|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
16-02-2012, 13:06 | #1 |
|
Kiracının tetkik merciinde kirayı ödediğini ileri sürmesi
Merhabalar; şifahi kira sözleşmesi ile 6 yıldır evde oturan kiracı 2011 yılı kirasını peşin veriyor ancak buna dair belgesi yok.Aleyhine kira borcunun ödenmesi ve tahliye talepli icra takibi başlatılıyor .Kiracı buna itiraz etmiyor.Şimdi icra mahkemesinde tahliye davası açılmış.Kiracı burada borcu ödediğini ileri sürebilir mi?
Baki Kuru icra takibine itiraz etmediği için ileri süremez,ödemediği kesinleşmiştir diyor.ancak yargıtayın aksi görüşte olduğunu da belirtmiş.Bu konuda bilginize başvurmak istiyorum.Teşekkürler. |
16-02-2012, 20:32 | #2 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
İİK 63 değerlendirilebilri diye düşünüyorum ;
|
17-02-2012, 00:18 | #3 |
|
Ödediğine dair elinde bir belge yok ise; kiracının bu ödeme iddiasını ileri sürüp sürmemesinin önemini anlayamadım.
|
17-02-2012, 15:12 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
|
17-02-2012, 16:18 | #5 | |||||||||||||||||||
|
|
19-02-2012, 12:22 | #6 |
|
davalının borçlu olmadığını kanıtlamak için menfi tespit davası açması gerek mez mi?zira icra mahkemesinde nazara alınacağını düşünmüyorum.çünkü itiraz edilmeyen bir takip var.borçlu itiraz hakkı varken bunu kullanmamış.
|
19-02-2012, 13:50 | #7 |
|
Konu hakkındaki iki ayrı görüşe ve gerekçelerine yer verilen bir karar:
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 26.03.1981 T., Esas: 1981/2013, Karar: 1981/3098: " Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki, borçlu vekili tarafından temyiz olunması üzerine, bu işle ilgili dosya, mahallinden daireye 18.3.1981 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : BK`nin 260. maddesine göre, "Kiracı, kira müddetinin hitamından evvel muacceliyet kesbeden kiraları tediye etmemiş bulunursa, kiralayan altı ay veya daha fazla müddetli kiralarda otuz günlük ve daha az müddetli kiralarda altı günlük bir mehil tayin ederek, birikmiş olan kira bu müddet zarfında verilmediği takdirde, mehlin hitamında akdi feshedeceğini kiracıya ihtar edebilir." Bu hüküm gereğince, borcun ödenmiş ya da alacaklının, BK`nın 90. maddesine göre temerrüde düşürülmüş olması halinde, kiracıya ihtar gönderilemez ve böyle bir ihtarla borçlu, temerrüde düşürülemez. Alacağın takip hukuku yönünden kesinleşmiş olması, tahliye kararı verecek olan tetkik merciinin, ihtarın geçersizliği iddiasını incelemesini önleyemez. Borçlu, borcunu ödemiş olduğunu ileri sürerek, makbuzlar da ibraz ettiğine göre, gerekli inceleme yapılarak ödemelerin takip konusu olan borç için yapılmış olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönden bir inceleme yapılmaksızın tahliyeye karar verilmesi isabetsiz, borçlunun temyiz itirazları yerinde olduğundan, merci kararının İİK`nin 366 ve HUMK 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 26.3.1981 gününde oyçokluğuyla, karar verildi. KARŞI OY YAZISI Borçlu hakkında kira alacağının tahsili ve temerrüt halinde tahliye istemi ile takip yapılmış ve kendisine "Örnek 51"numaralı 7/30 günlük ihtarlı ödeme emri 18.9.1980 tarihinde tebliğ edilmiş, süresinde itiraz edilmemek suretiyle takip kesinleşmiş, ihtar süresi olan 30 gün içinde kesinleşen takibe ait kira borcu ödenmemiş, alacaklı merciden mecurun tahliyesini 19.12.1980 tarihinde istemiştir. İİK`nin 269. maddesinin 2. fıkrasında açıklandığı gibi, "ihtarlı ödeme emri tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62. madde hükümleri dahilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. "Aynı Kanun`un 169`a maddesinde de."Borçlu itiraz, etmez İhtar müddeti içinde borcunu da ödemezse, alacaklının talebi üzerine tetkik merciince tahliyeye karar verilir. " Tetkik konusu olayda; borçlu 269/2. maddedeki kanuni mecburiyete rağmen itiraz etmemiş, takip kesinleşmiş, ihtar süresi içinde de kesinleşen kira borcu ödenmemiş, alacaklı, merciden tahliye istemiş ve hakkında tahliye kararı verilmiştir. Karar, yasaya uygun olup, onanması gerekir. Borçlu, takibin kesinleşmesinden evvelki sebeplerle, kesinleşmeden sonra, alacaklının tahliye isteği ile mercie yaptığı müracaat üzerine yapılan murafaada, takipten evvel ödediğini ileri süremez. 269 a maddesi açıktır. Merci bu savunmayı dinlemez, sadece ödeme emrinin tebliğinden itibaren 30 gün içinde borcun ödenip ödenmediğine bakar. İİK`nin 269d maddesi de, bu ahvalde borçluya ancak 72. maddeye göre "menfi tespit davası " açmak hakkı vermiştir. Çoğunluk, 269. maddenin 2. fıkrasındaki itiraz mecburiyetini ve itiraz edilmemek suretiye takibin kesinleşmesi halinde uygulanması gerekli 269/a maddesini hiç nazara almamıştır. 269. maddenin 2. fıkrasında, itiraz mecburiyetinden bahsedilmiş borçluya ancak 269/d maddesinde yaptığı yollama ile 65. maddedeki şartlar varsa, gecikmiş itirazda bulunmak hakkını vermiştir. Yine 269. maddenin yollama yaptığı 66. maddede görüleceği gibi, itiraz olsa bile müddetinde değilse, icra memuru dahi kira alacağının tahsilini teminen takibe devam eder. İcra takibine itiraz etmeyen borçlunun, mercide tek savunma hakkı vardır. O da 269a maddesine göre, ihtar süresi içinde borcunu ödediğidir. İİK`nin 20. maddesinde açıklandığı gibi, "Bu Kanun`un tayin ettiği müddetleri değiştiren bütün mukaveleler geçersizdir." Çoğunluğun, bu emredici hükme rağmen, borçluya 269. maddede yazılı 7 günlük itiraz süresinden başka merci murafaasında itiraz hakkı tanınması, 20. maddeye aykırıdır. Kanun`un açıklanan hükümleri karşısında, merci kararı isabetlidir. Onanması gerekir. Başkan Nezihi Kalaycı" P.S: Daha ayrıntılı: http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=13152 Saygılar... |
20-02-2012, 22:15 | #8 |
|
T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi Esas: 2009/12201 Karar: 2010/2179 Karar Tarihi: 02.03.2010 TAHLİYE DAVASI - KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ İSTEMİ - YAZILI SÖZLEŞMEYE DAYANILMAMASI - DAVALININ KİRA BEDELLERİNİN ÖDENMEDİĞİNİ KABUL ETMESİ - TEMERRÜT OLGUSUNUN GERÇEKLEŞMİŞ OLDUĞU - ÖDENMEYEN AYLARIN KİRALARI TOPLAMININ DAVALIDAN TAHSİLİ GEREĞİ ÖZET: Davacılar yazılı kira sözleşmesine dayanmamışlardır. Davalı, yargılama oturumunda kira ilişkisini kabul ederek aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu bildirmiştir. Bu halde davalının kabul ettiği aylık kira miktarı üzerinden, ihtara konu edilen aylar kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin mahkemece tespiti gerekir. Davalı, savunmasında davacılardan alacağı olduğunu ileri sürmüş ise de, bunu yazılı belge ile ispat edememiş ve davacı tarafça da bu savunma kabul edilmemiştir. Davalı kira bedellerinin ödenmediğini kabul ettiğinden, mahkemece temerrüt olgusunun gerçekleşmiş olduğunun kabulü ile kiralananın tahliyesine ve aylık kira bedeli üzerinden ihtara ve davaya konu ödenmeyen aylar kiraları toplamının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekir. (818 S. K. m. 260) Dava: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarda gün ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacılar tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki tüm kağıtlar okunarak gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: Dava temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve 3.000,00 TL kira alacağının tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalının kendilerine ilişkin evde kiracı olduğunu, kendisine kira borçlarının ödenmesi için iki ayrı ihtar gönderilmesine rağmen, kanuni sürede borçlarını ödemediğinden temerrüde düştüğünden bahisle, kiralananın tahliyesini ve ödenmeyen kira tutarı 3.000,00 TL'nın tahsilini istemişlerdir. Davalı, davacıların kiracısı olduğunu kabul ederek, aylık kiranın 60.00.-TL olduğunu kendisinin davacılardan 800 TL alacağının bulunduğunu, bunun davacılarca ödenmediği için 2007 yılının 6. ayından itibaren kiraları ödemediğini borçlu olmadığını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, tarafların kira bedelinde uyuşamadıkları ve tahliye sebebinin gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davaya dayanak yapılan 5.8.2008 günlü noter ihtarnamesi, kiralayan davacılardan yalnızca T. G. tarafından keşide edilmiş, aylık kira bedeli 150.00 YTL olarak açıklanarak ödenmediği iddia olunan, 2007 yılı Ekim, Kasım, Aralık, 2008 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ayları kira bedelleri toplamı 1.500,00 YTL'nin kanuni sürede ödenmesi istenilmiş ve bu ihtar davalıya 7.8.2008 gününde bizzat tebliğ edilmiştir. Davaya konu sair noter ihtarnamesi ise 21.10.2008 günlü olup, bütün kiralayan davacılara vekaleten, kendi adına asaleten Av. Y. Y. G. tarafından keşide edilmiş ve bu ihtarda 5.8.2008 tarihli önceki noter ihtarı da dayanak yapılarak birikmiş 1.950,00 YTL'nin B.K.'nun 260. maddesi gereğince kanuni 30 günlük sürede ödenmesi, aksi takdirde kiranın kanuni yollarla tahsil edileceği ve davalı aleyhine tahliye davası açılacağı ihtaren bildirilmiş ve bu ihtarnamede davalıya 23.10.2008 gününde bizzat tebliğ edilmiş, dava 12.5.2009 gününde süresinde açılmıştır. Borçlar Kanunu'nun 260. maddesi hükmü uyarınca temerrüt sebebiyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının (istenebilir) muaccel olması ve bu kira bedelinin otuz günlük sürede ödenmemiş bulunması gerekir. Olayımıza gelince; davacılar yazılı kira sözleşmesine dayanmamışlardır. Davalı, yargılamanın 10.7.2009 tarihli oturumunda kira ilişkisini kabul ederek aylık kira bedelinin 60.00 YTL olduğunu bildirmiştir. Bu halde davalının kabul ettiği aylık kira miktarı üzerinden, ihtara konu edilen aylar kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin mahkemece tespiti gerekir. Davalı, savunmasında davacılardan 800.00 TL alacağı olduğunu ileri sürmüş ise de, bunu yazılı belge ile ispat edememiş ve davacı tarafça da bu savunma kabul edilmemiştir. Davalı 2007 yılının 6. ayından itibaren kira bedellerinin ödenmediğini kabul ettiğinden, mahkemece temerrüt olgusunun gerçekleşmiş olduğunun kabulü ile kiralananın tahliyesine ve aylık 60.00 YTL üzerinden ihtara ve davaya konu ödenmeyen aylar kiraları toplamının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeler ile isteğin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu sebeple bozulmalıdır. Sonuç: Yukarda açıklanan sebeplerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün bozulmasına, istem halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
İcra dosyasında ileri sürülmeyen Zamanaşımı itirazı, itirazın iptali davasında ileri sürülebilir mi? | tiryakim | Meslektaşların Soruları | 29 | 16-01-2012 11:37 |
Boşanmada davacı ileri sürmediği sebepler i karşı davada ileri sürülebilirmi? | Av.fatboz | Meslektaşların Soruları | 13 | 02-09-2010 12:56 |
mirasçıların ölümden 7 murisin taşınmazını satıp 8. ayda borcabatıklığı ileri sürmesi | avhaga | Meslektaşların Soruları | 4 | 19-08-2008 14:15 |
kiracının kira borcunu ödediğini ispatı/ispat yükü | avukat esra | Meslektaşların Soruları | 5 | 09-05-2008 14:21 |
İcra Tetkik | caner | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 21:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |