|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
03-09-2010, 12:17 | #1 |
|
aşkın haciz nedeniyle manevi tazminat
merhabalar, bir müvekkilimin yaklaşık 2.000.000 TL değerindeki malvarlığına 25.000 TL tutarında bir borç için haciz konuldu, bir araç ve 11 parça taşınmaz (ev, dükkanlar, tarlalar, zeytinlikler ve bir araba) üzerinde 15 aydır bu hacizler duruyorve ayrıca taşınmazlar ve araç üzerinde herhangi bir rehin, ipotek ya da haciz bulunmuyor, hacze konu olan mahkeme kararı ise henüz Yargıtay aşamasında.. aşkın haczin kaldırılması için İcra hakimliği'na dava açtık ve malvarlığının kıymet takdirini de icra dosyasında yaptırdık ve alacaklıya da 1 ay kadar önce tebliğ ettik.. Şimdi sormak istediğim konu şu, kıymet takdiri raporları alacaklıya tebliğ edilmesine ve borç ile haczedilen taşınmazların değeri arasında ki fahiş fark açıkça görünmesine karşın aşkın hacizleri kaldırmayan alacaklıya karşı manevi tazminat söz konusu olabilir mi? bu durum alacaklının zarar verme amacıyla hareket ettiği şeklinde yorumlanabilir mi?bu konuda yargıtay kararı bulamadım, varsa eğer benimle paylaşırmısınız? teşekkürler..
|
03-09-2010, 14:10 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Alacağını tahsil etmeye çalışan alacaklının haciz talebi ya da aşkın hacizleri kendiliğinden kaldırmaması doğaldır, "borçluya zarar verme amaçlı" olarak yorumlanamayacağı ve manevi tazminat davasına dayanak olamayacağı kanısındayım. Kaldı ki bu hacizler nedeniyle maddi zararı anlarım da, manevi zarar nasıl oluşur? |
03-09-2010, 14:51 | #3 |
|
aşkın haciz nedeniyle manevi tazminat
sayın Aladağ yanıtınız için teşekkürler.. müvekkilim çok küçük bir şehirde yaşıyor ve oldukça iyi tanınıyor, tüm malvarlığının haczedilmesi itibarını ciddi bir şekilde sarsıyor.. bu durumda da doğal olarak manevi olarak yıpranıyor.. ayrıca bir avukat olarak ben, açıkça aşkın olan haczin kaldırılmamasını hiç etik bulmuyorum, alacaklının alacağına kavuşmak için kötü niyetli ve zorbaca bir tutum takınması hiç şık değil..
|
03-09-2010, 20:36 | #4 |
|
http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/a...4-02-Aslan.pdf:
"Alacaklının, haklarını yerine getirmek için, borçlunun bütün mal ve gelirlerine el konulması, gereksiz zorlama vasıtalarına başvurulması,insanların merhamet duygularına aykırı olduğu gibi; borçluyu hayat mücadelesi için başkalarının menfaatlerine zarar vermeye sevk edebilmesi nedeniyle kamu yararına hatta kamu düzenine de aykırı olur15. Kaldı ki, borçlunun ekonomik olarak mâhvı pahasına, alacaklının menfaatlerinin korunması yoluna gidilmesi, bazen bizzat alacaklının menfaatlerine de aykırı düşer. Zira, kazanç vasıtaları tamamen elinden alınan bir borçlu, borcunu ödemekten tamamen âciz duruma da düşebilir16. Bu nedenle, cebrî icra, borçlunun ekonomik olarak mâhvına yol açacak şekilde cereyan edemez17. Aksine, alacaklının hakkının yerine getirilmesine ilişkin menfaati ile, borçlunun korunması amacı arasında, kanun koyucu tarafından bir denge aranması zorunludur18. " Makaleye göre borçlunun tüm malvarlığına haciz konulması kamu düzenine aykırıdır...Makaleden anladığım kadarıyla bu durumda alacaklının kötüniyetli olma ihtimali de açabileceğiniz bir manevi tazminat davasında tartışılabilecektir. Ancak tek başına bu olgunun olası bir manevi tazminat talebinizin kabul edilebilmesine imkan vermeyeceğini düşünüyorum... Ancak elinizde alacaklının, müvekkilinizin ekonomik ve şahsi mahvını amaçladığına dair başkaca olgular mevcutsa manevi tazminat davasında iddianızı destekleyebileceği kanısındayım... |
03-09-2010, 20:48 | #5 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, Yasal bir hakkın kullanılması kötüniyeti göstermez, etik dışı da değildir. Kıymet takdiri yapılmadan hacizlerin alacaktan fazla olup olmadığı da bilinemez, ki zaten açtığınız davada mahkeme bu kıymet takdirlerine göre karar verecektir. Bu konuda davanız sonuçlanmadığına göre (öyle anlaşılıyor), alacaklının hacizlerin bir bölümünün kaldırılmasını istemesi için bir neden yoktur. Takibin dayanağı olan karar temyiz edilirken tehiri icra talep edilmesi, teminat yatırılıp hacizlerin daha en baştan engellemesi olanağı varken, bu yasal hak kullanmayıp, şimdi hacizlerin manevi zarara yolaçtığının iddia edilmesi bence kabul edilebilir değildir. |
04-09-2010, 02:38 | #6 |
|
Bu gibi durumlarda icra mahkemesine aşkın hacizlerin kaldırılması yönünde şikayette bulunulduğunda "alacaklının haciz konulan mahcuzların satışına gitmemesi durumunda aşkın hacizden bahsedilemeyeceğine dair" merci kararı gördüm. Diğer hususlarda Av.Cengiz Aladağ'ın görüşlerine katılıyorum.
|
04-09-2010, 10:03 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
|
04-09-2010, 10:09 | #8 |
|
aşkın haciz
[quote=kapbana]http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/a...4-02-Aslan.pdf:
"Alacaklının, haklarını yerine getirmek için, borçlunun bütün mal ve gelirlerine el konulması, gereksiz zorlama vasıtalarına başvurulması,insanların merhamet duygularına aykırı olduğu gibi; borçluyu hayat mücadelesi için başkalarının menfaatlerine zarar vermeye sevk edebilmesi nedeniyle kamu yararına hatta kamu düzenine de aykırı olur15. Kaldı ki, borçlunun ekonomik olarak mâhvı pahasına, alacaklının menfaatlerinin korunması yoluna gidilmesi, bazen bizzat alacaklının menfaatlerine de aykırı düşer. Zira, kazanç vasıtaları tamamen elinden alınan bir borçlu, borcunu ödemekten tamamen âciz duruma da düşebilir16. Bu nedenle, cebrî icra, borçlunun ekonomik olarak mâhvına yol açacak şekilde cereyan edemez17. Aksine, alacaklının hakkının yerine getirilmesine ilişkin menfaati ile, borçlunun korunması amacı arasında, kanun koyucu tarafından bir denge aranması zorunludur18. " Makaleye göre borçlunun tüm malvarlığına haciz konulması kamu düzenine aykırıdır...Makaleden anladığım kadarıyla bu durumda alacaklının kötüniyetli olma ihtimali de açabileceğiniz bir manevi tazminat davasında tartışılabilecektir. Ancak tek başına bu olgunun olası bir manevi tazminat talebinizin kabul edilebilmesine imkan vermeyeceğini düşünüyorum... Ancak elinizde alacaklının, müvekkilinizin ekonomik ve şahsi mahvını amaçladığına dair başkaca olgular mevcutsa manevi tazminat davasında iddianızı destekleyebileceği kanısındayım... merhaba, yanıtınız için teşekkürler, gönderdiğiniz makaleyi değerlendireceğim, gerçektende alacaklı ve borçlu arasında bir denge kurulması kamu vicdanı ve düzeni açısından çok önemli.. |
04-09-2010, 11:07 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
[quote= bu durum alacaklının zarar verme amacıyla hareket ettiği şeklinde yorumlanabilir mi?..[/quote]
Sizin müvekkiliniz bu kadar malvarlığı olduğu halde borcunu zamanında ödemeyerek alacaklıya zarar vermiş olmuyor mu?
Borçlu itibarını bu kadar düşünüyorsa borcunu neden ödemedi? Alacaklı, alacağını zamanında alamadığı için manevi ve maddi olarak yıpranmış olamaz mı? Fikrimce 2.000.000,00.TL malvarlığı olan bir kişinin borcunu ödememesi kötüniyetli bir tutumdur. Hak aramak zorbaca olamaz. Not: Bu yazdıklarımı alacaklının haklı bir alacağı olduğunu düşünerekten yazdım. Devam eden bir dava varsa fikirlerim değişebilir. |
04-09-2010, 11:19 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
aşkın haciz
|
04-09-2010, 11:40 | #11 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Altındağ, Neden tehiri icra istenmediğine yanıt vermemişsiniz. Yine İcra Hukuk Mahkemesi'ne yaptığınız şikayetin sonucunu neden beklemediğinizi, neden alacaklının kendiliğinden hacizleri kaldırması gerektiğini düşündüğünüzü anlamıyorum. Alacaklı alacağını tahsil etmek için yasal haklarını kullanıyor, siz de kullanın. Alacaklının ille de satış istemek zorunluluğu yok ki. Borçlunun da satış isteme yetkisi vardır; borcunu ödemek istiyorsa ödesin ya da borca yeterli hacizli bir malının satışını istesin. Ben görüşlerimi yeterince yazdım; bu olayda manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığını düşünüyorum. Siz düşüncenizden eminseniz davanızı açın, sonucu hep beraber görelim. Saygılarımla. |
04-09-2010, 11:50 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
aşkın haciz
Görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkürler.. |
04-09-2010, 12:10 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Cengiz Bey'in dediği gibi alacaklının satış isteme mecburiyeti yok (belki masrafları karşılayacak parası yoktur) Borcun nasıl ödeneceği, kimin satış isteyeceği gibi konular ayrı bir tartışma konusu değil; İcra Kanununda açıkça yazıyor. İcra İflas Kanunun 85.maddesi sizin şikayetinizi sonuçlandırmak için yazılmış bir madde; şikayetinize ilişkin davanızı açarsınız, yargılama yapılır ve haklı iseniz adalet yerini bulur. Fakat mahkemeden kaynaklanacak gecikmeleri alacaklıya yükleminiz doğru değildir. Adalet geç işliyorsa bunun suçlusu hakkını araya alacaklı değildir. Konuya ilişkin İİK.85. madde varken bu durumun "kanun, anayasa, kamu vicdanı ve insan haklarına aykırı bir tutum olduğu" düşünceniz kanun maddesne aykrıdır. Kanun maddesi sizin bu aykırılık iddialarınız giderilmek için yapılmıştır. Yargılamınız gereken alacaklı değil, yargılama sisteminin geç işlemesidir. Konuyla ilgili devam eden davanın ne olduğunu yazmanız mümkün mü? |
04-09-2010, 12:15 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Alacaklı vekili çok şanslı, kolay bir dava olacak. Yine de başarılar dilerim. |
04-09-2010, 13:25 | #15 |
|
Sayın Altındağ,
Alacaklı yasal zeminde hak arıyor. Aynı zeminde siz de borçlunun hakkını arıyorsunuz. Aşkın haciz varsa kıymet takdiri yaptırır, daha sonra aşan hacizler için haciz fekki istersiniz. Talebiniz icra dairesince reddedilirse; bu red kararıdır merciide şikayet konusu edilecek olan. Alacaklıya husumet tevcihinin yeri nerede? Saygılarımla |
04-09-2010, 16:26 | #16 |
|
Kıymet takdiri yapılan mallardan hangisinin hangi bedelle paraya çevrileceğini- hatta hangisinin satılıp hangilerinin satılamayacağını- bu aşamada kestirmek mümkün olmadığına göre, Sayın ALADAĞ'IN isabetle işaret ettiği gibi; borçlu -kıymet takdiri yaptırılan -hacizli mallardan borca yeter miktarının satışını isteyip paraya çevrilmesini temin edebilir ve başkaca zararın doğmasını önleyebilir. Bu aşamada aşkın haciz nedeniyle oluşan maddi zararın tazmini düşünülebilir. Manevi zarar talep edilebileceği görüşüne -diğer meslektaşlarım gibi ben de- mesafeli duruyorum (muhalifim).
Kolay gelsin. |
06-09-2010, 08:32 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
aşkın haciz
|
06-09-2010, 09:01 | #18 | |||||||||||||||||||||||
|
aşkın haciz
işaret ettiğiniz hususları elbette değerlendireceğim, ben böyle bir davayı en son perde de AHİM'de sonuçlandırabileceğimi düşünüyorum. Fransa'da yaşayan ve avukat olan kuzenimle bu konuyu ayrıntılarıyla tartıştığımızda, Avrupa Hukuku'nda cebri icranın "her ne pahasına olursa olsun alacaklının korunması" olarak algılanmadığını anlamış bulunmaktayım, açık kanun hükmüne aykırı hareket ve kamu vicdanı ilkeleri dayanak noktam olacak.. tekrar teşekkürler, hoşçakalın.. |
06-09-2010, 09:39 | #19 |
|
cebri icra, bir hakkın alımına yönelik yasal erkin kullanımı ise de, amacını aşması, borçluyu zor duruma düşümesi, aşkın durumda ısılarla kalınması, borçlunun zararına olması... alacaklının kasıtlı ve borçluyu manevi bir zarara uğratmış olacağı gibi kamu vicdanı ile yasanın konuluş amacına da aykırı olduğu görüşüne katılıyorum, iç hukukumuzda bir manevi tazminat nedeni sayılmamamkla birlikte, AİHM de aksine bir karar verilebileceği kanaatini taşıyor ve sayın Nilgün Altındağ'ın görüşüne katılıyorum. Alacaklının amacı sadece alacağının tahsili ise şayet borca yeterli varlığın haczi, paraya çevrilmesi ile alacağının tahsilini sağlamak olmalıdır, bu amacı aşan bir uygulamada direnilmesi hukuka aykırı kamu vicdanında rahatsızlık verici bir uygulamadır. alacaklının her ne kadar satış ismeme zorunluluğunun olmadığı durumu ise gayrimenkul malların haczinden itibaren 2 yıl içinde satış istenmemesi durumu haczin düşmesine sebep olacağından borçlunun da bu süreden sonra lehine olduğunu düşünmek gerek. satışın istenmemesi ile haczin düşürülmesini talep edip, kötü niyetli davranışına istinaden alacaklı aleyhine tazminat davası alışabilmeli, iç hukukumzda reddedilmesi halinde AİHM' e gidilmelidir.
iyi çalışmalar diliyorum |
06-09-2010, 09:48 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
aşkın haciz nedeniyle manevi tazminat
yanıtınız için teşekkürler, bu olasılığı da değerlendireceğiz.. iyi çalışmalar.. |
06-09-2010, 10:47 | #21 |
|
Konuyla ilgili kişisel tartışma ve atışmalara girilmemesini, kırıcı olarak nitelendirilebilecek mesajlar yazılmamasını, sadece hukuki yanıta odaklanılmasını ve bu konuda artık yazacak yeni bir nokta yoksa, konuya yeni yanıt eklenmemesini rica ederiz.
Not: Mesajım yukarıda yayınlanan mesajlarla ilgili değil, bu noktalara dikkat edilmediği için forum yönetimince silinen mesajlarla ilgilidir. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Trafik kazası nedeniyle manevi tazminat | idris sağlam | Meslektaşların Soruları | 2 | 16-10-2009 23:56 |
haksız haciz ve muhafaza nedeniyle maddi ve manevi tazminat | nurigüzel | Meslektaşların Soruları | 2 | 25-09-2009 21:24 |
iftira nedeniyle manevi tazminat talebi | ewrim | Meslektaşların Soruları | 2 | 11-03-2008 15:07 |
Haksız fiil nedeniyle maddi-manevi tazminat | Av. OSMAN GÜR | Meslektaşların Soruları | 7 | 08-01-2008 15:45 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |