|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
15-12-2008, 21:44 | #1 |
|
yargıtay kararı
selam arkadaşlar yargıtay 3. hukuk dairesinin vermiş olduğu kiracının kiralayanı zamanından önce boşaltmasıyla ilgili karar örneğini varsa gönderirseniz sevinirim.
|
15-12-2008, 21:46 | #2 |
|
pardon kiralananı
|
15-12-2008, 22:06 | #3 |
|
3.Hukuk dairesinden bir karar.
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi Esas: 2006/15093 Karar: 2006/16158 Karar Tarihi: 27.11.2006 ÖZET: Kural olarak kiracının mecuru erken tahliyesi halinde dönem sonuna kadar olan borçlarından sorumlu olacağı kabul edilse de; davacı kiralayanın da zararın artmaması, yani mecurun yeniden kiraya verilebilmesi için gerekli çabayı sarf etmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece kiralananın aynı bedel ve şartlarla ne kadar süre içerisinde yeniden kiraya verilebileceği bilirkişi marifetiyle saptanıp, belirlenen süre ile sınırlı olarak davalının ödemesi gereken apartman aidat giderine hükmedilmelidir. (818 S. K. m. 44, 98/2) Dava: Dava dilekçesinde 1.440,00 YTL alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay Kararı Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, davalının 1.7.2001 tarihli sözleşme ile kiracısı olduğu taşınmazı sözleşmenin kendiliğinden bir yıl daha uzamış olmasına rağmen eken tahliye ettiği, yapılan tamiratlar nedeniyle taşınmazın yeniden 1.7.2003 tarihinde kiraya verilebildiği, ancak bu süre içerisindeki apartman ortak aidat giderinin davacılar tarafından ödendiği ileri sürülerek, 10 aylık ortak gider bedeli olan 1.440,00 YTL'nin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ile % 40 tazminatın tahsili istenilmiştir. Mahkemece; kiracının taşınmazı fiilen terk etmiş olmasına rağmen kiracılık sıfatının dönem sonuna kadar devam edeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak kiracının mecuru erken tahliyesi halinde dönem sonuna kadar olan borçlarından sorumlu olacağı kabul edilse de; davacı kiralayanın da BK'nın 44 ve 98/2. maddeleri gereğince zararın artmaması, yani mecurun yeniden kiraya verilebilmesi için gerekli çabayı sarf etmesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece kiralananın aynı bedel ve şartlarla ne kadar süre içerisinde yeniden kiraya verilebileceği bilirkişi marifetiyle saptanıp, belirlenen süre ile sınırlı olarak davalının ödemesi gereken apartman aidat giderine hükmedilmelidir. Kaldı ki; yanlar arasında erken tahliye nedeniyle yoksun kalman kira bedelinin tahsili için İstanbul 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/314 esasında dava açılmış olup, bu dava sırasında alınan bilirkişi raporunda taşınmazın yeniden kiraya verilebilmesi için gereken süre 3 ay olarak belirlenmiştir. O halde, mahkemece yukarıda bahsi geçen dava sonucunun beklenilerek kesinleşmesi halinde hükme esas teşkil eden bilirkişi raporundaki makul süreyle sınırlı olarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları Saygı ile. |
15-12-2008, 22:17 | #4 |
|
teşekkürler.bu sene çıkan bir karar varmış onu arıyorum.
|
15-12-2008, 22:28 | #5 |
|
2008/3.hukuk dairesi
T.C. YARGITAY
3.Hukuk Dairesi Esas: 2008/8970 Karar: 2008/11636 Karar Tarihi: 23.06.2008 ÖZET: Kiralananı boşaltan kiracı, muaceliyet şartı nedeni ile bir yıllık kira parasından sorumlu tutulamaz. Kiralananın yeniden kiraya verilebileceği süre içerisindeki zarardan, (daha fazla bir zarar ispat edilmediği takdirde o sürenin kira parası kadar zarardan) sorumludur. (2004 S. K. m. 67) (6570 S. K. m. 7, 9) Dava: Dava dilekçesinde 10.350,95 YTL kira alacağının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili ile tahliye istenilmiştir. Mahkemece davanın tahliye istemi yönünden konusu kalmadığından reddine, kira alacağı yönünden kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Karar: Dava dilekçesinde, davalı kiracının Temmuz 2007-Mayıs 2008 arası kira bedelinden sorumlu olduğu ileri sürülerek 10.350,95 YTL kira alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki haksız itirazın iptali ile takibin devamı ile %40 icra inkar tazminatının tahsili ile tahliye istenilmiştir. Davalı, dava konusu yeri 27.11.2007 tarihinde tahliye ettiğini ve davacı kiralayan tarafından yeniden kiraya verildiği nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesinde aylık kira parasının ödenmemesi halinde yıllık kira bedellerinin tamamının <muaceliyet kesbedeceği> kararlaştırılmıştır. Bu hüküm uyarınca yıllık kira bedelinin muaccel olabilmesi, öncelikle kira borcunun varlığına bağlıdır. Zira, sözleşmede muaccel olması öngörülen kira bedelidir. Kira bedeli kiralananın kullanılmasının karşılığı olup, kiralananın süresinden önce boşaltılması halinde kira borcu yerine, sözleşmenin ihlali nedeniyle tazminat borcu doğmaktadır. O bakımdan kiralananı boşaltan kiracı, muaceliyet şartı nedeni ile bir yıllık kira parasından sorumlu tutulamaz. Kiralananın yeniden kiraya verilebileceği süre içerisindeki zarardan, (daha fazla bir zarar ispat edilmediği takdirde o sürenin kira parası kadar zarardan) sorumludur. Davalı kiralananın 27.11.2007 tarihinde davalı kiralananı 27.12.2007 tarihinde boşalttığını, kiraya verildiği tarihten sonraki kira parasından sorumlu olmayacağını savunmaktadır. Davacının bu savunması üzerinde de durularak gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Sonuç: Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları Belki de budur. Saygılar. |
15-12-2008, 22:31 | #6 |
|
teşekkürler.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yargıtay Kararı | Av.MB | Meslektaşların Soruları | 2 | 16-04-2008 11:43 |
yargıtay kararı | cemile_ist | Meslektaşların Soruları | 1 | 04-01-2008 14:44 |
yargıtay kararı | avkadirbala | Meslektaşların Soruları | 1 | 28-09-2007 17:39 |
yargıtay kararı | idas | Meslektaşların Soruları | 2 | 07-09-2007 19:42 |
Yargıtay kararı | tiyerianri | Meslektaşların Soruları | 3 | 04-05-2007 09:36 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |