|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
25-08-2008, 13:05 | #1 |
|
İmzasız Kaşeli Bononun Hukuki Durumu
selamlar.
asıl borçlunun sadece kaşesini taşıyan bir bono mevcut(asıl borçlunun imzası yok). kefilin ise imzası var. bu durumda bononun asıl borçlu bakımından imza eksikliğinden geçersiz olduğu kanaatindeyim. zira asıl borçlu bir şahıs şirketidir. ve yapılan kambio senetlerine mahsus takip yoluna itirazımız bonunun geçersizliği dolayısı ile takip yolunun iptali doğrultusunda olacaktır. sizden dileğim bu konu ile ilgili varsa yargıtay kararı/kararlarını iletmeniz. ilgilenecek arkadaşlara şimdiden teşekkürler. |
25-08-2008, 13:15 | #2 |
|
sayın Meslektaşım;
Umarım bu Yargıtay Kararı yol gösterici olur. T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2000/8524 K. 2000/9891 T. 11.12.2000 • İSTİRDAT DAVASI ( Kefaletin Geçersizliği İddiası - Keşidecinin İmzası Bulunmayan Bono ) • KEFALETİN GEÇERSİZLİĞİ ( Keşidecinin İmzası Bulunmayan Bono - İstirdat Davası ) • BONODA KEFALETİN GEÇERSİZLİĞİ ( Keşidecinin İmzasının Bulunmaması ) • KEŞİDECİNİN İMZASI BULUNMAYAN BONO ( Kefaletin Geçersizliği - İstirdat Davası ) • KEFİLİN ASIL BORÇLU İLE İLGİLİ İTİRAZLARI ( Keşidecinin İmzası Bulunmayan Bono ) • BORÇTAN SORUMLULUK ( Keşidecinin İmzası Bulunmayan Bono - Kefaletin Geçersizliği ) 6762/m.614, 688 818/m.143,487 ÖZET : Ortada keşidecinin imzası bulunmayan ve dolayısıyla TTK. 688 ve onu izleyen maddelerindeki unsurları içermeyen bir senet bono niteliği taşımayıp şekil itibariyle geçersiz olduğundan, aval veren kimsenin de bu hususa dayanarak istirdat davası açması mümkündür. Alacaklı banka kredi sözleşmesine dayanarak varsa alacağını isteyebileceğinden, bu yöndeki iddia ve talepleri, istirdat davasını etkilemez. DAVA : Taraflar arasında görülen davada Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24.5.2000 tarih ve 1999/1125 - 2000/398 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ali Orhan tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: KARAR : Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine girişilen icra takibinin kesinleşerek borcun müvekkilinin maaşından haciz yapılmak suretiyle tahsil edildiğini, ancak, takibe dayanak yapılan senette asıl borçlu Ali Osman M.'ın imzasının olmadığını, bu nedenle de kefil sıfatıyla da müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek, haksız yere tahsil edilen 385.304.000.- TL. nın davalıdan istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalı banka vekili, B.K.'nun 143 ncü maddesi gereğince davacının asıl borçlu ile ilgili itiraz hakkı bulunmadığını, yine aynı yasanın 487 nci maddesi gereğince, müşterek borçlu-müteselsil kefilin doğrudan alacaklıya karşı sorumluluğu bulunduğunu, kaldı ki kredinin senet borçlusuna ödendiğini, davacının kefil olarak değil, asıl borçlu olarak imzası olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, asıl borçlu Ali Osman'ın takip konusu bonoda imzası olmadığı, bu nedenle de kefil sıfatıyla davacının da sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve ortada keşidecinin imzası bulunmayan ve dolayısıyla TTK. nun 688 ve onu izleyen maddelerindeki unsurları içermeyen bir senedin bona niteliğinde sayılamayacağı ve şekil eksikliği nedeniyle geçersiz bir senede aynı Yasa'nın 614/2 nci maddesi uyarınca verilen avalin de hüküm ifade etmeyeceğinin hükme bağlanmış olması karşısında davacı aval veren kimsenin bu hususa dayanarak istirdat davası açması mümkün bulunması ve bankanın kredi sözleşmesine dayanılarak varsa alacağını isteyebileceğine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın ( ONANMASINA ), oybirliğiyle karar verildi. yarx |
25-08-2008, 14:56 | #3 |
|
sayın Av.Olcay Pehlivanlıoğlu;
paylaşmış olduğunuz yargıtay kararı için teşekkür ederim. gerçekten işime çok yarayacağı kanaatindeyim. sizden ve diğer meslektaşlarımdan dileğim, bonoda imza yerine atılan kaşenin hukuki durumu ile ilgili yargıtay kararıdır. şimdiden teşekkürler. |
25-08-2008, 15:13 | #4 |
|
keşideci olarak gösterilen şirket ünvanı altına atılan imza şirket adına atılmış sayılır (Y. 12. HD. 26.11.1987/16420/12185)
senedin alt ve üst kısmında şirket kaşesinin bulunmasının tek başına senedin şirket adına düzenlendiğini göstermeyeceğini, kaşenin adres niteliğinde basılmış olabileceğini, göstereceği (Y. 12. H. D. 19.03.1986/2322/3032) (gerekçesini bende merak ettim ancak kararın bu kadarı elimde...)saygılarımla... |
26-08-2008, 09:51 | #5 |
|
sayın Av. Ayşe E.;
Emekleriniz ve paylaşımınız için çok teşekkürler. aslında aradığım karar tam olarak bu. (2. si) Y. 12. H. D. 19.03.1986/2322/3032) yargıtay kararının tam metnini gönderecek arakadaşlara gerçekten minnettar kalacam. saygılarımla. |
26-08-2008, 16:14 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
İmza olmadan basılan kaşenin hiç bir hukuki değeri yoktur. Sorunuzun cevabı 2 no.lu mesajda aktarılan Yargıtay kararında bulunmaktadır. |
26-08-2008, 18:14 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
Karar İMZALARIN İSTİKLALİ İLKESİ ile çelişmiyor mu? Şöyle ki senette sahte de olsa keşidecinin imzasını taşıması halinde keşideci açısından geçersiz senette kefil açısından geçerli iken; keşidecinin hiç imzası olmaması durumunda yine keşideci açısından geçersiz iken bu defa kefil -aval veren açısından da geçersiz sayılması netice olarak çelişkili gözükmektedir.Kararın bu yönden irdelenmesi gerektiğini düşünen meslektaşlarımın görüşlerini aktarmalarını beklemekteyim. Selamlar |
26-08-2008, 19:53 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Keşidecinin imzası senedin asli unsurlarındandır. Keşidecinin imzası olmadan senedin tedavüle çıkması mümkün değildir. Kefalet güvence amacı taşıyan bir sözleşmedir. Keşideciye kefalet eden kişinin keşidecinin imzasının sahte olduğunu bilmediği iddiası kambiyo seneteleri disiplini içerisinde kabul edilemez görülmüştür. Senet tedavüle çıkmakla bu senede güvenerek işlem yapan herkesin güvenliğinin de korunması gerekir. Henüz keşidecinin borçlanma iradesinin olmadığı bir aşamada bir sebeple kefilin önceden imza atması mümkün olabilir. Bunun anlamı keşidecinin borçlanması durumunda borcuna güvence verileceği iradesinin ortaya konulmasıdır. Oysa keşideci henüz borçlanmış değildir ve bir sebeple borçlanmaktan vazgeçmiştir. Böyle bir durumda kefili borçtan sorumlu tutmak mümkün olmamalıdır. Çünkü kayıtsız şartsız borç ikrarı iradesi ortaya konulmamıştır. Bu nedenlerle çelişki bulunmadığını düşünüyorum. |
26-08-2008, 20:14 | #9 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sevgili Dostum Av.Aydın Bilen, (Bildiğin gibi) Bononun geçerli olması için evvela tanzim edenin imzasının olması gerekir.Bononun mecburi şekil şartlarından birisi olan tanzim edenin imzasının olmaması bononun geçersiz olmasına nedendir. Özetle bu olaydaki Bono, hiç kimse için geçerli değildir. Bono yoktur. Başka bir ifade ile imzaların istiklali prensibi, şeklen dahi olsa geçerli olan bir bono için düşünülebilir. Bono şekil itibariyle kanunen kendiliğinden geçersiz ise, üçüncü kişi konumundaki kefilin imzasının da bir anlamı ve geçerliliği olmamalıdır. Bu olay, teşbihte hata olmazsa "Gelin ve Damadın olmadığı bir ortamda Şahidin imzası ile Gelin ve Damadın evlendirilmesine ve bu şekilde tanıklığın geçerli kabul edilip, evliliğin geçersiz kılınmasına" benzer.
İkinci olarak, Kefaletin geçerli olması için kefil olunan borcun belli olması gerekir. Bono geçersiz ise borç da gayrı muayyen borç olarak bono temelinde geçersizdir. |
27-08-2008, 12:50 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
saygılarımla. |
29-08-2008, 13:57 | #11 |
|
selamlar;
şikayetimizin duruşması geçen gün oldu. hakime durumu yargıtay kararları ile izah etmeme rağmen halen kaşenin imza yerine geçebileceğinde diretti. biz ne kadar da şikayetimizin sadece bononun şekli bakımında olduğunu söylesekte hakimin işin esasına girmesini engelleyemedik. bir bizden bir hakimden sonuç itibari ile senette kefilin yanında olan imzanın kefilemi yoksa keşideciyemi ait olduğuna kanaat getiremeyen hakim imza incelemesi için duruşmayı erteledi. saygılarımla. |
29-08-2008, 14:15 | #12 |
|
şirket yetkilisinin imzası muhakkak şirket kaşesi altında olması gerekmez...
bu nedenle eğer iki faklı imza var ise bunların kime ait olduğunun tespiti gereklidir ve mahkemece doğru karar verilmiştir... sorunuzun ilk başında kaşe+imza (kefilin) olduğu anlaşılmaktadır... ama son mesajınızda kaşe+ imza(kefilin)+imza (?) olduğu sonucu çıkmaktadır.... bu nedenle senedin geçerli olup olmadığının , imzaların kime ait olduğunun vs hususların tespiti için imza incelemesi yapılması gereklidir.... şirket yetkilisinin imzasının da muhakkak kaşe üzerinde olmasına gerek olmadığından dolayı mahkemece verilen karar doğrudur... hakim burada kaşenin imza yerine geçtiğinden bahisle değilde kefilin imzası dışındaki imzanın şirket yetkilisina ait olabilme ihtimaline karşı bilirkişi incelemesine karar vermiştir.... diye düşünüyorum..iyi çalışmalar... |
04-09-2008, 08:36 | #13 |
|
sayın Av. Ayşe hanım;
selamlar; ''şikayetimizin duruşması geçen gün oldu. hakime durumu yargıtay kararları ile izah etmeme rağmen halen kaşenin imza yerine geçebileceğinde diretti. biz ne kadar da şikayetimizin sadece bononun şekli bakımında olduğunu söylesekte hakimin işin esasına girmesini engelleyemedik. bir bizden bir hakimden sonuç itibari ile senette kefilin yanında olan imzanın kefilemi yoksa keşideciyemi ait olduğuna kanaat getiremeyen hakim imza incelemesi için duruşmayı erteledi. saygılarımla.'' son mesajım buydu. burada kefile ait imza dışında başka imzadan sözetmemişim. mesajlarımın neresinden kaşe+ imza(kefilin)+imza (?) olduğu sonucu çıkmaktadır? muhakkak ki senet altındaki imzanın kime ait oılduğu hususu tereddütlü ise imza incelemesi yapılacaktır. ama benim size anlatmaya çalıştığım kaşenin imza yerine geçip geçmeyeceği konusundaki hakim ile aramdaki tartışmadır. sayın Av. Ayşe Hanım hakime karşı olan tüm iyiniyet ve güveniniz sarsılacak ama ne yazık ki hakim hukuki olarak kaşenin imza yerine geçebileceğini söylemiştir. saygılarımla. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Bononun Kaybolması Nedeniyle İptal Davası ve Açık Bonunun Durumu | Av.Ufuk | Meslektaşların Soruları | 5 | 01-08-2010 14:26 |
İskansız gayrimenkulün hukuki durumu | dadaş | Meslektaşların Soruları | 1 | 28-04-2008 09:58 |
imzasız faturanın hukuki niteliği | Av.Dilara Özbey | Meslektaşların Soruları | 12 | 19-10-2007 13:09 |
Konutlardaki Çatıların Hukuki Durumu | Halil BURAK | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 18:22 |
Sınırlı Ehliyetsizin Hukuki Durumu | İpek Duru | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 21-02-2002 22:21 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |