|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
09-07-2007, 13:58 | #1 |
|
çocuğunun olmaması nedeniyle eski eşten olan çocukların velayetini geri alma talebi
Merhaba,
Öncelikle herkese kolay gelsin.Bizim problemimiz şurdan kaynaklanmaktadır.Müvekkilim eski eşiyle boşandıktan sonra yeniden evlenmiştir ve velayet yıllardan beri kendisinde bulunmaktadır.Ancak eski eş bu süreçte nafakasını ödemenin dışında çocuklarıyla doğru düzgün kişisel ilİşki kurmamıştır.Daha sonra kendisi de evlenmiş ve yeni eşinden çocuğu olmaması nedeniyle çocukların velayetini almak üzere dava açmıştır ve kendisi başka şehirde yaşamaktadır.Çocuklar şu anda anne ve yeni eşiyle yaşamaktadırlar ve hayatlarından gayet memnunlar.Ayrıca yaşam şartları bir çocuğun sosyal gelişimine katkıda bulunacak niteliktedir.Tek problem,annenin yeni eşi askerdir ve sahte imzadan dolayı zorunlu emekli edilmiş,4 ay hapse mahkum edilmiştir.Açılan velayet davasında hakim anne ev hanımı olduğu için yeni eşin sosyal durumunu araştıracaktır değil mi?Ayrıca zorunlu emekliliğin nedeni açıklanır mı?Bu arada yeni eşin hapiste olduğunu kimse bilmemektedir.Buradaki problemimiz sosyal durumun araştırılmasında bu durumun ortaya çıkması.Ayrıca bu durum velayetin değiştirilmesi için başlı başına yeterli midir?CEVAPLARINIZ İÇİN ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER... |
09-07-2007, 14:13 | #2 |
|
Babanın velayet değişikliği istemi, tümüyle kişisel ve çocukların yararını gözeten değil, kişisel yoksunluk duygusunu gidermeye yönelik bir istek, bu itibarla, sadece böyle bir nedene dayalı velayet değişikliği talebini hakimin hoş göreceğini sanmam. Düşünün ki, eğer ikinci eşinden çocuk sahibi olabilseydi, önceki eşinden olan çocuklarını istemeyecekti? -Mefhum-u muhalifinden anlaşılan bu.-
Mahkemenin gözeteceği kriterler, çocukların birbirinden ayrılmaması, belli yaşa dek bir ebeveynin yanında büyüyen çocukların çok önemli ve geçerli bir neden olmadıkça yaşadıkları ortamın değiştirilmemesi yönünde. Aynı zamanda her iki ebeveynin de yaşam koşulları, çocukların içinde yetiştiği ve yetişmesi istenen ruhi, kültürel ortam, maddi ve manevi koşullar, tümü incelemede gözönünde tutulacak. Aynı zamanda çocukların da görüşüne başvurularak, uzman raporu alınacak. Bu aşamada, çocuk açısından tehdit oluşturmayan ikinci eşin mahkumiyetiyle ilgili olarak , karşı yanın da bilgisi dahilinde olmadığını gözeterek, beyanda bulunmanız gereksiz. Mahkeme talep olmadıkça, sabıka kaydı araştırmasına girişmeyecektir. Eğer bir sorun yaşanacaksa, bilirkişi incelemesi sırasında yaşanabilir. Uzman yeni eşi ve onunla ilişkileri de gözlemlemek isteyebilir. Ama yazdığınızdan anladığım kadarıyla, o tarihe dek tahliye de gerçekleşir. Saygılarımla... |
09-07-2007, 16:53 | #3 |
|
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi Esas: 2003/14425 Karar: 2004/1026 Karar Tarihi: 28.01.2004 ÖZET : Dava küçük A'nın velayetinin değiştirilmesine ilişkin olup, küçüğü yakınen ilgilendirmektedir. 30.4.1994 doğumlu küçüğün Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde dinlenmesi gerektiğinden uygun uzman görüşü alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. (4787 S. K. m. 5) Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Karar: 1-Dava küçük Alara'nın velayetinin değiştirilmesine ilişkin olup, küçüğü yakınen ilgilendirmektedir. Avrupa Sözleşmesinin 3, 4 ve 5 devamı maddeleri gereğince 30.4.1994 doğumlu küçük Alara'nın Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde dinlenmesi gerektiğinden 4787 Sayılı Kanunun 5. maddesine uygun uzman görüşü alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur. Sonuç: Hükmün 1. bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 28.01.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
09-07-2007, 16:56 | #4 |
|
T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi Esas: 1999/6847 Karar: 1999/7169 Karar Tarihi: 22.06.1999 ÖZET: Çocukların korunması ve velayetin kullanılması kamu düzenine ilişkindir. Yasada yazan koşullarının oluştuğu yönünde bilgi alan hakim çocukların korunması için yeterli tedbirleri (resen) kendiliğinden almak zorundadır Davanın anne G.'e yöneltilerek delillerinin sorulması, yasal görevlerinin ağır ihmalinin bulunup bulunmadığının araştırılarak, S. hakkında da yasa gereğince doğrudan bir hüküm kurulması gerekir. Bu yönün düşünülmemiş olması doğru bulunmamıştır. (743 S. K. m. 272, 274) Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Karar: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının temyiz itirazları yersizdir. 2- Çocukların korunması ve velayetin kullanılması kamu düzenine ilişkindir. Medeni Kanunun 274. maddesi koşullarının oluştuğu yönünde bilgi alan hakim çocukların korunması için yeterli tedbirleri (resen) kendiliğinden almak zorundadır. (MK. m. 272) Boşanma sonunda velayeti anneye verilen Serdar'ın da bakımsız kaldığı, babaannenin Serdar'ı yanına alıp baktığı, annenin uzun süre bakım görevini yerine getirmediği ileri sürülmektedir. Davanın anne Gülşen'e yöneltilerek delillerinin sorulması, yasal görevlerinin ağır ihmalinin bulunup bulunmadığının araştırılarak, Serdar hakkında da Medeni Kanunun 274. maddesi gereğince doğrudan bir hüküm kurulması gerekir. Bu yönün düşünülmemiş olması doğru bulunmamıştır. Sonuç: Hükmün 2. maddede belirtilen nedenle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının 1. maddede belirtilen nedenle reddine, temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine 22.06.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
09-07-2007, 16:58 | #5 |
|
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu Esas: 1996/2-183 Karar: 1996/334 Karar Tarihi: 15.05.1996 ÖZET : Velayetin değiştirilmesi davasında, davalının evlenmesi ve yurt dışına gitmek istemesi tek başına velayetin değiştirilmesi nedeni olamaz. Davalının başkaca velayet hakkının değiştirilmesini gerektiren bir eylemi ve çocuğun zararına hareketi de kanıtlanmalıdır. (743 S.K. m. 274) Dava: Taraflar arasındaki "velayetin değiştirilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 13. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 31.08.1989 gün ve 1994/140-1055 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 28.03.1995 gün ve 1995/1132-3561 sayılı ilamı ile; ( ...Annenin evlenmesi ve yurt dışına gitmek istemesi tek başına velayetin değiştirilmesi nedeni olamaz. Davalının başkaca velayet hakkının değiştirilmesini gerektiren bir eylemi ve çocuğun zararına hareketi de kanıtlanamadığından davacı babanın davasının reddi gerekirken kabulü ve yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.. ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. Sonuç: Davalı karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 15.05.1996 gününde oybirliği ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları ************************************** |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yeni satın alma ve İhtiyaç nedeniyle tahliye davası | umutlaw | Meslektaşların Soruları | 41 | 25-07-2022 10:25 |
Velayeti babada olan, ciddi sağlık sorunları bulunan kızım için nafaka talebi | Güniz | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 17-06-2007 17:32 |
Değiştirilen Soy ismini geri alma | Av.ZekiÖZSOY | Meslektaşların Soruları | 3 | 17-05-2007 10:32 |
Buy Back Veya Geri Alma Sözleşmeleri - Şablon sözleşme | turkan | Meslektaşların Soruları | 1 | 03-04-2007 01:54 |
Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliğinde Değişiklik | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Hukuk Sohbetleri | 0 | 20-09-2002 19:09 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |