15-02-2007, 13:26 | #31 |
|
ben bugün için yaptığımız işin avukatlık olduğuna inanmıyorum açıkçası. sabah 9 daki duruşmaya saat 4 te girip 2 kelam lafı bile hakim baskısı altında zorla söyleyebildiğim, taleplerimin hakimlerce bu ne diyo ya şeklinde karşılandığında bir ortamda avukatlığın gerçek anlamda yapıldığına inanmıyorum. karalarını temyiz sınırı altında avukatı dinlemeden veren hakimler olduğu sürece de yapılabileceğine de inanmıyorum. ben gerçek avukatlığı seviyorum ama bugünkü şartlarda serbest avukatlık yapmak maddi ve manevi anlamda çok zor. bu sebeple pişman olduğum anlar bile olmuyo değil
|
01-12-2013, 20:27 | #32 |
|
Hukuk fakültesi ilk tercihimdi. Ailemden de ne menem bir duruma gireceğimi biliyordum. Seviyoruz diye her saçmalığa katlanmak gerekmiyor, memur dosyayı neden istiyorsunuz dediğinde siz önce çıkartın diyip geçin. Beğenmediniz şeyi düzeltemek için mücadele edin. Staj dönemi katlanılması ve öğrenilmesi gereken ilk acemilik yıllarını atlatınca aslında çok güzel ve saygın bir meslektir. çok para kazanmak yada vaktinizi kendinize ayırmak tercih ve sonuçlar arasındadır. Sadece çocuk ceza mah. ta çalışan arkadaşımı görüp mücadelesini takdir ederim. Dosya yoğunluğu içinde çok iyi kazancı iyi olan arkadaşıma bize de zaman ayır diye takılırım.
|
04-12-2013, 11:41 | #33 |
|
staja başlayalı 8 ay oldu ve henüz 'aman yarabbim evet işte bu çok seviyorum işimi' dediğim bir an olmadı. ama önümde uzun yıllar var adaletsizliğin bu kadar gözönünde olduğu bir zamanda adaleti gerçek anlamda yerine getirmiş olduğumu hissettiğim gün seveceğim sanırım.
bir de deneyimli avukatların bizim de onların meslektaşı olduğumuzu hatırlayıp ona göre davrandıklarında daha az hayal kırıklığı ve daha çok umutla işe sarılacağımızı düşünüyorum. |
14-12-2013, 09:57 | #34 |
|
İlk olarak konu başlığının aradığı cevaba gelirsek, ben avukatlığı hukuk fakültesine başlamadan sevmeye başlamıştım. Şu anda da tüm olumsuzluklara rağmen hala seviyorum. Tüm olumsuzlukları, trafiği, kalabalığı, çarpık kentleşmesine rağmen İstanbul'a tutkuyla bağlanmak gibi.
Yukarıda gördüğüm avukatlık ve sürünmek kelimelerini bir aradayken de oldukça yadırgıyorum. Avukatlar güçlü ve inatçı olmalı, avukatlık mücadele mesleğidir, hukukçuların en özgürüdür, belki de bu yüzden en hukukçuluğu layıkıyla, özgürce yapabilecek kişi avukattır. Şuna da kesinlikle katılıyorum, bir genç avukatı bu meslekten en çok soğutan, meslek üstad(!)larının tavrı ve genç avukatlara bıraktığı avukatlık mirasıdır. Bundandır, üstadın kendine tavrından, ben merkezci duruşundan, duruşmada efendinin kürsüden değil kişiden olacağını görmeden efendim diye eğilmesinden, kalemdeki tavırdan, icra dairesindeki düzenden, meslek kurallarının hiç anılmamasından duyduğu mide bulantısından ben ne yapıyorum demesidir. Tüm bunlar bize bırakılan mirasdır. İşin komiği ise avukatlık mesleğine kalite katmak adına avukatların yaşlandırılmak istenmesidir(30 yaşına kadar avukat olamama gibi tartışmalardan bahsediyorum)! Avukatlığı sevmeyen birinin ise avukatlığı hiç yapmamasını tercih ederim. Çünkü gerçekten sevmeyen kişilerin yaptığı avukatlığın en az kötü örnek meslek üstadları kadar mesleğe zararlı olduğunu düşünüyorum. Belki farklı bir iş deneyebilirler. (Bu sözlerim lütfen yanlış anlaşılmasın, tüm meslektaşlarımın emeğine sonuna kadar saygılıyım) Bundandır ki avukatlık sınavı gelsin istiyorum. Tüm meslektaşlarıma, bu güzel meslek için savaşmaları, yılmamaları temennisiyle, verimli mesailer dilerim. Son olarak, Molierac'ın "Görevimizi yapaken..." diye başlayan ünlü sözünün geri kalanını hiç uygulayamayanların bu sözü kitaplkarında, bürolarında, web sitelerinde hiç kullanmamaları en güzelidir diye düşünmekteyim. |
14-12-2013, 14:29 | #35 |
|
Hakimlere efendim değil "Yargıç",
Müvekkillere "siz nasıl isterseniz" değil "hadi ordan", kalem memurlarına "abi" değil "yapmazsanız görüşürüz", dediğimde avukatlıktan zevk aldım. Yani baştan beri. |
20-12-2013, 11:47 | #36 |
|
İyi bir iş yaptığınızda, müvekkilin Allah sizden razı olsun Avukat Hanım dediğinde, kalemdekilerin, beni dışarıda gören insanların, nasılsınız Avukat hanım dediklerinde, ve cübbeyi giydiğimde o bana gelen özgüven sayesinde, kısacası manevi tatmin duygusunu her yaşadığımda mesleğimi daha da çok seviyorum.
|
15-01-2014, 15:55 | #37 |
|
Avukatlık mesleğini, hakim/savcı olmak amacıyla girdiğim hukuk fakültesini bitirdikten sonra, hakimlik sınavlarında torpilin gerekli olduğunu öğrendiğim ve bundan vazgeçerek avukatlığı düşünüp staj işlemlerine başladığım anda sevmeye başladım ve bu sevgim, avukatlık stajına başlayıp meslekteki maddi/manevi tatminsizliği öğrendiğim ana kadar sürdü.
|
15-01-2014, 16:15 | #38 |
|
Avukatlığı çocukluğumdan beri seviyorum ancak MESLEK OLARAK AVUKATLIĞI GELİRİMİN GİDERİMDEN 2 KAT FAZLA OLDUĞU ZAMAN SEVMEYE BAŞLAYACAĞIM
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
hukuk fakültesine severek mi başladınız?? | cihanguvenc | Hukuk Lisans Eğitimi | 148 | 20-09-2009 20:05 |
Avukatlık Mesleğini İyi Yapmak Tecrübeyle mi Belirleniyor? | niles82 | Hukuk Sohbetleri | 10 | 28-12-2006 21:40 |
Avukatlık Kanunu 165'e göre Avukatlık ücretinden müteselsil sorumluluk | Av.Ertan Uzunoğlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 28-12-2006 10:02 |
Zaman Asimi | murat ayhan | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 04-03-2002 21:29 |
Avukatlık Mesleğini Suistimal | TUNCAY ASAL | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 17-02-2002 02:17 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |