|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
12-09-2009, 11:21 | #1 |
|
Kadastrodan Sonraki Sebepler ,Hak Düşürücü Süre
Dava konusu taşınmazlar üzerinde 1961 yılında kadastro çalışmaları yapılmış ve müvekkilin muris babası adına tespit yapılmıştır. .Daha sonra baba 1968 yılında vefat etmiştir. Mirasçılar 8 adet taşınmazı kendi aralarında yapmış oldukları yazılı rızai taksim sözleşmesi ile 1969 yılında paylaşmışlardır. Buna göre 4 taşınmaz müvekkile ,4 taşınmaz ise müvekkilin kardeşine kalmıştır. Taraflar uzun yıllar taşınmazı bu şekilde kullanmışlardır. Ancak müvekkilin kardeşi vefat edince mirasçıları taşınmazın tapuda kök muris üzerinde görünüyor olması nedeni ile hak talep etmektedirler. Müvekkil kendine düşen 4 taşınmazı 40 senedir kullanmaktadır. Tapu iptali tescil davası acacak olursak 10 yıllık hak düşürücü süre engeline takılırmıyız?Kadastrodan sonra taksim yapıldığı için bu kadastrodan sonraki sebep kabul edilebilir mi?
|
12-09-2009, 19:04 | #2 |
|
Kadastro Kanunundaki 10 yıllık hak düşürücü süre, kadastro tespitinden ÖNCEKİ bir hukuki sebebe dayanılması halinde geçerlidir. Mirasçılar, kadastro tespitinden sonra, murisin vefatından da sonra aralarında YAZILI taksim sözleşmesi yapmışlardır. Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Fiili kullanıma yönelik taksim sözleşmesi uyarınca 40 yıldır taşınmazın kullanılageldiği de sabit ise , aksi iddia iyiniyet kuralı ile de bağdaşmamaktadır. Ancak burada, kadastrodan önceki hukuki sebep (taksim sözleşmesi) olarak kabulü ile hak düşürücü sürenin dolduğu iddiasıyla değil fakat, tapulu taşınmazlarda mülkiyet devrinin resmi şekilde yapılacağına dair iddiayla karşılaşmanız daha olası görünüyor.
|
14-09-2009, 14:21 | #3 |
|
Baba vefat edince, 1968 yılında taraflar aralarındamı taksim yapmışlar, yoksa, tapuda intikal ve takism yapmışlarmı, şu an taşınmazlar tapuda kimin adına?
şayet kök murisin ölümü ile ,taşınmazlar kendi aralarında taksim etmişler ise, ve taşınmazlar halen, baba adına kayıtlı ise, dava açılabilir, kadastro kanunu 13. madde burda uygulanmaz. vefattan sonra taşınmazlar, rızai taksimle aralarında taksim edilmiş ise, ve bu taksim sözleşmesi yazılı ise,taşınmazlar fiili olarakta takisim sözleşmesinde bilirtildiği gibi kullanılmışsa mahkeme bunu dikkate alcaktır.. |
14-09-2009, 14:28 | #4 |
|
Her ne kedar taşınmazlar için tescil ilkesi geçerli de olsa, M.K.md.676 size bir açılım sağlamaz mı...
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
muvazaa ve hak düşürücü süre | av.bengü bulut | Meslektaşların Soruları | 12 | 21-10-2020 17:13 |
basın yasası madde 14teki 15 günlük süre hak düşürücü süre midir? | Av.HandeSahici | Meslektaşların Soruları | 2 | 08-05-2009 15:58 |
hak düşürücü süre | avhalit | Meslektaşların Soruları | 6 | 20-03-2007 11:02 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |