|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
05-04-2012, 01:13 | #1 |
|
Avukatın karşı tarafa yalan beyanda bulunması
SAyın Meslektaşlarım,
Avukat karşı tarafa şunu söylüyor: "Eğer müvekkilime borcunu şimdi ödersen iyi olur. Yoksa dava açarız hem borcunu ödemek zorunda kalırsın hem de müvekkilimin bana ödediği vekalet ücreti de dahil olmak üzere dava için yaptığımız masrafları." Müvekkilin ödediği değil o dava için öngörülen avukatlık ücret tarifesindeki tutar üzerinden vekalet ücretine hükmedilecek. Yani ben müvekkilden 10000 Euro almış olsam bile muhtemelen 1000 2000 arası bir vekalet ücretine hükmedilecek. Karşı tarafa bu beyanım Avukatlığa ilişkin mevzuatta hangi hükmün ihlali olabilir? Bir de bu konuya ilişkin emsal bir TBB kararı paylaşırsanız çok sevinirim. Şimdiden herkese teşekkürler. Saygılarımla |
05-04-2012, 05:36 | #2 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Niye meslektaşınızın yalan söylediğini düşünüyorsunuz, HMK 329. maddesini hatırlatmış olamaz mı?
|
05-04-2012, 08:38 | #3 |
|
Ne güzel uyarmış işte dava açıldığı ve kabul edildiği takdşirde sonuç daha ağır olmayacak mı davalı için.
Bir de bunu söyleyen avukata karşı işlem yapmak mı istiyorsunuz soruyu tam anlayamadım. |
05-04-2012, 08:52 | #4 |
|
Bence davayı kazanmakla uğraşmalısınız böyle tarz sıyrılmalar sizi kurtarmaz.Meslektaşınız ne güzel uyarmış ki HMk 329 açık.Meslektaşınız size kötüniyetli olmayın bak madde 329 ne diyor demiş.
|
05-04-2012, 09:33 | #5 |
|
yalan beyan nerede ki
|
05-04-2012, 10:26 | #6 |
|
Örneği şu şekilde değiştirsem;
Avukat diyor ki müvekkilime: Elimde fatura var. Faturalar ilam yerine geçen belgelerdendir. O yüzden sana karşı istediğim yerden İlamlı İcra takibi başlatabilirim. İtiraz dahi edemezsin. O yüzden gel öde şu borcu daha fazla zarar girme. ya da ufak bir şehirde oturan karşı tarafa ticari bir uyuşmazlıkla ilgili olarak: "oturduğunuz şehirde İş Mahkemesi de yok ben de gider davamı İstanbul İş Mahkemelerinde açarım. Bir de yol masrafı çıkar başınıza. O yüzden gelin ödeyin şu borcu rahat edin." Bir Avukatın ağzından umarım bu tip sözler çıkmıyordur. Ama olur da çıkarsa bunun ne gibi bir yaptırımı olabilir. Görevsiz mahkemede dava açacağını ya da ilam olmayan bir belge ile ilamlı takip yapacağını söylüyor. Karşı taraf bu tarz beyanlar yöneltmenin nasıl bir sakıncası olabilir? |
05-04-2012, 15:28 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Siz siz olun, müvekkilinizin "dedi" demesiyle hareket etmeyin. |
05-04-2012, 15:38 | #8 |
|
hmk 329 çok açık olmasına karşın uygulaması olmayan bir kanun maddesi, bunu da yeri gelmişken üzüntü ile söylemekta fayda var diye düşünüyorum.
Onlarca davamda ilam vekalet ücretinin yanında hmk 329 gereği müvekkille yapılan sözleşmeye göre de vekalet ücreti talep etmemize rağmen hiçbiri kabul edilmedi, üstüne bir de kısmi red yüzünden vekalet ödemek zorunda kaldık |
05-04-2012, 16:28 | #9 |
|
Burada bence asıl dikkat çekici nokta nedir biliyor musunuz?
Bir avukatın, müvekkilinin beyanları üzerine bir meslektaşını yalancılıkla suçlama konusundaki cevvaliyet. Müvekkilinin beyanlarının sorgulanmayıp şüphe edilmemesi bir yana üstelik, suçlama yapılan konuda diğer meslektaş da haklı. Yeri geldiğinde biz avukatların en çok kızdığımız konu değil midir, toplumda mevcut olan avukatlara kaşı yalancı,üç kağıtçı algısı. Biz bir avukat olarak gerekli hassasiyeti göstermeyip, avukat kelimesi ile yalancı kelimesini bu kadar kolay yanyana koyar isek topluma söyleyecek bir lafımız kalır mı ? Neyse İlkokulda 23 nisan günü utandığım için kürsüye çıkıp da okuyamadığım, içimde ukte kalan şiirin uyarlamasıyla bitireyim sözümü; Bugün 5 Nisan, Neşe doluyor insan ! |
05-04-2012, 16:33 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Meslektaşım en başta cebri icra tehdidi diye bir kavram varken hukukumuzda, meslektaşlarımızın bu yöndeki uyarılarına art niyetli olmayalım. unutmayın ki karşınızdaki bir meslektaşımız. Ayrıca müvekkilnizin borcu değil mi borç? Ödememek için bir meslektaşımızı bu şekilde sıkıştırmaya-sindirmeye çalışmayı yadırgadım. |
05-04-2012, 16:45 | #11 |
|
Uzlaşma sağlama
Madde 35/A – (Ek : 2/5/2001 - 4667/23 md.) Avukatlar dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce kendilerine intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı uzlaşmaya davet edebilirler. Karşı taraf bu davete icabet eder ve uzlaşma sağlanırsa, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirmeleri gereken hususları içeren tutanak, avukatlar ile müvekkilleri tarafından birlikte imza altına alınır. Bu tutanaklar 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesi anlamında ilâm niteliğindedir. Avukatlık Kanunu md 35/A... Olaya neden bu açıdan bakmıyorsunuz.. Karşı taraf vekili konumundaki meslektaşınız belki de gerçekten arabuluculuk yapmaya çalışıyordur?? Ceza hukukundaki ilkeyi hatırlayın : şüpheden sanık yararlanır! Ve bu ilke en ağır suçları işleyen kişilere dahi uygulanıyorken... Meslektaşınız ile ilgili böyle bir şüpheniz varsa bile neden onun lehine yorumlamıyorsunuz? |
05-04-2012, 18:43 | #12 |
|
Sayın Meslektaşlarım;
Anlamadığım bir husus; ben müvekkilim borçtan sıyrılsın diye karşı tarafın avukatına çamur atmaya çalışmıyorum. Bizler hukukçuyuz. Ayrım yapmayız. Tarafsız olmamız gerekiyor. Bu sebeple ben karşı tarafında avukat olmasına bakmam yaptığının hukuka aykırı olup olmadığının tespiti için uğraşırım. Avukat gelip müvekkilime diyor ki ; "Parayı ödemelisin, yoksa dava açarım ve bütün masraflar hatta benim ücretimi bile sen ödersin" Bu sözler bize etki etmez. Biliriz ki dava açar kazanırsa masrafları ben öderim. Ancak şu hususa dikkat edelim; müvekkilimin avukatı olmayabilirdi. Bir avukat gelip bunu diyor, müvekkil kendi kendine; bu adam eğer direnirsem daha çok zarara gireceğimi söylüyor en iyi ben şu borcu ödeyeyim hiç uğraşmayayım, diye düşünebilir. Malesef kabul etmemiz lazım ki, toplumumuz avukatlardan çekiniyor. Hatta korku desek abartmış olmayız. Avukatın bunu kullanmasını önleyici bir hüküm ya da emsal karar var mı benim sorum bu. Kurallar istedikleri kadar adi olsun istedikleri kadar müvekkilimin lehine olsun ama şunu unutmamak lazım ki; Kuralların ne dediği değil ne kadar uygulandığı önemlidir. Biz avukatlar kuralları yazamayız ama uygulanmasını sağlayabiliriz. İlkemiz de bu yönde olmalı. Dolayısıyla bu meslektaşım nüfuzunu kullanarak müvekkilimi yasal haklarını kullanma konusunda şüpheye düşürmemelidir. Sizi bilmem ama ben kendimi müvekkilimin yerine koyduğumda mağdur olmuş gibi hissediyorum nedense... |
05-04-2012, 21:45 | #13 |
|
BAŞLIK: "Avukatın karşı tarafa yalan beyanda bulunması".
"Avukat karşı tarafa şunu söylüyor: "Eğer müvekkilime borcunu şimdi ödersen iyi olur. Yoksa dava açarız hem borcunu ödemek zorunda kalırsın hem de müvekkilimin bana ödediği vekalet ücreti de dahil olmak üzere dava için yaptığımız masrafları."" Yalan beyan??? Cidden anlamadım. Barolar Birliği Meslek Kuralları: 26) Hiçbir avukat, bir meslektasının mesleki tutum ve davranısları hakkındaki düsüncelerini kamuoyuna açıklayamaz. 27) Hiçbir avukat, herhangi bir meslektası özellikle hasım vekili meslektası hakkında küçük düsürücü nitelikteki kisisel görüslerini açıkça belirtemez. 5 Nisanımız Kutlu Olsun |
06-04-2012, 07:42 | #14 |
|
Peki o zaman..
1-Müvekkilinizin, karşı tarafa gerçekten borcu var mı? 2-Ya müvekkiliniz yalan beyanda bulunuyorsa? 3-Ne olursa olsun, karşı taraf vekili gerçekten yalan beyanda bulunduysa bile; yaptığımız meslek icabı karşı taraf vekili konumundaki meslektaşımızı müvekkilimize karşı korursak... Ne kaybederiz? Meslek etiği, insanlık ya da adına ne derseniz deyin.. Bunun hatırına büyüklük göstersek ne olur? Ama bunlar benim safiyane düşüncelerim, takdir elbette sizin...Syg... |
06-04-2012, 08:44 | #15 |
|
Değerli meslektaşlar;
Sayın Av. Can Altuntaş'ın sözettiği mevzuyu itham olarak algılamamak lazım diye düşünüyorum. Verilen cevaplar biraz daha ağırlaşırsa sanki meslek kurallarını ihlal etmeye biz yakınlaşacakmışız gibi hissediyorum. Soru itham değil, gerçek anlamda "soru"dur diye algılamamızın daha doğru olacağını düşünüyorum. Sayın Av. Can Altuntaş; Karşı tarafın vekilinin beyanları sizi ve müvekkilinizi bağlamaz.Müvekkiliniz size danıştığı zaman gereken bilgileri zaten vermişsinizdir. Bahsettiğiniz meslektaşımızın tahsil amacına yönelik beyanlarının etik çizgisini aştığını düşünmüyorum. Bilmem belki de karşı taraf vekili AAÜT'ne göre vekalet ücreti almıştır. |
06-04-2012, 09:02 | #16 |
|
Yukarıda yazılanlar kişisel görüşlerden ibaret olup; meslek etiği ve dayanışmadan bahsederken, kıymetli bir meslektaşımıza karşı meslek etiğine aykırı bir tavır gösterilecek aşamaya gelinmesinden söz edilmesi pek sağlıklı olmasa gerek.
Bir müvekkil sözü ile nerelere gelinebildiğinin güzel bir ispatı olarak görüyorum bu durumu Dolayısı ile fazla söze gerek yok gibi |
06-04-2012, 09:45 | #17 |
|
Avukat müvekkilime yazılı olarak bunları beyan etti. Ama bu önemli değil. Müvekkilimin karşı taraf borcunun olup olmaması da ayrı ve çekişmeli bir konu ve önemli değil. Bu müvekkilim ile karşı taraf arasındaki bir durum. Yargılama sonuçlandığında göreceğiz. Benim bahsettiğim konu ise müvekkilim ile karşı tarafın avukatı arasındaki bir konu.
Bu avukat gelip şöyle deseydi; "parayı ver yoksa seni de aileni de yaşatmam" ve müvekkilimin kafasına da bir silah dayasaydı yine sorar mıydınız müvekkiliniz gerçekten borçlu mu diye? Avukat hukuka aykırı bir hareket yapmışsa bunun benim müvekkilim ile bir 3. kişi arasındaki alacak ilişkisiyle ilgisi olamaz. Üniversitedeki sınavlar gibi düşünelim lütfen. Varsayım yapalım. Av. A müvekkiliniz B'ye şu sözleri söylemiştir... Müvekkilim dedi diyerek hareket etmiyorum. Lütfen sizler de bu şekilde düşünmeyin. Burada soruyu "mesela böyle olsa ne olurdu" şeklinde sormuşum gibi düşünebilirsiniz. Bir de karşı tarafın avukat olması neden bu kadar sorun oluyor? Hiç bir avukata takip ya da dava açmadınız mı? Zaten sorun bunu söyleyen kişinin avukat olması. Hukukçu olmayan birisi bunları söylese zaten sorun yok. Bu avukat gelip müvekkilime "parayı öde yoksa dava masraflarını da sen ödersin" diyor. Bu doğru bir beyan mı? Hayır! Biliyoruz ki o davayı açar masrafları öder dava sonunda kimin aleyhine hüküm verilirse masraflar ona yüklenir. Basit mantıkla bundan ibaret. Hiç bir meslektaşıma bir şeyler isnat etmiyorum. Avukatın hareketi hukuka aykırı mı? Evetse hangi dayankla? |
06-04-2012, 10:01 | #18 |
|
Ama Sizin bahsetmiş olduğunuz varsayımda "Bu avukat gelip şöyle deseydi; "parayı ver yoksa seni de aileni de yaşatmam" ve müvekkilimin kafasına da bir silah dayasaydı yine sorar mıydınız müvekkiliniz gerçekten borçlu mu diye?" bu hareketi yapan kişi ile yapılan kişinin sıfatı ve konumu, yapılan hareketin suç vasfını değiştirmeyecekti ki Sayın Meslektaşım! Bu tip bir davranış zaten başlı başına suç teşkil eder, şahısların zaten bir önemi kalmaz. Kaldı ki; Sizin de varsayımınızla anlıyorum ki karşı taraf vekili o denli bir hareket sergilememiştir. Dolayısı ile bu faraziye üzerine kafa yormak anlamsız olacaktır.
Avukatın, müvekkilinize bunları yazılı olarak ilettiğini söylüyorsunuz. O halde Siz gerekli şikayetlerinizi yapın, suç unsuru tespit edilirse ilgili barodan ceza verilsin, hatta bu da bir tarafa Savcılığa da şikayet edin. Madem elinizde yazılı bir ispat aracı var, en azından çıkacak sonuçtan beni de bilgilendirirseniz kendi adıma nerede yanlış düşündüğümü ayırt edebilirim. Ve buradaki sorun karşı tarafın avukat olması değil, meslektaşımız olmasıdır. Günümüzde vekalet ücreti ödememek için vekiline suç isnat ederek baroya şikayet eden, paramı aldı vermedi diyen, avukatlara hileci yalancı gözüyle bakan bu kadar insan varken, ben kendi adıma mesleki dayanışma içerisine girerek bu ön yargıları ufak ufak kırabileceğimiz düşüncesiyle beyanlarda bulunmuştum. Bugün, çalışmakta olduğum kurumlardan birine borçlu olan bir meslektaşım dosya borcu ile ilgili olarak görüşmeye gelecek. Bu avukat, ilk gönderilen ödeme emrini iptal ettirmişti. Buna rağmen; bir avukatın maddi anlamda bir çıkmaza girmesi, sırf bu nedenle süre kazanmak için böyle bir yola başvurmuş olması meslek adına utanç vericidir. Bu nedenle kendisine borcun ödeyebileceği oranda ödenmesi noktasında her türlü imkanı tanıyacağım. Netice itibariyle bu şahıs kurum alacağını ve benim vekalet ücreti alacağımı 3 ay geciktirdi. Ama onun yaptığına benim de aynı şekilde karşılık vermem, kendi adıma yakışmayacak bir durumdur. Siz zaten karşı taraf vekilinin suçlu ya da haksız olduğuna kanaat getirmişsiniz gibi ama daha önce de söylediğim gibi takdir Sizin! |
06-04-2012, 10:13 | #19 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Altuntaş, Her seferinde soruyu değiştiriyorsunuz. Önceki mesajlarınızda avukatın müvekkilinize "dediğini", "söylediğini" yazmışken, şimdi "Avukat müvekkilime yazılı olarak bunları beyan etti." diyorsunuz. Bana, sorunuza yanıt aramak yerine, haklı çıkmaya çalışıyorsunuz gibi geliyor. Avukatın müvekkilinize yazılı bir beyanı varsa, o beyanı buraya aynen yazınız ki, konu açıklığa kavuşsun. Ayrıca müvekkilinizin karşı yana bir borcu olup olmadığını, bu borcu ödemek/ödememek konusundaki tavrını ve nedenlerini, aradaki davanın niteliğini de belirtirseniz somut bir olay hakkında tartışabiliriz. Yoksa "şöyle olsaydı ne olurdu?" türü sorular "Meslektaş Soruları" forumunda değil, "Hukuk Sohbetleri" forumunda yer almalıdır. |
06-04-2012, 11:06 | #20 |
|
Sayın meslektaşlarım,
Konuyu açarken cevap olarak evet ya da hayır içerikli mesajlar bekliyordum. Fakat karşılaştıklarım şunlar oldu; müvekkiliniz borçlu mu, müvekkil mi söyledi, meslektaşımızı koruyamaz mıyız?Özetleyince biraz kaba oldu biliyorum ama lütfen küçümsediğimi düşünmeyin. Herkes çok müteşekkirim yardımcı olmaya çalıştıklarından ötürü. Konunun bu yönlere geleceğini tahmin edemediğimden ilk mesajımı ve konu başlığını daha dikkatli ve açık belirtmeliymişim. Ama yine anladığım kadarıyla meslektaşlar avukatın hareketinin hukuka aykırı olmadığı konusunda hem fikir. Bu sebeple yardımlarınız için teşekkür ederim değerli meslektaşlarım. Sayın Av. S.A. Benim için müvekkillerimin borçluları arasında bir fark yoktur. Avukat da olsa mühendis de olsa doktor da olsa aynıdır hepsi.. Tabi ki kendilerine özgü durumlar sebebiyle kimilerine farklı işlemler yapılması gerekebilir. Ama ben böyle düşünüyorum. Bunun zaten konu ile en ufak bir ilgisi bile yok. Sadece anlayışımı kısaca özetlemek istedim. Sizi eleştirmek gibi bir hareketin haddime olmayacağının farkında olduğumu da belirtmek isterim. Umarım Ancak mesleki dayanışmanın her zaman yanındayım. Zaten burada yaptığımızda bu ve elbette mesleğimizin değerini ve saygınlığını korumak görevlerimizden biridir. Sayın Cengiz Aladağ, Somut olay avukatın müvekkile bahsettiğim beyanlarda bulunmasıydı. Müvekkilimin beyanlarının gerçekliğini ya da meslektaşımı korumalı mıyım gibi şeyler değil. Üstüne bir çok soru yöneltilince ben de spesifikleştirmeye çalıştım ama bu seferde cevabını aradığım konudan uzaklaştık. Aslında hassas bir konu. Başlığı açarken ve ilk mesajı yazarken daha dikkatli davranmalıydım. |
06-04-2012, 11:27 | #21 |
|
Sayın Altuntaş,
Bu tamamen içgüdüsel bir durum halini aldı bende, Sizinle özelde bir alakası yok Yani, sınırlar aşılarak çirkinleşilmediği sürece avukatların birbirlerini kollaması gerektiğini düşünürüm. Ama şunda haklısınız: Evet ya da hayır yerine kişisel telkin ve eleştirilerin olduğu bir durum ortaya çıktı. Sebebi basit belki de: Suç niteliği veya hukuka aykırı bir durum yok ve bu nedenle bir avukatın bu şekilde cezalandırılması istemine karşı çıktık gibi. Allah hiç kimseyi borcunu ödeyemeyecek duruma getirmesin ama şunu da söylemek isterim: Borçluları kimlik, statü vb nedenlerle ayırmam. Durumuna göre daha kibar veya daha acımasız olmam.. Ama yaptığım mesleğe duyduğum saygı nedeniyle, beni zor durumda bırakan kişi meslektaşım da olsa ona yardım elini uzatırım. Esasen söylemek istediğim buydu. |
06-04-2012, 12:22 | #22 |
|
sayın meslektaşım bu meslekte yanlış yapmayanlar yok dememiz elbette mümkün değil.Sadece karşı tarafa değil müvekkiline yanlış yapanlar da var tabiiki.Ancak sizin anlattığınız olayda bu durumu göremiyorum ve danışanlarım ızı da bu tür durumlar da aynı şekilde uyarmıyor muyuz?
|
06-04-2012, 13:29 | #23 |
|
Sayın Altuntaş,
Ben sorunuzu anladım. Tabii meslektaşlar arasında birbirini kollama olmalıdır. Sizin konunuza benzer olarak meslek kuralları MADDE 5'e dayanabileceğinizi düşünüyorum.- Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında avukat hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır. Eğer bir avukat mesleğinin verdiği imajla aslında sadece haklı çıkmasıyla kazanacağı vekalet ücretini, ''bak bunu yap yoksa herhalde (kaybederse de) birde benim ücretimi de katlanırsın'' demesi ve karşı tarafı korkutarak masaya oturtması bana da pek etik gelmiyor. |
06-04-2012, 13:48 | #24 |
|
Benim kanaatimce meslektaşınıza "yalancı" diyerek küçültücü ifade kullanmış ve T.B.B. meslek kurallarının 26. ve 27. maddelerini ihlal etmiş bulunmaktasınız. Siz şikayet etmeyi düşünüyorsunuz ama yalancı diye suçladığınız avukat sizi şikayet ederse disiplin cezası almanız kaçınılmaz. Bu nedenle müvekkile inanıp meslektaş hakkında küçültücü ifade kullanmayınız. Haklı da olsanız elinizde kesin kanıtlar olmadan bu tarz ifadeler kullanmanız üzücü sonuçlarla karşılaşmanıza neden olabilir. Saygılar.
|
06-04-2012, 14:34 | #25 |
|
Sevgili Meslektaşlar;
Bugün bir çok ortamda hepimizin kulağına şu sözler geliyordur: "Avukatlar çantalı hırsızlardır", "Avukatlar yalan makineleri" ... Bu gibi örnekleri çoğaltmak da mümkün. Bu sözlerin yanımızda söylenmesi halinde var gücümüzle savunmaya da geçsek, çoğu zaman sözü söyleyen vatandaşın başına gelen olayı anlatmasıyla susup kaldığımız da oluyor. Ben henüz mesleğin başlarında olduğumdan kıyas yapamıyorum ancak üstadlarımızın geçmişte avukatlara şimdikinden kat kat daha fazla saygı duyulduğu yönündeki anlatımları, mesleğimizin bugünki hale gelmesinde bizlerin de payı olduğunu gösteriyor sanki! Bu nedenlerle ben meslektaş dayanışması içerisinde, ama diğer yandan mesleğin onurunu da koruyucu bir tavır sergilememiz gerektiğini düşünmekteyim. Bir söz üzerine meslektaşımızı suçlu ilan etmek ne kadar yanlışsa, sırf meslektaş diye mesleğimizin adını karalamasına da göz yummak o kadar yanlış bence. Saygılarımla... |
06-04-2012, 15:40 | #26 | |||||||||||||||||||||||
|
Meslektaşım sizi canı gönülden anlıyorum ama çook içten birşey söylemek isterim: ASLA kendinizi müvekkilin yerine koymayın özdeşleştirmeyin. Maalesef bu durumdan biz avukatlar zararlı çıkarız. |
07-04-2012, 23:11 | #27 |
|
Sevgili Meslekdaşlarım;
Arkadaşımız Can Altuntaş'ın sorusuna konu olan diğer taraftaki meslekdaşımız; İster bahsi geçen şeyleri sözlü ifade etmiş isterse yazılı olarak iletmiş olsun hiçbir şekilde kendisinin disiplin sorumluluğu olduğu (veya başka bir tür sorumluluğu) düşünülemez. -Gel borcunu öde, ödemezsen benim müvekkilimin bana ödediği vekalet ücretini de senden tahsil ederim veya fatura ilam gibidir ilamlı takibe koyarım itiraz edemezsin, oturduğun yerde İş Mahkemesi yok İstanbul’da dava açarım masrafları da ödemek zorunda kalırsın” gibi beyanlardan ötürü kimsenin avukatını yalan beyanda bulunmakla itham edemezsiniz. Zira karşı tarafın avukatından bunları duyan vatandaş gidip kendi avukatına danışabilir ve durumu öğrenebilir. Karşı tarafın avukatının bu vatandaşa danışmanlık hizmeti vermek gibi bir görevi yoktur. (Nitekim bu vatandaş Can Altuntaş arkadaşımızı bulmuş ve durumu öğrenmiş) Karşı tarafın avukatı sadec karşı tarafa danışmanlık hizmeti vermekle mükelleftir. Karşı taraf avukatının kendisini doğru yönlendirmediğini düşünür veya başka bir nedenle zarara uğradığını düşünürse gider hakkını hukuki yollardan arar veya avukatını değiştirir. Hatta hiç var olmayan bir borç için karşı tarafa yazı göndermiş olsa bile bir avukatı yalancılıkla itham edemezsiniz. Örneğin; bir ihtarname keşide etsem ve Oto Bayiine desem ki “müvekkil senden araç satın aldı, araçta hiçbir ayıp yok, gıcır gıcır, müvekkil çok memnun hatta ailecek pikniğe gitmekte ideal bir araba ama müvekkil artık arabadan sıkılmış, o yüzden Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna göre iade yükümün var, bu nedenle aracı iade almanı sana ihtar ediyorum, iade almazsan dava açacağım, vekalet ücretlerini, masrafları ödemek zorunda kalırsın” … Bu durumda ne olacaktır. Oto Bayii avukatına gidecektir. (Hatta gitmesine bile gerek yok) Karşı tarafın vekili beni yalancılıkla mı suçlayacaktır. Hayır. Taleplerin hukuka uygun değil vermiyoruz arkadaş diyeceklerdir. Avukatlar bazen hukuki dayanağı sıfır olan talepler de ileri sürebilirler ancak bu onları yalancılıkla itham etmeyi gerektirmez. Böyle durumlarda hayır arkadaş, senin istediklerin haksız git nerde dava açarsan aç dersiniz olur biter. Öte yandan bu beyanlarda bulunan karşı tarafın avukatı dediklerini aynen yapabilir, yerine getirebilir. Örneğin bir dava açıp “benim müvekkilimin bana ödediği vekalet ücreti de karşı taraftan tahsil edilsin, şeklinde talepte de bulunabilir. Veya Artvindeki işyerinde çalışırken Artvin’deki işveren tarafından işten atılmış işçi için İstanbulda dava da açabilir. Avukatın tamamen kendi tasarrufu. Yanlış işlem de yapabilir. Karşı taraf ta gelir İstanbul İŞ Mahkemesi sen yetkisizsin der, dosya Artvin’e gidiverir. Bu ve bunun gibi sayısız kabul edilmeyecek talepli sürü ile dava açılabilir. Ben her yıl 10-15 tane sonu başından belli dava ile karşılaşırım. Hatta daha uç bir örnek bir avukat ilgili İdareyi arasa ve Boğaziçi Köprüsünün mülkiyeti müvekkile aittir dese veya ihtar keşide edip bunu dese, karşı taraf kaale almayıp cevap vermese ve bu avukat arkadaş dava açsa ve "Boğaziçi Köprüsünün mülkiyeti müvekkile aittir, aidiyetin tespitini isterim" dese bile karşıdaki avukat davacı avukatı yalancılıkla itham edemez. Tutar gerekli cevabı verir olur biter. Mesele bu kadar basittir. (HMK'daki "taraflar dürüstlük kuralına uymak zorundadır" kuralını görmezden geliyorum. Zira; burada sadece dürüstlük kuralına uymuyor diye savunma yapılabilir.) Karşı taraftaki bu avukatın beyanlarından ötürü kendisini yalancılıkla suçlayacaksak reddolan her davada karşı tarafın avukatına yalancı dememiz gerekir. (örn; davacı avukatı dava dilekçesinde: "davalı borcunu ödemedi, bu parayı bize ödesin, ayrıca vekalet ücreti de davalıya yüklensin" dedi. Ancak mahkeme borcun ödendiğini tespit edip davayı reddetti. Bu halde davacı avukatın yalan söylediği mahkeme kararı ile tespit edildi. Gidip davacı avukatı şikayet edelim mi diyeceğiz? ) İşte burada tartışılan olayın da bundan farkı yoktur. Bu sebeplerle tartışma konusu edilen olayda karşı taraftaki meslekdaşımız ne demiş olursa olsun (suç sayılan fiiller hariç-hakaret, sövme vesaire) kendisine bir sorumluluk yüklenemez, yalancılık gibi bir isnat yakıştırılamaz. Tam aksine böyle bir isnat yakıştıran kimse meslek ilke ve kurallarına aykırı hareket etmiş olur. Selamlarımla… |
25-03-2013, 17:33 | #28 | |||||||||||||||||||||||
|
" çok doğru " meslektaşımızı yalancılıkla suçlaması ve bunun için çıkar yol bulmaya çalışması ve bizden akıl istemesi, çok üzücü. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Tarafların Mahkemeye Yalan Beyanda Bulunması | casper | Meslektaşların Soruları | 7 | 25-03-2022 16:29 |
İcra dosyasında yalan beyanda bulunma | Burcu Etöz | Meslektaşların Soruları | 4 | 21-07-2011 17:45 |
yalan beyanda bulunmak | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 4 | 14-07-2011 22:48 |
Yalan Beyanda Bulunmak | denizagkaya | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 10-10-2010 18:57 |
Yalan Beyanda Bulunmak | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 02-07-2010 18:26 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |