21-04-2009, 08:40 | #1 |
|
ceza davasında %80 tanım koymak....
bir dava üzerinde çalışıyoruz.mağdur gözleri kapalıyken kaçırılmış. sanıkları teşhis ederken müvekkilin sesinden %80 teşhis ediyor.dava kesinleşiyor ve mağdur bir zaman sonra müvekkilin yakınlarına aslında aralarında o yoktu diyor ve bunun ses kaydını alıyorlar.sanık beyhude yere 14 yıl yemiş olabilir kanısındayız.bu %80 teşhis ne kadar cmk anlamında kesin delil kabul edilir?
|
27-04-2009, 18:22 | #2 |
|
Dosya incelenmeden bir şey söylenemez bir durum.
Selamlarımla, |
10-09-2009, 23:20 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
mesajınızın üzerinden hayli zaman geçmiş ama ben şimdi görebildim. Merak ediyorum; ne yaptınız? o ses kaydının yargılamanın yenilenmesi için yeterli neden olabileceğini düşünüyorum. Saygılar |
12-09-2009, 21:04 | #4 |
|
DELİLLERİ TAKDİR YETKİSİ
Madde 217 - (1) Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir. (2) Yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebilir. Bu madde çerçevesinde değerlendirdiğimizde ceza muhakemesinde hiçbir delile kesin delil veya takdiri delil ayrımı koyamayız. Delilin olayda ne derecede etkili olduğu hakimin takdirindedir. Ancak ben bahsettiğiniz olayda ''sanığı sesinden %80 teşhis ettim'' demenin kesinlikle mahkumiyete yetecek bir ifade olmadığını düşünüyorum. Müşteki bunu nasıl böyle bir oran koyarak belirlemiş bilemiyorum ama sonuçta ortada müştekiye göre %20'lik bir ihtimal daha var ki bu da beraat için fazlasıyla yeterli bana göre. 'Şüpheden sanık yararlanır' ilkesinin çok fazla göz önünde bulundurulmadığı başka davalar da gördüm, bu yüzden çok da şaşırmadım bu sonuca Yargılamanın yenilenmesi konusunda da sırf ses kaydının yeterli olmayacağını düşünüyorum.Bunun maddi bulgularla desteklenmesi gerekir. |
19-07-2010, 16:56 | #5 |
|
ben delil teşkil etmeyeceği kanaatindeyim. Zira yasa dışı elde edilen delillerin delil sayılmayacağına dair yargıtay kararları var. Ancak yüzde 80 tespite görede hakimin ceza vermesi ceza hukuku ile bağdaşmaz. Zira hakimin suçun işlendiği yönünde yüzde yüz kanaate varması gerekir. Eğer en küçük bir şüphe varsa (yüzde 20 olasılık derin bir şüphe uyandırmaktadır.)ceza yerine beraaat kararı vermesi gerekir.
|
30-07-2011, 11:46 | #6 |
|
Konunun üzerinden epey zaman geçmiş ama ilgimi çekti.
Burada dikkatten kaçan sanırım şu: Hakim %80 şüpheyle hüküm kurmamış. Diğer delillerle suç şüphesi %100 e ulaşmış olabilir. %80 olan ses teşhisidir. Hakim, müşteki %80 ses teşhisi yaptı diye şüphesinin %80 i ni buna göre oluşturmuştur da diyemeyiz. Oluşturmuş olsa bile geri kalan %20 yi tamamlayan başka unsurlar, deliller ve kanaatler olabilir. Ses kaydı gibi kişisel verilerin kaydedilmesi örneğin eşler arasında kayıt yapılması gibi istisnai durumlar dışında her ne kadar bazı durumlarda hakkaniyete uygun görülmüyor gibi olsa da esasen kanımca doğru bir şekilde suçtur. Böyle bir delil geçerli değildir, aksi halde bozma nedenidir. Bu davayı aldınız mı? Ne aşamada ? Aldıysanız merak ettim... |
16-09-2011, 09:21 | #7 | |||||||||||||||||||
|
Karar belki onanmış belki de bozulmuştur. Ancak ne olursa olsun yerel mahkemenin hükmünün yanlış olduğu kanaatindeyim.
Konu hakkında Yargıtay Ceza Genel Kurul kararından küçük bir alıntı yapacak olursak;
Bu sebeple %80 ihtimal ile verilen mahkumiyet kararının doğru olmadığı kanaatindeyim. |
18-09-2011, 12:01 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Buna kimse itiraz edemez zaten. Bu konuda hem fikiriz. Ben iki aşağıda açıkladığım sebeplerle, kararın soruda sorulduğu gibi olduğunu düşünmüyorum sadece o kadar. |
20-09-2011, 11:47 | #9 |
|
"Şüpheden sanık yararlanır" ilkesinin bizim yargılama sisteminde teorik bilgi olmaktan öteye bir anlam ifade etmediğini, bu ilkenin istisna olarak kullanıldığını üzülerek görmekteyiz.
Ancak Zeytinn Hanımın dediği gibi, bahse konu dosyada Mahkemenin usulen de olsa % 80'lik teşhise değil, bunun yanısıra % 100'lük bir kesinliğe (!) götüren başkaca delillere de dayanmak zorunda kalmıştır. Aksi halde sadece buna dayanılarak bir hüküm tesis edilemeyeceği herkesçe bilinmektedir. |
01-11-2011, 01:57 | #10 |
|
konudan biraz geç haberdar oldum ama bana göre öncelikli soru teşhis işleminde böyle bir yol izlenmemesi öncelikli bir gereklilik.yani %80 oranında bir tespiti belirten beyana,teşhis ettiren kişi! kim ise böyle bir teşhisi bu şekilde yazıya dökmemesi gerekir diye düşünüyorum.teşhis net ve kesin teşhis ettim veya edemedim şeklinde olur,olmalı ki bu şekilde olması zaten diğer tartışma ve sorunları da ortadan kaldırır.karar veren makam oranı takdir açısından verecekse veya değerlendireceksede kendi açısından oranını belirler diye düşünüyorum.saygılar
|
09-01-2013, 23:02 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Sn. AKÇADAĞ'ın görüşlerine paralel olarak mahkumiyet kararının CMK'nın şu maddesi gereği yerinde olmadığı söylenebilir; CMK m.223/1-e : ''Yüklenen suçun sanıktarafından işlendiğinin sabit olmaması'' halinde beraat kararı verilir. Ceza muhakemesi hukukunun genel prensipleride bu hükmü doğrulamaktadır. 'şüpheden sanık yararlanır' prensibi gibi. |
26-07-2013, 20:03 | #12 |
|
Üzerinden zaman geçmiş ama konuyu canlandırayım İn dubio pro reo ilkesine girmeyi gerekli görmüyorum soruda.Çünkü dosya elimizde olmadan hakimin neye dayanarak mahkumiyet tesis ettiğini bilemeyiz.Mağdur %80 teşhis yapmış olsa bile hakim diğer delillerle fiili sanığın işlediğine %100 kanaat getirmiş olabilir.O ayrı bir konu zaten.Burda önemli olan mağdurun sesinin kaydedilmesidir.Bu kayıt işlemi elbette ki hukuka uygun bir delil olarak kabul edilemez.Ancak akademik bir tartışma olsa da hukuka aykırı delil tıpkı düşme kararında olduğu gibi sadece mahkumiyeti engeller tezi doğru kabul edilirse ve bu konuda Yargıtay Başsavcılığı olağanüstü itirazını kullanırsa bir sonuç alınabilir diye düşünüyorum.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
ceza davasında mürafaa | kağanulaş | Meslektaşların Soruları | 3 | 06-02-2009 15:23 |
Ceza Davasında Ses Kayıtları | av.buğra | Meslektaşların Soruları | 2 | 17-12-2007 11:05 |
istirdat davasının ilamını icraya koymak ceza davasının kesinleşmesi gerekir mi? | seniz | Meslektaşların Soruları | 3 | 15-10-2007 17:53 |
ceza davasında yaş tashihi | aes | Meslektaşların Soruları | 2 | 24-03-2007 02:01 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |