslektaşların Soruları | 1 | 01-04-2013 15:30 |
Satış vaadi sözleşmesi-harici satış | Burak Demirci | Meslektaşların Soruları | 2 | 04-12-2012 16:54 |
harici gayrimenkul satış sözleşmesi ticari faiz | limpid | Meslektaşların Soruları | 6 | 01-03-2012 11:38 |
harici gayrimenkul satış sözleşmesi | uzun | Medeni Usul, İcra ve İflas Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 12-02-2010 15:47 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |