|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
09-04-2010, 14:55 | #1 |
|
Hapis cezası alıp da teslim olmayan kimse ile iş yapmak suç mudur?
Değerli meslektaşlarım,
Bir suçtan dolayı mahkumiyet almış ve teslim olmayıp,kaçak olan kimse ile bir avukatın başka bir konu ile ilgili olarak hukukiyardımda bulunması suçmudur. Yani kişi teslim olacaktır ancak henüz olmamıştır ve başka bir dava için yardım istemektedir bu durumda avukat suç işlemiş sayılır mı?teşekkür ederim. |
09-04-2010, 18:18 | #2 |
|
Neden suç olsun? Başka konu değil aynı konuda bile hukuki yardım yapabilirsiniz. Örneğin kaçak kişinin, kesinleşmiş mahkumiyetinde infaz zamanaşımının dolup dolmadığı yönünde avukata danışması mümkündür.
|
09-04-2010, 20:21 | #3 |
|
Sayın Cengiz Bey,
Aslında bende sizin gibi düşünüyorum ama çevreden çok kafa karıştırıcı söylemlerde bulunuldu.Peki siz eminmisiniz. Ayrıca vakit ayırıp cevapladığınız için çok teşekkür ederim. saygılarımla. |
09-04-2010, 20:47 | #4 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
"Kafa karıştıcı söylemde bulunan çevreniz" hangi meslekteki kişilerden oluşuyor, hangi suçun oluşacağını iddia ediyorlar ve aşağıdaki yasa maddelerinden haberleri var mı, merak ettim doğrusu.
|
09-04-2010, 20:49 | #5 |
|
ben de cengiz beye katılmaktayım. Aynı dava ile ilgili olarak dahi avukat hukuki yardımda bulunabilir. Kaldı ki sizin durumunuzda farklı bir dava için hukuki yardım sözkonusu. Ayrıca avukat müvekkilinin kaçak olup olmadığını bilmek zorunda mıdır?
|
09-04-2010, 20:51 | #6 |
|
kafa karıştırıcı söylemlerde bulunanlardan malesef ki çoğuda meslektaşlarımızdı.Ancak anlıyorum ki meslektaş dahi olsa insanın bir kez daha düşünmesi gerekiyor.
cevaplarınız için çok teşekkür ederim..saygılarımla. |
09-04-2010, 20:53 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Zeynep hanım tabiki bilmek durumunda değildir ancak benim açacağım dava bir önceki yani mahkumiyet alınan dava ile ilintili.Şöyle ki,Temyiz edilmeme nedeniyle kesinleştiği için bu Temyiz etmemeye karşı açılan tazminat davası. Yani bilmiyorum deme gibi bir durumum olamaz. |
09-04-2010, 21:24 | #8 |
|
evet öyleyse davalı bir meslektaşımız. Bence herhangi bir sıkıntı sözkonusu değil avukatın müvekkiline karşı sır saklama yükümlülüğü sözkosu. Ayrıca avukat müvekkiline gerekli bilgileri veriri ancak teslim olup olmama müvekkilin kendi insiyatifinde bulunmaktadır diye düşünmekteyim. Diğer bir durum ise müvekkiliniz teslim olmadan tazminat davasından sağlıklı bir sonucun elde edilip edilemeyecğine ilişkindir bence sonuçta açacağınız dava maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Bu durumda tazminat hesaplanır mı?
|
09-04-2010, 22:10 | #9 |
|
Peki Türk Ceza Yasası'nın 283 ve 284. maddeleri bağlamında konuyu tartışırsak:
(1) Suç işleyen bir kişiye araştırma, yakalanma, tutuklanma veya hükmün infazından kurtulması için imkan sağlayan kimse, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (3) Bu suçun üstsoy, altsoy, eş, kardeş veya diğer suç ortağı tarafından işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz. (1) Hakkında tutuklama kararı verilmiş olan veya hükümlü bir kişinin bulunduğu yeri bildiği halde yetkili makamlara bildirmeyen kimse, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) İşlenmiş olan bir suça ilişkin delil ve eserlerin başkaları tarafından saklandığı yeri bildiği halde yetkili makamlara bildirmeyen kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır. (3) Bu suçların kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. (4) Bu suçların üstsoy, altsoy, eş veya kardeş tarafından işlenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz. Avukatı bu hükümlerden koruyan bir maddeyi maalesef göremiyorum ben mevzuatta.. |
09-04-2010, 22:15 | #10 |
|
Daha fazla ve net bilgilenme açısından Sn. Doç.Dr.Hamide ZAFER'in doçentlik takdim tezi de olan "Faile yardım suçu ve müdafiin bu suçtan sorumluluğu" (istanbul 2004) kitabına bakabilirsiniz.
|
09-04-2010, 22:17 | #11 |
|
erkan Bey ,,
enimde çekindiğim ve kafamı karıştıran maddeler bunlardı ancak madde hatırlayamama gibi bir özürüm olduğu için deyinememiştim.Öncelikle hatırlattığınız için teşekkürler. Evet bu maddelerde bütün vatandaşlar için geçerli durumlar sözkonusu.Sanırım bu durumda suç. |
09-04-2010, 22:26 | #12 |
|
CMK m:46 da ilgili kişinin rızası olsa dahi avukata hatta yardımcılarına sınırsız olarak tanıklıktan çekinme hakkı ve görevi verilmiştir. Tanıklıktan çekinmesi rıza yokken zorunlu rıza varken de ihtiyari olan bir meslek mensubunun ihbar yükümlülüğü evleviyetle yoktur. Ayrıca sır tutma yükümlülüğü de bu durumu pekiştirir.
Esas hayati olan ise müvekkilinin aleyhine işlem yapma yasağıdır. Bu nedenle hukuki yardım sunmak üzere mesleki olarak yardımcı olduğu kişiden öğrendiklerini ilgili makamlara bildirmesi yasaktır. TCK 283 kesinlikle düşünülemez.Çünkü kurtulmak için hükümlüye imkan sağlamak eylemiavukatlık hizmetini kapsamaz.Yurtdışına kaçmaya yardım ya da sahte kimlik edindirme vs gibi haller bu madde kapsamındadır. TCK 284 de ise 4. fıkraya avukatlarla ilgili ekleme yapılması yerinde olacaktır. buradaki kaygınız haklı. Ancak avukatlık mevzuatına bakıldığında sır saklama yükümlülüğü ve aleyhe işlem yapma yasağı avukatı bu madde kapsamının dışında tutmaktadır. |
09-04-2010, 22:31 | #13 |
|
1136 sayılı yasa madde 36 ve 5237 sayılı yasa madde 24 varken hiçbir avukat müvekkilinin kulağından tutup teslim etmek zorunda değildir.
|
09-04-2010, 22:37 | #14 | |||||||||||||||||||
|
Avukat, hakkında hüküm verilen müvekkilinin yerini bilse de söylemek zorunda değildir. Böyle (avukat müvekkilini ihbar etmelidir şeklindeki) bir kabul avukatlık mesleğinin icrasına engel olacağı gibi, müvekkil - avukat arasındaki özel bağa da aykırı olur.
Ancak, hakkında hüküm verilen kişi avukatın müvekkili değilse, o zaman durum aşağıdaki hüküm çerçevesinde değerlendirilebilir kanaatindeyim.
|
09-04-2010, 22:42 | #15 |
|
Bir de bana göre TCK 24 değil 26'da sayılan hakkın kullanılması hukuka uygunluk sebebi sözkonusu olur kendi müvekkili olursa. Yoksa kendi müvekkili hakkında CMK 246 uyarınca tutuklanmayacağı konusunda mahkemeden güvence belgesi isteyen her avukat sanık olur.
|
09-04-2010, 22:47 | #16 |
|
Saim Bey,
Fikirleriniz benim için önemli.Forumdaki paylaşımlarınızda fikirlerinize saygı duyuyor ve çoğunlukla katılıyorum.öncelikle cevabınız için teşekkür ederim. Bu şahıs mahkumiyet davası ile ilintilide farklı bir dava olan tazminat davası kapsamında eğer kabul edersem müvekkilimolacak.Bu durum farkeder mi?Yani farklı dava için müvekkil vekil ilişkisi olması. saygılarımla. |
10-04-2010, 10:55 | #17 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın av.aysil, Öncelikle düşünceleriniz için teşekkür ederim. Şöyle düşünmek mümkün olabilir kanaatindeyim: Avukat, gelen her müvekkil adayının mahkumiyetten hüküm giymiş, aranan kişi olduğunu her zaman bilecek durumda değildir. Esasen bu yönde bir araştırma yapmak zorunluluğu yoktur. Bu itibarla size tazminat davası için müracaat eden müvekkil adayının mahkumiyetini ve arandığını bilmiyor olabilirsiniz. Kaldı ki davası da hukuk davasıymış. Saygılarımla. |
10-04-2010, 16:32 | #18 |
|
Sayın Saim Bey,
evet ancak yukarıda yazdığım gibi bu tazminat davası diğer dava ile bağlantılı sayılır şöyle ki;müvekkil mahkumiyet kararı almış ve kararı bakan meslektaşımız temyiz etmemiş bu nedenlede bu temyiz etmeme durumu nedeni ile tazminat davası açacağız ve bu nedenlede dilekçemde mecburen bu mahkumiyet kararı verilen karara gönderme yapmam gerekiyor. Bu durumda bilmiyordum deme gibi bir şansım yok yani.Bu durumda sizce nasıl bir yol izlemeliyim.Bir hukukçu olarak asla hata yapmak istemem. |
10-04-2010, 17:56 | #19 | |||||||||||||||||||
|
Sayın meslektaşım, Benim şahsi fikrim vekalet çıkardıktan sonra ve siz vekaleti kabul ettikten sonra o kişi artık sizin müvekkilinizdir. |
10-04-2010, 18:10 | #20 | |||||||||||||||||||||||
|
Müvekkilin mahkumiyet kararını bilmek başka; kararın ne zaman İnfaz Savcılığına verildiğini ve arandığını bilmek başkadır. Gönül rahatlığıyla davanızı açabilirsiniz. Kaldı ki, mahkumiyet hükmünden sonra dahi aynı hükümle ilgili yapılacak şeyler bulunabilir. Örneğin "yargılanmanın yenilenmesi" gibi...İnfaz aşamasında da yapılacak şeyler olabilir. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakındaki Kanun'un 98 ve 99 uncu maddelerini örnek verebiliriz. |
10-04-2010, 18:31 | #21 | |||||||||||||||||||||||
|
evet çok haklısınız Suat Bey, Ancak dosya da Emniyete yakalanıp teslim edilmesi yönünde talimat yazılmış.Tabiki aslında ben dosyasını incelemek ve bu talimatı görmek zorunda da değilim.Yani ben sadece mahkum olduğunu biliyor ve temyiz edilmemesi nedeniyle tazminat davası açıyorum ancak fazla detaylı bilmiyorda olabilirim. çok teşekkür ederim.İnşallah bir sıkıntı yaşamam. |
10-04-2010, 21:40 | #22 | |||||||||||||||||||||||
|
Müvekkil çerçevesi çok daha geniş. Yalnızca vekaletnamesini alınanlar değil, danışma hizmeti verilen ya da sadece dilekçe yazılan kişiler de müvekkilimizdir; bu kişilere karşı da meslek sırrı ile bağlıyız. Hatta almayı reddettiğimiz iş sahibine karşı bile... |
10-04-2010, 21:48 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Benim yazdığım cümle müvekkil - avukat ilişkisinin çerçevesini çizmek için yazılmamıştır. Danışma hizmeti verildiğini veyahut dilekçenin yazıldığını vekaletname olmadan makbuzla veyahut başkaca bir geçerli delille ispatlamak mümkünse elbette ki o da müvekkil kapsamında değerlendirilebilir. |
17-04-2010, 01:59 | #24 |
|
Sayın Meslektaşım, müvekkiliniz için yapacağınız müracaat ve davalar elbette bir suç oluşturmayacaktır. Aksi halde, avukatın bağısızlığı söz konusu olmaz, ve kimse yasal yollara müracaat edemez. Yalnız, meslektaşımıza dava açacağınız zaman baroya bilgi vermek zorundasınız. Buna aykırı hareket ederseniz disiplin soruşturması geçirmenize neden olursunuz.
yargıtay benzer dosyalarda şunu araştırmaktadır. "avukat dosyayı temyiz etseydi karar bozulacaktı diyebiliyorsak", o zaman tazminat isteyebilirsiniz. Yani öncelikle bunu değerlendirmek gerekiyor. Sadece örneğin 1 sene sonra ceza evine girecekti demek şahsa tazminat hakkı vermeyeceğini düşünüyorum. Saygılarımla. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
seyyar satıcılık yapmak, idari para cezası | av.sgenc | Meslektaşların Soruları | 2 | 04-03-2009 11:00 |
Spam postaya hapis cezası | Emin Cihan UYSAL | Fikri Haklar ve Bilişim Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 05-11-2007 23:17 |
Mükerrer oy için 30 ay hapis cezası | Seyda | Hukuk Haberleri | 1 | 28-01-2007 23:01 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |