Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

SGK'nın ödenen maaşları iade talebi.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 30-04-2010, 15:05   #1
av.knel

 
Varsayılan SGK'nın ödenen maaşları iade talebi.

Müvekkilimizin, boşanma davası neticesinde boşanma kararı çıkmış; fakat müvekkilimiz bilgisizliğin kurbanı olarak kararı kesinleştirmemiştir.
Kesinleşme şerhi olmayan karar ile müvekkilimiz memleketindeki sosyal sigorta kurumuna başvurmuş; kurumda kesinleşme şerhi aramadan müvekkilimizin babasından kalan emekli maaşını, bağlamıştır.
Maaş bağlama 2000 yılında gerçekleşmiştir. Kurum durumu 2010 yılında fark etmiştir ve şimdi çok yüklü bir miktarda olan, ödenen maaşların iadesini istemektedir.
Kurumun bu talebi hakkaniyete ve iyiniyet kurallarına aykırı değilmidir?
Müvekkilimiz kesinlikle eşiyle bir daha bir araya gelmemiştir. Buna ilişkin bir tespit yoktur.
Saygılarımla!
Old 30-04-2010, 22:43   #2
hayali

 
Varsayılan

birkaç ihtimalli düşünmek istersek; 1- Kesinleşme şerhi daha sonraki süreçte ikmal edilmişse, başlangıçta olmamakla birlikte iade için sıhhat şartı gibi nitelenemeyeceği, ez cümle iadenin istenemeyeceğini düşünmekteyim.
2-başlangıç itibarı ile maaş bağlanma koşullarının oluştuğunu düşünülüpte idareye başvuran kişi ile idare arasında iki taraflı bir sözleşme kurulduğunu varsayalım.kesinleşme şerhininde bu başvuru aşamasında sıhhat şartı gibi nitelendirilmesi halinde iade nin gerekeceği düşünüleceksede, kanımca bu ihtimalde de, işlem temelinin iki açıdan çökmesi irdelenmelidir.İdarenin yıllara sari aylık ödemele yaptığı halde iadesini tek seferde istemesinin, başta anayasa olmak üzerw sosyal güvenliğin varlık sebebini oluşturan usul ve esas düzenlemesine aykırılık oluşturması ve en başta anayasal düzenlemesine açıkça aykırılık başta olmak üzere sair düzenleme usul ve esasları ile bağlantısı da herhalde işlemin maaş alan açısından işlem temelinin çökmesi anlamaına gelecektir ki, bu aşamada yüksek yargıtayın kimi kararlarında yükümlünün iyi niyetli olup olmamasının iade aşamasında önemine değinen kararları olduğunu anımsıyorum.
Old 30-04-2010, 23:08   #3
hayali

 
Varsayılan

Y.10H.D.2006/1068 E.2006/7772 K.syılı ilamında sebepsiz zenginleşen iade yükümlüsünün yaşlılık aylıklarını tüketerek kıt kanaat ve günü gününe geçinebilen insanlar olmasına olan nitelemelerinin incelenmesinde bazı sonuçlara ulaşabilinir.Ayrıca sorunun ANAYASADA DA DÜZENLENEN SOSYAL GÜVENLİĞE bir düzenlemeye ait olduğunun gözden ırak olmaması ve dahada önemlisi Anayasal bir güvenceyle düzenlenen bir hakkın, sadece şekli bir eksikliğe idayanılarak işlevsiz hale getirilmesinin Anaysadaki temel hakların işlevsiz hale getirilemeyeceğine ilişkin başta 13 ve 14 maddeleri olmak üzre 2. maddesindeki sosyal hukuk devleti ilkesine de aykırılık oluşturabileceğini sanmaktayım. Bu ise idarenin belkide kendi memurunun yarattığı bir hatali işlemi ile Anayasada düzenlenen bir hakka ulaşmayı (daha alt yani yasa veya yönetmeliklerle düzenlenen şekli bir hükümle )bertaraf etmesi analamına gelecektir ki, bu durum hakkkaniyete aykırılık oluşturabilecektir sanırınmsosyal güvenliğin varlık amacının şekli bir hükümle ortadan kaldırılması kabul edilebilir değildir. kolay gelsin..
Old 30-04-2010, 23:09   #4
av.sebahattin

 
Varsayılan

Anladığım kadarıyla yerel mahkeme tarafından verilen boşanma kararı Yargıtay tarafından bozulmuştur. Müvekkiliniz esasında bu maaşı boşanma gerçekleştiğinde alabileceğini bilmektedir. Bu nedenle müvekkilinizin iyiniyetli olduğunu düşünmek doğru olmayacaktır. Yapmış olduğu en azından ihmal düzeyindeki kusurunun sorumluluğuna katlanmalıdır.
Old 01-05-2010, 10:19   #5
av.knel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.sebahattin
Anladığım kadarıyla yerel mahkeme tarafından verilen boşanma kararı Yargıtay tarafından bozulmuştur. Müvekkiliniz esasında bu maaşı boşanma gerçekleştiğinde alabileceğini bilmektedir. Bu nedenle müvekkilinizin iyiniyetli olduğunu düşünmek doğru olmayacaktır. Yapmış olduğu en azından ihmal düzeyindeki kusurunun sorumluluğuna katlanmalıdır.

Özür dilerim, yanlış anlamışsınız. Yargıtay tarafından kararın bozulması söz konusu değil. Karar karşı tarafa tebliğe çıkmadığı için kesinleşmemiş ve durum fark edilince 2010 yılında karar kesinleştirilmiş. Müvekkilimize kararın kesinleştiği tarihten sonra yeniden işlem yapılarak maaş bağlanmış.
Old 01-05-2010, 11:11   #6
av. cafer özkan

 
Varsayılan

Boşanma tarihi, kararın kesinleşme tarihidir. Bu nedenle SGK, müvekkilinizin aldığı maaşı geri istemekte haklıdır. Konu sebepsiz zenginleşme sayılamayacağı gibi sosyal devlet ilkesi ile de ilgisi yoktur.
Ancak, müvekkiliniz hangi kurumdan aylık almaktadır, onu araştırınız. 5510 sayılı yasa çıkmadan önce bu tür fuzuli ödemelerde kurumun geri isteme süresi 5 yıl idi. Yani müvekkilinizden geriye doğru 5 yıllık maaş istenebilir. Faiz de talep edilebilir.
Öncelikle bu hususu idari yargıda dava konusu yapmanızı ve hesaplamanın 5 yıl üzerinden yapılmasını sağlamanızı öneririm. (Yakın zamanda Emekli Sandığından bu şekilde aylık ayan bir müvekkilimden 10 yllık maaş talep edilmişti. Ankara İdare Mahkemesinde açtığım dava kabul edilerek süre 5 yıla indirildi.
Yineliyorum: "Kararı tebliğe çıkarıp kesinleştirmeyi unutmuşum" mazereti hukuksal değildir, boşanma ilamları kesinleşmeden hüküm ifade etmezler. Burada iyiniyet aranacak bir durum yoktur.
Old 15-02-2011, 10:30   #7
av.efsun

 
Varsayılan acil!

SGK haksız paranın iadesi için müvekkile evrak veriyor ve bu evrakta 7 günlük itiraz süresi vardır deniyor. bu süre içinde itiraz yapılmamış, süre geçtikten sonra yanıma gelindi. ben yinede kurumun işleminin iptali ve menfi tespit davası açacağım. bu 7 günlük süre karşıma çıkar mı ilerde? mevzuatlaar baktım ancak bulamadım.
Old 04-04-2011, 13:22   #8
sborten

 
Varsayılan

Merhaba Sayın Meslekdaşım,
Kurum kendi kusuru nedeniyle sizden talepte bulunmamalıdır. evet, aile hukukuna ilişkin ilamların icra edilebilmesi için kararın kesinleşmesi gerekmele birlikte bu olayda bir "icra" işleminden söz edilemeyeceği düşüncesindeyim. burada konu edilen şey bir durumun tespitidir. bu nedenle işlemin davaya konu edilmesi durumunda kurum aleyhinde hüküm kurulacağı düşüncesindeyim.
İyi çalışmalar.
Old 07-04-2011, 09:46   #9
Av.Arzu Erkan

 
Varsayılan

A şahsı eşinden boşanıyor ve bu karar kesinleşiyor. A, vefat eden annesinden dul ve yetim aylığı alıyor. A'nın eşiyle fiilen yaşadığından bahisle kurum yersiz ödenen 10.000 TL civarında meblağı talep ediyor. Şahıs, kuruma böyle bir olay olmadığından bahisle itiraz ediyor. Kurum ise dava açma hakkı olduğunu ifade ediyor.
Bu durumda nasıl bir dava açılması gerekiyor? iyi çalışmalar.
Old 07-04-2011, 10:16   #10
Av. Musa TAÇYILDIZ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Arzu Erkan
A şahsı eşinden boşanıyor ve bu karar kesinleşiyor. A, vefat eden annesinden dul ve yetim aylığı alıyor. A'nın eşiyle fiilen yaşadığından bahisle kurum yersiz ödenen 10.000 TL civarında meblağı talep ediyor. Şahıs, kuruma böyle bir olay olmadığından bahisle itiraz ediyor. Kurum ise dava açma hakkı olduğunu ifade ediyor.
Bu durumda nasıl bir dava açılması gerekiyor? iyi çalışmalar.

5510sayılı SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU
Madde 56/son;Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96 ncı madde hükümlerine göre geri alınır.

Böyle bir durumun olmadığına dair tespit davası açmanız gerekir. Aynı dava içinde Hem istenen 10.000 tl'nin haksız olduğunu hem de ödenmeyen aylıkların iadesini talep edebilrisiniz
Old 08-04-2011, 14:06   #11
Av.Arzu Erkan

 
Varsayılan

Sayın Taçyıldız, tespit davasının içinde hem istenen 10.000 tl'nin haksız olduğunu hem de ödenmeyen aylıkların iadesini talep edebileceğimizi düşünmüyorum.Anca tespit davası lehimize olursa öyle açılabilir diye düşünüyorum ama....
Old 20-06-2012, 11:06   #12
Evrim Yıldız

 
Varsayılan

ES emeklisi boşanmış bayan, ölen SSK emeklisi babasının yetim aylığından faydalanmak için SGK'ya başvuruda bulunuyor ve neticede talebi kabul edilerek geriye dönük olarak toplu ödeme yapılıyor. Şu anda ise hatalı işlem yapıldı denilerek kurum tarafından aynı zamanda yatalak olan bu bayana icra takibi başlatılıyor. Bu durumda nasıl bir yol izlenmeli? Lehe bir yargıtay kararı mevcut mudur? İtiraz dilekçesinde nelere değinmek gerekir? Cevap veren meslektaşlarıma teşekkür ederim...
Old 20-06-2012, 12:48   #13
av.knel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Evrim Yıldız
ES emeklisi boşanmış bayan, ölen SSK emeklisi babasının yetim aylığından faydalanmak için SGK'ya başvuruda bulunuyor ve neticede talebi kabul edilerek geriye dönük olarak toplu ödeme yapılıyor. Şu anda ise hatalı işlem yapıldı denilerek kurum tarafından aynı zamanda yatalak olan bu bayana icra takibi başlatılıyor. Bu durumda nasıl bir yol izlenmeli? Lehe bir yargıtay kararı mevcut mudur? İtiraz dilekçesinde nelere değinmek gerekir? Cevap veren meslektaşlarıma teşekkür ederim...

Merhaba,
Hatalı işlemin içeriği nedir acaba?
Old 20-06-2012, 13:01   #14
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Evrim Yıldız
ES emeklisi boşanmış bayan, ölen SSK emeklisi babasının yetim aylığından faydalanmak için SGK'ya başvuruda bulunuyor ve neticede talebi kabul edilerek geriye dönük olarak toplu ödeme yapılıyor. Şu anda ise hatalı işlem yapıldı denilerek kurum tarafından aynı zamanda yatalak olan bu bayana icra takibi başlatılıyor. Bu durumda nasıl bir yol izlenmeli? Lehe bir yargıtay kararı mevcut mudur? İtiraz dilekçesinde nelere değinmek gerekir? Cevap veren meslektaşlarıma teşekkür ederim...

Sayın Meslektaşım,

Öncelikle aşağıya eklediğim yönetmeliği 5510 sayılı yasanın 96. maddesi çerçevesinde incelemenizi, sonrasında somut olayın özelliklerini 10. Hukuk Dairesinin bu konudaki içtihatları içinde araştırmanızı öneririm.

Yine bir sonuç alamazsanız veya emin olamazsanız, somut olay ayrıntılarını burada paylaşınız.

Saygılarımla.

Alıntı:
FAZLA VEYA YERSİZ ÖDEMELERİN TAHSİLİNE İLİŞKİN
USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Sosyal Güvenlik Kurumunca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında fazla veya yersiz olarak yapılan her türlü ödemenin tespiti, tebliği, takibi ve tahsiline ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında yapılan her türlü fazla veya yersiz ödemeyi kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 96 ncı maddesi hükmüne dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Fazla veya yersiz ödeme: Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara, gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen Kanun kapsamındaki her türlü ödemeyi,

b) İlgili: Kendisine yersiz veya fazla ödeme yapılan işverenler, sigortalılar, isteğe bağlı sigortalılar, gelir veya aylık almakta olanlar ve bunların hak sahipleri ile genel sağlık sigortalıları ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişileri,

c) Kanun: 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununu,

ç) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumunu,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM
Fazla veya Yersiz Ödemenin Kapsamı, Tespiti, Değerlendirilmesi,
Tahakkuku ve Tebliği

İlgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışlarından doğan fazla veya yersiz ödemeler
MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulamasında;
a) Kuruma verilen veya ibraz edilen belgelerle gerçeğe aykırı bildirimde bulunulması,
b) Örneği Kurumca hazırlanan belgelerle bildirilmesi taahhüt edilen durum değişikliklerinin bir ay içinde Kuruma bildirilmemesi,
c) Kanunda öngörülen şartlar yerine gelmediği hâlde, sahte bilgi ve belgelerle sağlık hizmetleri ve diğer haklardan, ödeneklerden yararlanılması ile gelir veya aylık bağlatılması,
ç) Sahte hizmet kazandırılmak suretiyle sağlık hizmetleri ve diğer haklardan, ödeneklerden yararlanılması ile gelir veya aylık bağlatılması,
d) Boşanma nedeniyle gelir veya aylık bağlandıktan sonra boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşanması,
e) Gelir ve aylıklarının kesilmesi gerektiği hâlde durumun gizlenmesi ve/veya bildirilmemesi,
f) Sigortalılar ile gelir veya aylık alanlara yapılan ödemelerden, hak sahipliği sona ermesine rağmen her hangi bir kişi tarafından tahsilat yapılması,
ilgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışlarını oluşturur.
(2) Birinci fıkrada sayılan durumların tespit edildiği tarihten geriye doğru en fazla on yıllık süre içinde yapılan fazla veya yersiz ödemeler, her bir ödemenin yapıldığı tarihten itibaren hesaplanacak kanunî faizi ile birlikte tahsil edilir.
(3) Birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen durum hariç olmak üzere, Kurumun yanlış işlem ve ödeme yapmasına sebebiyet veren ve bu suretle adına borç tahakkuk ettirilen ve/veya borç tahakkuk ettirilmesine neden olan kişiler hakkında, ayrıca Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur.
Kurumun hatalı işlemlerinden doğan fazla veya yersiz ödemeler
MADDE 6 – (1) İlgililerin kasıtlı ve kusurlu davranışları dışında kalan, Kurum çalışanlarının kasıtlı veya kusurlu davranışı, ihmali, dikkatsizliği ve bilgisizliği gibi sebeplerden kaynaklanan yersiz ödemeler Kurumun hatalı işlemlerini oluşturur.
(2) Birinci fıkrada sayılan sebeplerin tespit edildiği tarihten geriye doğru en fazla beş yıllık süre içinde yapılan ödemeler, borcun ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde ödendiği takdirde faizsiz; üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemeler, bu sürenin dolduğu tarihten itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte tahsil edilir.
Fazla veya yersiz ödemenin tespiti
MADDE 7 – (1) Fazla veya yersiz ödeme; kontrol, denetim, inceleme, Sayıştayca kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilir.
Fazla veya yersiz ödemelerin değerlendirilmesi
MADDE 8 – (1) 5 inci ve 6 ncı maddelerin değerlendirilmesi, daire başkanlıklarında daire başkanınca belirlenen şube müdürleri, il müdürlüklerinde ise il müdürünce belirlenecek il müdür yardımcısı, şube müdürü veya merkez müdürü tarafından yapılır. Değerlendirme işleminde, Değerlendirme Onayı (Ek-1) kullanılır.
Alacak takip dosyası
MADDE 9 – (1) Kanun kapsamında yapılan ve Kurumca tespit edilecek her türlü fazla veya yersiz ödeme için Borç Tablosu (Ek-2) ve Alacak Takip Tablosu (Ek-3) düzenlenir.
(2) Değerlendirme sonucu, Kurumun hatalı işlemlerinden doğan fazla veya yersiz ödemelerin çok sayıda kişiyi ilgilendirmesi durumunda, (ıcabA nabaŞ) Borçlular Tablosu (Ek-4) düzenlenir.
(3) Yargı kararları ve Sayıştay ilamlarıyla tespit edilen fazla veya yersiz ödemelerden kaynaklanan Kurum alacakları için merkezde Strateji Geliştirme Başkanlığınca, taşrada ise Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü veya Merkez Müdürlüğünce alacak takip dosyası oluşturulur.
(4) Sayıştay denetçileri tarafından düzenlenen sorgular ihbar kabul edilerek, Kurumca denetim veya inceleme başlatılabilir.
Fazla veya yersiz ödemeden kaynaklanan alacağın tahakkuk ettirilmesi
MADDE 10 – (1) Düzenlenen borç tablosu üzerinde ilgilinin kasıtlı ve kusurlu davranışı sebebiyle yapılan fazla veya yersiz ödemelerin her biri için, ödemenin yapıldığı tarihten hatalı işlemin tespit edildiği tarihe kadar kanunî faiz hesaplanır. Yapılan ödemeler ve hesaplanan faiz toplamı ilgilisi adına borç kaydedilir. Bu şekilde tahakkuk ettirilecek borçlarda daha sonra hesaplanacak faizler için faiz başlangıç tarihi borcun tespit edildiği tarihtir.
(2) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanan fazla veya yersiz ödemeler için de bir önceki fıkrada belirtilen borç tablosu düzenlenir. Ancak, bu tür alacaklar için borcun tahakkuk ettirilmesi sırasında her hangi bir faiz hesaplanmaz. Bu şekilde tahakkuk ettirilen borçlar için faiz başlangıç tarihi, borcun ilgiliye tebliğ edildiği tarihi takip eden üçüncü ayın bittiği tarihtir.
(3) Tespit edilen fazla veya yersiz ödemeler muhasebe birimine bildirilir. Bildirilen tutar, muhasebe birimince ilgili hesaba kaydedilir.
Fazla veya yersiz ödemelerin tebliği
MADDE 11 – (1) Fazla veya yersiz ödemeden kaynaklanan alacaklar, merkezde ilgili birimlerce, taşrada ise sosyal güvenlik kurumu il müdürlüklerince düzenlenen Borç Bildirim Belgesi (Ek-5) ile 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre ilgililere tebliğ edilir.
(2) Yargılama sonucunda hükme bağlanan ve taraflara tebliğ edilen fazla veya yersiz ödemelerden kaynaklanan alacaklara ilişkin kararın kesinleşmesi beklenmeksizin, takip işlemlerine başlanır. Yargılama sonucunda verilen tazmine ilişkin kararlar, temsile yetkili hukuk birimlerine intikal ettirilerek takibi sağlanır.
(3) İtiraz merkezde ilgili birimce, taşrada ise il müdürlüklerince başvuru tarihinden itibaren on iş günü içinde değerlendirme onayını veren merciin amiri tarafından karara bağlanır. İtiraz ve itirazı değerlendirme süresi ödeme süresini değiştirmez.
Fazla veya yersiz ödemelerde uygulanacak faiz
MADDE 12 – (1) Fazla veya yersiz ödemelerin geri alınmasında 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanunî Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uygulanır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Fazla veya Yersiz Ödemenin Tahsili
Fazla veya yersiz ödemelerden kaynaklanan alacağın tahsil şekilleri
MADDE 13 – (1) Kurumca ilgililere fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen ödemeler, ilgililerin Kurumdan alacaklarından mahsup edilmek, gelir ve aylıklarından kesinti yapılmak suretiyle tahsil edilir. Kurumdan her hangi bir alacağının bulunmaması hâlinde, genel hükümlere göre tahsil edilir.
(2) Fazla veya yersiz ödemeler, öncelikle ve her durumda kişinin varsa Kurumdan birikmiş aylık, gelir ve diğer her türlü alacaklarının tamamından mahsup suretiyle tahsil edilir. Yapılan kesintiler öncelikle borç aslına mahsup edilir ve kalan borç için 10 uncu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen faiz başlangıç tarihinden itibaren kanunî faiz hesaplanır. Bu hüküm, ilgiliye hayatta iken yapılan yersiz ödemelerin hak sahiplerinin alacaklarından mahsubunda ve hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelerin mahsubunda da uygulanır.
(3) Sonradan veya yeniden gelir veya aylık bağlanmasına hak kazananların birikmiş istihkaklarından, ölenler dâhil olmak üzere aynı dosyadan aylık veya gelir alan diğer hak sahiplerine Kurumca çıkarılan borç, muvafakat alınmak kaydıyla mahsup edilerek tahsil edilir.
(4) Fazla veya yersiz ödeme tutarı; ilgilinin Kurumdan tahakkuk etmiş herhangi bir alacağı yoksa veya alacaklarından mahsup edildikten sonra kalan borcu varsa ve Kurumdan gelir ve aylık almaya devam ediyorsa, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç, gelir ve aylıklardan %25 oranında kesilmek suretiyle tahsil edilir.
(5) Birinci fıkraya göre kesinti yapmak suretiyle geri alma süresinin beş yılı aşacağının anlaşılması durumunda, ayrıca icraî takibata da geçilir.
Gelir ve aylıkların hesaplardan yersiz çekilmesi
MADDE 14 – (1) Kurumdan gelir veya aylık almakta iken ölenler adına hesaplarına gönderilen ve ilgililer tarafından tahsil edilen tutarlar, hak sahiplerine yapılacak ödemelerden mahsup edilir. Bu şekilde tahsil edilememesi hâlinde ise, ödeme tarihi itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanacak borç, hak sahiplerine bağlanan gelir veya aylıklarından %25 oranında kesilerek geri alınır. Ancak, tahsil eden kişinin, hak sahipleri dışında başka kişi olduğunun tespit edilmesi durumunda, yersiz ödemeler genel hükümlere göre bu kişilerden tahsil edilir.
Fazla veya yersiz ödemelerin taksitlendirilmesi
MADDE 15 – (1) Kurumdan alacağı bulunmayan borçlu ve borçlunun kanunî varisleri ile borcu kabul eden şahıslar, borç miktarını def’aten ödeyebileceği gibi taksitle ödeme talebinde de bulunabilir. Taksitlendirme talepleri borcu tebliğ eden birimlere yapılır.
(2) Taksitlendirme işlemleri, 27/9/2006 tarihli ve 2006/11058 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yürütülür.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Çeşitli ve Son Hükümler
Hüküm bulunmayan haller
MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde, 27/9/2006 tarihli ve 2006/11058 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır.
Kayıtların elektronik ortamda tutulması
MADDE 17 – (1) Bu Yönetmelik gereği yapılması gereken iş ve işlemlere ilişkin kayıtlar, Kurum Başkanlığı tarafından belirlenecek şekle ve usule uygun olarak elektronik ortamda tutulabilir.
Yürürlükten kaldırılan Yönetmelik
MADDE 18 – (1) 2/10/1998 tarihli ve 23481 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce İlgililere İstihkaklarından Fazla veya Yersiz Olarak Yapılan Ödemelerin Tahsili Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır.
Yürürlük
MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik, 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 20 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür.
Old 21-06-2012, 08:16   #15
Evrim Yıldız

 
Varsayılan

herkese teşekkür ederim ilgilendiğiniz için. hatalı işlem sgk personelinin kusurundan kaynaklanıyor, muhtemelen bilgisizliğinden. sgk'ya verilen dilekçede es'dan emekli olduğu söylendiği halde ilgiliye yetim aylığı toplu olarak ödenmiş. yönetmeliğin 6. maddesinde durum açık ancak başka bir çıkar yol var mı acaba?
Old 12-11-2013, 17:23   #16
Av. Göztepeli

 
Varsayılan

Müvekkil hem müteveffa eşinden hem de müteveffa babasından aylık almakta iken babasından almakta olduğu aylık kurum tarafından kesilmiştir.

Ayrıca kurum, o tarihe kadar ödediği aylıkları da herhangi bir icra takibi yahut dava açmaksızın diğer aylığından kesinti yapmak suretiyle tahsile başlamıştır.

Kurumun, fazla ve yersiz ödediği paraları icra takibine konu etmeden bu şekilde tahsil etmesi mümkün müdür?
Old 22-06-2016, 11:57   #17
ege

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Göztepeli
Müvekkil hem müteveffa eşinden hem de müteveffa babasından aylık almakta iken babasından almakta olduğu aylık kurum tarafından kesilmiştir.

Ayrıca kurum, o tarihe kadar ödediği aylıkları da herhangi bir icra takibi yahut dava açmaksızın diğer aylığından kesinti yapmak suretiyle tahsile başlamıştır.

Kurumun, fazla ve yersiz ödediği paraları icra takibine konu etmeden bu şekilde tahsil etmesi mümkün müdür?

bu konu ile ilgili sonuçlarınız merak ediyorum. Aynı şekilde, kuruma eşinden emekli sandığı dul maaşı aldığı beyan edilerek babadan bağkur maaşı talep edilmiş ve bağlanmış bu maaş. ancak 4 yıl sonra, hiç bir bildirimde bulunmadan maaş kesilmiş ve dul maaşından da fazla ödeme için kesinti yapılmaya başlanmış. Kişi dilekçe ile kesinti sebebini sorduğunda, açıklama olarak bağkur yetim maaşının bağlanmasının hatalı olduğu ve kesinti yapıldığı yönünde olmuş.
78 yaşındaki mağdur, bu kez aldığı dul maaşının da keintili olması sebebi ile mağdur duruma düşmüş.
Kurumun kendi hatasından dolayı ortaya çıkan bu durumdan sorumlu olan kimdir?
Old 23-06-2016, 11:21   #18
Av. Göztepeli

 
Varsayılan

Sn. Ege;

İş mahkemesinde kesintinin durdurulması yönünde tedbir talepli olarak dava açmıştım.

Bizim olayda; sosyal güvenlik hukukunda her olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerinin uygulanması gerektiğini, bu sebeple tarım bağkurlu babanın ölüm tarihinde yürürlükte olan mevzuata göre kişinin hem ölen eşinden hem de ölen babasından maaş almasına engel bir düzenleme olmadığını iddia etmiştik. Tedbir talebimiz ve davamız reddedildi. Sonrasında ise karar Yargıtay tarafından onandı.

Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik hükümlerini incelemenizi tavsiye ederim.

Saygılarımla.
Old 23-06-2016, 13:50   #19
ege

 
Varsayılan

Sayın Göztepeli ,
bizim olayımız da sizinki ile hemen hemen aynı. mevzuatta gün farkından dolayı iade söz konusu şimdi. işin kötü yanı, açık beyanlara rağmen maaşın bağlanıp, şimdi de dul maaşından kesinti yapılması ve yaşlı kişinin hasta ve bakıma muhtaç olduğu dönemde mağdur olması oldu. Davayı açmaktan vazgeçip müvekillere durumu izah ettim. Çok teşekkür ederim bilgilendirmeliriniz için. Selamlarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
eksik ödenen SGK işçi maaşları-EMEKLİYE MÜJDE! __av.zeynep__ Meslektaşların Soruları 1 24-01-2010 21:30
işe iade sonrası ödenen emekli ikramiyesinin istenmesi düzzgün Meslektaşların Soruları 5 16-10-2009 14:07
başka bir üniversiteye yatay geçiş halinde, ödenen harç iade edilir mi a.lawyer Meslektaşların Soruları 0 15-01-2008 23:14
Satıcı ödenen peşinatı iade etmeme hakkına sahip midir? libra Meslektaşların Soruları 17 10-09-2007 09:50


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07318807 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.