|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
10-03-2009, 12:00 | #1 |
|
Yazılı Delil Başlangıcının varlığı sözkonusu olursa kimin tanık'ı ile güçlendirilir?
Bilindiği üzere HUMK.292'ye göre Senetle ispat kuralının istisnası olarak "Yazılı Delil Başlangıcı" da gösterilmiştir. Bu durumda, dava konusu olayda bir yazılı delil başlangıcı varsa, bunun tanıkla güçlendirilmesi halinde kesin delil olarak kabul göreceği belirtilmektedir. Yargı kararları da bu yöndedir.
Benim sorum şudur: Yazılı Delil Başlangıcı olarak kabul edilen husus için; - Yazılı delil Başlangıcı lehine olan mı tanık dinletir ve bunu güçlendirir, - Yoksa her iki tarafın tanıkları da dinlenir mi? Uygulamada Yargı kararlarında bir yeknesaklık göremedim. Kimi Yargıtay kararlarında her iki tarafın tanıkları dinlenmelidir diyor, kimisinde -açıkça bu ifadeyi zikretmese bile neticeten- yazılı delil başlangıcı lehine olan taraf tanık dinletmelidir şeklinde hükümler kuruluyor. Kanaatime göre; yazılı delil başlangıcı lehine olanın tanıkları ile yetinilmelidir. Fakat,emin olmak için bu konuda sizlerin düşüncesini de almak istiyorum. |
10-03-2009, 12:33 | #2 |
|
Madde metni lafzi yorumla, her iki yanın tanık dinletme istemine engel olmayacak nitelikte. Yani iki taraf da tanık gösterirse (Ki yazılı delil başlangıcı lehine olan kazanmak istiyorsa zaten dinletmeli ) bence Mahkeme dinlemek durumunda.
Ama sonuç neyi değiştirir? İki taraf da tanık dinletir, iki tarafın da tanıkları tanık gösterildikleri yan lehine konuşursa, bence lehine YDB olan yan kazanır, bu seçenekte, YDB aleyhine olan yanın tanık dinletip dinletmemiş olması sonuca etkili olmaz. Ama lehine YDB olanın gösterdiği tanıklar, tanık gösterildikleri yanın aleyhine konuşurlarsa, ne olur? Bu durum bence tartışmaya değer. Seçenekler: 1-YDB lehine olan yanın tanığı kendisi aleyhine konuştu, ancak YDB aleyhine olan HİÇ TANIK DİNLETMEDİ. (Elde yalnızca YDB var, tek başına ispata yetmiyor, dava reddedilmeli.) 2-YDB lehine olanın tanığı aleyhine konuştu, karşı yanın tanığı da kendi yanının ALEYHİNE konuştu. (Yine YDB yetmiyor, tanıkları da iki yanı da haklı çıkarmıyor, yine dava reddedilmeli) 3-YDB lehine olanın tanığı aleyhine konuştu, aleyhine olanın tanığı lehe konuştu (Bu seçenekte YDB aleyhine olan yan kazanmalı.) Diye düşündüm. Saygılarımla... |
10-03-2009, 12:46 | #3 | |||||||||||||||||||||||
|
Teşekkür ederim öncelikle. Ben, şöyle düşünüyorum:Bir örnek ile olayı açıklamaya çalışayım; Kural olarak herkes kendi iddiasını ispatla yükümlüdür. Bir olayda, varsayalım davacı, davalının kendisine ait olan paranın bir kısmını uhdesinde alıkoyduğunu iddia etmiş olsun ve alacak davası açsın! Davalı da evet, aldım ancak bunu danışmanlık ücretim için, davacının oluru ve rızası ile aldım demiş olsun! ve delil olarak da, davacıya ait el yazılarının olduğu ve rızasını teyit eden, imzasız belge sunmuş olsun! Bu durumda, söz konusu belgenin yazılı delil başlangıcı olduğu hususu tartışmasız kabul görmüş ise; yazılı delil başlangıcı lehine olan davalının, bu iddiasını güçlendirmek için tanık dinletmek zorunda olduğunu kabule tmemiz doğru olmaz mı? Davacı iddiasını ispatlamıştır, ancak; davalı bu iddiayı çürütecek karşı bir iddia dile getirmiştir ve karşı iddiasını ispatlamak zorunda olan davalıdır. Davalı bu olayda tanık delili ile ve varsa başkaca ek delilleri ile yazılı delil başlangıcını güçlendirmelidir. Davacı, bu olayda niye tanık dinletsin? Kaldı ki davalı, davacının tanık dinletme talebine rıza göstermezse bu olay bakımından nasıl tanık dinletecektir? Veya örneği değiştirelim; Davacı, yazılı delil başlangıcı ile alacak iddiasını dile getirmiş olsun ve tanıkları ile bunu güçlendirip, davasını ispatlayacağını dile getirmiş olsun! Davalı, borcum yoktur demiş olsun! Ve tanıklarının beyanı ile bunu ispatlayacağı belirtsin. Davacı, karşı yanın tanık dinletme isteiğini kabul etmediğini belirtmiş olsun! BU durumda, Davacının tanığı ile beraber davalının da tanığını dinletmek mümkün olabilir mi? |
10-03-2009, 15:36 | #4 |
|
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ E. 1992/2849 K. 1993/3216 T. 6.5.1993 • ÇEKİN SÜRESİNDE İBRAZ EDİLMEMESİ • ÇEKDE ZAMANAŞIMI • YAZILI DELİL BAŞLANGICI ( Zamanaşımına uğrayan çek ) • ZAMANAŞIMI ( Çek ) 6762/m.708,730/14,644 1086/m.292 Süresinde ibraz edilmeyen veya zamanaşımına uğrayan bir çek yazılı delil başlangıcı oluşturur. Mücerret bu belgeye dayanılarak alacak davası kabul edilemez. Davacının dayandıgı çekin yazılı delil baslangıcı kabul edilerek, davacının diğer delillerinin ibraz ve ikamesine imkân tanınarak, sonucuna göre karar verilmelidir. |
10-03-2009, 15:42 | #5 |
|
T.C.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2003/3379 K. 2003/9971 T. 27.10.2003 Dava, şirket hissesi devrinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili, bakiye 1.865.000.000.-TL alacak için 21.11.2001 tarihli bono tanzim edildiğini ancak muhasebecinin sehven bononun alacaklı ve borçlusu olarak davalı Zafer Yeşiloğlu'nun ismini yazdığını, bu nedenle bonoya dayalı takibin iptal edildiğini belirterek, yazılı delil başlangıcı nedeniyle tanık dinletme talebinde bulunmuştur. Hisse devir senedi ile aynı tarihi taşıyan 21.12.2001 tarihli ( ve 26.02.2002 vadeli ) bonodaki imza davalı tarafça inkar edilmemiş, senedin davacıya niçin verildiği açıklanmamış sadece davacının iddialarını ibraname niteliğindeki resmi hisse devir sözleşmesi kuvvet ve niteliğindeki yazılı belge ile ispat etmesi gerektiği savunulmuştur. HUMK.nun 292 nci maddesine göre, bir belgenin yazılı delil başlangıcı olarak kabulü için üç şartın birlikte bulunması gereklidir. Bunların ilki, belgenin yazılı olması, İkincisi bu belgenin aleyhine ilişki ileri sürülen taraftan sâdır olması ve nihayet üçüncüsü bu belgenin ileri sürülen hukuki ilişkiyi tam olarak ispat edememekle beraber bunun vuku bulduğunu kanıtlar nitelikte olması gerekir. Dava konusu olayda, davalı vade tarihini kendi el yazısı ile yazdığını ve senedi imzaladığını açıkça inkar etmediğinden, yukarıda sayılan şartları taşıyan bu belgenin davacı lehine yazılı delil başlangıcı sayılması gerektiği ve o nedenle davacının iddiasını bu belgeyle birlikte tanık beyanlarıyla ispat edebileceği, senede karşı ileri sürülen iddianın ispatı için aynı çeşit ve kuvvette belge sunulmasına gerek olmadığı gözetilmeden, mahkemece yazılı gerekçelerle davacının tanık dinletme talebinin reddedilmesi doğru görülmemiştir. |
10-03-2009, 15:43 | #6 |
|
Saim beyle aynı fikirde olmamak için ben bir şey yazmayayım en iyisi.
|
10-03-2009, 15:46 | #7 |
|
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ E. 1991/9616 K. 1992/880 T. 4.2.1992 ÖZET : Türk ticaret kanunu hükümlerine göre bonolarda veriliş sebebi hakkında bir kayıt bulunması zorunluluğu yoktur. Ancak taraflar aralarındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre bu yolda bonoya kayıt koyabilirler. davaya konu bonoda ise mal karşılığı anlamında "malen" kaydı bulunmaktadır. Davalı senetteki malen kaydının gerçeği yansıtmadığı, aslında senedin hizmet karşılığı olarak düzenlendiğini ve hizmetinde tanziminden evvel ifa edildiğini savunmak suretiyle senetteki malen kaydını tahlil etmiştir. Bu durumda senedin ifa edilen hizmet karşılığında düzenlendiğini davalının ispat etmesi gerekir ve ispat külfeti yer değiştirmiştir. Davacının imzasını ihtiva eden, ancak hangi sebepten borçlu olduğunu göstermeyen bu belge bir yazılı delil başlangıcı sayılacağından davalı savunmasını şahit dahil her türlü delille ispat edebilir. |
12-03-2009, 08:18 | #8 |
|
Kanaatimce yazılı delil başlangıcı artı tanık, yazılı delil değildir. Sadece yasa, yazılı delil başlangıcının varlığı durumunda tanık deliline başvurma imkanı getirmiştir. Yani yazılı delil başlangıcı yazılı delille ispat kuralının istisnasıdır.
Eğer bir hukuki işlemin varlığı tanıkla ispat edilir diyorsanız aslında şunu da diyorsunuz: Aksi de tanıkla ispat edilir. |
12-03-2009, 09:55 | #9 | |||||||||||||||||||
|
Yepyeni bir içtihat versek?
|
12-03-2009, 09:59 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Düşünce tarzınız aslında doğruya işaret ediyor. Fakat, takdir edersiniz ki, yazılı delil başlangıcı, sadece tanıkla güçlendirilmez. Ek delillerle, başka bir ifade ile takdiri delillerle de olsa güçlendirilmesi gerekir. Bu bağlamda, yazılı delil başlangıcının örnek olarak, "bilirkişi raporu" ile desteklenmesi de yeterli olabilir. Bu arada Sayın Koray, Soru hakkındaki düşüncenizi alabilir miyim? Sizin bu konudaki fikriniz benim için önemlidir. |
12-03-2009, 11:59 | #11 |
|
Yazılı delil başlangıcı, dava konusunun tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte; bunun var olduğunu gösteren belgelerdir.
Başka bir deyişle, senet (yazılı delil) gücüne sahip olmamakla birlikte, başka kanıtlarla desteklendiği takdirde hukuksal ilişkinin varlığı ya da yokluğu hakkında ispat aracı olabilen belgelerdir. Sözgelimi borçlunun eliyle yazılmış; fakat imzalanmamış mektup; makine ile yazılmış ve borçlunun eliyle yazılı adını ve soyadını taşıyan imzasız yazı, borçlunun mal beyannamesinde yazdığı borçları ile ilgili yazı, yazılı kanıt başlangıcı sayılır. Bir kimsenin vergi beyannamesindeki veya mal beyanındaki gelirleri, borçları ile ilgili yazılar kendi aleyhine yazılı delil başlangıcı sayılır. Senetle ispatı gereken bir hukuksal işlem hakkında yazılı kanıt başlangıcı varsa, o işlem, tanık da dinlenerek ispatlanabilir. Yazılı kanıt başlangıcı, takdiri bir kanıt olup, tarafın iddiasını tanık dinleterek ispat edebilmesi olanağını vermektedir. Hakim, hem yazılı delil başlangıcını hem de dinlenen tanık veya diğer takdiri kanıtları serbestçe değerlendirerek bir karar verecektir. Zamanaşımına uğramış olan bonolar veya çekler, asıl borç ilişkisine dayanılarak BK.m.125'teki 10 yıl içinde açılan alacak davasında, yazılı delil başlangıcı sayılır. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, zamanaşımına uğramış çeklerde ciro yoksa, bunların keşideci ile hamil arasındaki temel ilişki için yazılı kanıt başlangıcı sayılacağı ve temel ilişkiden kaynaklanan alacağın tanıkla kanıtlanabileceği buna karşılık, cirolu çeklerin taraflar arasındaki temel ilişki için yazılı kanıt başlangıcı sayılmayacağı kabul edilmektedir (11. HD., 01.03.1999, 1998/9597, 1999/1673). Bir belgenin yazılı kanıt başlangıcı olabilmesi için üç koşulun bir arada bulunması gerekir (HUMK.m.292): 1. Yazılı bir belge, 2. Aleyhine ileri sürülen tarafça verilmiş olması, 3. Tam ispat sağlamasa da hukuki işlemin vukuuna delalet etmesi. Yazılı kanıt başlangıcının bulunduğu durumlarda hukuksal işlemlerin senetle ispat zorunluluğu kalkmaktadır. Bunun yerine, yazılı kanıt başlangıcı ile birlikte tanık veya diğer takdiri kanıtlarla iddianın ispatına çalışılır. 14. HD., 12.03.2002, 687/1773: "5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına, göre inanç sözleşmelerinin varlığının yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. işte bu yazılı delilin düzenlenmesinde, tarafların getirecekleri imzalı belgeler ya da en azından olayın tamamen ispatına kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet edebilecek bir yazılı delil başlangıcı olmalıdır. Banka havale dekontları da anılan belgelerden olmadığından davacı iddiasını yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır. Bu durumda; davacı delil listesinde sair delillere de dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacı tarafa davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir." |
12-03-2009, 13:56 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Üstadım, Kanaatimce, diğer takdiri delillerle ispatı mümkün olan durumlardan farkı olmadığını düşünüyorum. Yani Ferda Hanım'ın dediği gibi her iki tarafında gösterceği tanıklar sizin bahsettiğiniz durumda dinlenmelidir, diye düşünüyorum. Yazılı delil başlangıcı adı üzerinde yazılı delil değil; ve tüm delillerle ispatı mümkündür. Bu şu demek: Yazılı delil başlangıcının ve işaret ettiği hususun aksi de tüm delillerle ispatlanabilir. Sayın Aladağ tarafından sunulan içtihatta ise farklı bir durum var. Dvacı davasını ispatlamış ve Orada ispat yükü artık davalıda. Davalı (ödeme) iddiasını kesin delillerle ispat etmek zorunda. |
12-03-2009, 16:10 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Hukukdoktoru, Açıklamalarınız için teşekkür ederim. Benim sorum hakkındaki düşüncelerinizi de alabilir miyim? Lehine "Yazılı delil başlangıcı" olanın tanıkları mı dinlenir, yoksa iki tarafın tanıkları da dinlenir mi? |
12-03-2009, 16:41 | #14 |
|
HUMK.m.292: "Senetle ispatı lazımgelen hususlarda tahriri bir mukaddimei beyyine mevcut olursa şahit istimaı caizdir. Mukaddimei beyyine müddeabihin tamamen sübutuna kafi olmamakla beraber bunun vukuuna delalet eden ve aleyhine ibraz edilmiş olan taraf canibinden verilen evrak ve vesaiktir".
Çok emin olmamakla birlikte iki tarafın tanıklarının da dinlenebileceğini düşünüyorum. |
12-03-2009, 16:44 | #15 | |||||||||||||||||||
|
Doğru bir bakış açısı. |
12-03-2009, 16:45 | #16 |
|
Sayın Şehper Hanım'a, Sayın Aladağ'a, Sayın Koray'a ve Sayın hukukdoktoruna değerli görüşleri için teşekkür ediyorum.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
yazılı sözleşme olmayan adi ortaklığı varlığı tanıkla ısbat edilebilir mi? | turgaygoller | Meslektaşların Soruları | 4 | 09-02-2021 15:38 |
Zamanaşımına Uğramış Hamiline Yazılı Çekte Yazılı Delil Başlangıcı Sorunu | ad-hoc | Meslektaşların Soruları | 4 | 19-08-2008 15:27 |
Bono-Yazılı delil Başlangıcı | Kemosabe | Meslektaşların Soruları | 5 | 28-02-2008 17:38 |
cd yazılı delil başlangıcı kabul edilebilirmi? | Av.mdogan | Meslektaşların Soruları | 8 | 29-12-2006 16:02 |
yazılı delil başlangıcı | Av.mdogan | Meslektaşların Soruları | 2 | 12-10-2006 23:06 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |