|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
12-01-2012, 11:39 | #1 |
|
işe iade kararından sonra işçinin işveren aleyhine suç işlemesi
Sayın meslektaşlarım;
Tüzel kişi işveren vekiliyim. İşe iade davası sonucunda işçinin işe iadesine karar verildi. Kararın temyiz aşamasında işçi müvekkil tüzel kişi yönetim kurulu üyelerine karşı hakaret ve iftira suçunu işledi. Bu suça ilişkin devam eden bir kamu davası var. Davanın sonucunda büyük ihtimalle ceza alacak. Yargıtay iade kararını onadı. İşe iade kararının kesinleşmesi ile birlikte işçinin iş akdi hiç feshedilmemiş sayılıyor. Bu durumda işçi iş akdi devam ederken işveren aleyhine suç işlemiş oluyor. İşçinin işe başlamak için başvurması durumunda; -iftira, hakaret suçu işlendiği ileri sürülüp başlatılmayabilir mi? -başlatılıp iş akdinin yeniden feshi mi gerekir? Konu ile ilgili yargıtay kararı bulamadım. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim. |
12-01-2012, 12:02 | #2 |
|
her fesih nedeninin kendi içerisinde değerlendirilmesi gerektiği
sayın meslektaşım;
sorunuza ilişkin yargıtay kararı ben de bulamadım ancak; kanaatimce işe iade davasının gereği kesinleşmeden itibaren 1 ay içerisinde yerine getirilmesi gerektiğinden öncelikle işe iade kararı yerine getirilmelidir. halihazırda devam etmekte olan ceza davası henüz karara bağlanmadığından kesin bir hüküm teşkil etmeyeceğinden, ceza davası sonuçlandığında ayrıca gereği yerine getirilmelidir. |
12-01-2012, 12:22 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın hasan_ant; Gerçekten ilginç bir soru. Ben, geçersiz sayılan fesih tarihinden, bahsi geçen olaya kadarki sürenin en çok 4 aylık kısmının ücretinin ödenmesi gerektiğini düşünüyorum. İşçinin işe başlatılmasına gerek olmadığını ve tazminatların da ödenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu düşüncemin gerekçesi şudur: işe iade davası açan işçinin iş sözleşmesi askıdadır. Askıdaki iş sözleşmesinde tarafların iş görme ve ücret borçları ifa edilmese de diğer yükümlülükler devam eder. İşçinin işverene bahsi geçen dönemdeki hakareti de, haklı fesih nedenidir. Öte yandan haklı fesih nedeni sayılan her sebep, sözleşmenin kendiliğinden feshine sebep olmaz. Her ne kadar işveren için haklı fesih nedeni doğmuşsa da, işveren böyle bir fesih de yapmamıştır. Keza yapması da, fiilen imkansız, hukuken anlamsız olacaktı. İşe başlatıp, sonrasında iş sözleşmesinin feshinin de doğru olacağını sanmıyorum. Birincisi, işverenin işe başlatması samimi kabul edilmeyecektir. İkincisi de, haklı fesih için öngörülen 6 günlük sürenin geçmesi durumu vardır. Konuya dair ben de bir karara rastlamadım. Lakin somut olay adaletinin bu şekilde sağlanabileceğini düşünüyorum. İşçinin yerinde olsam, ilk yapılan fesihte kıdem tazminatı almadıysa, işe iade için başvurmayıp, geçerli fehsin sonuçlarından yararlanmayı tercih ederdim. Saygılarımla, |
12-01-2012, 13:05 | #4 | |||||||||||||||||||||||
|
Aynı mantıkla, somut olay açısından da işçinin işe dönme talebinin de samimi olmadığı düşünülebilir. Şu noktada sayın Adli Tip'den ayrılıyorum: işe iade talebinin samimi olmaması nedeniyle gerek boşta geçen süre ve gerekse işe başlatmama tazminatı ödenmemelidir. Konuya değişik bakış açısı getirmek adına, ihbar önelinin kullanıldığı durumda süre içerisinde taraflardan biri adına haklı fesih sebebinin doğması durumunda da derhal fesih uygulanabilmektedir. Mesela 5 ay çalışması olan işçinin 2 haftalık ihbar önelinin 1 haftası geçtikten sonra işyerinden hırsızlık yapması örneğinde olduğu gibi. Hoş, bu örnekte iş sözleşmesi askıda değil, aynen devam etmektedir ancak yine de işe iade kararı üzerine işçinin işe başlatılması halinde de iş sözleşmesi kesintiye uğramadan devam etmiş sayılacağından, ücret ve işgörme borçları hariç iş sözleşmesinin yürürlükte olduğu fikri hiç de uzak değildir. İşveren müvekkilinize bir başvuru yapılması halinde, cevaben işçinin işe dönme talebinde izah edilen gerekçelerle samimi olmaması nedeniyle işe başlatma talebinin kabul edilmediğini belirtmenizi tavsiye ederim. |
12-01-2012, 13:40 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Yiğit; Muğlak bir konu. Bu sebeple iddiada bulunmak yanlış olur. Ben düşüncenizin aksinde ısrarcı değilim. Lakin şu hususu bir daha gözden geçirmekte yarar yok mu? 25. maddeye göre iş sözleşmesinin feshi gereken bir durum yaratmış olan işçi, işvereninin kendisini affetmesini ve işe devam etmeyi samimi bir şekilde isteyemez mi? |
13-01-2012, 14:58 | #6 |
|
öncelikle çok teşekkür ediyorum cevaplarınız ve yorumlarınız için. bahsettiğim suçlamadan dolayı işçi bugün ceza aldı. aynı kişinin sonraki tarihlerde yine internet üzerinden yönetim kurulu üyeleri aleyhine hakarete varan yorumları mevcut. bunlara ilişkin ceza ve tazminat davaları da sürüyor. bu nedenle işe devam etmeyi samimi bir şekilde istemeyeceğini kanıtlayabiliriz sanırım. kıdem tazminatı da iş akti feshedilirken ödenmişti. ben de işe başlatılmaması gerektiği görüşündeyim ancak daha önce kıdem tazminatının ödenmiş olması ve işe başlatılmaması halinde açacağı davada yeniden tazminata hak kazanabilme ihtimalinin olması beni sıkıntıya sokuyor. işveren de daha fazla para ödememek için başlatalım görüşünde. ama başlayacağı pozisyon işyeri sırlarını öğrenmesine çok müsait. işverene nasıl bir yol çizeceğim konusunda çok zor durumdayım.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
işveren vekillerinin işçi aleyhine tanıklığı | atrocity | Meslektaşların Soruları | 10 | 20-03-2011 20:59 |
Asıl işveren,alt işveren ve 2. alt işverenin işçinin parasal haklarından doğan sorumlulukları | hukukcugokhanozkan | Meslektaşların Soruları | 5 | 01-03-2011 22:18 |
işe iade alt-üst işveren durumunda | av.mansur | Meslektaşların Soruları | 1 | 17-12-2010 14:41 |
asıl işveren, alt işveren , işçinin çalıştığı birim.. | ahmet_B | Meslektaşların Soruları | 4 | 07-05-2010 08:42 |
İşe iade kararından sonra feragat | nesiv | Meslektaşların Soruları | 12 | 12-05-2007 19:24 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |